Mumcu unutulmadı

Eğitim İş Denizli Şubesi’nin Baro Sosyal Tesisleri’nde düzenlediği etkinliğe sendika üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Eğitim İş Denizli Şubesi Başkanı Kadem Özbay, “Bizler Uğur Mumcu’yu bundan 22 yıl önce belki uğurladık. Biz Uğur Mumcu’nun bedenini uğurladık. Uğur Mumcu’nun fikirleri bugün bende sizde ve sizlerin çocuklarında sonsuza kadar yaşayacaktır. Gerici iktidarlar faşist diktatörlerin hedeflerini hep düşünen insanlarız. Hep soran, sorgulayan insanlarız. Hep fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olan insanlarız. Adında adalet olanların adaletsizliğine rağmen dillerinde demokrasi olanların teokratik kafalarına rağmen bizler toplumu aydınlatmaya hazırız” dedi.

Eğitim İş üyesi öğretmenler Giray Aydıner, Hasan Şayan, Gülnur Tuğal, Ozan Çiftoğlu günün anısına dair şiirler okudu. Daha sonra ise Tuncay Özkan’ın Eğitim İş üyelerine gönderdiği video mesaj izlendi.

Ardından Gazeteci Sedat Kurt, Seval Uysal ve Metin Eltaş, “Uğur Mumcu ve basın şehitleri, özgür basının önündeki engeller, yerel medya ve sorunları” konulu söyleşide katılımcılarla buluştu.

“BASIN TARİHİ, SANSÜRÜN TARİHİDİR”
Gazeteci Seval Uysal, Mumcu’nun ölüm yıldönümünün basın üzerindeki baskıların dile getirilmesi için vesile olduğunu belirterek, “Çünkü bugünlerde gazeteciler akıl almaz sıkıntılar yaşıyorlar. Ben çok uzaklara da gitmek istemiyorum. Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü günden bugüne elbette 22 yıl öncesi basın tarihi açıcından sansür açısından bir milat değildir ama en doğru dönemdir. 1990-2000 yılları arası 42 gazeteci öldürüldü ve dünya genelinde gazetecileri hapse atan ülkelerin başındayız. O günden bugüne gazeteciliği susturmak için ya öldürdüler ya da hapse attılar. Ya teröre kurban gittiler ya da terör mensubu oldular. Basın tarihi, sansürün tarihidir aslında” dedi.

“EKONOMİK SIKINTILAR OTO-SANSÜRDÜR”
Denizlihaber Genel Müdürü Gazeteci Sedat Kurt da, sansürün yanı sıra ekonomik sıkıntı yaşayan basın kuruluşlarının oto-sansür ile kendi kendilerini sansürlediği bir dönemin yaşandığını belirterek, “Artık günümüz inanılmaz derecede bilginin çok hızla ve nerdeyse sınır tanımadan ulaştığı bir dönem geçiriyoruz. Artık herkes istediği bilgiye çok kolay ulaşabiliyor. Bu rahatlık bu teknolojik gelişmede ister istemez basından beklentiyi ön plana çıkarıyor. Herşey anında öğrenelim istiyoruz, içinde tüm detaylar eksiksiz bir şekilde bize ulaştırılsın istiyoruz, hatta fotoğraf görüntü varsa mutlaka o da eklensin istiyoruz. Okurların bizden beklentilerini karşılamak için bir organizasyon gerekli bu organizasyon için ekipman, bu ekipman için de finansman gerekli. Oto-sansür bir gazetenin ekonomik gücü ile doğru orantılıdır. Eğer gazeteler belli bir ekonomik güce sahip değillerse o gazeteler ciddi zorluklar yaşayabilir. O gazeteciler de daha cesur habercilik yapamayabiliyor. Bilgi size daha güvenli daha detaylı ulaşamayabilir. Bu yüzden sizden tek ricam bir büfenin önünden geçerken bir gazete almanız. Böylelikle sizden gelen güçle basın daha özgür ve daha net bilgilerle sizi aydınlatabilir ve hakkınızı koruyabilir” dedi.

“GAZETECİ CİNAYETLERİ DEVAM EDECEK”
Bugüne kadar 61 gazetecinin şehit olduğunu söyleyen Gazeteci Metin Eltaş da, “Fikir karşısına fikir ile çıkılmıyor. Gazeteci cinayetlerin duracağını düşünmüyorum. Ama asıl problem ekonomik özgürlük. Sizler bizlere destek verirseniz özgürce hiçbir sıkıntıya düşmeden doğru bilgiyi en net şekilde sizlere ulaştırabiliriz. Ancak ekonomik sıkıntı yaşayan bir medyadan net, açık ve cesurca bir girişim beklemeyin” diye konuştu.