BAŞKANLIK SİSTEMİ
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Başkanlık” sistemi konusundaki Başbuğ Alparslan Türkeş’in ve Ülkücülerin el kitabı 9 Işık Doktrininden alıntı yaparak Milliyetçi kesime atıfta bulunması ile, bu konuda araştırma yaparken, değerli büyüğüm, MHP milletvekili aday adaylarından Nebi Çubukcu ile sohbet ettik. Bana aşağıdaki yazıyı göndermiş. Bende siz değerli okuyucularımla bu makaleyi paylaşmak istedim. “Referandumun ardından Sn.Başbakan “Türkiye başkanlık sistemine geçebilir, fakat olmazsa olmazımız değildir”…
/ DENİZLİHABER / 16 Mayıs 2012 Çarşamba, 13:14
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Başkanlık” sistemi konusundaki Başbuğ Alparslan Türkeş’in ve Ülkücülerin el kitabı 9 Işık Doktrininden alıntı yaparak Milliyetçi kesime atıfta bulunması ile, bu konuda araştırma yaparken, değerli büyüğüm, MHP milletvekili aday adaylarından Nebi Çubukcu ile sohbet ettik.
Bana aşağıdaki yazıyı göndermiş. Bende siz değerli okuyucularımla bu makaleyi paylaşmak istedim.
“Referandumun ardından Sn.Başbakan “Türkiye başkanlık sistemine geçebilir, fakat olmazsa olmazımız değildir” şeklinde kamuoyuna görüşlerini aktarınca konu tartışılmaya başlandı. Bugün de aynı düşüncesini yeni anayasa yazımı noktasında tekrarladı.
Bugün başkanlık sisteminin en ateşli savunucusu olan AKP milletvekili sayın Burhan Kuzu öğretim üyeliği döneminde, başkanlık sistemini savunan merhum Menderes ve merhum Özal için ‘Padişah ve diktatör’ benzetmesi yapmıştı. Sayın başbakan da başkanlık sistemi için ‘ bu sistem Amerikan emperyalizminin tavsiyesi’ dir şeklinde yorumlamıştı. Ne oldu da sayın Başbakanın görüşleri değişti?
Sayın Başbakan Başbuğ Alparslan Türkeş’in 9 ışık adlı eserinde de başkanlık sistemini savunduğunu ifade etti. Ancak sayın Başbakana bu bilgiyi veren danışmanların sayın Başbuğun bu sistemle ilgili olarak Türkiye’nin üniter yapısını, ülkenin bölünmez bütünlüğünü zara vereceğini, bölücü unsurların bu sistemin içinde daha fazla gelişme imkanı bulacağı için seksenli yıllarda bu görüşünden vazgeçtiğini müteakip defalar ifade etmiştir. Benim de içinde bulunduğum rahmetli genel sekreter yardımcısı Onural Şeref Bozkurt başkanlığında oluşturulan komisyonda yapılan çalışma sonucunda, başkanlık sisteminin Türkiye şartlarına uygun olmadığı rapor halinde Başbuğ’a takdim edilmiştir. Halbuki sayın Başbakan Başbuğ’un milletvekili olan iki evladından bilgi alsa idi bu talihsiz açıklamayı yapma hatasına düşmezdi. Biz de bu vesile ile başkanlık sistemini olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirelim.
ABD’de öğretim üyeliği yapmış Prof. Dr. İlter Turan’ın başkanlık sistemi ile ilgili değerlendirmerlerine bakalım.
Soru;
-Başkanlık sistemi tek adam diktatörlüğü müdür?
-ABD kongresi nasıl başkana karşı güçlü?
-Başkanlık sistemi olursa anayasa mahkemesini kim atayacak?
-Başkanlık sistemi Sayın Başbakanın dediği gibi gerçekten ideal bir sistem mi?
Bu soruların cevapları ise;
-Hükümet tek başına iktidar, parlamentoya istediğini yaptırıyor, istikrarsızlık yok. Bu ihtiyaç nereden çıktı? Bu talepler yöneticilerin kişisel özlemi mi?
-Sistemler kişisel ihtiyaçlara göre şekillendirilemez,
-Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı daha mı iyi işler?
-Mevcut sistemde kuvvetler ayrılığı güçlendirilmeli. Başkanlık sisteminin her problemi çözeceği de düşünülmemelidir. Milletvekili seçimi genel başkanların takdirine bağlı olan bir sistemde bakanların milletvekilliği düşürülebilir bu şekilde de başkanlık sistemine gerek kalmadan, parlementer sistemin daha sağlıklı çalışması sağlanır.
-ABD de federal sistem var, federal yapısız başkanlık sistemi olabilir mi?
-Başkanlık sistemi teknik olarak federal yapıyı gerektirmez. Federal yapıda başkanlık sistemi bugüne kadar ABD’de başarı sağladı. Federal sistem, başkanlık sisteminin sakıncalarını ortadan kısmen kaldırıyor. Başkanlık sisteminde güç bir tek şahısta toplanıyor. Hükümet yetkilerinin bir kısmı eyaletlere veriliyor. Bu durumda merkezi hükümetin kontrol alanı daralıyor. ABD Başkanı üniverstelere rektör atamaz, rektör atama yetkisi eyalet valisine aittir. Polis ve kolluk kuvvetlerini de eyalet valisi atar.
-Başkanlık sistemi Latin Amerika da diktatörlükle sonuçlandı. Başkanlık sistemi diktatörlükler için elverişli bir sistemdir. Özellikle otoriterleşme eğilimi olan yerlerde diktatörlük için uygun bir kılıftır
-Başkanı kongre nasıl denetliyor? Kongre iki yapılı, temsilciler meclisi ve senato. İkisi de yasama organı ikiside başkanı denetler. Bakanlar ve üst yargı organlarını başkan atar, senato onaylar.
-Senato onayı gerektiren atamalar:
Bakanlar, Büyükelçiler, yargıçlar, bağımsız komisyon başkanları, FBI, CIA, devlet kurumları ve merkez bankası başkanı, anayasa mahkemesi üyeleri.
-Kongre gücü nereden alıyor?
Senato 6 yıl, temsilciler meclisi üyeleri 2 yıl için seçilir. Senato ve temsilciler meclisi aday belirlemerinde başkanın hiçbir rolü yoktur. Her aday kendi eyaletinden kendi gücü ile seçilir. Bu seçim sistemi de kongreyi başkana karşı güçlü kılar.
Atamalarda senato onayı şartsa ABD Başkanı neden güçlü? Başkan kongreden izin almadan atama yapabilir mi?
Başkan kanun teklifi hazırlar, uluslararası sözleşmeleri kongreden geçirmek zorundadır. Gümrük ve ticari kanunları başkan düzenliyebilir.
-Yargıçları halk mı seçer? Eyaletlere göre değişir.
-Başkanlık neden 2 partili sistemi çağrıştırıyor?
Bazen daha fazla parti vardır ancak bunların koalisyonları söz konusu olabilir. Sistemin işleyişinde 2 partiyi korur bir durumu vardır.
Başkanlık Sisteminin özellikleri;
-Başkan yasa tasarısı sunamıyor
-Başkanın yasama kararına veto hakkı var.
-Bir üst kurulda bu veto kararını reddedebilir.
-Yürütme organı kişiler üstü kurumdur.
-Bakanlar kurulu Başkanın siyasetine göre hareket eder.
-Başkan mahkemelere karışamaz, hakimlere emir yetkisi yoktur
Başkanlık Sisteminin Sakıncaları;
-Otoriter sisteme dönüşebilir,demokratik olmayan bir sistemi yaratma riski yüksektir.
-Güçler ayrılığı devletin değişik organları arasında istenmeyen tıkanıklıklara neden olabilir.
-Başkanın görev süresi dolmadan uzaklaştırılması oldukça zordur.
-Yasama organı iki meclisten oluşur, fakat hiç bir koşulda yasama yürütmeyi fesh edemez. Gensoru veremez güvensizlikle hükümet düşüremez.
-Ülke genelde eyaletlere ayrılır valiler seçimle gelir, başkan yetkisine sahiptir—
-Her eyaletin ayrı senatosu vardır. Etnik yapıların zayıf olduğu ülkelerde büyük risk taşır. Kararlar bakanlar kurulu tarafıdann değil başkan tarafından alınır.
-Başkan kabine üyelerini, orduyu, herhangi bir çalışanı, devlet memurlarını, doğrudan yönetme yetkisine sahip olur.
Başkanlık sisteminin avantajları
-Başkan doğrudan halk tarafından seçildiği için Başkanın anayasal gücünü arttırır.
-Güçler ayrılığı Başkanlık sistemi ile birlikte Başkanlık ve yasama organı ayrılır, bu şekilde de bu 2 kurum birbirini denetler.
-Güçlü bir başkanla hızlı karar alınabilir.
-Başkanın görevden alınma ihtimali çok az olduğu için istikrar sağlanmış olur.
Yukarıda ki değerlendirmeler ışığında başkanlık ile 38 ülke yönetilmektedir. Başkanlık sistemini en iyi işleten ülke ABD’dir. Diğer ülkelerin çoğu otoriter şekle dönüşmüş durumdadır. Bizim gibi etnik yapının kaşımaya müsait olduğu ayrılıkçı hareketlerin olduğu ülkede başkanlık sistemi ülkenin bölünmesine kadar gidebilir. Bu konular için akademik çevrelerde bilimsel çalışma yapılabilir. Ancak siyasetçilerin şuur altı düşüncelerinin ne olduğunu bilemediğimiz için bu tür hemen sistem değişikliği söylemlerine kapılıp geleceğimizi karartmamalıyız.
Son söz olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin içinde demokratik özerklik, ikinci bayrak, iki dilde eğitim taleplerinin konuşulduğu ortamda devleti riske sokacak, milleti bölecek davranış ve görüşlerden uzak durulmalıdır. Dileğimiz kesintisiz demokrasi olmalı, fakat savunmasız demokrasi değil. İstismar edilen bir demokrasi varsa orada kaos, kavga ve bölünme tehlikesi vardır. Bizim 600 yıllık Osmanlı’dan gelen padişahlık geleneğimiz var, bizim başkanlık sistemine geçmemizin sakıncası yok denilerek yapılan tek taraflı medya yayınlarına kanarak geleceğimizin karartılmasına müsaade etmemeliyiz.”