REKLAMI GEÇ

Bir Acil Vaka!!! (1)

Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ başta olmak üzere, sağlık sektöründeki insanlar, AKP iktidarından önceki dönemlerde insanların hastanelerde rehin kalmalarını, gerekli ihtimamın gösterilmediğini, kendi dönemlerinde ise bu tür vakaların olmadığını ve azami gayret gösterdiklerini söyler dururlar. Doğrudur. Bu dönemde hastanelerde basına sızan herhangi bir rehin kalma olayı olmamış gibi gözüküyor. Tabi ört bast edilen bu tür vaklar varsa, bilemem. Ama gönlüm olmamasından yana.. Lakin, geçtiğimiz…

/ DENİZLİHABER / 12 Kasım 2009 Perşembe, 16:23

Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ başta olmak üzere, sağlık sektöründeki insanlar, AKP iktidarından önceki dönemlerde insanların hastanelerde rehin kalmalarını, gerekli ihtimamın gösterilmediğini, kendi dönemlerinde ise bu tür vakaların olmadığını ve azami gayret gösterdiklerini söyler dururlar.
Doğrudur.
Bu dönemde hastanelerde basına sızan herhangi bir rehin kalma olayı olmamış gibi gözüküyor. Tabi ört bast edilen bu tür vaklar varsa, bilemem.
Ama gönlüm olmamasından yana..
Lakin, geçtiğimiz günlerde gittiğim Acil Servis tam bir keşmekeşlik içinde.
Oturdum ve saatlerce baktım Acil Servisin işleyişine…
İçim burkuldu.
Zaman zaman yaşanan olaylar yüzünden kendimi zor tuttuğum anlar oldu.
Ama dedim ya, sadece izliyorum. O’nun için oradaki çaresiz insanlara yardımcı olamadım. Olamazdım da zaten.
Çünkü -bana göre- özel güvenlikçilerin “astığım astık. Kestiğim kestik” cinsinden olan hareketleri; zaten hasta olan insanları ikinci kez ve daha beter hasta ediyor.
Sanırım geceleyin saat 20.00’den sonra hastaneyi denetleyen sorumluların olmayışı, buradaki bazı güvenlikçi ve diğer sorumlu konumundaki görevlilerin fikirlerinde değişiklik yapıyor.
O saatlerde hastanenin tek amiri konumuna gelen bu kendini bilmez insanlar, hastalara ve yakınlarına çile çektirmeye devam ediyorlar.
Üç gün boyunca aynı teranayı izledim…
İlk gün, bir arkadaşıma serum taktırmak için acil servise gittik.
Önceden doktorla randevumuz olduğundan, rahatça serumu taktırır ve sonrasında gazeteye görevimizin başına döneriz diye düşündüm.
Acil Servis’in kapısından içire girdik. Kaydımızı yaptırdık. Sonrasın da içeri girmek için güvenlikçilerin sıkı çember içine aldıkları kapıya vardığımızda; Kapıdaki görevli arkadaşımı yukarıdan aşağı süzdü..
-Neyin var?
Arkadaşım;
– Serum taktırmaya geldim. Doktor ile randevum var.
– Tamam, kayıt fişinizi verin. Sıraya geçin. Ben sıranız geldiğinde size haber vereceğim.
– Doktor ile randevum var. Serum taktıracağım. Beni bekliyor.
– Bu kadar insan da doktor bekliyor.
Haklıydı Güvenlikçi.
Bunca insan gecenin yarısında oraya geldiyse elbette onlar da doktorları bekliyordu. Biz de oturduk bir kenara doktor bekliyoruz.
Bu arada dikkatimi çekti. Güvenlikçilerin tanıdıkları geldi mi, beklemiyordu kapıda. Onlara kapılar ardına kadar açılıyordu.
Neyse..
Bize sıra geldi ve arkadaşım içeri girdi.
Ben yine beklemedeyim. İnsanların çaresizliklerini izliyorum.
Derken, 45-50 yaşlarında bir kadın getirdiler. İki büklüm olmuş zavallım.
Kaydını yaptırmışlar belli ki, hemen kayıt fişini tutuşturdular güvenlikçilerin eline…
Güvenlikçe yine onları sıraya aldı ve beklemelerini söyledi. Ama yanındaki genç refakatçı güvenlikçi ile birşeyler konuştu. Tam konuştuklarını bilemiyorum. Ancak sanırım kadının durumunun tam bir aciliyet gerektirdiğini söyledi.
Ama nafile..
Emir alan güvenlikçi onları da içeri almadı.
Ancak kadının karın boşluğunu tutması, yüzündeki acı ifadesi durumunun oldukça kötü olduğunu gösteriyordu. Yanındaki çaresiz genç, aldı kadını ve diğer tarafa doğru götürdü. 5 dakika sonra doktor olduğunu sandığım birisi kapıdaki güvenlikçiye bağırdı;
-Siz bu kadını neden içeri almıyorsunuz? Kadın çarpıntım var diyor. Belli ki durumu kötü. Burada kriz mi geçirteceksiniz. Açın şu kapıyı…
Güvenlikçi çaresiz açtı kapıyı ve kadıncağız ağlayarak içeri girdi.
Sonra bir başka genç kız geldi. İçeri girecek. Kayıt fişini verdi.
O’na da diğerlerine sorulduğu gibi “neyin var” dediler ve karnını tutarak ağlayan genç kızı oturttular.
Ama dikkat ettim, o danışmada bir tane sağlıktan anlayan insan yoktu.
Bütün hastalar ve yakınları özel güvenlikçilerin insafına bırakılmıştı.
İlk günkü izlenimlerim böyle geçti..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı