REKLAMI GEÇ

HADİ DURDURUN BAKALIM…

Biz Gazeteciler, yazın sıcağı, kışın soğuğu demeden 365 günün her saati toplumun bilgilendirilmesi, sağlıklı haber alabilmesi için basın organlarımızda gecemizi gündüzümüze katarız. Öyle ki, bazılarının dediği gibi, “Çok çalışırsan, madalya mı takacaklar?” sözü, bizim için acı bir tebessüm olarak hep bir köşede kalır. “Eskiden” Devlet memurları için söylenen “salla başı, al maaşı” zihniyeti, bizim için geçerli değildir. Ve, hayatın hemen hemen her zerresinde basın…

/ DENİZLİHABER / 12 Eylül 2012 Çarşamba, 15:59

Biz Gazeteciler, yazın sıcağı, kışın soğuğu demeden 365 günün her saati toplumun bilgilendirilmesi, sağlıklı haber alabilmesi için basın organlarımızda gecemizi gündüzümüze katarız. Öyle ki, bazılarının dediği gibi, “Çok çalışırsan, madalya mı takacaklar?” sözü, bizim için acı bir tebessüm olarak hep bir köşede kalır.

“Eskiden” Devlet memurları için söylenen “salla başı, al maaşı” zihniyeti, bizim için geçerli değildir. Ve, hayatın hemen hemen her zerresinde basın mensubu olmanın katkıları vardır. Bu yüzdendir ki, basın mensubu kişiler, mesleklerinin dışında da yaptıkları her meslekte başarılı olmuşlardır.

İsterseniz şöyle bir bakın etrafınıza… Siyaset, Milletvekili, danışmanlık, uzmanlık gibi toplumun her kesimini ilgilendiren köşe başlarında basın mensuplarını görürsünüz.

İşte, AKP’lilerin “Güçlü bir muhalefet yok” diyerek, hem ortalığı boş buldukları, hem de siyasetin uç noktasında kendi kendilerine siyaset yaptıkları şu karışık dönemlerde; CHP Merkez İlçe Başkanlığını yürüten değerli arkadaşımız Ömer Yurtseven, adeta tek başına bir siyaset ordusu gibi, bir avuç kendisi gibi inanmış siyasetçi arkadaşı ile, Denizli siyasetine renk getiriyor. Bazılarının küçümsemek için “merdiven altı siyaset yapıyor” söyleminde bulunduğu Yurtseven, küçük dahi olsa, Denizli’yi ilgilendiren konularda ses getiren dosyalar ile adeta AKP’nin korkulu rüyası olmaya başladı.

Hatırlarmısınız bilmem; genel seçimler zamanında Başbakan’ın ilimiz merkezine gelmesini, Valilik önüne astığı dev pankart ile adeta engelledi. Yine, Denizli Belediyesi bilbordlarındaki Zeybekci afişlerini yaptığı siyasi çalışmalar ile kaldırttı. Belediye otobüslerinde Nihat Zeybekci’nin -halen belediye başkanı imiş gibi- asılı duran afişleri yargı kararı ile kaldırttı. BELTAŞ görevlileri üzerinde bazı firmalara ait reklamlar vardı. Onların kaldırılmasını sağladı. Sayın Zeybekci, Milletvekili adayı iken Belediye tarafından hazırlanan kitapçıkları dağıtmıştı, onlar açıklandı. Yine Zeybekci’nin, Belediye başkanlığı döneminde tazminat davasını kaybedince bedelini belediye kasasından çıkmasının mahkeme kayıtlarını buldu.

Kısacası, yaptığı basın açıklamaları ile AKP’lilerin Zeybekci başta olmak üzere kurmaylarının adeta elini kolunu bağladı. Ve hala bu konuda dosyalar açmayı sürdürüyor.

CHP merkez ilçe son siyasi çalışmaları ile Türkiye’ye örnek olacak Denizli modeli diye bir proje başlattı.
Bu projeye göre, mahallelerde sandıklar kurulacak ve orada seçmenler oy kullanarak 10’ar kişilik Mahalle yönetimini seçecekler. Bu yönetimler kendi bölgesindeki gençlik, kadın kolları gibi örgütlenmeyi sağlayarak geniş yelpazeli bir yönetimle, mahallenin sorunları ilk ağızlardan öğrenilecek ve ona göre çözüm projeleri üretilecek. Böylece, Denizli’nin sorunlarını hangi proje ile çözülecek ise, uzmanları ile çözülecek. Bu proje şu anda devam ediyor.

Yine, 165 bin emekli ye bir bir ulaşılacak. CHP politikaları anlatılacak. Yine Üniversite gençlik kulübü kuruldu. Şu anda öğrencilere yönelik etkin çalışma yapılıyor.

Anlayacağınız, Merkez ilçe Kongresinde dediği gibi, “Denizli Büyükşehir’i CHP alacak” hayaline adım adım yaklaşıyor. Başkan Yurtseven, son olarak ta, Belediye Başkan adaylarının İl yönetimi ile koordineli çalışmalar sonucunda önümüzde Kasım veya Aralık aylarında açıklanacağı söyledi.
Hiçbir kimse, Ömer Yurtseven konusunda yazdığım bu yazıyı yadırgamasın. Çünkü siyasi görüşlerimiz uymasa da, O bizim içimizden çıkan başarılı bir arkadaşımız olduğundan destek veriyorum. Aynı konumda bir başka arkadaşımız olsaydı, ona da destek verirdim. Çünkü bu başarı, birileri tarafından küçümsenen, aşağılanan basın mensubu insanların, fırsat verildiğinde neler yapabileceğinin en iyi göstergesi Ömer Yurtseven’dir.

Madalyonun öbür yüzünde ise; bir zamanlar Ömer Yurtseven ile birlikte gazetecilik yapan, O’nu benden iyi tanıyan bazı arkadaşlarımızın bugün geldikleri noktada; esamelerinin okunmamasıdır. Ve, efendilerine hizmet etmek için Yurtseven’in açıklamalarını gazetelerine bile küçük de olsa almamaları, siyasi rakiplikten öte, bence kıskançlıktır.

Birileri, onun tarafından yapılan açıklamaları ve gösterilen belgeleri küçümsedikçe, O Denizli insanının sorunlarına neşter vurmaktan büyüyor. Ve o’nu küçümseyenler durduramadıkları için seslerini kısmak zorunda kaldılar.

Çünkü karşısında savunacakları bir olayları yok.. Sadece dedikodu yapmaktan, onun olmadığı yerlerde konuşmaktan öteye geçemiyorlar.

O zaman, Hadi bakalım, Susturun da görelim..

Yorumlar

İbrahim Altıntaş   -  Bağlantı 14 Eylül 2012, 12:49

Tebrik ederim İbrahim,
Açık yüreklice, Delikanlıca Duygularını ve yorumlarını ortaya koymuysun. Yüreğine, kalemine sağlık.
Selamlar.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı