KALDIRIM OTOPARKLAR

Bundan önceki yazımda kaldırımların araçlar tarafından park yeri olarak kullanılmasını eleştirmiştim. Çünkü artık halkımızın bıkkınlık derecesinde nefret etmeye başladığı bu durum; “yollar da, kaldırımlarda araçların oldu” serzenişine sebep olmuştu.

Elbette yazdıklarımda yanlışlar da olabilir. Eleştiren arkadaşların bahsettiği gibi, kaldırımlar da olmasa nereye araçlar konulacak.

Büyük apartmanların altına yapılması zorunlu olan otoparkları yapmayan yetkililer, otopark bedellerini Belediyeye çevrede bir otopark yapılması için ödenmesine rağmen, o çevreye belediye tarafından bir otopark yapılmıyor. Bu tür, altlarında otopark yapılmayan binaların sakinleri de Cumartesi, Pazar günleri ara sokakların tamamını, caddelerin ise her iki kenarını otopark olarak kullanılıyor ve yolların dar olması tehlike doğuruyor.

Bir okuyucu, -galiba- kaldırımları otopark olarak o kadar benimsemiş ki, otopark fiyatlarının pahalı olmasından ve kendisinin ev kirası kadar oto park bedeli ödediğini belirtmiş. Haklıdır.

İlimizde –bazı- küçük otoparklar abone yapmamak ve saat başı girdi çıktılardan daha tatlı para kazandıkları için abone fiyatlarını 250- 300 Tl. diyerek, abone sistemine sıcak bakmıyorlar.

Servergazi DH. yanındaki otoparkın 1. Tl. ücreti olmasına rağmen, Tevfik Karataş Hocam’ın dediği gibi, otoparka değil, “yasak” levhasının altına park ediliyor. Bu da ayrı bir konu.

Ben 60 TL. otopark ücreti ödüyorum. Sonra iş yerime kadar –mesafe epey var- yürüyorum.  İşyerimin önünde Cep otoparkı var ve Basın mensuplarına Cep oto parkları ücretsiz olmasına rağmen, aracımı buraya park etmiyorum. Oto parka park ediyorum.  Oto parka park etmek; arabamın yol kenarında çizilmesinden, hırsızlığa davetiye çıkarmasından, yağışlı günlerde sürekli ıslak altında; yaz aylarında da sürekli güneş altında kalmasından iyidir.

Yüzbinlerce lira ödeyerek aldığınız ve gözünüz gibi baktığınız, hatta çocuğunuz gibi kolladığınız aracınızı, (en fazla) 80 Tl.otopark ücreti  vermemek için bu tür tehlikeler ile karşı karşıya bırakmak otopark bedelinden daha ağır gelmez mi?

Yine.. İnsanların kaldırımlara araçlarını sıra sıra park etmelerinden dolayı, -mecburiyetten- yolda yürümek zorunda kalan yayaların, yolda çarpılmasından, kazalara sebebiyet verilmesinden otoparklara park etmek daha iyi değil mi?

Bildiğim kadarı ile, belediyeye ait otoparklarda saat başı 3.5Tl. ödenirken, aylık abonelik ise 35 Tl. civarında. Özel nitelikteki –çok katlı- otoparklarda ise yine saat başı 3.5 Tl. ve abenolik ise en fazla 80 Tl. Bu tür otoparklarda 24 saat aracınızı park etseniz bile ödeyeceğiniz bedel 5 Tl.yi geçmiyor. Bu da ayda 150 Tl. eder.

Böyle bir durumda –pahalı ücret aldığı için- caydırıcı özelliği olan Cep otoparklarına, kaldırımlara araç park etmenin ne gereği var? Hem kaldırımlardan geçen yayaları, hem de araçlarınızı riske atmanın bedeli bu olabilir mi? Hiç sanmıyorum.

Artık otopark özürlü olmaktan kurtulmamız ve otopark kültürünü yerleştirmemiz gerekiyor.

KALDIRIMLAR DANS YERİ

Yağışlı günlerin en çok can sıkan konularından bir tanesi de, kaldırım taşlarının yerinden oynayarak, pis suları insanların üzerine sıçratması; motorlu kuryelerin ve elektrikli bisikletlerin kaldırımlarda akrobasi dansı yaparak ilerlemeleri.

Kaldırım taşının üzerine bir basıyorsunuz, üzerinize kirli su sıçramış. Siz onunla ilgilenirken, yanınızdan son sürat bir kuryeli motor geçiyor. Ardından bisiklet veya elektrikli bisiklet sessiz bir şekilde yanaşmış gidiyor. Azıcık kıpırdansanız size çarpacak.

Bence Denizli Belediyesi bu trafik keşmekeşliğini önlemek için yaptırımlar uygulamalı. Yollar motorlu araçlar içinse, motorlu kuryeler ve elektrikli bisikletlerin kaldırımlarda seyir etmesi önlenmeli.

Kaldırım taşlarının oynaması yüzünden eminim Denizli Belediyesine onlarca şikayet gidiyordur. Ekipler çoğaltılarak anında müdahale edilmeli ve insanların mağduriyeti giderilmeli.

“Her şey insan için” diyen bir belediyenin yaptığı yollara ve kaldırımlara sahip çıkarak, doğru kullanımında ne gerekiyorsa, gereğini yapmak zorunda olduğunu hatırlatırım.

3-4 yaşlarındaki çocuğunu gezdirmeye çıkan bir anne, Görme özürlü bir kardeşimiz, bu geniş kaldırımlarda güvenli bir şekilde yürüyemedikten sonra kaldırımlar dar olsa ne olur, geniş olsa ne olur?

Artık ben, Denizli’nin üst yapı çalışmalarında mantık aramıyorum.