Mehmet Yüksel gerçekleri bilmiyor mu?
Son zamanlarda ağzı olan konuşuyor. Hele hele, siyasete AKP ile birlikte “sıkışınca” gündem değiştirme moda olunca, insanlarımız da günlük yaşantılarında bunu uygulamaya başladılar bile… Ama nedense, siyasetçilerimiz dün “beyaz” dediklerine, bugün “kara” diyerek gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar ya, işte o ağırıma gidiyor. Hatırlatmak gerekirse; Çumhurbaşkanı Abdullah Gül, Milli Görüş çizgisinde iken “AB bizi üye olarak içine almayacak. Zaten onlar bir Hristiyan kulubü”…
/ DENİZLİHABER / 18 Ocak 2010 Pazartesi, 17:19
Son zamanlarda ağzı olan konuşuyor.
Hele hele, siyasete AKP ile birlikte “sıkışınca” gündem değiştirme moda olunca, insanlarımız da günlük yaşantılarında bunu uygulamaya başladılar bile…
Ama nedense, siyasetçilerimiz dün “beyaz” dediklerine, bugün “kara” diyerek gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar ya, işte o ağırıma gidiyor.
Hatırlatmak gerekirse; Çumhurbaşkanı Abdullah Gül, Milli Görüş çizgisinde iken “AB bizi üye olarak içine almayacak. Zaten onlar bir Hristiyan kulubü” demişti. Bugün ise neler söylediği ortada.
Bunun gibi son yılların modası gündem değiştirme oldu. AKP İktidarı ne zaman sıkıştı, hemen bir konu ile gündemi değiştiriyor. Ehh, bizde balık hafızalı insanlar olduğumuzdan asıl gündemi unutup, yeni gündeme kilitleniyoruz.
Hatırlarmısınız?
Ak Parti Milletvekili Mehmet Yüksel, daha önceki söylemlerinde ekonomik krizin ilimize de büyük zararı olduğunu, hükümetin aldığı tetbirler ile bu zararı atlatacağımızı söyler dururdu.
Gerçekten Yüksel’in açıklamaları iş dünyasında olumlu sinyal olarak karşılandı.
Hatta DEBA gibi battığı belirtilen büyük tekstil devlerimiz, iktidar adına Yüksel’den umut beklediler.
Yüzlerce işçimiz fabrikalar küçülme noktasına girdiklerinde, işten çıkarıldıklarında hep AKP milletvekillerinden imdat beklediler.
Ama söylemleri tozpembe olan siyasilerimizin, iş ciddiyete bindiğinde aç ve açıkta kalan bu insanlarımızın yanında olduğunu görmedik.
Ekonomik kriz Denizli’nin ciğerini “teğet” geçerken, hala nutuk çekenler kabuklarına çekildiler. Ama işsiz, aşsız kalan insanlarımız ise, kredi kartı batağında boğuldu. Bazı aileler şiddetli geçimsizlik yüzünden dağıldı.
Bir söylentiye göre 32 bin işçi, diğer bir söylentiye göre ise 40 bin işçi işlerinden çıkarıldılar. Bu sayı aileler ile birlikte neredeyse 100 bini buluyor. Bunlardan çoğunluğu ya memleketlerine geri döndüler, yada aç kalmamak için daha küçük ücretlerle başka işlere kaydılar. Bu işçilerden çok azı İşkur, İşçi Bulma Kurumu gibi resmi yerlere başvurarak iş aradılar. Mehmet Yüksel’in bahsettiği rakamlar bu rakamdır. Kayıt dışı işsizlik oranı Ege bölgesinde Denizli’ye sınıf atlatmıştır. İlk sıradayız çünkü..
Sokaklara, kahvelere bakınca bu mesele anlaşılır.
AKP iktidara hep rakamlarla konuşuyor.
Rakamlar gerçeği veremez. Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bu konuyu çok iyi bildiği için kayıtdışı ekonomi konusu üzerine çok gitti. Eğer rakamlar doğru olsaydı “Kemal Abi” kayıtdışına bu kadar önem vermezdi. Demek ki rakamlar yanıltıcı olabiliyor. Bizim milletvekilleri de bilmiyorlarsa ondan bu konuları öğrensinler.
Denizli’nin lokomotifi tekstildir.
İstihdam konusunda ilimizin yükünü çeken büyük firmaların çoğunluğunun iflas etmesi veya küçülerek başka isimler altında işlerine devam etmesi bu sektörün batmadığını göstermez.
Daralan istihdam yüzünden bütün kesimler muzdarip olmuştur. İnsanlar ekmek derdine düşmüştür. İlimizde 150 bir icra dosyası işlemdedir. Esnaflarımız şiftah yapamadan kepenk kapatmaktadır.
Buda rakamların konuşturulmasının asılsız olduğunu göstermektedir.
Önemli olan rakamlar değil reel deki olaylardır.
Ve bunları görmemezlikten gelmek de siyasi körlüktür.