REKLAMI GEÇ

ŞEHİDİMİN MEKTUBU

Anam… Karalı bahtlı, oğul hasreti ile yanan yüreğinin üzerine kara taşlar basmak zorunda kalan çileli anam… Göz yaşları hiçbir zaman dinmeyen, her çatışma anında yüreği ağzına gelircesine ıssız suskunlukların içinde isyan eden anam.. Her zaman severdin beni. Saçlarımı okşar, dertlerimi dinler ve benimle birlikte ağlardın. Ağlarken de bana destek olmaya çabalardın… Ama ben, seni hayatın boyunca karalar bağlayacak, yüreğine kan oturacak bir hasret yükü…

/ DENİZLİHABER / 23 Ekim 2009 Cuma, 22:10

Anam…
Karalı bahtlı, oğul hasreti ile yanan yüreğinin üzerine kara taşlar basmak zorunda kalan çileli anam…
Göz yaşları hiçbir zaman dinmeyen, her çatışma anında yüreği ağzına gelircesine ıssız suskunlukların içinde isyan eden anam..
Her zaman severdin beni.
Saçlarımı okşar, dertlerimi dinler ve benimle birlikte ağlardın.
Ağlarken de bana destek olmaya çabalardın…
Ama ben, seni hayatın boyunca karalar bağlayacak, yüreğine kan oturacak bir hasret yükü ile bıraktım.
Canım Anam; Allah biliyor ya, böyle olmasını ben istemedim…
Allah böyle istedi. Kaderimde Şehid olmakta varmış…
Dün, önceki gün ve bugün bizleri şehid edenlerin, bazıları tarafından el üstünde tutulmalarını, şehidlerin yani bizlerin kanları ve canları pahasına korumaya çalıştıkları vatan topraklarında zafer işareti yapmalarını kahrolarak izliyorum.
İşte bundan dolayı, her zaman sığındığım sen, sessiz limanım Anam ile dertleşmek; derdimi sana anlatmak için aldım elime kalemi..
Soğuk, ıslak ve karanlık mezarımın içinde, hırsla, hüzünle gözyaşlarımla yazıyorum bu mektubu sana.
Sen,
“Vatana Kurban olsun” diye, kınaladın beni, asker ocağına gönderdin. Davullu zurnalı bir şölenle, Ölüme değil, düğüne gider gibi hazırladın beni.
Korku nedir bilmeden, ölmeyi bile düşünmeden geldim Asker Ocağı’na..
Vatan, Bayrak ve sizlerin namusu için, Türk Milleti’nin üzerindeki hain emelleri kırmaya yönelik çalışmalarda benim de tuzum bulunsun diye Vatan bekçiliğini yapmaya geldim.
Sizlere hasret, sevdiğime hasret ve gururla geldim..
Sonra…
Peş peşe patladı silahlar…
Birkaç arkadaşımız ile birlikte düştüm toprağa.
O, el üstünde tutulan Vatan Hainleri, arkamızdan hiçbir pişmanlık duymadan çektiler tetiği..
Sonra, aldılar beni Ay Yıldızlı bayrağıma sarılı tabutumla getirdiler evime..
“Kahrolsun PKK” diyerek toprağa verdiler beni..
Ve.. Senden başka kimse beni bir hafta sonra hatırlamadı anam.
Unutuldum hemen.
Her Cuma mezarıma sen geldin, sen toprağımı ıslattın, sen dualar okudun..
Vatanımı koruma uğruna verdiğim bedel ile, huzurlu ve rahattım toprağımda…
Ta ki…
Açılım süreci ile birlikte bize kurşun sıkan, Vatan, Millet ve Bayrağımıza küfür eden hain emellerin mihrakları, zafer havası içinde kurşun sıktıkları topraklara muzaffer komutan gibi girmeleri ile yıkıldım.
Kahroldum Anam..
Mezarım bana dar gelmeye başladı.
Benimle birlikte Vatan toprakları da ağlıyor.
Ben biliyorum, çünkü ben o ağlayan vatan toprağında yatıyorum.
Senin göz yaşlarına şimdi toprağımın yaşları da eklendi. O’da isyan edercesine ağlıyor inan bana anam…
Peki..
Madem ki, vatan evlatlarına kurşun sıkan eller böylesine görkemle karşılanacaktı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerine dinamit koyanlar, Türk Milleti’ne isyan edenler, böyle kabul edilecekti de, benim suçum neydi anam?
Benim gibi, nice vatan evladı gencecik yaşta kara toprağa girdi. Onların suçu neydi?
Terör örgütü içinde bulunan, kurşun sıkmasa da, o örgüt içinde lojistik destek sağlayan insanlar da suçludur. Örgüt üyeleği ne zamandan beri suç olmaktan çıktı Anam?
Ne zamandan beri kurşun sıkan insanlar “Biz olaylara karışmadık” dediklerinde salıverildiler Anam?
Madem ki, teröristler böyle el üstende tutulacaktı, bizi neden ateşin içine attılar? Biz neden öldük Anam?
Neden bende mutluluğu senin tabirinle mürüvvetimi göremedim?
İçim sızlıyor Anam..
Ruhum daralıyor.
Sığamıyorum artık toprağıma..
Ama ben biliyorum ki, Allah da biliyor ki, bu yapılanlar kimsenin yanında kar kalmaz.
Bir gün olur hesabı sorulur Anam..
Ve ben, o hesap gününde hazır olacağım, Allah huzurunda da hesabını soracağım..
Hasretle, minnetle ellerinden öperim…
Oğlun Şehid Mehmet…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı