TÜRKİYE PARTİSİ GERÇEĞİ

Hatırlarmısınız bilmem, aralık ayının son günlerinde Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdullatif Şener, partisinin il binasının açılışını yapmak üzere ilimize geldi.
Siyasete atılmadan önce Çardak ilçesinde görev yapan, bunun yanında gerek bakanlığı döneminde gerekse sosyal hayatında Denizli’nin kalbinde ayrı bir yeri olduğunu her zaman dile getiren sayın Şener, ilimiz konusunda da Ak Parti hükümeti döneminde güzel şeyler yaptı. Otoriter, sevecen ve tam layıkı ile devlet adamlığı müessesinin tipik bir örneğini teşkil eden bu güzel insan, ilimizden memnun ayrıldı. Çünkü Denizli halkı hale Türkiye Partisi’ni bilmese bile, Abdullatif Şener ismini duyunca koşup gelmişti.

Ak Partili bir gurup gencin yolları tutmasına rağmen, insanların çoğunluğu O’nu dinlemek için gittiler ve bir bina açılışı adeta mitinge dönüştü.. Ben burada sayı vermiyorum. Çünkü sevenler fazla, sevmeyenler az gösterdikleri için spekülasyonlara meydan vermek istemiyorum. Zaten kuru kalabalıklar da siyasi partilerin asıl göstergeleri olamaz.
Ama Sayın Genel Başkan’ın gerek açılış esnasında, gerekse Denizli halkı ile iç içe olduğu Kaleiçi gezisi sırasında gördüğü büyük ilgi, onun ne kadar sevildiğinin bir göstergesidir.

Bütün kesimler, Abdullatif Şener’in Ak Parti’nin güçlü ve ikinci kez iktidara talip olduğu seçimler öncesinde; partinin üç numaralı adamı olmasına, önünde hiçbir engel bulunmamasına rağmen, partiden istifa etmesi ile bütün kesimler şaşkına dönmüştü. Hele hele suçlamaları, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın “tek adamlılık” konusunda kendisine söylediklerini açıklaması, tele kulak skandalının ayyuka çıktığı sıralarda “Dinlemeler bizzat Başbakan tarafından yaptırılıyor” suçlamasını açıkca ve alenen söylemesi; hükümetin kötüye giden ekonomi için hiçbir şey yapmadığını belirtmesi, kısaca “Ak Parti ülkeyi iyi yönetemiyor” suçlamalarına Ak Parti kanadından hiçbir cevabın gelmemesi manidardır. Ve Ak Parti kurmaylarının Türkiye Partisi kurulurken endişeye düşmeleri ile birlikte eski yol arkadaşlarını suçlamaya kalkmaları da Türk Milleti’nin kafasındaki soru işaretlerini ikiye katladı. Nitekim, geçtiğimiz yerel seçimlerde iktidar partisinin büyük oy kaybına uğramasında Abdullatif Şener’in partiden ayrılmasının büyük payı vardır diye düşünüyorum.

Türkiye Partisi İl Başkanı İmdat Aday’ı biliyorsunuz, geçen yazılarımın birisinde ANAP’a arkadaşları ile birlikte can çekiştiği dönemde “Kan veren insan” olarak yazmıştım. Bu vefakar siyasetçimiz, Vatan, Millet ve sonrasında da Abdullatif Şener’e olan sevgisi ile Türkiye Partisi’nin kurulmasına talip oldu. Ve başardı da….

Genel Başkanları ilimize gelmeden önce, insanların açılışlarına katılmayacaklarından korkan, genel başkanları Şener’e karşı muhçup olmaktan korkan İl Başkanı Aday’a “Korkma, Şener Sevgisi bile bu meydanı doldurmaya yeter” demiştim. Ve dediğim gibi oldu.. İl binasının bulunduğu alan büyük kalabalıkları alacak kapasitede ve uygun olmamasına rağmen binlerce insan orada saatlerce bekledi.. Sonuçta kazanan Türkiye Partisi oldu…

Önümüzdeki seçimlere katılabilmek için yeterli örgütlenmeyi de yapan Türkiye Partisi, bana göre Ak Parti’nin korkulu rüyası olabilir. Ak Parti MHP ve CHP uğraşadursun, sessiz sedasız bir şekilde kendi içinden çıkan dürüst bir siyasetçinin başını çektiği Türkiye Sevdalısı bu hareket, bütün şaşkın bakışların altında hiç beklenmeyen bir başarı elde edebilir.

Durum ne olursa olsun, Türkiye Partisi, kargaşa ve kaos ortamında bulunan ve durulmayı bekleyen Türkiye’nin gerçeklerini bilerek geliyor. Ayak seslerini duyanlar, engelleme yapsalar da; Güneş balçıkla sıvanmaz misali bu gerçeği önleyemezler.
Hani ne derler? Bükemediğin bileği öpeceksin…..