REKLAMI GEÇ

VUVUZELLA ÇİFTLİĞİ

Ben aslında hikaye anlatmayı sevmem. Hikayeler insanları oyalamaktan öteye geçmez. Ama gerçekleri anlatırsanız, insanlar birazcık tebessüm ederler. Hatta, “Vay be! Böyle mi oluyormuş?” diye de fısıltı gazetelerinde hemen olayın anlatılmasına başlarlar. Biliyorsunuz, son zamanlarda televizyonlarımızda “Vuvuzella” diye bir esinti var. Özellikle Dünya Kupası ile birlikte çok sık duydumuz bu kelime, sanırım çağrışım da yapmıştır. yİNE Bilirsiniz, Afrika ülkelerinde kabilelerin dini inançları kuvvetli olur. Batıl…

/ DENİZLİHABER / 9 Temmuz 2010 Cuma, 13:26

Ben aslında hikaye anlatmayı sevmem.
Hikayeler insanları oyalamaktan öteye geçmez. Ama gerçekleri anlatırsanız, insanlar birazcık tebessüm ederler. Hatta, “Vay be! Böyle mi oluyormuş?” diye de fısıltı gazetelerinde hemen olayın anlatılmasına başlarlar.

Biliyorsunuz, son zamanlarda televizyonlarımızda “Vuvuzella” diye bir esinti var. Özellikle Dünya Kupası ile birlikte çok sık duydumuz bu kelime, sanırım çağrışım da yapmıştır.

yİNE Bilirsiniz, Afrika ülkelerinde kabilelerin dini inançları kuvvetli olur. Batıl dinlere inansalar bile, kabile büyücüsünün her dediği kanun gibidir. Onun için, büyücüler bir nevi din adamıdır. Otoritedir kabilelerde…
Gerçi misyonerlerin Vuvuzella’ya girmesi ile bu kurallar bozulmaya başladı ama, yine de hala dini inançları kuvvetli olan kabilelerde din adamlarının sesi yüksek çıkıyor.

Hikayemiz işte bu ülkede geçmektedir.
Efendim, işte bu ülke de din işlerinden sorumlu yüksek rütbeli kişi, işi gereği izin alarak gittiğinde, yerine bir vekil bırakmaktadır.
Aslında iyi adamdır vekil. Ancak, herkes gibi O’nun da kendi kaygıları, çocuklarının gelecek kaygıları vardır. Bundan dolayı da, fırsatı her zaman ganimet bilerek, vekilliği aldığında yakınlarını, akrabalarını veya çocuklarını çadırına almaya başlar.

Ne hikmetse, bu vekilimiz; bulunduğu kurumda kurulan komisyonlara da seçilir, başkanlık eder. Ve onun üyelik yaptığı her komisyonda da mutlaka bir tanıdığı işe girer.

Mesela, bahsekonu vekilimiz geçtiğimiz günlerde bir komisyonun üyesi seçilmiştir. Ve kendi öz yeğeni de bu kurula müracaat ederek seyahat izni almak istemektedir. Kendisinden daha kıdemli insanlar olmasına rağmen, ismi gerilerde bulunan bu akraba, seyahat iznini koparmıştır. Ve aynı kurul toplantısında bu vekilimizin komşusu olan tanıdığı da, daha önce seyahat etmesine rağmen, yine seyahat izni kopartabilmiştir. Yani komşusuna ikinci kez seyahat izni vererek, sırada bekleyenleri hüsrana uğratmıştır..

Yine, geçtiğimiz yıllarda aynı vekilimizin komisyon üyesi olduğu bir toplantıda da, kız kardeşinin kızı başka bir olay için atanmıştır.

Yine, geçtiğimiz aylar içersinde kendisinin bulunduğu bir başka komisyonda da öz kızını atama yapmıştır. Hatta, kızının ismi listede olmamasına rağmen, apar topar listenin sonuna el yazısı ile ekleme yaptırarak atamasını yapmıştır.

İyi de; Vuvuzella kabile kanunlarına göre; “komisyon üyesi veya başkanı olan bir kişinin birinci, ikinci derecede akrabaları komisyonlara giremez. Veya, böyle bir komisyonda akraba olanların müracaatı varsa komisyon üyesi olan kişi kesinlikle değiştirilir. Bunlar da olamazsa, o komisyonun aldığı kararlar gerçersiz sayılır”

Durum bu…
Artık kuldan utanmaz, Allah’tan korkmaz insanların olmasını ben yadırgamıyorum.
Çünkü misyonerler girdi ya; elbette “Müslüman mahallesinde salyangoz satacaklar”
Dilerim, Vuvuzella olayları bize dokunmaz..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı