“Babadağ Fay hattı iyi izlenmeli”

Jeoloji Mühendisleri Denizli Şube Başkanı Özer Tunçtürk, geçtiğimiz günlerde, merkez üssü Buharkent olan 4.5 şiddetindeki depremin, Babadağ Fay Hattı üzerinde meydana geldiğini söyledi.
/ DENİZLİHABER / 1 Aralık 2009 Salı, 17:43
Depremin artçı sarsıntılarının devam ettiğini ifade eden Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Özer Tunçtürk, fay hattı üzerinde 15 gün içerisinde büyüklükleri 2.5 ile 4.5 arasında değişen 19 farklı sarsıntının meydana geldiğini söyleyerek, “Birinci derece deprem bölgesi Denizli’de 4 farklı ana fay hattı var. Bunlar Buldan, Honaz, Pamukkale ve Babadağ fay hatları. Honaz ve Pamukkale Fay hattında bugüne kadar birçok kereler sarsıntılar olmasına rağmen, Babadağ fay hattında ve o bölgede sarsıntılar yeni başladı. Onun için bu fay hattının çok iyi takip edilmesi gerekiyor. Küçük sarsıntıların, olası büyük bir depremin habercisi olma riski de bulunuyor” dedi.
Geçtiğimiz Mart ayında da Babadağ fay hattında bir hareketlenme yaşandığını ve büyük bir deprem beklentisi nedeni ile okulların tatil edildiğini hatırlatan Tunçtürk, “Babadağ Fay hattı Mart ayına kadar küçük sarsıntılara neden oluyordu, ancak 8 aydan bu yana hareketlilik yoktu. Küçük depremlerin yaşandığı hatlarda 3-4 ayda bir orta şiddetli deprem görülebiliyor. Babadağ fay hattında 8 aydan bu yana sarsıntı olmuyordu. Bana göre geçtiğimiz geçen hafta yaşanan deprem geç kalmış bir depremdi. Bundan sonra bu fayın hareketliliği çok iyi incelenmeli” dedi.
‘Çürük yapılar depremi afete dönüştürüyor’
Çürük ve kalitesiz binalar nedeni ile depremlerde meydana gelen can ve mal kayıplarıyla birlikte depremin afet haline dönüştüğünü belirten Tunçtürk, “Denizli’de Babadağ, Buldan, Honaz ve Akköy fay hatları, harekete geçmesi muhtemel faylar. Özellikle Babadağ fay hattındaki bir hareketlenmede, merkez üssü Denizli olan orta şiddetli bir deprem yaşanabilir. Bir doğa olayı olan depremler, dünyanın oluşumundan itibaren sürekli oluyor. Depremleri afete çeviren, çürük ve kalitesiz yapılar nedeni ile yaşanan can ve mal kayıplarıdır” dedi.
İnsanların deprem gerçeği ile her an yüzleşmesi gerektiğini, depremin öldürmediğini, çürük yapıların insan canını aldığının bilmesi gerektiğini ifade eden Başkan Tunçtürk, “Ben uzman değilim, oda başkanıyım ama odamızın bir görevi de deprem olayları ile ilgili olarak halkımızı bilinçlendirmek. Onun için de sürekli toplantılar ve etkinlikler düzenliyoruz. 1999 yılında yaşanan ve hepimizi üzüntüye boğan deprem, ülke olarak bizim zemini ve toprak altını görmemizi sağladı. Bu depremin hemen ardından 2 Eylül 1999’da zemin etüdü ve yapıların depreme karşı dayanıklı yapılması ile ilgili genelgeler, yönetmelikler ve kanunlar çıkartıldı. Marmara Bölgesi’nde afete dönüşen ve hepimizi etkileyen deprem, aynı zamanda bizim için iyi bir ders ve öğretici oldu. Halkımızda deprem bilinci daha iyi oluşmaya başladı. İnsanlar yapılarını yaparken, deprem gerçeğini de göz önünde bulundurarak, kaliteli malzemeden, kanun ve yönetmeliklere uygun olarak binalar yapmaya başladı. Ülkemiz genelinde depreme karşı topyekun bir seferberlik başlatıldı” dedi.