Reyhanlı’nın ardından Ata’nın ilkesini hatırlattı

Denizli Genç İşadamları Derneği Başkanı Sadık Emre Çaputçu, Reyhanlı’daki saldırıların iyi okunması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin gerilim kokan politikalar yerine daha şefkatli söylemler ve eylemler geliştirmesi gerektiğini belirten Çaputçu, “Atatürk’ün bize benimsettiği Yurtta Sulh Cihanda Sulh politikasına sıkı sıkıya sarılmak durumundayız” dedi.
/ DENİZLİHABER / 16 Mayıs 2013 Perşembe, 18:00
Denizli Genç İşadamları Derneği Başkanı Sadık Emre Çaputçu, Reyhanlı saldırısı ile ilgili bir açıklama yaptı. Reyhanlı felaketinin iyi okunması ve yorumlanması gerektiğini dile getiren Çaputçu, “barış sürecinin konuşulduğu ve bir süredir şehit haberleri gelmediği için sevinildiği şu günlerde, bir günde 50 canımızın, uluslararası politikada rövanş malzemesi yapılmasına isyan etmekteyiz. Reyhanlı felaketini iyi yorumlamak zorundayız. Türkiye’nin uluslararası politikaları ivedilikle gözden geçirilmeli, sınır komşularında yaşanmakta olan hadiselere karşı daha temkinli olunmalı, sınırları daha iyi belirlenmiş, daha az müdahil, daha fazla tavsiyeci söylemler tercih edilmeli, uluslararası ilişkileri tahrip etmeyecek yöntemler belirlenmelidir. Bu musibet, dış politikamızda bir sorun olduğuna açıkça işaret etmektedir. Zafiyet belirlenmeli ve onarılmalıdır” dedi.
“YURTTA SULH CİHANDA SULH” VURGUSU
Türkiye’nin gerilim kokan politikalar yerine, daha şefkatli söylemler ve eylemler tercih etmesi gerektiğini vurgulayan Çaputçu, “Türkiye Ortadoğu’nun ağababası olmadığı gibi ne yazık ki bölgenin insan hakları ve demokrasi havarisi olabilecek seviyeye de gelememiştir. Ülkemiz henüz barışın rüzgarına tutunmaya çalışan, yurtta sulhu arayan bir ülkedir. Yüce Atatürk’ün bize benimsettiği Yurtta Sulh Cihanda Sulh politikasına sıkı sıkıya sarılmak durumundayız. Başka ülkelerin liderlerine parmak sallayarak, tehditkar söylemlerde bulunmaktan, onlarla restleşmekten daha içsel ve daha önemli gailelerimiz olduğu muhakkaktır” dedi.
“OYUNA GELMEYELİM”
Suriye ile ilişkilerin gerilmesinden bu yana Türkiye’nin insan kayıpları yaşamaya başladığını, dış güçlerin ülkemizi içine çekmeye çalıştıkları kaosun açık bir şekilde ortada olduğunu ifade eden Çaputçu, “Önce düşürülen savaş uçağımız sonrasında Cilvegözü patlaması ardından Reyhanlı patlamaları; Türkiye’nin “Suriye yönetiminin muhalifi” pozisyonunu derinleştirmek veya Hatay’daki vatandaşlarımız ile sığınmacıları büyük bir kavganın içine çekerek iç karışıklığa meydan vermek veya PKK’ya yeni bir taşeronluk vazifesi yükleyerek ülkedeki gücünü sürdürmesini sağlamak ya da PKK’nın “çekilme” konumundan rahatsız olarak bunu sabote etmek veya Türkiye üzerinden müttefikimize mesaj göndermek vb. gibi birden çok senaryosu olabilecek eylemlerdir. Senaryoları çözmek elbette devlet büyüklerimizin işidir ancak eylemin önceden tespiti konusunda da bir eksiğimiz olduğu ortaya çıkmıştır ki bu sebeple istihbarat örgütlerimizin çalışmaları yeniden gözden geçirilmelidir” diye konuştu.
“DEVLETİN ASLİ GÖREVİ KENDİ VATANDAŞININ CAN GÜVENLİĞİDİR”
Suriyeli sığınmacılara insani yardımın mutlaka yapılması gerektiğine işaret eden Çaputçu, “Şu kesinlikle unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti’nin asli görevi Türk Vatandaşları’nın can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Elbette insan haklarına ve evrensel değerlere saygılı bir devlet olmanın gerektirdiği insani yardımlar Suriyeli sığınmacılara yapılmalıdır ancak bu durumun toplumda yaratacağı gerginlikleri engellemek ve dizginlemek hükümetin bu dönemdeki en önemli görevleri arasındadır. Görünen o ki sınır bölgemizde yaşayan vatandaşlarımız şu anda büyük sıkıntılar çekmektedir” dedi.
“PATLAMALAR ÜÇLEMEMELİ, YENİ CANLAR YİTİRİLMEMELİDİR”
Yeni canların yitirildiği saldırılar olmaması gerektiğini kaydeden Çaputçu, “Teyakkuzda olduğumuz ve acılar içinde kıvrandığımız bu günlerde meclisteki tüm partilerin tek vücut olduğunu, doğru politikada müşterek fikir birliğine vardığını görmek istiyoruz. Bu vesile ile kaybettiklerimize rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz” dedi.
Yorumlar
Nasıl olacak ”yurtta sulh,cihanda sulh.”Asgari ücretle(773.TL.01.Kuruş.)10-12 saat çalışarak,Her dört varil petrolün 1 varilini ben tüketeceğim.(ABD.)diyerek.BM’nin açlığa çözüm olarak;Açlık olan coğrafyalar,Böcek yesin tavsiyeleriyle,aç insanlarla dalga geçerek,Myanmar’da katledilen insanların,etlerinin budistlerce pişirilip yendiği bir Dünyada;bu sulh nasıl olacak,Bende istiyorum ama,bu sulh nasıl olacak.Daha birçok unsuru yazabilirim,ama şimdilik bu kadar yeter.Saygılarımla.