“DENİZLİ’DE OLASI BİR DEPREMİN ŞİDDETİ 6,8 OLUR”

İMO Denizli Şube Başkanı Ceylan, sağlam yapıların yapılması gerektiğini vurgulayarak, Denizli’de meydana gelecek olası bir depremin şiddetinin ise 6.8 civarında olacağını söyledi.
/ DENİZLİHABER / 16 Ağustos 2011 Salı, 16:54
Yaklaşık 25 bin insanın hayatını kaybettiği, 120 bin insanın evsiz kaldığı son yılların en büyük depremi olan 17 Ağustos Marmara Depremi’nin üzerinden tam 12 yıl geçti. Binlerce kişinin hayatını kaybettiği bu günü anmak ve insanlara deprem bilinci vermek amacıyla bir basın toplantısı düzenleyen İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Prof. Dr. Halim Ceylan, 17 Ağustos depremi nedeniyle bu yıl 4. düzenlenecek olan ”Bir doğa olayı deprem, afete dönüşmesin” yürüyüşünün İzmit’te yapılacağını söyledi. Deprem gerçeğinin hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini vurgulayan Ceylan, Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu ve bununda yüzdelik olarak hesaplandığında yüzde 95’e tekabül ettiğini belirtti. Denizli’nin de deprem bölgesi içerisinde olduğunu belirten Ceylan; ”Daha önceki dönemlerde ilimizdeki deprem senaryoları 6,3 üzerinden değerlendiriliyordu. Kendi araştırmalarımıza göre bunun 6,8’e yükseldiğini görüyoruz. Denizli’de olası bir depremde hasar ve kayıplar çok fazla olacağı düşüncesindeyiz. Yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan bu bilgilerin görmezden gelinmesi ise insanlara yapılacak en büyük kötülük olacaktır. Sivil toplum örgütleri olarak, kamu kurumları ile birlikte ortak çalışmalar ile bu konuların tekrar görüşülmesi gerekmekte ve bir çalışma yapılmalıdır. İlimizde birçok kamu kurumlarında da deprem güçlendirme çalışması yapılmış ve binalar depreme dayanıklı hale getirilmişti. Ama konutlar için değerlendirme çalışmalarının biran önce yapılarak hayata geçirilmelidir. Bizler buradan bir kez daha vatandaşlarımıza depreme dayanıklı binalar yapmaları konusunda uyarıda bulunuyoruz. 17 Ağustos’ları unutmayalım” dedi.
“YENİ BİR YAPI DENETİM YASASI GEREKLİ”
Öte yandan Makine Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Hüseyin Hadımlı’da büyük Marmara depreminin 12. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada güvenli bir yapılaşma için yeni bir Yapı Denetim Yasası’nın şart olduğunu söyledi. Makina Mühendisleri Odası (MMO) Denizli Şube Başkanı Hüseyin Hadımlı, Marmara depreminin 12. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Güvenli bir yapılaşma için yeni bir Yapı Denetim Yasası’nın şart olduğunu söyleyen Hadımlı, ülkemizdeki mühendislik ve mimarlık disiplinlerinin geriletilme çabası nedeniyle, depremle mücadelede gerekli mesafenin kat edilmediğine dikkat çekti. Hadımlı, “Mesleğimiz; konut, sanayi, enerji, ulaşım vb. birçok alana dek uzanan tesisat–mekanik tesisat sistemlerinin toplumsal yaşam, deprem ve diğer afetlerde büyük önem taşımaktadır. 81 ilimizin 55`inin birinci derece deprem bölgesinde bulunmasına karşın Yapı Denetim Yasası’nın 2001`de yalnızca 19 ili kapsamına alması, tüm illeri ise ancak 1 Ocak 2011`den itibaren kapsamış olması; Deprem Şurası, Ulusal Deprem Konseyi gibi oluşumların devre dışı bırakılması ve mühendislik, mimarlık hizmetlerine gereken önemin verilmemesi, deprem önlemlerinin ülkemizdeki yetersizliğine ilişkin ciddi ipuçları sunmaktadır. Türkiye`de 18 milyonu aşan yapı stokunun yüzde 67`si ruhsatsız ve kaçak, yüzde 60`ı 20 yaş üzeri konutlardan oluşmakta ve yüzde 40`ı oturulamaz ve depreme karşı güçlendirilmesi gerekir durumdadır. Bu noktada yapı denetimi konusu birinci derecede önem taşımaktadır. 1999 Marmara depremi sonrasında yapılan yapı denetimi düzenlemeleri sorunları çözememiş, kamusal denetim alanını ticarileştirerek özelleştiren, katılımcılığı reddeden, meslek odalarının önerilerine kapılarını kapatan bir anlayış tercih edilmiştir. Öte yandan mevcut yasal düzenlemeler yapıları yalnızca bina taşıyıcı sistemlerden ibaret görmektedir. Oysa Marmara depremi sonrası yapılan incelemeler, oluşan kayıpların yüzde 80`e varan kısmının, taşıyıcı sistemlerin gördüğü zarara bağlı olarak tesisatlarda oluşan hasarlar nedeniyle meydana geldiğini göstermiştir” dedi.
“MÜHENDİSLİK MALİYETE FEDA EDİLİYOR”
Bugün ülkemizde mühendislik hizmetlerinin piyasacı bir zihniyetle maliyete feda edilmekte olduğunu da dile getiren Hüseyin Hadımlı, “Neo liberal serbestleştirme politikalarında önemli bir yer tutan ‘kamu-özel sektör işbirliği’ yöntemi ile deprem gibi komplike ve tamamen kamusal düzeydeki bir sorumluluk alanının özel sektöre terk edilmesinin, kamu idari yapısının bu doğrultuda dönüştürülmesi ve kamusal hizmetlerin serbestleştirilip, özelleştirilmesi arasında doğrudan bir bağ bulunmaktadır. Aynı yanlış bölgesel kalkınma ajanslarına depremle ilgili sorumluluk yüklenmesinde de görülmektedir. Zira kalkınma ajansları ‘serbestleştirme, özelleştirme, sivil toplumu güçlendirme ve yerelleşme` yoluyla, kamu kaynakları ve kamu erkini ayrıcalıklar yaratacak biçimde kullanan, yasama ve yargı denetimini olabildiğince dışlayan yeni bir ‘kamu yönetimi` modelinin bir parçasıdır” diye konuştu.
AFET YÖNETİMİ STRATEJİK PLANI OLUŞTURULMALIDIR
Hadımlı, deprem sorununa çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı: “Deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalara ilişkin kamu ve toplum yararını temel alan bir Ulusal Deprem Stratejisi, Türkiye Deprem Master Planı ve Afet Yönetimi Stratejik Planı oluşturulmalıdır. Yapı denetimi uygulamasını yönlendiren kararlar, ilgili bütün kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşturulmalıdır. İmar, Yapı, Dönüşüm Alanları, Yapı Denetim ve Afet Yasaları; TMMOB ve bağlı ilgili Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmeli; bu kuruluşlar mevzuat süreçlerinin asli unsurları olarak tanınmalıdır. Bütün kamu yapıları yasa kapsamına alınmalı; TOKİ, KİPTAŞ vb. kuruluşların inşaatlarının denetimi yeni yapı denetim sistemine dahil edilmelidir. Denetçi belgeleri ve takibi ile yapı denetimi mekanizmasında yer alan meslektaşların sicillerinin tutulması ve meslek içi eğitimler TMMOB`ye bağlı odalarca yapılmalıdır. Bina ve doğal eki mekanik tesisatının tasarım, üretim ve bakımında üretenler ve denetleyenler Makine Mühendisleri Odası tarafından belgelendirilmiş konunun uzmanı mühendisler olmalı, bu husus bütün yasal düzenlemeler ve Yapı Denetimi Yasasında yer almalıdır. Okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının konunun uzmanı mühendisler tarafından tespitine yönelik çalışmalarda üniversiteler, TMMOB`a bağlı ilgili odalar ve belediyeler yer almalıdır. Sağlık, su, yağmur suyu, atık-sıcak-kızgın su, buhar, kızgın yağ, ısıtma, soğutma, asansör, doğalgaz, LPG, sanayi gazı, yakıt, acil durum, ışıklandırma, yangın, elektrik, yalıtım, güvenlik, depolama, havuz, iletişim ve ulaştırmaya ilişkin tüm tesisat uygulamaları deprem, acil ve afet durumları açısından incelenmeli, TMMOB`a bağlı ilgili Odalar eğitim, belgelendirme ve denetim süreçlerine tabi olmalıdır. Doğalgaz, elektrik, ısıtma kazanları, jeneratörler ve gaz tesisatları için erken uyarıcı ve gaz/akım kesici sistemler uygulanmalı, denetimleri meslek odalarınca yürütülmelidir. Doğalgaz firmalarının MMO`dan yetki belgeli mühendislerle çalışması sağlanmalı; doğalgaz projeleri ve montaj denetimleri MMO`nun mesleki denetiminden geçirilmelidir”