Tabae kazıları PAÜ’ye geçebilir

Denizli’nin Kale ilçesinde 2007 yılında başlayan antik kent Tabae kazıları, yeni açmalarıyla genişlemeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda Selçuklu hamamı, Pazaryeri Camisi ve büyük sarnıçtaki buluntuları ile gündeme gelen kazı bölgesi, yeni dönemde ele aldığı antik kazı mahalli ile dikkatleri çekerken, kazıyı gelecek yıllarda PAÜ Sanat Tarihi bölümü üstlenebilir.
/ DENİZLİHABER / 30 Temmuz 2013 Salı, 11:53
Yaşar TOK
Kale ilçesindeki Antik kent Tabae’de 2013 kazıları başladı. Temmuz başlarında bölgeye gelen kazı ekibi, 49 kişilik ekiple günde 10 saati aşan bir çalışma mesaisi yapıyor.
Bu yıl, geçen yıllarda yapılan kazı mahallerinden farklı bir alanda çalışmalarını yürüten ekip, Eski roma hamamı olarak bilinen güney doğudaki kaya oyma yapıları ortaya çıkarmaya çalışıyor. Oldukça uzun ve geniş bir alana yayılan yapıyı çeşitli noktalardan yaptığı kazılarla gün ışığına çıkaran ekip, yapının niteliğini tam olarak saptamak için zamana ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Yeni kazı mahalli ve özelliklerine ilişkin görüşlerini açıklayan Kazı Başkanı Prof. Dr. Bozkurt Ersoy, açılmaya devam edilen yapının işlevinin tam olarak ne olduğunu saptamak için mevcut kazının yeterli olmadığını belirtti. Henüz zemine ulaşmadıklarını açıklayan Ersoy, en az bir-birbuçuk metre daha derine inildiğinde elde edilecek bulguların yapı hakkında fikir verebileceğini söyledi.
Dikdörtgen planlı yapının kaya oyma yekpare bir yapı olduğunu ve zaman içinde yaşadığı çökmelere karşın ana çizgilerini koruduğunu belirten Bozkurt Ersoy, kazı mahallinde ortaya çıkan diğer yapıları kolayca tanımladıklarını, çünkü bunların Cumhuriyet dönemine kadar farklı aşamalarda inşa edilmiş yapılar olduğunu vurguladı. “Ana yapıyı tanımlamak için henüz zamana ve çalışmaya ihtiyaç var” diyen Prof. Dr. Ersoy, “Nasıl bir işlevi olduğunu söylemek için erken. Bir Roma dönemi hamamı da olabilir, bir mabed, kutsal alan da olabilir. Yapı içine oyulmuş su sarnıçlarına rastladık. Oldukça hacimli sarnıçlar bunlar. Bazıları çökmüş ama özellikle bir tanesi sağlam ve yapı planı içindeki yerini koruyor. Yapıyı ve çevresindeki düzenlemeleri belirleyebilmek için zeminde ortaya çıkması muhtemel bulguları görmek gerekir. O bulguların neler olacağını bilemem ama toprak altında korunduklarını düşünüyorum. Kararımızı ya da tahminlerimizi ancak o zaman söyleyebiliriz” dedi.
2013 yılı kazılarının genel durumu ile ilgili olarak da bilgi veren Ersoy, “bu yıl bütçemiz geçen yıllarda olduğundan farklı değil. Doğal olarak bu bütçe ile sınırlı zamanda kazı yapabiliyoruz. Ayrıca kazılar giderek alanın özelliklerine uygun olarak farklı bilimsel disiplinlere doğru kayma gösteriyor. Biz sanat tarihçisiyiz. Oysa bu bölge yüzeydeki ilk yapılar olan Selçuklu Hamamı, Cevherpaşa ve Pazaryeri Camisi, Sarnıçlar vb. itibariyle bizim alanımıza girse de, giderek klasik arkeolojinin alanına giriyor. Şu anda kazmakta olduğumuz yapı böyle bir karaktere sahip. Dolayısıyla bu bölgenin bundan sonra arkeologlar tarafından ciddi olarak ele alınmasında yarar olduğunu düşünüyoruz. Bizden sonra Bakanlık uygun bulduğu takdirde Pamukkale Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Tabae kazılarını üstlenerek arkeoloji bölümü ile işbirliği içinde sürdürebilir. Etik açıdan bilim insanının yapması gereken böyle bir davranıştır, mümkün olursa biz de bunu yapabiliriz” dedi.
Prof Dr. Bozkurt Ersoy ve ekibi, Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü olarak Tabae kazılarını 7 yıldan bu yana kazıyor. Bu süre zarfında Cevherpaşa Cami restorasyon iyileştirmelerini yaptılar, Pazaryeri Cami temel ve minaresinin konservasyonunu gerçekleştirdiler, Orta vadi de yapılan açma ve temizliklerin yanı sıra Selçuklu Hamamı konservasyonu ve antik kentin ortasında yer alan büyük sarnıç temizlik ve buluntularını ortaya çıkardılar. Bu yıl yapılan projelerle Selçuklu Hamamı ve Büyük Sarnıç ile Pazaryeri Cami minaresinin restorasyon projelerini Anıtlar Kuruluna onaylatıp restorasyona hazır hale getirdiler.