Denizli fay sayısı 192 değil 326 imiş

MTA’nin diri fay hatları ile ilgili yaptığı çalışma Türkiye’de var olan faylardan daha fazla fay hattının ve uzantılarının bulunduğunu ortaya çıkardı. Yeni hazırlanan harita ilgili olarak da deprem senaryoları mevcut duruma göre yeniden hazırlanması gerekiyor.

Denizli’de beklenen en yüksek depreminin 6 ile 6,5 civarında olduğunu belirtiliyor ve senaryoları bu rakam üzerinden oluşturuluyordu.

Ancak yeni tespit edilen bilgiler sonrasında bu senaryoların ve deprem büyüklüklerinin yeniden tespitinin gerektiğini vurgulayan Jeoloji Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Özer Tunçtürk, “Diri Fay hatları; Deprem tehlikesinin belirlenmesi ve deprem zararlarının azaltılmasında gerekli bilgi alt yapısının oluşturur.Sadece, bu bilgi altyapısı sayesinde ,afet zararlarının azaltılması çalışmalarında gerekli; Deprem tehlike analizleri yapılabilir ve uygulamayı yönlendirecek deprem tehlike haritaları hazırlanabilir. Aktif Deprem kuşağında bulunan Ülkemizde bu güne kadar MTA Genel Müdürlüğünün 1992 yılında hazırladığı diri fay hatları haritası üzerine, 1996’da BİB(Bayındırlık ve İskan Bakanlığı) tarafından yayımlanmış ve halen yürürlükte olan Deprem Bölgeleri haritası oluşturulmuştur. 1996 yılından itibaren kullanılmaya başlanan Türkiye Deprem bölgeleri haritasında zaman içinde bazı eksikliklerin olduğu görülmüştür. Jeoloji Mühendisleri Odası Denizli Şubesi olarak basın ve Kamuoyu önünde defalarca Deprem Bölgeleri Haritasının güncellenmesi gerektiğini söylemiştik. Çünkü artık Ülkemizde 3.,4.,5. Derece deprem bölgesi olan yerlerde bile depremler yaşanmaya başlanmıştı. Bu gün gelinen noktada MTA Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalarda 1992 yılında tespit edilen 192 fay veya fay zonu görülürken, son yapılan çalışmada 326 fay veya fay zonu/ 485 fay segmenti belirlenmiştir. Yapılan son çalışmanın üzerine işlenecek olan Türkiye Deprem bölgeleri haritası daha gerçekçi ve kullanılabilir olacaktır” dedi.

Tunçtürk, “MTA tarafından yapılan bu çalışmaların tamamı gerçekten ülkenin yapılaşmasına ışık tutacak önemli veri kaynağı oluşturacaktır. Yapılan çalışma genel olarak İstanbul üzerinden açıklanmıştır, Ancak İlimiz de aktif tektonizmanın etkisi altında olduğunu ve bölgesel olarak deprem üreten(Diri Faylar) fayların etkisi altında olduğumuzu unutmamalıyız. Yapılan çalışmalarda tespit edilen Diri fayların ilimizi ilgilendiren kısımlarının detaylı incelenmesi sonucunda İlimizde bu güne kadar ön görülen deprem büyüklüğünün durumu yeniden değerlendirilebilir. Her ne olursa olsun İlimizin 1. Derece deprem bölgesi içinde ve ve aktif tektonizma etkisi altında olduğunu unutmadan yapılaşmada gerekeli tedbirleri almamızda fayda vardır” diye konuştu.