Fay kırıkları da turist çekecek

Bugüne kadar Pamukkale ile anılan Hierapolis Antik Kenti, bundan sonra fay kırıkları ile de gündeme gelecek. Valilik, Hierapolis’te binlerce yıl önce yaşanan depremle ortaya çıkan fay kırıklarını da turistlerin ilgisine sunacak.Pamukkale’nin halen binlerce yıl önceki depremin izlerini taşıdığını, yer yer dolmuş ve üzeri kapanmış fay kırıklarını ortaya çıkartacaklarını belirten Vali Canpolat, “Fay kırıklarını ortaya çıkartarak burada nasıl etkili bir yıkım olduğunu gözler önüne sermek istiyoruz. Bazı bölgelerde üzeri sazların birikintileriyle kaplanmış, bazı yerlerde de harabelerle kapanmış olan fay kırıklarını ortaya çıkartarak buraların gezilip görülmesini sağlayacağız. İnsanlar travertenleri ve Hierapolis’i gezerken burada zamanında ne gibi dramatik olaylar da yaşandığını görmeliler. Antik Hierapolis Kenti’ni yerle bir eden ve zaman zaman yine yaşamakta olduğumuz deprem felaketinin izleri buralarda hala görülmekte. Binlerce yıl öncesinden bu yana fay kırığı halen mevcut ve buraları ahşap ve cam ile kaplayarak insanların gezi yoluna dahil edeceğiz. İnsanlar buraları gezdiklerinde o gün yaşanan ve koca bir antik kenti yerle bir eden yıkımı daha iyi anlayabilecekler” dedi.

Hierapolis’te yüzlerce yıl önce yıkım yapan ve neredeyse antik medeniyeti ikiye bölen fay kırığı yer yer bir metre genişliğe ulaşıyor ve halen gaz çıkışı ve termal su çıkışı bu kırıklardan sürüyor. Antik kenti boydan boya ikiye bölen kırık sonrasında, antik kent sular altında kalmış. Bazı büyük harabelerde koca yapıyı nasıl kağıt gibi ikiye böldüğü açıkça görülüyor. Tehlike oluşturan ve su akışı halen devam eden fay kırıklarının bazı yerlerde üzerleri betonla kapatılmış durumda. Vali Hasan Canpolat, betonla kaplanmış olan fay kırıklarının üzerlerini açacaklarını ve üzerlerini camla kaplayarak insanların hem suyun kaynağını görmelerini sağlayacaklarını, hem de fay kırığının ortaya çıkardığı sonuçları görmelerini sağlayacaklarını söyledi.

İtalya’daki Pompei Antik Kenti’nin Vezüv Yanardağı’nın külleri altında kaldığını ve Vezüv Yanardağı’nın Pompei’nin yok olmasına sebep olduğunu ve tarihte çok az şehrin bu tip doğal afetlerle yok olduğunu ifade eden Vali Canpolat, “ Pompei’nin kaderi neyse Hierapolis’in de kaderi öyle olmuş, doğal bir afet sonucu şehir yıkılmıştır. Ancak İtalyanlar şehri ortaya çıkararak ve tanıtarak buraya önemli oranda turist çekmektedirler. Şimdiye kadar Hierapolis’te bu konu üzerinde fazla durulmamış. Ancak şimdi biz bunu ortaya çıkaracağız. İnsanlar Hierapolis’in nasıl yerle bir olduğunu, buna neyin neden olduğunu, ve şehrin neden terk edildiğini görecekler ve doğal afetlerin nasıl bir yıkıma sebep olduğunu buradaki fay kırıklarını ve verdiği tahribatı gördükçe anlama imkanı bulacaklar” diye konuştu.

HİERAPOLİS

Yaşanan son büyük depremden sonra terk edilen ve Denizli’nin < ?xml:namespace prefix = st1 ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:smarttags" />18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis Antik Kenti’nin arkeoloji literatüründe “Holy City” yani ‘Kutsal Kent’ olarak adlandırılması, kentte bilinen birçok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanmaktadır. Kentin hangi eski coğrafi bölgede yer aldığı tartışılır. Hierapolis coğrafi konumu ile kendisini çevreleyen çeşitli tarihi bölgeler arasında yer almaktadır. Antik coğrafyacı Strabon ile Ptolemaios verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolisin bir Frigya kenti olduğunu ileri sürerler. Antik kaynaklarda, kentin Hellenistik dönem öncesi adı ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Hierapolis olarak adlandırılmadan önce kentte bir yaşamın var olduğunu Ana Tanrıça kültünden dolayı biliyoruz. Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından MÖ. II. YY. başlarında kurulduğu ve Bergamanın efsanevi kurucusu Telephosun karısı Amazonlar kraliçesi Hieradan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir. Hierapolis, Roma İmparatoru Neron dönemindeki (MS. 60) büyük depreme kadar, Hellenistik kentleşme ilkelerine bağlı kalarak özgün dokusunu sürdürmüştür. Deprem kuşağı üzerinde bulunan kent, Neron dönemi depreminden büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiştir. Üst üste yaşadığı bu depremlerden sonra kent, tüm Hellenistik niteliğini kaybetmiş, tipik bir Roma kenti görünümünü almıştır. Hierapolis Roma döneminden sonra Bizans döneminde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem, MS. IV. yüzyıldan itibaren Hristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS. 80 yıllarında, Hz. İsa’nın havarilerinden olan, Aziz Philip’in burada öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. Hierapolis, XII. yüzyıl sonlarına doğru Türklerin eline geçmiştir.