Gezgin avukat Koyuncu’dan tarihe not düşecek yazı: İsrafil Deresi’nin adı neden İsrafil

Onyıllardan bu yana Denizli’nin gidilmedik hiçbir köşesini bırakmayan, gördüklerini bilgisi ve araştırmalarıyla harmanlayarak kaleme alan Denizlili avukat Ali Koyuncu, bu kez her Denizlilinin mutlaka duyduğu, belki de gittiği İsrafil Deresi’nin isminin nereden geldiğini kaleme aldı.

Deha 20 Gazetesi’ndeki köşe yazısında kent belleğine önemli katkı koyacak bir tespiti paylaşan Koyuncu’nun yazısının ilgili bölümü şöyle:
“… Denizlili yazar Fatma Şükran Kozalı’nın bir kitabında okuduğum, Başkarcı’nın tecrübelileri ile yaptığım konuşmalardan elde ettiğim bilgilerin ışığında; yürüdüğümüz derenin kullanılan ilk isminin, “Esrail” ” deresi olduğunu anlattım. Yıllar önce Denizli’de yaşayan, esrar içicilerinin; sulak olması ve Denizli’ye uzak olması nedeniyle, Başkarcı mahallesinin sol tarafındaki derede içmek için hint keneviri yetiştirdiklerini ve bu nedenle de derenin adının, esrar yeri anlamına gelen, “Esrail Deresi” olarak bilinip tanındığını söyledim.

Yol arkadaşım, “ağabey bu isim esrail den, İsrafil’e kadar nasıl gelmiş?” diye sordu. “Esrail” kelimesinin telaffuzunun zor olduğunu, bu nedenle halk arasında kullanırken, söylenmesi daha kolay olan “İsrail”e dönüştüğünü ve kullanıldığını anlattım. Pakdos ile 2000’li yılların başında doğa yürüyüşleri yaparken, dağcılar arasında “İsrail Deresi” ” olarak bilindiğini, ilave ettim. Ayrıca o zaman girişte “İsrail Deresi” levhası olduğunu, fakat zamanla Türkiye ile İsrail arasında dış politikada problemler çıkınca, bir grup insanın bilinçli ve tepkisel olarak, “Denizli’nin bir deresinin ismi, neden İsrail deresi olsun? Biz neden bu ismi kullanalım? Burada bir yanlışlık var. Bu olsa olsa Allah’ın meleği İsrafil olur” diye derenin ismini ve levhayı değiştirdiklerini, hatta bazı kişilerin bu levhayı çizerek İsrail deresi diye yazdıklarını, İsrail devletine duyulan kızgınlık nedeni ile “İsrafil Deresi” ” isminin tuttuğunu resmi kaynaklara da böyle geçtiğini, bu gün derenin adının İsrafil deresi olarak kabul gördüğünü söyledim…”

Yazının tamamını okumak için linki tıklayın