REKLAMI GEÇ

MERAK UYANDIRAN YAZI

MERAK UYANDIRAN YAZI

Osmanlıca’nın gündemdeki yerini koruduğu bu dönemde Anıthan’ın girişine asılan Arap alfabesiyle yazılmış ilanlar vatandaşların ilgisini çekiyor. Ülke Osmanlıca tartışmalarıyla yatıp kalktığı için ilanları görenler, Osmanlıcanın artık günlük yaşamda kullanılmaya başlandığını düşünmeye başladılar. Oysa gerçek çok farklı…

Büşra Kuru / DENİZLİHABER / 12 Aralık 2014 Cuma, 13:24

Osmanlıcanın tartışma konusu olduğu bir dönemde Anıthan’ın girişine asılan Arapça yazılar vatandaşın dikkatini çekiyor. Yoldan geçen herkes durup dikkatle bu yazıları inceliyor. Haliyle kimse bir şey anlamıyor. Ama akıllara ilk gelen Osmanlıca oluyor. 

Kimileri Osmanlıcanın artık günlük yaşamda yavaş yavaş kullanılmaya başlandığını düşünüyor. Oysa onlar, Anıthan’daki bir tercümanlık bürosunun ilanları… Emekli İngilizce öğretmeni Osman Öksüz’ün açtığı büro, son dönemde yaşanan göç dalgası nedeniyle Denizli’de sayıları bir hayli artan Ortadoğu ve Asya ülkelerinden gelen göçmenlere hizmet veriyor. Osman Öksüz, yazıların Arapça ve Farsça olduğunu, ilanlarda tercümanlık bürosunun adresi ve telefon numarasının bulunduğunu söyledi. Öksüz, “İran ve Afganistan gibi ülkelerden gelen sığınmacılara yardımcı oluyoruz. Hedef kitlemiz onlar olduğu için ilanlarımızı da onların anlayabileceği şekilde hazırladık” dedi.

Yorumlar

esra   -  Bağlantı 13 Aralık 2014, 09:07

geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez. Senini neslin türkden önce osmanlıdır.Atana sahip çık ki ileride sanada sahip çıkılsın.

Yılmaz Kaplan   -  Bağlantı 12 Aralık 2014, 21:05

Osmanlıca kavgası

Bu neyin kavgasıdır?
Dilin mi, yazının mı?
İmam Hatip okulları dışında kalan okullara seçmeli olarak konan ders dilden ziyade yazıdır, ama hedef 1928’den önce asırlarca kullandığımız ve binlerce eserde kullanılan yazının okunması ve anlaşılması ise hem yazı hem de dil öğretimi isteniyor demektir ki, doğru olan da budur.
Halkımızın büyük çoğunluğu Kur’an-ı Kerim’i okumasını bilir ama manasını anlayamaz; çünkü Arapça ve bunun için gerekli olan diğer ilimleri bilmez. Osmanlıca öğretmekten murat bu olamaz; orta derecede de olsa dil devriminden önce konuşma ve yazıda kullanılan dili ve bunun yazısını öğretmek olur. Bu dilin adı ise -her ne kadar meşhur olanı Osmanlıca olsa da- dil devriminden önceki dilimizdir; yani zengin ve âhenkli Türkçemizdir.
Peki bu dili ve yazıyı çocuklarımız niçin öğrenmelidirler?
Tarih sahnesindeki varlığı binlerce yılı kaplayan bir milletin bu asırlar içinde ortaya koyduğu ilmi, kültürü, medeniyeti doğru ve tam öğrenmenin en önemli şartlarından biri bu yazıyı ve bu dili bilmektir.
Bir millet düşünün, milli marşının yazıldığı yazıyı ve dili bilmiyor, Latin harflerine aktarılmış olan şiiri -bu harfler o dile uygun olmadığı için- yanlış telaffuz ediyor ve manasını da anlamıyor. Medeniyetler aleminde okur yazarları bu cehalete mahkum olmuş bir millet var mıdır?
Şairlerini, alimlerini, düşünürlerini kendi eserlerinden okuyarak anlayamayan; Fuzuli’yi, Baki’yi, Nedim’i bırakın Akif’i, Namık Kemal’i, hatta Yahya Kemal’i anlayamayan bir okur yazar nesline benzer bir nesil başka milletlerde var mıdır?
Zavallı cehalet, bakın yüksek tahsil gömüş birilerine ne dedirtiyor: “Bu yazıyı öğrenip de mezar taşlarını mı okuyacağız?”
Adamın binlerce yıllık geçmişi ile ilgili tek bağlantı yeri “mezarlar” kalmış; çünkü ne kitap görmüş ne de kütüphane!
Hem vaktiyle dil ve yazı devrimi yapılırken halka sorulmadığı gibi “isteyen öğrensin, istemeyen eskisine devam etsin” de denmedi, bütün diğer devrim alanları gibi bu da mecbur kılındı, eskisi yasaklandı, yenisi dayatıldı. Düşünün, bir gece yatarken küçüklükten beri öğrendiğiniz bir yazı ve dil ile yatıyorsunuz, sabah uyanınca size yeni bir yazı ve dil dayatılıyor!
Uyum yapabilmek ve işlerini görebilmek için babalarımız ve dedelerimiz neler çekmişlerdir kim bilir?
Şimdi ise kimse kimseyi yeni bir yazıya ve dile mecbur etmiyor; tam da halkın egemenliğine uygun bir düzenleme ile “dileyen seçsin ve öğrensin” diyorlar.
Asıl sadede, karşı çıkışın asıl sebebine gelelim: Bence bu sebep yine ideolojik muhalefettir; yani bu millet kültür ve medeniyet değiştirerek Batılı mı olacak, yoksa kendi değerlerine sahip çıkarak ve kendi kalarak mı çağdaşlaşacak?
Batı’ya yönelenlere bir bakın; yüz yıla yakındır ne yapmışlar? Bir de kendileri kalarak, binlerce şekilden oluşan yazılarını terketmeyerek çağdaşlaşan Japonya’ya, Çin’e ve yazısını değiştirmemiş Rusya’ya bakın!
Bu milletlerin sabit ayakları binlerce yıllık kültür ve medeniyetlerinde, hareketli ayakları ise bütün dünyadadır.
Bizimkilerin ise ayakları kaymış.

adar   -  Bağlantı 12 Aralık 2014, 15:21

Benim bildiğim böyle gelişi güzel ilan asmak yasak.ZAten görüntü kirliliğine yol açıyor.Belediyeden izin almaları gerek.

Mehmet SULAYICI   -  Bağlantı 12 Aralık 2014, 14:28

Osmanlı mıyız , Türk müyüz ?
Amaç ; Anadolu’da Türk varlığını, Türk benliğini yok etmektir.
Ey Türk uyan !

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı
 

Hava Durumu

DenizliSıcaklık (°C)Durum
En
Düşük
En
Yüksek
20 Nisan 2024 Cumartesi 13 18
21 Nisan 2024 Pazar 8 25Parçalı Bulutlu
22 Nisan 2024 Pazartesi 11 27Parçalı Bulutlu
23 Nisan 2024 Salı 15 34Parçalı Bulutlu
24 Nisan 2024 Çarşamba 18 34Çok Bulutlu