REKLAMI GEÇ

YUNUS EMRE GÖNÜLLERİ DERNEĞİ’NDEN VALİ ERKMEN’E ZİYARET

YUNUS EMRE GÖNÜLLERİ DERNEĞİ’NDEN VALİ ERKMEN’E ZİYARET

Denizli Yunus Emre Gönülleri Derneği Başkanı Avukat Mümtaz Sami Özok ve derneğin yönetim kurulu üyeleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Vali Yavuz Erkmen’i makamında ziyaret etti.

/ DENİZLİHABER / 1 Eylül 2010 Çarşamba, 17:04

Ülke ve Dünya barışına katkıda bulunmak için kurulan ve kuruluş tarihleri de 1 Eylül 2004 olan Denizli Yunus Emre Gönülleri Derneği Başkan ve üyeleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, Vali Erkmen’i makamında ziyaret ederek derneklerinin çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Yunus Emre’nin fikriyatını ve inançlarını insanlara iletmek için çalıştıklarını ve bu kapsamda konferanslar, konserler ve şiir dinletileri gerçekleştirdiklerini ifade eden Dernek Başkanı Avukat Mümtaz Sami Özok, “Derneğimizin kuruluş yıldönümünün, Dünya Barış Günü olan 1 Eylül’e denk gelmesi çok güzel bir tesadüf oldu. Önce ülkemizde sonra Dünya’da barışa katkı vermek için gayret gösteriyoruz. Yunus Emre, mensubu bulunduğu din itibariyle barışçı bir insan. Bizim Yunus Emre’miz. Dünyanın hiç bir yerinde Yunus Emre ve Mevlana gibi dünyaya kucak açan insanlar dünyaya gelmemiş. Yunus Emre, ‘Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz” der ve dünyaya geliş amacını da “Adımız miskindir bizim, düşmanımız kindir bizim, biz kimseye kin tutmayız, kamu alem birdir bize” diyerek, bütün dünyayı eşit olarak görür ve bütün dünyayı kinden arındırmak ister. Bizler de onun hayat felsefesini ve barış mesajlarını insanlara ulaştırmaya çalışıyor, böylelikle ülke ve dünya barışına katkı sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Vali Erkmen, Dünya Barış Günü’nde tüm dünyada tanınan, bilinen, sevilen, fikirleriyle, barış ve sevgi mesajları ile tüm dünyaya yön vermiş büyük insan Yunus Emre’yi saygı ile andıklarını belirterek, “Onun fikirlerini yaşatmayı kendilerine düstur edinen ve bu doğrultuda ilimizde güzel çalışmalara önderlik eden Yunus Emre Gönülleri Derneği Başkanı, yönetim kurulu üyeleri ve dernek üyelerine teşekkür ediyorum. Kötülükten hiçbir şeyin çıkmadığını, herkesin sevgi ve barışla bu dünyada yaşaması gerektiğini, barış ve sevgi içerisinde olunduğu takdirde dünyanın bir başka anlam kazanacağını ifade eden dizeleri yan yana getiren kişileri bulmak çok zor. Biz öyle bir milletiz ki, bir tarafta Büyük Önder’in “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” düsturunu kendimize hedef almışız, bir taraftan bizi biz yapan değerlerimiz olan Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli gibi çok büyük düşünürlerle biz dünyaya bu anlamda örnek olmuş bir milletiz. Bugün dolayısıyla söylemek istediğimiz şey, Türkiye’nin her köşesinde barışın hakim olması, insanların sevgi içerisinde yaşaması, insanlarımızın birbirleriyle dostluk içerisinde yaşaması, Türkiye’deki bu dostluğun, barışın ve sevginin tüm dünyaya örnek olması, dünyamızın bir sevgi yumağı halinde yaşaması en büyük amacımızdır. Sevgiyi ön plana çıkaran ve bu doğrultuda bir araya gelen ve bu düşüncenin gelişmesine katkı veren derneğimize de bir kez daha teşekkür ediyorum. Derneğimizin bu doğrultuda yapacağı çalışmalara destek vermeyi bir borç biliriz. Sevginin barışın yayılması amacıyla, insanlarımız arasındaki bağların güçlenmesi anlamında yapılacak her türlü organizasyonda birlikte çalışabileceğimizi ve bundan da memnuniyet duyacağımızı ifade ediyorum. 1 Eylül Dünya Barış Günü gibi anlamlı bir günde yaptıkları ziyaret için de teşekkür ediyorum. Bugün dolayısıyla tüm Türkiye’de olduğu gibi Denizli’de de tüm insanlarımızın barış içerisinde, sevgi içerisinde yaşamasını ve her zaman dost olarak birbirleriyle bu güzellikleri paylaşmasını diliyorum” diye konuştu.

Ziyaretin sonunda Denizli Yunus Emre Gönülleri Derneği Başkanı Avukat Mümtaz Sami Özok, Vali Erkmen’e, Yunus Emre’nin “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz” dizelerinin yazılı olduğu plaket ile Yunus Emre’nin eserlerini içeren kitaplar hediye etti.

YUNUS EMRE (1238 – 1328)
Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk’ün İslam’a bakışını Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır. Yaklaşık 700 yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere söz olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır. Bazı kaynaklarda Anadolu’ya gelen Türk boylarından birine bağlı olup, 1238 dolaylarında doğduğu rivayet edilirse de bu kesin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir’de öldüğü yolundaki rivayetlerde olduğu gibi. Batı Anadolu’nun birkaç yöresinde “Yunus Emre” adını taşıyan ve onunla ilgili görüldüğünden “makam” adı verilen yer vardır. Bir garip öldü diyeler Üç gün sonra duyalar Soğuk su ile yuyalar Şöyle garip bencileyin diyen Yunus, belki de doğduğu ve yaşadığı topraklardan çok uzaklarda bu dünyadan göçüp gittiğini anlatmak istemektedir. Türkiye’nin pek çok yerinde Yunus Emre’nin mezarı olduğu iddia edilen pek çok mezar ve türbe vardır. Bunlardan başlıcaları şöyle sıralanabilir: Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy; Karaman’da Yunus Emre Camii avlusu; Bursa; Kula ile Salihli arasında Emre Sultan köyü; Erzurum, Duzcu köyü; Isparta’nın Keçiborlu ilçesi civarı; Aksaray; Afyon’un Sandıklı ilçesi; Ordu’nun Ünye ilçesi; Sivas yakınında bir yol üstü. Görüldüğü gibi sayı ve iddia hayli kabarıktır. Bazı belgeler, Yunus Emre’nin asıl mezarının Karaman veya Sarıköy’de olduğuna işaret etmektedir. Nitekim, 1970’li yılların başında Sarıköy’deki mezarın Yunus’a ait olduğuna kesin gözüyle bakılarak bu köye Yunus Emre adı verildi ve oradaki bir bahçe içine anıt dikildi. 1980’li yıllarda ise, 1350’de yapılmış olan Karaman’daki Yunus Emre Camii’nin yanındaki mezarın onun gerçek mezarı olduğu iddia edildi. Aslında bu durum, Yunus Emre’nin Türkler tarafından ne kadar sevildiği ve benimsendiğinin çarpıcı bir örneğidir. Gerçekten de halktan biri olan Yunus Emre, halkın değer, duygu ve düşüncelerini dile getirişi itibariyle tarihimizin en halkla barışık aydınlarından biri olma özelliğine sahiptir. Türk tasavvufunun dilde ve şiirde kurucusu olan Yunus Emre’nin şiirlerinde ahlak, hikmet, din, aşk gibi konuların hemen hepsi tasavvuftan çıkar ve tasavvuf görüşü çerçevesinde bir yere oturtulur. Mısralarında didaktik ahlak telkinlerinde bulunan Yunus Emre, “gönül kırmamak” konusuna ayrı bir önem verir ve “üstün bir değer” olarak şiirlerinde bu konuyu özenle işler. Bu arada Yunus Emre’yi öne çıkaran bir başka önemli özelliği de, şiirlerinde işlediği konuları ve telkinleri bizzat kendi hayatında uygulamasıdır. “Din tamam olunca doğar muhabbet” diyen Yunus, İslam’ın sabır, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini benimsemeyi telkin eder. Yunus’un sanat anlayışı, dini ve milli değerleri bağdaştırdığı mısralarında kendini gösterir; millileşen tasavvufa, Türkçe’nin en güzel ve en güçlü özelliklerini kullanarak tercüman olur. Gerçekten de 11,12 ve 13. asırlarda Türkistan ve Anadolu Türkleri arasında çok yayılan tasavvufun Türk şairleri arasında iki büyük sözcüsü vardır: Türkistan’da Ahmet Yesevi, Anadolu’da Yunus Emre… Yunus Emre’nin tasavvuf anlayışında dervişlik olgunluktur, aşktır; Allah katında kabul görmektir; nefsini yenmek, iradeyi eritmektir; kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, riyaya, düşmanlığa, şekilciliğe karşı çıkmaktır. Yunus Emre aynı zamanda bütün insanlığa hitap eden büyük şairlerdendir. Bu anlamda Mevlana’nın bir benzeridir. Yunus’taki insanlık sevgisi, neredeyse kendisiyle özdeşleşmiş “sevgi felsefesi”nin bir parçası ve hatta sonucudur. Nitekim Yunus’un insan sevgisini ilahi sevgi ile nasıl bağdaştırdığını gösteren en çarpıcı mısralarından birisi “Yaradılanı hoş gör / Yaradan’dan ötürü”dür. Yunus Emre’ye göre insanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin sevilmeyi hak etmektedirler. Madem ki insanoğlu ruh yönüyle Allah’tan gelmektedir; öyleyse insanlar hiçbir şekilde birbirlerinden bu anlamda ayrılamazlar. Yaşadığı çağın gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda Yunus’un bir başka önemli tarafı ortaya çıkar: Yunus Emre, hükümetsizlik içinde çalkalanan ve Moğol istilaları ile mahvolan Anadolu topraklarında ortaya çıkan batınî cereyanların hiçbirine kapılmadığı gibi, bu akımların Türklerin bütünlüğüne zarar vermesi tehlikesi karşısında da engelleyici bir rol üstlenmiştir. Bu bakımdan bakıldığında Yunus Emre, hem Türk şiirinin kurucusu, hem de milli birliğin önemli tutkallarından biridir. Yunus Emre, kelimenin tam anlamıyla “milli bir sanatçı”dır. Tıpkı, Nasrettin Hoca, Köroğlu, Dadaloğlu veya Karacaoğlan gibi… Yunus Emre’nin şiirlerinde en fazla işlenmiş temalar; ilahi aşk, din, ahlak, gurbet, tabiat, ölüm ve faniliktir.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı
 

Hava Durumu

DenizliSıcaklık (°C)Durum
En
Düşük
En
Yüksek
26 Nisan 2024 Cuma 14 28Az Bulutlu
27 Nisan 2024 Cumartesi 14 32Az Bulutlu
28 Nisan 2024 Pazar 17 30Parçalı Bulutlu
29 Nisan 2024 Pazartesi 15 30Parçalı Bulutlu
30 Nisan 2024 Salı 16 32Parçalı Bulutlu