La Rouge ile eğlence sektörüne kadın damgası

BANU URGANCI

Size bir başarı öyküsü ve kahramanını anlatacağım. Hikayemizin kahramanı bir kadın… Hem de birçok erkeğin cesaret edemediği eğlence sektörüne, daha 26 yaşında girerek başarıyı yakalamış. Zeynep Karadağ, Denizli’ye elit bir eğlence mekanı kazandırdı. Azmi ile kısa sürede sahibi olduğu işletmeyi, seçkin adreslerden biri haline getirdi.

Bu kocaman işletme dediğim yer Çamlık Mesirelik girişindeki La Rouge, eski adı ile DolceVita. Ama artık o sizin bildiğiniz eski mekanlardan eser yok. Kesinlikle daha elit ve hitap ettiği kitle oldukça saygın bir grup. Zeynep Hanım’ın hakim olduğu ve eğitimini aldığı meslek ile yaptığı işletmecilik arasında bir alaka yok. Kendisine “Neden La Rouge ve işletmecilik?” diye sorduğumda başladı anlatmaya;

“Ege Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı mezunuyum. Evet hiç alakası yok. Mezun olduktan sonra İzmir’de 1 yıl kadar öğretmenlik yaptım. Ardından Denizli’ye ailemin yanına dönmeye karar verdim. O sıralarda Babam yani Bora Karadağ; Film Sevenler Derneği Lokali’ni işletiyordu. Bir süre iş aradım bulamayınca, ailem ile iş bulana kadar babama yardım etmem konusunda karar aldık. Benim işe başladığım dönemlerde Film Sevenler Derneği Lokali’nin müşteri sayısı biraz azalmıştı. Ben bazı çalışmalar yaparak tekrar topladım insanları. Artık Film Sevenler Derneği Lokali’ne gelen insan sayısı artmıştı. Ve bu işi severek yaptığımı fark ettim. Daha sonra çıkan bir karar ile dernek lokalleri kapatıldı. Babamla bu işi yapmaya kararlı idim ve La Rouge ile anlaştık burayı satın aldık.”

La Rouge yeni yüzü ve işletmecileri ile kesinlikle elit bir mekan. İşletmeciliğini birlikte yürüten baba kız vardiyalı bir sistem oluşturmuşlar kendilerine. Zeynep Hanım’a “Nasıl tepkiler alıyorsunuz?” diye bir soru yönelttim;

“Yaşım 26 olmasına rağmen daha küçük gösteriyorum. Burada ben garsonluk komilik her işi yapıyorum. Babam genelde işin arka tarafında. Yani müşteri ile birebir ben muhatap oluyorum. Genelde beni burada çalışan part-time bir öğrenci sanıyorlar. Daha sonra yine geldiklerinde artık tanışmış oluyoruz ve benim buranın işletmecisi olduğumu öğreniyorlar. Birde insanlar karşılarında bir bayan olunca yaklaşımları daha farklı oluyor. Sonuçta kadın eli değen heryer farklı oluyor, toplumda da bu kanı olduğundan bakış açıları değişiyor.”

“La Rouge nasıl bir yer? Bize anlatır mısınız?” dediğimde nereden başlayacağını bilemiyor Zeynep Hanım, çünkü o kadar çok yenilik ve zengin bir konsepti var ki!

“Bir kere hitap ettiğimiz kesim çok farklı. Pub tarzında bir mekan La Rouge. Bunun yanı sıra en önemli özelliklerimizden biri mutfağımız hep açık. Yani sabah saat dokuzdan gece saat ikiye kadar mutfağımız çalışıyor. Kahvaltıda dahil zengin bir menümüz var. Ustamız çok başarılı. Özellikle İtalyan mutfağı üzerinde yoğunlaştık. Tabi dünya mutfaklarından bir çok çeşit var menümüzde.

Denizli’de hiçbir yerde olmayan bilardo masamız var. yani oyun salonlarında var ama hiçbir pub yada barda bilardo masası göremezsiniz Denizli’de. Müşterilerimiz hem bilardo oynuyor hem sohbet ediyor hemde içkilerini içebiliyorlar. Müşterilerimiz bu durumdan çok memnunlar.

Barımız çok zengin bir kere. Çek Cumhuriyeti’den bu işi hobi olarak yapan ama asıl mesleği barmenlik olan bir kadın barmenimiz var. çok değişik kokteyller hazırlıyor. Bilinen yadaspecial kokteyllerimiz var. Mesela mojito için lime yani her yerde bulunmayan yeşil limon kullanılmalı. Biz bunu İzmir’den getirip gerçek mojito keyfini yaşatıyoruz.”

Müşteri kitlesi oldukça değişik ve zengin. Zeynep Hanım şöyle anlatıyor:
“Müşterilerimiz çok çeşitli. Özellikle yabancılar ağırlıklı. Yani yurtdışından gelmiş ve buraya yerleşmiş yabancılar çok. Onlarla dost olduk ve servis yaparken çok keyif alıyorum. Sohbetimiz ide ediyoruz işimizi de yapıyoruz burada.”

Sonuç olarak Zeynep Hanım’ın yaşı genç ve başarısı büyük. Başarılarının devamını diliyoruz.