Prof. Dr.Yavuz Dizdar Denizli’de

Ege Üniversitesi Güçlendirme Vakfı Okulları (EGEGVO) ile Özel Farabi Sağlık Meslek Lisesi tarafından ortaklaşa düzenlenen konferansa, beslenme-kanser ilişkisi üzerine yaptığı araştırmalar ile tanınan Prof. Dr. Yavuz Dizdar konuk oldu. Pamukkale Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferans yoğun ilgi gördü.

Prof. Dr. Yavuz Dizdar, sağlıklı beslenme konusunda öğrencileri uyarak konferansa başladı. Dizdar, “Benim işimin sağlıklı beslenme, onun dışında da bir işim yok. Doktorun görevi insanı iyileştirmek değil, insanın hasta olmasını engellemektir” diye konuştu.

Yediğimiz besinlerin artık gerçek mi değil mi sorusuna maruz kaldıklarını belirten Dizdar, “Sağlıklı yaşamda yumurta var ama o yumurta bu yediğimiz yumurta değil. GDO’ya karşıyız ama artık tüm besinlerde. Mısırı fareye yediriyorlar bir deneyde ve farelerde tümör çıkmaya başlıyor. AB Gıda Güvenliği’ndeki bir uzmanın açıklaması da, fare ile insan bir mi diyor. Yazıklar olsun” dedi.

Tarım ilaçlarının çok fazla kullanılması ile birlikte artık meyve ve sebzelerin yıkanmasının ve soyulmasının hiçbir anlam ifade etmediğini belirten Prof. Dr. Yavuz Dizdar, “Bilinen bir büyük marketten alınan portakal, adli tıpta incelendi ve içinde 20 çeşit tarım ilacı çıktı. Ama market kaliteli tabi” diyerek tepki gösterdi.

Dünyada oluşan sistemin ürünü olarak, satın almada ambalaja önem verildiğini söyleyen Dizdar, “Amaç kutuyu satmak, sütü değil. Şöyle de anlatayım, bulaşık bezleri tekrar kullanılabilir aslında. Ama reklamda sil at kullanmamızı istiyorlar. Hijyen adı altında ormanlarımızı tüketiyoruz” dedi.

“Ucuza gitmek istiyorsanız, yiyin” diyen Dizdar, “Tavuk kalmamış, kemik yapısı bozuk, etinin tadı yok, kar beyaz yumurta var etrafta, yumurtanın sarısı da hayvan hangi ışıkla besleniyorsa, o renk oluyor. Sentetik tad veriliyor. 12 yaşında bir çocuk geldi, babası aşırı kıllanma olduğunu söyledi. Dedim, ‘Yumurta yiyorsa kesin’ diye. O hayvana verilen antibiyotiklerin aynısı çocuğunuzda oluyor” dedi.

Yeni dünyanın, insanları oyalayarak yanlış tüketime sürüklediğini söyleyen Dizdar, “Sansür yayına başladılar. Binalara hapsedilmiş yaşayanları özendirip, para istiyorlar. Herkese sözde rezidansta yaşam imkanı sunuyorlar. Biz de istiyoruz sonra. Neden peki? Çünkü Fazilet Hanım’ın Kızları da rezidansta oturuyor” diye konuştu.

Son dönemlerde şeker fabrikalarının öneminin yeni anlaşıldığını ve aslında hiç değerinin bilinmediğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz Dizdar, “En az iki kere şeker için birileri ile konuşmaya gittim, kuru fasulye yiyip, televizyon izledim. Adamlar kendilerini savunuyor. Biz ne yapıyoruz peki, nerede sizin kampanyanız? Cumhuriyetin kaleleri olarak görülen yer satılıyor, muhalefet kaşı duruyor gibi görünüyor. Karışmıyor kardeşim, sen de karışma. Neyse, burası siyaset yeri değil” diye konuştu.

Söyleşi sonrasında, Ege Üniversitesi Güçlendirme Vakfı Okulları, Prof. Dr. Yavuz Dizdar’a katkılarından dolayı çiçek sundu, teşekkür etti.

Öğrenciler ise söyleşiden oldukça memnun kaldıkları ifade etti.