Bir öğretmenin en hüzünlü günü

Mustafa Özdemir, Cumhuriyet’in ilanından sonra Atatürk’ün öğretmen ihtiyacını kapatmak üzere yaptığı çağrıyla açılan kursa katılarak Türkiye’nin ilk öğretmenlerinden biri oldu. O dönemde öğretmene “eğitmen” dendiğini belirten Özdemir, “Atatürk ‘öğretmen yok, millet zayıf’ diyerek, askerliğini çavuş olarak yapanlardan yeterli durumda olanları öğretmen yapılmasını istedi. Ben ilkokul mezunuydum. Askerliğimi çavuş olarak yapıyordum. Bu çağrıyı duyunca öğretmen olmak istedim. Açılan kursa katılıp 13 kurmay subaydan ders aldım. Daha sonra yapılan sınavda bana Türkiye haritasıyla ilgili bir yüzölçüm sorusu sordular. Ben istihkam çavuşu olduğum için bu soruyu bildim ve eğitmen oldum” dedi.

Babasının ailelere tarlaları işlemesini istediği için eğitmen olmasına izin vermediğini belirten Özdemir, “Babam Çanakkale Savaşı’nda savaşmıştı. Tarlaları benim işlememi istiyordu. Sınavı kazandıktan sonra babama ‘Atatürk’ten bir emir var, çavuş olarak askerliğini yapanlar öğretmenliğe çağrılıyor’ dedim. O da ‘Madem Atatürk, devlet istiyor, o zaman git’ dedi ve izin verdi. 13 yıl boyunca vatanıma öğretmen olarak hizmet verdim” diye konuştu.

İsteğe bağlı Bağ-Kur ile 82 yaşında emekli olan Özdemir’in genç nesilden tek arzusu ve vasiyeti var; o da devletin bölünmez bütünlüğünün korunması. Atatürk’e dil uzatanları “gavur” diye nitelendiren Özdemir, “Devletten sağlık istiyorum. Var olsun, sağ olsun vatanımız. Bölünmesin, birlik beraberliğimizi bozmayalım, bunu istiyorum. Öğretmenlere başarılar diliyor, onların bu gününü kutluyorum. Şimdi Atatürk’ün sayesinde cennette yaşıyoruz. O’na dil uzatan gavurdur” diye konuştu.

Aylık 530 lira maaş alan Mustafa Özdemir’in iki oğlu olduğu, ancak babalarıyla ilgilenmedikleri belirtilirken; Özdemir köylülerin desteğiyle yaşamını sürdürüyor.