REKLAMI GEÇ

Her yüz öğretmenden 71’i borçlu

Her yüz öğretmenden 71’i borçlu

Eğitim-İş Denizli Şubesi Eğitim Sekreteri Ahmet Karaçam, sendika olarak yaptıkları araştırma sonuçlarının öğretmenlerin yüzde 71’inin borçlu, yüzde 25,77’sinin ise ekonomik nedenlerden dolayı ruh sağlığının bozuk olduğunu ortaya koyduğunu açıkladı.

/ DENİZLİHABER / 24 Kasım 2013 Pazar, 11:21

Eğitim-İş Denizli Şubesi Eğitim Sekreteri Ahmet Karaçam, 24 Kasım öğretmenler günü ile ilgili yaptığı açıklamada, sendika olarak yaptıkları araştırma sonuçlarını açıkladı. ‘Öğretmenliğe İlişkin Öğretmen Görüşü’ konulu araştırmada öğretmenlerin karşı karşıya olduğu ekonomik ve sosyal sorunlarını ortaya koyduğunu belirtti.

Karaçam, 83 yıl önce bir öğretmen maaşı ile 24 tam altın alınırken 2013 yılında yalnızca 3.68 altın alınabildiğini de vurgulayarak, “ 1930 yılında 90 lira maaş alan öğretmen, bir aylık maaşı ile 24 tam altın alabiliyordu. 2002 yılında ise 540 lira olan öğretmen maaşı ile 5.12,  2013 yılında ise 1 951 lira maaş alan öğretmen, 3.68 tam altın alabilir duruma geldi. Ayrıca, Eğitim-İş olarak yaptığımız araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 68.67’si bankalara, yüzde 32.68’i şahıslara borçlu olduğunu belirtirken, yüzde 71.08’i kredi kartı borcu olduğunu ifade etmiştir. Öğretmenlerin yüzde 25.77’si ekonomik sıkıntılar nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunu, yüzde 36.39’u ailesinin beslenme ihtiyacını tam olarak karşılayamadığını söylemiştir” dedi.

Açıklamasında,“Türkiye‘deki öğretmenler, OECD ülkeleri ile kıyaslandığında, toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları açısından oldukça geri durumdadır. OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim Raporu 2013”e göre Türkiye‘deki öğretmenler, diğer ülkelerdeki öğretmenlere göre çok daha fazla çalışmaktadır. Ülkemizde öğretmenin yıllık zorunlu çalışma süresi 1816 saat iken, OECD ülkelerinde, bu süre ortalama 1669 saattir. Türkiye’de öğretmenler, OECD ortalamasından her yıl yaklaşık 147 saat daha fazla çalışmakta; söz konusu fazla çalışmaya karşılık, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha düşük ücret almaktadır” ifadelerine yer veren Karaçam,  Bugün eğitimin birikmiş sorunlarını sırtında taşıyan 800 binin üzerindeki eğitim emekçisi  Öğretmenler Günü’nü umutsuz ve mutsuz geçireceğini vurguladı.
Karaçam açıklamasında, öğretmenlerin 12 Eylül 2010 referandumu ile yargı bağımsızlığının ortadan kaldırıldığını,  652 sayılı KHK ile Atatürk İlke ve devrimlerine uygun programlar hazırlama görevini çıkardığını,  4+4+4 gerici eğitim yasasıyla da Öğretim Birliğine son darbe vurulduğunu belirtti.

Karaçam açıklamasına şöyle devam etti:
“İktidarda bulunduğu 11 yıllık sürede Milli Eğitimin rotasını değiştiren AKP, en önemli kadrolaşmayı da Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirmiştir.
Bir taraftan yandaşlarını idari kadrolara yerleştiren AKP, bir taraftan da ilk atamalarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, İmam Hatip Lisesi meslek dersi ve Arapça branşlarına diğer branşlardan fazla kontenjan ayırarak eğitimde uyguladığı ayrımcı politikayı gözler önüne sermiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatındaki tüm yöneticilerin branşlarına göre dağılımına da bakıldığında aslan payının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi branşında olduğu görülmektedir.”

EĞİTİM-İŞ NE İSTİYOR
Karaçam, Eğitim-İş olarak taleplerini şöyle sıraladı:
Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınmasını, son 11 yıl içinde satın alım gücündeki azalmayı telafi edecek adaletli bir ücret artışı sağlanmasını, 666 sayılı KHK’da unutulan eğitim emekçilerinin hak kayıplarının giderilmesini ve ek göstergelerinin yükseltilmesini

Eğitimde esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamalarına son verilmesini, performans değerlendirme ve rotasyon uygulamalarından vazgeçilmesini

Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesini,
Gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınmasını,

Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının gerçekçi bir biçimde belirlenerek, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini,

Ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmesini,

Eğitimde etnik kimlik ve mezhep-tarikat gibi kimlikleri öne çıkartacak ithal müfredat programları yerine, ulusal, laik, bilimsel ve halktan yana programlar uygulanmasını,

Eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grev ve toplu sözleşme hakkının tanınmasını istiyoruz

Yorumlar

HTC   -  Bağlantı 25 Kasım 2013, 10:33

Öncelikle sadece öğretmenler için değil, her meslek grubu içinde geçerli olan iyi çalışma şartları ve maddi karşılığını söylemek istiyorum. Öğretmenlere gelince, evet onlar bir birey yetiştiriyor çok önemliler ama, bu ülke için fabrikada tarlada vs de üretim yapan işçisi çiftçisi ya onlar ??? demek istiyorum. Örnek vereyim. Kuzenim öğretmen haftanın 3 günü okula gidiyor (salı çarşamba perşembe) yaz tatilini saymıyorum bile. yaklasık eş ve çocuk parası ek ders dahil 2.500 tl ye yakın maaşı. altında 2013 model 55 bin liralık golfu. dedmya yaz tatilini saymıyorum. Bende bankacıyım. bende 2.500 tl alıyorum. ben ondan ek olarak haftanın 5 günü çalısıyorum yılda sadece 15 gün yıllık iznim var.benimde arabam var ama 1996 model. yani demem o ki. sadece öğretmenlere değil, her kesimde çalısan emkli olan herkesin iyi şartlarda yaşaması dileğiyle.

VATANDAŞ   -  Bağlantı 25 Kasım 2013, 00:39

YUH BE ÖĞRETMENLERDE EKONOMİK SIKINTI ÇEKİYORSA ASGARİ ÜCRETLİ ÖLSÜN BARİ.UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞINI ALAMAMA ŞİKAYET ETSE İŞTEN ÇIKARILMA KORKUSU V.S

bora   -  Bağlantı 24 Kasım 2013, 15:28

tatiliniz var şükredin diyorsunuz.duyan da yaz boyu sahil sahil gezilip sabahlara kadar eğlenildiğini sanacak.bırakın bu birbirini çekememezliği.

Tolga   -  Bağlantı 24 Kasım 2013, 11:47

Öğretmen maaşları gerçekten az. Üniversitede yard doç. hocalar kadar maaş almaları gerekir. Öğretmenler kendilerini kültürel, mesleksel alanda ne kadar geliştirirlerse öğrenciye de bir o kadar faydalı olurlar ve ne yazık ki bu mesleksel gelişim de maddi imkanlarla olmaktadır. Herkes asgari ücretli ile kıyaslıyor ama sonuçta onlar birey yetiştiriyor, bilgi öğretiyor, fazla maaş önce öğretmenlerin hakkı.

Tunç AY   -  Bağlantı 24 Kasım 2013, 11:45

Her öğretmenler gününde, her egitim öğretim başında aynı kendini acındırma yazıları yazılmaktadır. Diğer memurlar ne yapsın? Yılın en iyi dönemlerinde tatiliniz var en azından. Sükretmesini bilmeliyiz diye düşünüyorum

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı