Arpacı’dan uyarı ve öneri

Denizli Ticaret Odası Meclis Üyesi-DTO Başkan Adayı İzzet Arpacı, krizin, Türk tekstil sektörünü 2009’un son çeyreğine kadar etkileyeceğini belirtti. Arpacı, krizin etkilerinin azaltılması için ÖTV’lerin iade edilmesini önerdi ve “Vadesi gelen dönem sonu alacaklarının anapara ödemelerinin uzatılması, ek teminat ve ipotek istenmemesi gibi konularda hükümetçe bankalara sağlanacak güvence ile sanayici-banka arasında doğabilecek anlaşmazlık önlenebilir” dedi.
/ DENİZLİHABER / 3 Ocak 2009 Cumartesi, 01:00
Denizli Ticaret Odası Meclis Üyesi-DTO Başkan Adayı İzzet Arpacı, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu ve krizin tekstil sektörüne etkilerini değerlendirdi. Tekstil sektörünün, tamamen tıkanan iç piyasa ve daralarak küçülen dış piyasa şartlarına direndiğini belirten Arpacı, “İhracattaki daralmadan dolayı yüzde 17.5 azaltılarak revize edilen ihracat rakamları, tabi ki iyimserliğin göstergesi. Halbuki tekstilci yüzde 20-25 daralmaya bile razı. Euro bölgesinde ve ABD’de derinden hissedilen kriz, Türk tekstil sektörünü 2009’un ikinci çeyreğinin sonuna kadar etkileyecek. Üçüncü çeyrekte hafifleyerek azalacağını düşündüğümüz sancılı dönemin geçmesi, 2009’un son çeyreğini bulabilir” dedi. < ?XML:NAMESPACE PREFIX = O />
“Henüz krizin başındayız” diyen Arpacı, “Dış ticaret daha da daralacak. Eylül-Aralık döneminde azalarak hissedilen daralmanın sebebi, daha önce alınan siparişler. Giderek döviz gelirimiz azalacak. İç talepteki daralma ve düşen ithalat fiyatları nedeni ile döviz gideri de azalacak. Yani hızla daralan dış ticaret dolayısıyla durgunluğun ve işsizliğin daha çok hissedileceği bir döneme giriyoruz. Büyüme eksi olmaz ve yüzde 1 ile 2 arasında geçekleşirse ne mutlu bize. Ama umutsuz olmamak gerek. Bu dönemde davranışlara sağduyu; kararlara ise orta ve uzun vadeli bir bakış açısının egemen olması gerekir. Ekonomi soğutulmadan iç pazarı canlandırıcı önlem ve akılcı stratejilerle bireysel, kurumsal ve ulusal kazanımları koruma ve geliştirme zamanı diye düşünülmelidir” diye konuştu.
Hükümetin, hem IMF’den hem de 100 milyar dolarlık fon kuran Dünya Bankası’ndan pay almak için büyük çaba göstermesi gerektiğini belirten Arpacı, “Çünkü 2008’in son üç ayında ödenen 4 milyar 790 milyon dolardan sonra, 2009 yılının Eylül ayına kadar ödenecek olan 42 milyar 72 milyon dolar özel sektörün anapara ve faiz ödemesi var. Özel sektör ile finans sektörünün dış borcu 156 milyar dolar ve büyük bir rakam. Şirketlerin borcu bankaların üç katı. Onun için IMF ile acilen bir stand-by anlaşması yapmak gerekiyor. Hükümetin, yerel seçimler öncesi IMF’nin harcamalarda kısıntı isteyecek olmasından dolayı veya boyun eğmek olarak algılanacağı endişesine kapılmadan, en az 35-40 milyar dolarlık bir anlaşma yapması gerekir” dedi.
İhracatın teşvik edilmesi gerektiğini ifade eden Arpacı, çözüm önerileri de sıraladı. Arpacı, “Sanayici ihraç ettiği ürünün KDV’sini geri alıyor ama önceki aşamalarda ödediği ÖTV oranlarının yüksekliği maliyetleri yükselttiği için rekabetçi olmaktan uzaklaşıyor. Bu yüzden devlet, bu ÖTV’leri üretimi teşvik etmek adına iade edebilir. Amaç, işçi çıkarmadan maliyetleri düşürerek 2009’u geçirebilmekse ve kar etmek, büyümek ikinci, üçüncü planda ise bu önlem paketlerini almalıyız. Gönül arzu ediyor ki, tüketici taleplerini canlandıracak paketler ortaya koyabilsek; ama kaynaklarımız son derece kıt. Bu nedenle istihdamın daralmasını engelleyici adımlar atmamız, yatırım kredisi kullanan şirketlerin sıkıntılarını giderecek yollar aramamız gerekiyor” dedi.
Reel sektörün yoluna devam etmesi için imtiyazlı ortaklıklar veya başka bir formülle desteklenerek yatırımların tamamlanması ve ihracatın teşvik edilmesinin sağlanabileceğini dile getiren Arpacı, “Kamu ve özel sektör birlikte hareket etmelidir. Kamu kaynakları idareli kullanılmalı ancak işbirliği şart. Devam eden üretimimizde; zaten talep daralması ile kapasite kullanımının azalmasının önüne geçmek için önlem alınmalıdır. Bu süreçte olası üretim, milli servet kaybı ve artacak işsizlik sorununa çözüm olarak; vadesi gelen dönem sonu alacaklarının anapara ödemelerinin uzatılması, ek teminat ve ipotek istenmemesi gibi konularda hükümetçe bankalara sağlanacak güvence ile sanayici-banka arasında doğabilecek anlaşmazlık önlenebilir diye düşünüyorum” diye konuştu.