REKLAMI GEÇ

“Denizli gerçeğini görmezden gelemeyiz”

“Denizli gerçeğini görmezden gelemeyiz”

DETGİB Başkanı Kazım Arslan, “Denizli ekonomisi, kim ne derse desin 2003’den beri çok kan kaybetmiştir” dedi.

/ DENİZLİHABER / 14 Ekim 2009 Çarşamba, 17:24

Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Başkanı Kazım Arslan, Denizli’nin ekonomik durumunu ve yapılması gerekenleri ele aldığı basın açıklamasında, “Denizlimizde sanayiciler zor durumda. Girdi maliyetleri artarak devam ediyor. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki işletmelerin yarısı kapalı, mevcutlar yarı kapasite ile çalışabiliyor. Bazı işletmeler yurt dışına gitti. Birçok firma batmış durumda. Kimisi iflasın ertelenmesi kararı almış, en gözde işletmeler bile kapanıyor. Değerli bir sanayicimiz, ekonomik darboğaza düşmüş olmasından dolayı canına kıyıyor, yaşamına son veriyor. İşsizlik artmış. İlimiz göç alan değil, göç veren bir duruma gelmiş. Esnaf siftah etmeden dükkanını kapatıyor. Birçok işyeri kapanmış, dükkanlar boşaltılmış, bir çok kiralık işyeri ve daireler var. Bütün bunları görmezlikten gelerek sessiz mi kalalım? Bunları söylemek, yaşanan sıkıntıları anlatmak, bunların çaresini aramak, sesimizi duyurmak, demokratik kitle örgütlerinin görevi değil midir?” dedi.

‘Denizli’ye gereken destek verilmedi’
Denizli sanayicisine yıllardan beri, gereken desteğin verilmediğini ifade eden Arslan, “Yıllardan beri söylüyoruz. Bu kadar fevarana rağmen, ilimiz sanayicisine hangi destek verildi? 5084 sayılı yasa ile çıkartılan teşvikin yanlış olduğu hep söylendi. Bunun düzeltilmesi istendi, yanlışlığı kabul edildi. Aradan 6 sene geçmesine rağmen, neresi düzeltildi? Bu ülkenin yalnızca teşvikli 49 ili mi var? Geri kalan 32 il neden bu teşvikten yararlandırılmadı? Bu yasa ile sanayici, yatırımcı, işletme sahibi olanlar adeta cezalandırıldı. Teşvik dışında kalan bu 32 il ile birlikte Denizlimiz, en azından diğerleri kadar olmasa bile, onların yarısı oranında teşvikten yararlandırılmış olsaydı, bugün böyle bir durumda olur muydu? Öncelikle bunların cevabının verilmesi gerekir. Çünkü ilimiz bu haksız rekabetken büyük zarar görmüştür. Şimdiye kadar ilimize bu kadar haksızlık yapılmamıştır. Bunun aksini söyleyecek birisi varsa çıksın bana söylesin” diye konuştu.

Denizli sanayisinin, tekstil ağırlıklı olduğunu ve çöküntüyü 2003 yılından beri yaşadığını ifade eden Arslan, “Dünya Ticaret Örgütü’nün serbest ticaret anlaşmasını yürürlüğe sokması ile birlikte Denizli sanayicisi, daha da zorlanmaya başlamış, yüksek faiz düşük kur nedeniyle, döviz kurunun da düşük tutulması ihracatçıya da çok zarar vermiştir” dedi.

‘Hep seyirci kalındı’
Arslan, “Daha önceden yaşanmaya başlamış olan bu kriz, küresel kriz ile birlikte katlanmış, borçlu bulunan birçok firmalar işin içinden çıkamaz duruma gelmiştir. Bu arada bankalar da vadesi gelmeyen kredileri de geri isteyince, borçlu işletmeler kriz ile banka arasında sıkışıp kalmıştır. İşte bu arada devletin devreye girmesi ve mevcut çalışan işletmelerin çalışabilmesi için her türlü desteği vermesi gerekiyordu. Örneğin, bu dönemde çok zor durumda olan borçlu işletmelere, devlet bankaları destek olamaz mıydı? Vadesi gelmeyen kredileri isteyen bankalara, belirli garantiler verilerek, ‘Dur’ denilemez miydi? Elbette denilirdi, fakat hep seyirci kalındı ve tekstil sanayicisi yalnız bırakıldı” dedi.

‘Laf ile bir yere varılmıyor’
Denizli ekonomisinin, kim ne derse desin 2003’den beri çok kan kaybettiğini vurgulayan Arslan, “Bu arada ilimizde yatırımlar durmuş, alışverişler kesilmiş, kazançlar hiç kalmamıştır. İşte Denizli halkının fevaranı budur. Şimdi de devletten neden üvey evlat muamelesi gördüğünü sorgulamaktadır ve bunun cevabını aramaktadır. Amacımız, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir. Bu üzümü yeniden yiyebilmek için ne yapılmalıdır? Bunlar mutlaka konuşulmalı ve çözüm üretilmelidir. Laf ile bir yere varılmıyor. Kötümser olmak kadar, iyimser olmak da iyi değildir. Birbirimizi aldatmayalım. ‘İşi çok iyi olanlar var’ deniliyor. Bunlar kimlerdir? Çıksın konuşsun. Gerçekten sürekli işi var mı, karı iyi mi yoksa işyerini kapatmamak ve çarkı döndürmek için mi gayret sarfediyor bunları söylesin” dedi.

‘Biz gerçekleri söylüyoruz’
Tüm bu şikayetlerin, Denizli’nin çok kötü olduğunu göstermediğini, sadece Denizli’nin mağdur edildiğini ve yalnız bırakıldığını gösterdiğini dile getiren Kazım Arslan, “Şimdi ise devletin ilimize yaptığı haksızlıkların, uğranılan zararların telafisi isteniyor. Biz yaşanmakta olan gerçekleri söylüyoruz. Ancak siz gerçekleri söylemezseniz, susarsanız hiç kimse size yardım etmez, destek de olmaz. Önemli olan, sorunların daha iyi anlatılarak, çözümlerin de gecikmeden yapılmasını sağlamaktır” dedi.

‘Destek bekliyoruz’
Arslan, “Sanayicilerimizin daha fazla umutlarını kırmadan, yeni bir heyecan vermek için devletin desteğine büyük ihtiyaç vardır. Özellikle zorda bulunan ve banka ile problemleri bulunan işletmelere acilen, 2 yıl ödemesiz ve faizsiz can suyu kredilerinin verilmesini, bu işletmelerin devlete olan vergi ve SSK borçlarının 2 yıllık süre ile ertelenmesini, elektrik ve enerji fiyatlarının belirli bir süre için düşürülmesi ile sıkıntıda olan bu işletmelere ve sanayicilere nefes aldıracak, çalışmayanları da çalışır duruma getirecektir. İlimizin sorunları da çözümleri de bellidir. Derdini söylemeyenler çaresini de bulamazlar. Bütün şikayetler çaresizliğin ifadesidir. Denizli gerçeğini görmezlikten gelemeyiz, bu serzenişlerden herkesin bir ders çıkartmasını, devletimizin de ilimize destek olmasını bekliyoruz” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı