“Öğretmenler, yoksulluk sınırının altında yaşıyor”

Eğitim-İş (Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası) Denizli Şubesi Başkanı Osman Kandemir, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) tarafından 1994’te, Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edilen 5 Ekim’de yaptığı açıklamada, hem öğretmenlerin Dünya Öğretmenler Günü’nü kutladı hem de sorunları dile getirdi. Kandemir, UNESCO tarafından, 5 Ekim’in Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edilirken, dünya çocukları için daha iyi bir gelecek hazırlanmasında öğretmenlerin rolünün dünya halklarınca daha iyi anlaşılması ve dikkatin, öğretmen ve eğitim sorunlarına çekilmesinin hedeflendiğini hatırlattı.

“Öğretmenler, yoksulluk sınırının altında maaş alıyor”
Kandemir, Türkiye’nin çağdaş geleceğini hazırlamak için emek veren öğretmenlerin, Dünya Öğretmenler Günü’nü her gün biraz daha zorlaşan özlük ve ekonomik sorunlarla karşıladığını söyledi. Kandemir, “AKP iktidarı ile birlikte öğretmen, yoksulluk sınırına mahkum edilmiş, ekonomik ve özlük konularda hak kayıplarına uğratılmıştır. Eylül ayı itibari ile 1/9 derecedeki öğretmen 1300 TL maaş almaktadır. Türk-İş’in verilerine göre Eylül ayı itibariyle açlık sınırı 846 TL, yoksulluk sınırı ise 2 bin 757 TL’dir. Bu rakamlara göre, Türkiye’de öğretmenler yoksulluk sınırının altında maaşlarıyla yaşamaya çalışmaktadır” dedi. Birçok çocuğun, mevsimlik tarım işçiliği yüzünden, eğitimine başlayamadığını, birçok il ve ilçede okulların boş olması nedeniyle de eğitim-öğretime hala fiilen başlanamadığını hatırlatan Kandemir, eğitim öğretimin paralı hale getirildiğini, özel okulların ve dershanelerin bütçelerinin 10 milyon dolarları bulduğunu söyledi.

“150 bin öğretmene ihtiyaç var”
Türkiye’de okulların pek çoğunda, yeterli öğretmen bulunmadığını dile getiren Kandemir, “Hala öğretmensiz okul, okulsuz köyler bulunmaktadır. Normal eğitim düzenine geçmek, sınıf mevcutlarının 30 kişilik olarak düzenlenmesini sağlayabilmek için daha 150 bin öğretmene ihtiyaç bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı 2008 -2009 istatistiklerine göre; ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı İstanbul’da 46, Ankara’da 36, Bursa’da 38, Adana’da 39, Van’da 45, Şanlıurfa’da 53’tür. OECD ülkeleri ortalaması ise ilköğretimde 16.4, ortaöğretimde 13.7 dir, Türkiye’de ise öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 22, ortaöğretimde ise 18’dir” dedi.

“Açık kadrolar doldurulmalı”
Öğretmen açığının her yıl katlanarak büyümesine rağmen, eğitim fakültelerinden mezun olan gençlerin binlercesinin artık öğretmen olarak atanabilmekten umudunu kestiğini hatırlatan Kandemir, “İşsiz öğretmen sayısı çığ gibi büyüyerek, 300 bini aşmıştır. Emekli olan öğretmenlerimizin yerine kadrolu öğretmen ataması yapılmamakta, bunun yerine iş güvencesinden yoksun, sözleşmeli öğretmenler atanmaktadır. Öğretmen açığı, geçici olarak ücret karşılığı derse giren öğretmenlerce doldurulmaktadır. Ücretli öğretmen, vekil öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu usta öğretici gibi görevlendirme çeşitliliği AKP döneminde yaygın hale getirilmiştir. Ülkenin geleceği yönünden önemli sorumluluklar taşıyan, güçlüklerle karşılaşsa da görevlerini yerine getirirken hiçbir özveriden kaçınmayan öğretmenlerimiz, hak ettikleri yaşam koşullarına kavuşturulmalı, öğretmen açığını kapatmak için uygulanan ‘sözleşmeli ve ücretli öğretmen’ politikası derhal terk edilmeli ve bu açık kadrolar personel ataması ile  tamamlanmalıdır. Bu değerli mesleği böylesine zor koşullar altında, yılmadan, yorulmadan büyük bir fedakarlıklarla sürdüren öğretmenlerimizin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz” dedi.