“İlk olumlu sinyaller geliyor”

Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, ekonomide ilk pozitif işaretlerin gelmeye başladığını belirtti.
/ DENİZLİHABER / 26 Mayıs 2009 Salı, 17:24
Denizli Sanayi Odası (DSO)’nın desteğiyle, Capital ve Ekonomist Dergileri ile TTNET işbirliğinde düzenlenen ‘Global KOBİ Buluşmaları’ Anemon Otel’de yapıldı. Global KOBİ Platformu Buluşmaları çerçevesinde, ikincisi Denizli’de gerçekleştirilen toplantıya Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Turkven Private Equity Ortağı Göktekin Dinçerler, Türk Telekom Pazarlama İletişimi Direktörü İsmail Bayazıt, Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş ve TTNET Kurumsal Müşteri Kazanımı ve Bağlılığı Müdürü Boran Çelikkol katıldı.
Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı Müjdat Keçeci, “Ekonominin KOBİ’lerle hareketlenmesi için KOBİ’lerin bir yerlere gelebilmesi ve var olması lazım” dedi.
“Eğer ülkede bir ekonomik sinerji yaratacaksak, eğer bugün ülkemizde kalkınmayı sağlayacak ve ülkemizde ekonomik hareketliliği belirli bir seviyeye getireceksek, mutlak surette KOBİ’lerin ön plana alınması gerektiğine inanıyorum” diyen DSO Başkanı ve aynı zamanda KOBİ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Keçeci, “Ülkemizin neredeyse yüzde 90’ı KOBİ niteliğindeki şirketlerdir. Zaten büyük şirketlerimiz de KOBİ niteliğindeki şirketlerimizden sınıf atlayarak gelmişlerdir. KOBİ’lerin problemleri gerçekten büyük. KOBİ’lerin yaşaması için gerekli olan şartlar ülkemizde ne yazık ki çok eksik. Dolayısıyla gerçeği görmek ve KOBİ’lere bilinçli bir bakış açısıyla, yaşamaları için gerekli olan şartları sağlamak gerekiyor” dedi.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Türk bankacılık sektörünün inanılmaz şekilde likiditeye sahip olduğunu ve Türkiye’de hızlı şekilde kredilerin piyasayı canlandırmasıyla krizden daha kolay çıkılacağını söyledi. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin, 1929’dan beri yaşanan büyük ekonomik kriz olduğunu hatırlattı. Özen, global krizde üç kişinin çok yanlış yaptığını düşündüğünü belirterek, “Bir, global bankacıların çok yanlış yaptıklarını düşünüyorum. İki, siyasetçilerin, para otoritelerinin çok yanlış yaptığını düşünüyorum. Üç, regülatörlerin, bankacılık sektörünü düzenleyenlerin çok yanlış yaptıklarını düşünüyorum” dedi. Özen, “Bankalar 1 liralık sermaye ile 30-40, hatta 50-60 liralık iş yapma becerisi gösterdiklerini sanmışlardır. Ama ne olduğunu hep birlikte gördük diye düşünüyorum. Bunu niye yaparsınız? Aklıselimin yerini matematik modelleri alırsa yaparsınız. Bazı matematik modellerine güvenip yapabilirsiniz, ama aklıselimi hiçbir zaman kaybetmeyeceksiniz. Bu yaşanmıştır, bu olmuştur. Uluslararası bankacılık sisteminde bunu çok net bir şekilde gördük. Global bankalar toplam risklerini ölçemiyorlar, bankalar kendi risklerini kendi ölçemiyorsa, onları düzenleyen regülatörler zaten ölçemezler. Bu tür hatalar yapılmıştır” diye konuştu.
Özen, “Ekonomide bazı kurallar vardır ki, değişmez. Faiz oranının, her zaman enflasyonun üzerinde bir getiri getirmesi gerekir. Pozitif, reel faiz dediğimiz şey, ekonomi kitaplarında böyle yazar. Bu çok doğru bir şeydir. Ama 2000 yılına baktığımız zaman, dünyada bir faiz uygulaması görüyoruz. O kadar ucuzlayan bir para ki, tüketiciyi, insanları, şirketleri cesaretlendiriyor. Oluşan piyasada o balon patlıyor” diye konuştu.
İYİYE DOĞRU İŞARETLER
Ekonomide, geriye dönüşün başladığını ve ilk işaretlerin geldiğini gördüklerini belirten Özen, “Büyümede dip, birinci çeyrekte görülecek olsa bile pozitif büyüme en erken dördüncü çeyrekte. Kapasite kullanım oranı veya sanayi üretimi veya açıklanan büyüme rakamı, daralmanın yani ekonomideki küçülmenin hızının yavaşladığını gösteriyor. Ama hala yavaşladığını düşünürsek demek ki dibi bulmuş muyuz? Ben çok emin değilim. Bazı rakamların dönmesi pozitiftir, ama ayağımızı hala çok sağlam şekilde tutmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Ama şu göstergeleri burada size gösterebilmem bile benim için mutluk kaynağıdır. Ekonomide ilk pozitif işaretler gelmeyi başlamıştır” dedi.
Özen, “Hazine itfasını, hazine bonosunun vadesi geldiği zaman, vadesi geldiği 100 lirayı isteyecek piyasadan, bir de 4 lira daha isteyecek. Yani yüzde 104 olacak. Bütçe açığı nedeniyle, hazine, tekrar kredi piyasasına rakip olarak geri dönmüştür. Bankalar Hazine bonosu almasın, kredi versin yaklaşımını doğru bulmuyorum. Türkiye’nin ne hale gelebileceğini düşünebiliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi, hazine bonosu ihalesine çıkacak, bankalar almayacak, hazinenin ihalesi başarısız geçecek ve o ülkede kriz olmayacak. Ben bunu kabul edemem, kimse kusura bakmasın. Oradaki finansmanı hep birlikte çevirmemiz lazım. Sadece bankalar değil, bankalar alacak, bireyler alacak, firmalar alacak, nakit durumu müsait olan herkes alacak. Hazinenin ihalelerindeki başarı son derece önemlidir. Borcunu çeviremeyen bir devletten bahsedebilir miyiz?” dedi.
Türk bankacılık sektörünün inanılmaz şekilde likiditeye sahip olduğunu söyleyen Özen, Türkiye’de hızlı şekilde kredilerin piyasayı canlandırmasıyla, krizden daha kolay çıkılacağını vurguladı.
< ?xml:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" />