REKLAMI GEÇ

O, hem yazar hem yönetir

Gerek iş kariyeri, gerekse toplum sorunlarına olan duyarlılığı ile dikkatimizden kaçmayan Eke Tekstil’in başarılı Dokuma ve AR-GE Müdürü Mustafa Soylu, İŞ’te RENKLER yazı dizimizin bu haftaki konuğu oldu.

/ DENİZLİHABER / 13 Temmuz 2007 Cuma, 00:00

Birçok işadamı ve birçok yöneticinin yaşam tarzından farklı bir çizgisi olan Soylu, iş hayatında olan başarısını yazarlığa da taşımış bir isim. Henüz çocuk yaşlarda kitaplara olan ilgisinin, kendisini bugünlere kadar sürükleyeceğini tahmin eden Soylu, en büyük hayalinin ilk kitabı olan “Korkuyorum baba korkuyorum”un bir dizi ya da bir sinema filmi haline getirilebilmesi olduğunu söylüyor.

Soylu, bu hayaliyle ilgili de çocukluk arkadaşı olan “Dondurmam Gaymak” filminin yönetmeni Yüksel Aksu ile istişare yapıyor. Yakın zaman içinde 4. ve 5. kitabını da çıkaracak olan Soylu, “Yazarlığı bitirmek istemiyorum. Ancak mesleğimi de en iyi şekilde yapmak zorundayım. Hayalim emekli olduğumda memleketim Muğla’nın Ula ilçesinde denize nazır oturup kitap yazmak. İşte o zaman Türkiye’nin en iddialı kitaplarını yazabileceğimi düşünüyorum” dedi.

İşte farklı yaşam tarzıyla yazı dizimize konuk olan Mustafa Soylu ile yaptığımız söyleşi;

MUSTAFA SOYLU KİMDİR?

1967’de Muğla’nın Ula ilçesinde Dünya’ya gelen Mustafa Soylu, ilk eğitimini de yine memleketinde yaptı. Başarılı bir öğrenci olan Soylu, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Tekstil Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra 1995 yılında, Türkiye’nin tekstil kenti olan Denizli’ye gelerek burada Eke Tekstil’de göreve başladı. Ayrıca Tekstil Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi de olan Soylu, evli ve iki çocuk babası.

İlk olarak işinizden bahsedelim. Eğitiminizi tamamladıktan sonra Denizli’ye gelerek burada iş hayatına atıldınız. Bunun nedenleri neydi?

M.SOYLU: “Memleketim Muğla’ya yakın bir il olması ilk nedenimdi. İkinci nedenim ise; İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Köseoğlu ve Prof. Dr. Yüksel Yılmaz’ın bana söyledikleriydi. Bu iki hoca benim üniversitede en çok değer verdiğim hocalarımdı. İşte bu iki sebepten dolayı iş hayatıma Denizli’de start verdim ve artık ben de bir Denizliliyim”

Yazarlığa başlayış öykünüzden bahsedebilir misiniz?

M.SOYLU: “2002 yılında büyük annemin vefatından sonra Susanna Tamaro isimli yazarın ‘Yüreğinin götürdüğü yere git’ adlı kitabını okumuştum. Kitapta, büyük anneye yazılan bir mektuptan bahsediliyordu ve ben bundan çok etkilendim. Daha sonra da kitap yazmak isteği doğdu içimde. İlk kitabımı da yakın çevremdeki akraba evliliklerini ele alarak yazdım. Bu kitabı yazmamdaki en büyük amacım, ülkemizde akraba evliliklerine karşı mücadeleci tavrımı sergilemekti”

Toplam kaç kitabınız var ve konuları nelerdir?

M.SOYLU: “Şimdiye kadar çıkan üç kitabım var. Ancak yakın zaman içinde yeni çıkacak

iki kitabım daha var. Kitaplarımın konularına gelince; ilk kitabım ‘Korkuyorum baba korkuyorum’da az öncede bahsettiğim gibi toplumun kanayan bir yarası olan akraba evliliklerini ele aldım. İkinci kitabım ‘Yüreğimdeki yarın’da ise yine toplumsal olayların yer aldığı 7 farklı hikâyeyi bir arada topladım. Üçüncü kitabım ‘8’den 98’e’de bir bulmaca kitabı. Yeni çıkacak olan kitaplarımdan ‘Ha sen, ha hasret’ şiir kitabı, ‘Palamutbükü’nde aşk’ da bir aşk romanı olacak”

‘Dondurmam Gaymak’ filminin yönetmeni Yüksel Aksu’yla da bir yakınlığınız var. Peki, ne zamandır arkadaşsınız?

M.SOYLU: “Yüksel Aksu ben gibi Ulalı. İkimiz çocukluk arkadaşıyız ve aynı okulda okuduk. Ama o diğer öğrencilere nazaran daha aktifti ve derslere pek önem vermezdi.

Okul piyeslerini hep o yönetirdi. Beraber birçok piyeste oynadık. Öğretmenlerimiz hep onun ileride çok iyi bir tiyatrocu olacağını söylerdi. Bunun yanı sıra ilk kitabım olan ‘Korkuyorum baba korkuyorum’u da bir sinema filmi ya da dizi haline dönüştürebilmek için Yüksel ile birlikte istişare yapıyoruz. Amacımız toplumun bu sorununa karşı bir tavır sergilemek”

Son olarak, okuyuculara buradan vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

M.SOYLU: “Evet tabiî ki var.. Sevmek için bile zaman yokken nefret niye? Benim için bardağın dolu tarafı çok önemlidir. Herkes içinde bu böyle olmalıdır. Pozitif olalım, pozitif düşünelim ve pozitifliği dünyaya yayalım. Ayrıca insanlara bir şeye karar verdiyse mutlaka başaracaktır. Bununla ilgili de; ‘bahane, hedeften gözünü ayıranların gördüğüdür’ demek istiyorum”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı