REKLAMI GEÇ

Öğretmen maaşlarına altın hesabı

Öğretmen maaşlarına altın hesabı

Eğitim-İş Denizli Şube Sekreteri Gökhan Okulu, öğretmenlerin AKP’nin 11 yıllık iktidarı döneminde adeta cezalandırıldığını ileri sürdü. Temmuz zammını eleştiren Okulu, öğretmenlerin 1930 yılında aldığı ücret 24 cumhuriyet altını değerinde iken, 2013 yılında 2,8 cumhuriyet altınına düştüğünü belirtti.

/ DENİZLİHABER / 16 Temmuz 2013 Salı, 12:53

Eğitim-İş Denizli Şube Sekreteri Gökhan Okulu, Temmuz zammını eleştirdi. Kamu çalışanlarının, yüzde 1’lik enflasyon farkı ve yüzde 3’lük Temmuz zammına göre yeniden belirlenen maaşlarını dün aldıklarını belirten Okulu, “ Kamu çalışanları, yüzde 1’lik enflasyon farkı ve yüzde 3’lük Temmuz zammına göre yeniden belirlenen maaşlarını bugün aldı. Enflasyon farkıyla birlikte 6 ayda yüzde 4’lük zam veren siyasi iktidar kamu çalışanlarını bir kez daha yoksulluğa ve sefalete mahkûm etmiştir” dedi.

KAMU ÇALIŞANLARIYLA ALAY EDİLİYOR
Okulu, “Temmuz 2013 artışlarına göre 7’nci derecenin 1’inci kademesindeki öğretmen maaşı aile ve çocuk yardımı hariç 1.871 liradan 1.951 liraya yükselmiştir. Yüzde 4’ün ortalama memur maaşında yapacağı artış 70-80 TL arasındadır. Kamu emekçilerine reva görülen ücret zamları, sürekli artan hayat pahalılığı karşısında yetersiz kalmakta, Hükümet, yaptığı komik zamlarla kamu çalışanlarıyla adeta dalga geçmekte, emeklerini yok saymaktadır” diye konuştu.

MAAŞA ALTIN HESABI
Özellikle öğretmenlerin AKP’nin 11 yıllık iktidarı döneminde yoksullaştığını, adeta cezalandırılarak kamu çalışanları arasında en düşük ücreti alan kesim haline getirildiğini belirten Okulu, “Öğretmen maaşı, cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılında 20 cumhuriyet altını değerindeyken, AKP iktidarı döneminde gittikçe erimiştir” dedi.

1930-2013 yıllarında öğretmenlerin alım gücünü açıklayan Okulu, “ 1930 yılında öğretmenlerin 90 lira maaş ile 24 Cumhuriyet altını alıyordu. Bu rakam 2002 yılında 5.8, 2003 yılında 4.4, 2013 yılında ise 2.8’e düşmüştür. Öte yandan her ay açıklanan enflasyon rakamlarının gerçeği ne kadar yansıttığı şüpheliyken, enflasyon farkı adı altında kamu emekçilerine layık görülen bu farkın kabul edilmesi mümkün değildir” diyerek kamu emekçilerine yapılan Temmuz zammını eleştirdi.

HÜKÜMET KAŞIKLA VERDİĞİNİ KEPÇEYLE GERİ ALMAKTADIR
Gelir vergisine esas olan toplam gelir 10 bin 700 TL’ye kadar yüzde 15’ten vergilendirilirken 10 bin 700’den 26 bin 000 TL’ye kadar olan gelir yüzde 20’den vergilendirildiğini de vurgulayan Okulu, açıklamasını şöyle devam etti:

“Genelde yılın ikinci yarısında, vergi oranı yüzde 15’ten yüzde 20’ye çıktığı için çalışandan yüzde 5 daha fazla kesinti yapılmaktadır. Böylece AKP hükümeti, çalışanlara yüzde 4 zam yaptığını iddia ederken aslında çalışanın kazancından yüzde 5 geri almaktadır. Yani zam yapmadığı gibi çalışanın alım gücünü daha da azaltmış olmaktadır. Reel olarak örneğin 1.derecede 17 yıllık evli, eşi çalışmayan ve 2 çocuklu bir öğretmen maaşında 2013 Ocak ayında 110 lira artış olurken ikinci 6 ayda vergi dilimine girdiğinden maaşında 54 lira azalma olmaktadır. İşte buna “kaşıkla verip kepçeyle geri almak” denir.
Çalışanların gelir düzeyini ve alım gücünü yükseltebilmek için gelir vergisine esas olan toplam gelir matrahlarının daha yüksek belirlenmesi ya da vergi oranının daha düşük tutulması gerekmektedir. Örneğin resmi rakamlara göre yoksulluk sınırı altında geliri olanlardan gelir vergisi kesilmemelidir. Öte yandan öğretmenlerin aldığı ek ders ücretlerinden de vergi kesilmekte; ancak bu kesintiler emekliliklerine yansımamaktadır. Siyasal iktidar tüm kamu çalışanlarını yoksullaştırırken özellikle de eğitim çalışanlarını diğer meslek gruplarına göre daha da yoksullaştırmaktadır.”

SENDİKALARA ÇAĞRI
1 Ağustos 2013’ten itibaren yeni ‘’Toplu Sözleşme’’ sürecinin başlayacağını da hatırlatan Okulu, “Yapılması gereken öncelikle toplu sözleşme yasasından başka her şeye benzeyen 4688 Sayılı sahte ve yandaş sendika yasasına karşı, grevli ve toplu sözleşmeli sendika yasası için mücadele etmektir.1 Ağustos’ta başlayacak tiyatrodan bir şey çıkmayacaktır. Çünkü bu tiyatronun senaryosu emek ve emekçi karşıtlarınca önceden yazılmıştır, figüranları da bellidir. Bu bağlamda sendikal anlayışlarımız ne kadar farklı olursa olsun gerçek sendikaları bekleyen görev, sınıfın çıkarları için sınıf birlikteliğini sağlayıp yıllardır emekçileri açlığa ve yoksulluğa mahkûm edenlere karşı ‘’Hak verilmez alınır’’ anlayışıyla mücadele etmektir” çağrısında bulundu.

Yorumlar

Kobra   -  Bağlantı 16 Temmuz 2013, 22:15

Hükümet eğitimi ve öğretmenleri gözden çıkarmış.Grev ve toplu sözleşme olmayınca nasıl sendika olunuyor.Anlamak mümkün değil.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı