Kuraklık hayvancılığı vurdu

Ülke genelinde etkili olan kurak yaz dönemi tarımdan sonra hayvancılığı da etkiledi. Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Denizli Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Mehmet Ali Uzakgider, yem fiyatlarının ve tarım arazilerindeki kuraklığın hayvanları verimsiz hale getirdiğini söyledi. Uzakgider, “Ülke genelinde yaşanan kuraklık, bitkisel ve hayvansal üretimi olumsuz yönde etkilemektedir.Birbirine bağlı olarak yapılan her iki üretim şeklinde de gerileme sözkonusudur. Ülkemizde 27,7 milyon hektar alanda tarım yapılmaktadır. Bunun ancak 4,3 milyon hektarı sulanabilmekte; 23,4 milyon hektarında ise tamamen kurak şartlarda ve yağışlara bağlı bitkisel üretim yapılmaktadır. Sulanabilen alanlarda ise yağışların az olmasından dolayı su kaynakları yeteri kadar beslenemediği için sulama suyu da yetersiz kalmıştır. Dolayısıyla ülke genelinde bitkisel üretimde ortalama %35–40’ lar seviyesinde düşüş söz konusudur. Özellikle hububattaki düşüş doğrudan hayvancılık sektörünü vurmaktadır. Hayvancılıkta %70’ lik ana girdiyi oluşturan yem, çok büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde zaten yetersiz olan kaba yem açığı ve ihtiyacı daha da artacaktır. Ülke hayvancılığının ihtiyacı olan elli milyon ton kaba yemin ancak on beş milyon tonunu üretebiliyorduk Şimdi bu açık daha da büyüyecektir. Daha şimdiden hiçbir besin değeri olmayan samanın kilogramı 25 ykr (250.000tl), yoncanın kilogramı 35 ykr (350.000tl), silajın kilogramı 10-11 ykr (100–110.000tl), arpanın kilogramı 45ykr(450.000tl), konsantre yemin çuvalı 26-27 ytl (26–27 milyon TL) olmuştur. Kırda, bayırda ve meralardaki otlarla karınlarını doyuran küçükbaş hayvanlar kuraklıktan dolayı otlar büyümediğinden beslenememektedirler. Çok fazla ekonomik külfet getirmeden büyük katkılar sağlayan küçükbaş hayvancılık da bu nedenle zor durumdadır. Diğer taraftan aşırı sıcak havaların hayvanlarda yemden yararlanma, döl verimi süt ve et verimine olumsuz etkileri söz konusudur ve bu hayvansal ürünlerde %20 civarında verim kaybına neden olmaktadır. Bu oran bal üretiminde % 40’lara ulaşmaktadır. Bu durum ülkemizde mevcut olan hayvansal protein açığını daha da arttıracaktır. Girdilerin hem kıt hem de pahalı olması maliyetlerin yükselmesine neden olmaktadır. Bu durum hayvancılıkta ekonomik anlamda sürdürülebilir, sağlıklı üretim yapmayı zorlaştırmaktadır. Zor durumdaki hayvancılığımız bu durumdan olumsuz etkilenecek ve gelişmesi yönündeki çabalar boşa gidecektir. Bakılmakta güçlük çekilen hayvanlar değerinin altında kasaba gidecektir. Mutlak surette gerek yetiştiricilerimiz gerekse karar merciindeki yetkililer tedbirleri zamanında almak zorundadır. Bu konuda bitkisel üretimde olduğu gibi üretim şekline ve tipine göre adet veya ünite bazında destekleme yapılmalıdır. Çünkü hayvancılık akşamdan sabaha geliştirilecek bir sektör olmayıp, yıllarca çaba ve emek sarf edilmesi gereken bir uğraştır.”dedi.