REKLAMI GEÇ

ŞARAPSIZ ŞARAP SEMPOZYUMUNA GEZİ METAFORU:#diren şarap

ŞARAPSIZ ŞARAP SEMPOZYUMUNA GEZİ METAFORU:#diren şarap

SEMPOZYUM İZLEME NOTLARI: Denizli’nin evsahipliğinde gerçekleştirilen şarap firmalarının stand açmadığı, şarap tatmanın mümkün olmadığı Şarap Sempozyumu sona erdi. Bu önemli organizasyonu başından beri takip eden yazarımız Yaşar Tok, izlenimlerini kaleme aldı. İşte Yaşar Tok’un, şarap sempozyumundan yola çıktığı, Gezi olaylarına uzanan değerlendirmeleri…

/ DENİZLİHABER / 4 Kasım 2013 Pazartesi, 14:15

YAŞAR TOK

Eskiden olsa “mücadele” derdik. Artık bu sözcük yerini yavaşça “direnme” sözcüğüne bırakıyor. Nasıl bırakmasın, toplumsal olaylara hükümetin dolayısıyla devletin bakış açısı, “ya sev ya terket” ikileminde konuşlanmış durumda. Ortası yok. Hak aramak, bunun için mücadele etmek ve yeni kazanımlar elde etmeyi hedeflemek neredeyse hayale dönüştü. Sadece durumu muhafaza etmek, bunun için direnmek meşruiyeti geçer akçe oldu. Ona da eğer gazdan, tozdan, coptan ve kurşunlardan nasiplenmeyi göze alabiliyorsanız başvurabilirsiniz. Yoksa direnmek dahi her an hakkınızda soruşturma, kovuşturmaya yol açabilir, bir duvar dibinde kör kurşunlara hedef olabilirsiniz.

Biz yine de #diren şarap diyerek, şarap, alkol ve ilgili sektörel alanların toptan yok edilmesine yönelik siyasal kültürel histeriye karşı çıkmanın, meşru zeminlerde mümkün olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla yazımızın başlığını metaforik bir çağrışımla #direnşarap koymayı uygun gördük.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-2

Şarapsız “Şarap Sempozyumu” sona erdi. Üç gün devam eden oturum ve etkinlikler çay-kahve eşliğinde, sektör temsilcilerinin ilgi göstermediği bir çalışma olarak dikkat çekti. Hiçbir şarap firması stand açamadı, dolayısıyla tadım ve tanıtım seremonisi yoktu. Kuru, renk ve heyecandan yoksun, dalgın düşüncelerle ortalıkta gezinen katılımcıların hüzünlü ve bomboş çevreyi tarayan gözlerini anlatmaya hiçbir yazı manzumesi kifayet etmezdi.

Adına yapılan sempozyuma inat, ortalıkta Şarap yoktu

Şarap sektörü adına Küp ve Pamukkale şarapları dışında yerel temsilci uğramadı. Ne oturumlar boyunca ne de akşam yemeği veya gezi programlarında ortalıkta görünmediler.

Biz ilk açılış günü ve sonrasına, açılış kokteyline, akşam yemeklerine ve son gün gezi programına katıldık. Çeşitli üniversitelerden gelen bilim insanları, öğrenciler, organizasyonu gerçekleştiren ilgili oda temsilcileri ve adı geçen sektör temsilcileri ile üç gün boyunca görüştük, röportaj yapıp, etkinlikleri haberleştirdik. Sözün kısası çalışmaların üç günlük serüvenine tanık olduk. Bu zaman zarfında bilimsel oturumlar ve oturum dışı etkinliklerle ilgili epey gözlem biriktirdik.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-4

Giriş faslını uzatmadan, ilk sempozyuma gidip hafızamızı biraz tazeleyelim. Böylece ikinci kez yapılması için beş yıl emek ve zaman harcanan bir sempozyumun şimdiki hüzün, hicran ve ilgisizliğe mahkumiyetine karşılaştırmalı bir ayna tutalım.

1.ŞARAP SEMPOZYUMU

İlk sempozyum 2008 yılında PAÜ Kongre Salonunda yapılmıştı. Heyecan vericiydi. Sektöre umut dağıtmış, cesaret aşılamıştı. Büyüklü küçüklü 30 civarında şarap firmasının-ki bunların en az 10 tanesi Denizlili şarap üreticisiydi-standı ile temsil edildiği bir kongreydi. Oturumlarda konuşmacı olarak ya da sorunlarını dile getirmek üzere kürsüde yer alan bir o kadar sektör ilgilisi olmuştu. Pek çok bilimsel bildiri hazırlanmış, oldukça hacimli(536 sayfa) bir sempozyum kitabı yayınlanmış, yayını TUBİTAK finanse etmişti.

1.Sempozyumun açılış konuşmalarını yapanların listesi size de ilginç gelebilir. 6-8 Kasım 2008 tarihli o kongrenin açılışını sırasıyla; Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer, Denizli Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenlili, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, dönemin PAÜ Rektörü Necdet Fazıl Ardıç ve yine o dönemin Denizli Valisi Yavuz Erkmen konuşmalarıyla yapmıştı.Sergiler açılmış, gazeteci Özgen Acar senfonik bir görsel sunum gerçekleştirmişti.
1

İlk sempozyuma 15 civarında ayrı üniversiteden öğretim elemanları bildirilerle katılmış, farklı enstitülerlerden tarım, ziraat ve bağcılık üzerine çalışma raporları sunulmuştu. Devletin ilgili kurumları yanı sıra meslek örgütleri görüş ve önerilerini kürsüden belirtmiş, Türkiye’nin farklı bölgelerinden “büyük” şarap firmalarının neredeyse tümünün temsilcileri sıkıntı ve taleplerini dile getirme fırsatı bulmuştu.

Yurtdışı katılımlar olmuştu. Örneğin Montpellier Üniversitesi ve GmbH&Co-Almanya dışında Jean LucColin gibi ünlü şarap uzmanları davet edilmişti.

Sonuç olarak 8 oturum, bir çalıştay, bir panel, açılış kokteyli, şarap gecesi, Hierapolis gezisi ve yerel şarap fabrikalarında inceleme ve gözlem gezisi ile tamamlanan birinci sempozyum oldukça verimli geçmişti. Panel, çalıştay ve oturumlarda toplam 100 civarında konuşmacı söz almış, 31 bildiri, 28 poster yayınlanmıştı.

HER SONBAHAR SEMPOZYUM!
Tam 5 yıl boyunca, her seferinde “bu sonbaharda 2.Şarap Sempozyumunu yapıyoruz” diye başlayan toplantı, görüşme ve çağrıların nihayet sempozyuma dönüşmesi süreci oldukça ironik aslında.

Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri oda temsilcileri ile zaman zaman yaptığımız görüşmelerde, her sonbahar sempozyum yapmayı hedeflediklerini duyuyorduk ama bu hedef bir türlü gerçekleşmiyordu.

2.Sempozyum için 2010 yılı baharında yapılan ilk toplantı Denizli Sanayi Odası toplantı salonunda gerçekleşti. Davetli olduğum bu toplantıya sektörün Denizli temsilcileri ve bazı resmi kurum temsilcileri katılmış, temennilerle biten bir görüş alışverişi şeklinde geçmişti.

denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic

(2010 yılı toplantısı. Yer: Sanayi odası)

Bu yıl yine ilkbahar aylarına doğru yeni bir toplantı için davet edildik. Şiir Otel salonundaki toplantıya bu kez daha geniş bir katılım öngörülmüş, milletvekilleri, Valilik temsilcisi ve diğer bürokratlar çağrılmıştı.

Beş yıldan bu yana her yıl yapılmaya çalışılan Sempozyum için düzenleyici oda temsilcileri daha kararlı ve sorunları aşmış görünüyorlardı. Milletvekilleri CHP’den İlhan Cihaner, AKP’den Mehmet Yüksel ve Bakanlıktan birkaç temsilci ile sektör ve meslek odaları temsilcileri kalabalık bir grup oluşturmuştu. Basının da davet edildiği toplantıdan çıkan karar, 31 Ekim-2 Kasım 2013 tarihleri arasında Sempozyum yapılması yönünde oldu. Mehmet Yüksel ve Cihaner kısa birer konuşma yapıp, şarap sektörünün Denizli ekonomisi için önemine değinerek dilek ve temennilerini ilettiler. Desteklerini beyan edip, topu bürokratlara atarak ortalıktan çekildiler. Bürokratlar ise (hemen hepsi TAPDK görevlisi) ‘bu güzide çalışmanın arkasındayız’ deyip olası eleştirilerin önünü kesiverdiler! Sempozyumda aynı görevlilerle karşılaştım. Yasal denetleme görevlerini ifa etmek için orada oldukları açıkça belli oluyordu.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-1

(2013 yılı baharı. Yer: Şiir Otel)

Sonra bu toplantıyı da unuttuk. Doğrusu yapılacağına dair umudumuz giderek yok olmuştu. Nasıl olmasın, bu zaman zarfında yeni alkol yasası yürürlüğe girmiş, yasa ile sektörün kolu bacağı budanmıştı. Bırakın şarap bulundurmayı, adını anmak için bile izin almak gerekiyordu. Kent içinde alkol satış saatleri sınırlanmış, satış yerleri ise binbir türlü gerekçeyle kapanmaya zorlanmış ya da zorlanmaktaydı. Sektörün reklamı, tanıtımı, duyurusu hiçbir surette yapılamazdı. Yasanın çıktığı o ilk günlerde ayaküstü görüştüğüm pek çok insan, yaşanan gelişmelerden korkusunu açıkça ifade etmişti. Alkol üreticilerine pek çok Deli Dumrul vergisi yüklenmiş, adeta koca bir sektörün kapısına kilit vurmak için her yol denenmekteydi.

Sonra geçtiğimiz hafta başı Kimya Mühendisleri Odasından gelen telefonla sempozyuma davet edildik. Nihayet ‘beş yılın düşü’ gerçekleşiyordu.
2

SEMPOZYUMUN ‘IN’LERİ VE ‘OUT’LARI
Sempozyum, kongre, seminer, konferans… gibi kısmen ya da tamamen bilimsel nitelikli toplantılar çoğunlukla sıkıcıdır. Eğer ilgi duyduğunuz bir alana ait değilse hepten uzaklaşırsınız. İçiniz dinlemeye elvermez, her fırsatta bir gerekçeyle sıkıcı bulduğunuz konuşmalardan kaçmanın bir yolunu bulursunuz. En iyi ihtimalle gömüldüğünüz koltukta dimağınız yorulur, algılarınız kapanır ve gözkapaklarınız ağır ağır inerek sizi küçük bir uyku kestirmesinin kollarına bırakıverir. Bu tasvir herhangi bir dinleyici için geçerlidir. Bir de kongre ya da toplantı konusunun sakıncalarından kaçanlar vardır ki, 2. Şarap Sempozyumu’nun belki de en belirgin ‘kaçakları’ bu kesimi oluşturanlardı.

Geçen hafta EGS Kongre salonunda gerçekleşen sempozyumu son yılların Türkiye panoramasından bir kesit gibi yaşadık adeta. Şarap sempozyumunda şarap yoktu, şarapçı yoktu, ritüel yoktu, bürokratlar yoktu, kentin ‘ileri gelenleriz’ yoktu, vekiller, amirler ve her konuya maydanoz olmayı pek seven medya gediklisi şahsiyetlerden eser yoktu.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-7

İlk günün hüzünlü tablosu böyle bir panorama oluşturuyordu.Denizlili iki önemli şarap üreticisi, düzenleyici meslek odalarının temsilcileri, kongre katılımcısı akademisyenler ve harici bazı katılımcılar ile görevli personel bu tablonun yalnız figürleriydi.

2008 yılındaki ilk sempozyumla karşılaştırdığınızda, şimdiki açılış konuşma ve sunumları da bu hüzünlü ortama uygunluk arzediyordu.

TİCARET VE SANAYİ ODALARI NEREDE?
Denizli sanayi ve ticaretinin nabzını tutup ona yön verenlerin esamesi okunmadı. Ticaret, Sanayi, Borsa, İhracat ve işadamları oda ve derneklerinden ilgi gösteren olmadı. Sanki Türkiye Şarapçılığının %25 civarında hammaddesini üreten bir bölgede değildik. Başta Vali olmak üzere sayısız bürokratı Almanya’lara kadar taşıyıp reklam yapmakta beis görmeyen kent sanayisinin ‘babaları’ ortalığa çıkmaktan imtina ettiler. Her durumdan vazife çıkaran kültür işleri sorumlularını da göremedik. Eh o da olgunlukla karşılanabilir. Daha dün ‘heykel dinimizce günahtır’ diye akıl vermeyi görev icabı sayanları şarap sempozyumuna beklemek ancak saflık olarak değerlendirilebilir.
tokat

Hakkını yememek lazım, TAPDK temsilcisinin ilk gün konuşması oldukça yürekliceydi. Ulusal basına da yansıyan konuşmasının içeriği umarım ileride başına dert açmaz. Bir de Belediye Başkan yardımcısı Ali Değirmenci açılışta boy gösterdi. Sonrasında sırra kadem basmış olsa da ilk gün açılış protokolü içinde bulunma cesaretini gösterdi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, İl düzeyinde temsilen tam kadro sempozyuma katıldı. Bunda önceki İl Müdürü, şimdiki Bakanlık Projeleri Başkan Yardımcısı Yusuf Gülsever’in açılış konuşması yapmasının rolü olmalı.

ALKOL YASASININ ETKİLERİ

“Tüm bunların sebebi neydi?” sorusunun yanıtına bakalım.

Sempozyumu sahiplenen Asım Altıntaş ve Yasin Tokat’ın ortak görüşü, yeni yasanın çeşitli çekince ve ürküntülere yol açmış olduğu. Kongreyi düzenleyen Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri oda temsilcilerinin görüşü de bu yönde. Farklı üniversitelerden gelen akademisyenlere yönelttiğimiz sorulara da benzer yanıtlar veriliyor. Yani Alkol Yasası bu konuda en etkili yaptırım unsuru olarak görülüyor.

Bu ilgisizliğe başka ne gibi faktörler yol açmış olabilir? PAÜ’nün tutumu bunda rol oynadı diyenler var. ilk sempozyum orada düzenlenmişti ve çok canlı, katılımlı bir sempozyum olmuştu. Oysa ikinci sempozyuma şimdiki üniversite rektörlüğü izin vermemişti. (Kanımca haksız da değil. Beş yıldızlı hastane yanına beş yıldızlı külliye kondurmakla meşgul bir yönetim kalkıp bunu şarapla kutlayacak değil ya!)

Devlet ve hükümet temsilcisi kurumların, başta Vali Demir olmak üzere sempozyuma katılmamasının etkisi de bu verimsizlik ve ilgisizliğin başlıca sebeplerinden sayılıyor.

SEMPOZYUMUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
İlk günden itibaren çeşitli sorunlarla boğuşan bu sempozyumun, içinden geçmekte olduğumuz konjoktürel evrede çok önemli göstergeler sergilediğini düşünüyorum.

En başta Alkol yasası ile gelişen zaman içinde toplumda yaratılan korku, ürküntü ve çekinceler. Devamında, kamu kurum ve kuruluşlarında baş gösteren uzaklaşma ve ötekileştirme. Sonra, Denizli özelinde şarap sektörünün tüm olarak görmezden gelinmesi politikaları. Vergi, denetim gibi baskı unsurlarıyla şartları iyice ağırlaştırılan bu alanın emekçi, üretici, teknik ve mühendislik boyutlarıyla birlikte toptan reddinin ürkütücü boyutu.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-8

Oysa diyor sempozyum konuşmacılarından biri, “Biz 17 şarap fabrikası, sadece yılın ilk altı ayında Denizli maliyesine 45 milyon TL ÖTV ödedik. Üstelik hiç fire vermeden, peşin peşin ödeyerek yaptık bunu, pürüz yaşatmadık!” Bunu duyunca ister istemez karşılaştırmaya yöneliyorsunuz. Bu şehrin sanayi ve ticaretini kontrol eden bürokratlar acaba bu ballı-börek cinsinden kamu gelirini diğer sanayi alanlarından aynı oranda gelir hanesine kaydedebiliyorlar mı? Hayır diyor bir maliye yetkilisi. “Alacağımızı zamanında almak şöyle dursun, zaman içinde ödetmek bile başlı başına bir başarı oluyor.” Bu ödemeleri yapması gerekenlerin, şarap sektörü kapasitesinin çok üstünde imkan, olanak ve büyüklüklerde olduğunu hesaba katmıyoruz. Ya da söz konusu 17 fabrikanın sayısını defalarca katladıkları halde o rakamlara ulaşan vergi tahakkukuna maruz kalmadıklarına değinmiyoruz bile.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-9

SEMPOZYUMDAN KİM NE KAZANDI?
Bu sempozyumun kazananı yok. Daha doğrusu kazanan doğal olarak yeni yasanın düzenleyicileri oldu. Hedeflerine ulaştılar. Siyasal alanı özelleştirme peşinde koşan siyasal iktidarın sahipleri bu başarıyı eminim ellerini ovuşturarak kutluyorlardır. Belki de bazıları kendi mahrem alanlarında, kimselere göstermeden ilaç niyetine doldurdukları kristal viski bardaklarını bu başarının şerefine kaldırıp fondipliyorlardır.

Ya bu işin cefasını çekenler?

Konuyu açtığım oda temsilcilerinin hepsi aynı yanıtı veriyor. “Bizim hiçbir kazancımız yok ve olamaz. Biz sonuçta kamu tüzel kişiliğine sahip kurumlarız. Yaptığımız bu tür çalışmalar bizim tüzüğümüz gereğidir. Dolayısıyla kamusal yarar dışında bir şey gözetmemiz mümkün değildir.”

Harcama kaynaklarını sorduğumda aldığım yanıt, kendi bütçeleri dışında bir harcama kaynağı olmadığı oluyor. Tamamen üç odanın bütçesinden karşılanmış sempozyum giderleri. Otel, yol, yemek, salon kirası, ulaşım ve akla gelebilecek diğer giderlerin tümünü Gıda, Kimya, Ziraat Mühendisleri Denizli Şube ve temsilcilikleri karşılamış. Sektörün katkısı olmamış değil, ancak sempozyum giderleri yanında önemli bir miktar değilmiş.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-5

İkinci günün akşamında verilen yemeğe davet ediliyoruz. Gidişimizdeki asıl amaç röportaj yapmak. Sempozyumun son günü yapılacak geziye kalan Kimya Mühendisleri Odası Genel Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Besleme ile hem sempozyum, hem de TMMOB üzerine sohbet edelim, görüşlerini alalım istiyoruz. Bu röportajı yaptık ve yakın günlerde yine bu sütunlardan yayınlayacağız, ancak şimdilik kısaca not verelim; Başkan Besleme, bu olayın önemli göstergeler içerdiğini belirtiyor. 2013 yılı içinde yaşanan toplumsal direniş ve karmaşanın gündelik yansıması olduğu ve giderek daha farklı alanlara yansımasının ürkütücü biçimde mümkün olduğunun altını çiziyor.Ayrıca işaret etmediğimiz bir noktaya dikkat çekerek, TMMOB’yi yok etme girişimlerinin, onun çalışmalarını baltalamaya kadar uzandığının göstergelerinden biri olduğunu vurguluyor. “Yalnızlaştırma, izole etme, giderek toplumsal ilişkilerden yalıtma yöntemi” diyor.

İKİ CESUR YÜREK: PAMUKKALE VE KÜP
Katılım ve ilgi açısından dramatik bir tablo sergileyen Şarap Sempozyumu, son gün olan 2 Kasım Cumartesi gününü katılımcı konuklar için geziye ayırmış. İki ayrı gezi kolu oluşturmuşlar. Birisi farklı üniversitelerden katılan yaklaşık 60 kişilik bir grubun oluşturduğu gezi ekibi, diğeri de akademisyen ve davetli diğer konuklardan oluşan 40 civarında sayıya sahip gezi ekibi.

Ekiplerin gezisi, baştan beri toplantılara, sempozyuma ve akşam yemeklerine, kokteyllere sahiplenen sektörün iki temsilcisine kalıyor. Küp Şarapları ve Pamukkale Şarapları.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-10

Öğrencilerden oluşan birinci ekip Küp şaraplarının Çal-Mahmutgazi’deki fabrikasında ağırlanıyor. İkinci Ekip önce Laodikeia antik kentini geziyor, sonra da Güney ilçesine, Pamukkale Şarapları fabrika ve bağ evine gidiyor. Biz bu ikinci ekiple birlikteydik.

Küp yetkililerinden öğrendiğimize göre, öğrencilerin ekibi fabrikayı gezip üretim hakkında teknik bilgi alıyorlar. Farklı üretim aşamalarını yerinde izliyorlar ve mesleki dağarcıklarını zenginleştiriyorlar. Sonra da son üç günün yorgunluğunu öğle yemeğinin ardından tadımını yaptıkları şarapla hafifletiyorlar. Muhtemelen fabrikanın kuzey bitişiğindekibağ evinin geniş terasında, her biri 10 kişilik geniş yuvarlak masalarda. Fabrikanın kurucusu Hasan(Altıntaş, nam-ı diğer Şapkacı Hasan) amca ihtimal yukarıda bir yerden bakıp muzip bir edayla genç meslektaş adaylarını gülümseyerek izlemiş olmalı.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-6

Laodikeia ve Pamukkale Şaraplarına yapılan gezi ise oldukça renkli geçti. Laodikeia antik kenti kazı çalışmaları ve kent yerleşimini kazı ekibinden Ayşem hanım uzun bir gezi rehberliği yaparak anlattı. Ardından çay-kahve faslı, ardından ise Güney’e yolculuk.

Pamukkale Şarapları adına Yasin Tokat, ziyaretçileri kapıda karşıladı. Fabrika hakkında yaptığı kısa bilgilendirme sonrası önce fabrika içinde gezi yapıldı,ardından ünlü mahzene inildi. Mahzen her zamanki gibi görülmeye değer bir ışıklandırma ile hayranlık topladı.

Yemek ve şarap tadımı Pamukkale Şarapları bağ evindeydi. Her şey basit bir mizansen içinde, herkesin keyif alacağı bir düzenlemeyle yerleştirilmişti. Ekmek arası köfte, isteyene ayran, tercihe göre şarap, tabaklara yerleştirilmiş bir-iki çeşit peynir ve bolca sohbet.
denizli-sarapsiz-sarap-sampozyumu-izlenimleri-ic-3

Roma tapınak çatıları stilinde yapılmış ve iki katlı, alt katı depo mutfak, üst katı ise sadece çardak olarak düşünülmüş tam Anadolu Roma mimari geleneğine uygun çizgilerde bir bağ evi.

Sempozyum katılımcıları noktayı burada koydu.

Ayrılırken, “Sık görüşemiyoruz Yasin abi” diyorum, “ya öyle, artık görüşelim” diyor Yasin Tokat. “Zaten seçim dönemi, yolumuz düşer buralara, daha sık görüşürüz umarım” deyip veda ediyoruz.

Yorumlar

Halim Karabekir   -  Bağlantı 4 Kasım 2013, 23:40

Yaşar bey, bu güzel anlatımınız ve bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.Ben de katılmak istiyordum sempozyuma, ancak işlerimi ayarlayamadığım için gelemedim.Emek veren, katkı koyan tüm meslektaşlarıma, başta Ömer bey olmak üzere,tüm şarap dostlarına saygı ve sevgilerimle,
KMO Kocaeli Şube Başkanı

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı