REKLAMI GEÇ

“Tütün üreticisi yıkıldı”

“Tütün üreticisi yıkıldı”

ZMO Denizli Şube Başkanı İbrahim Gür ve DZO Başkanı Hamdi Gemici, mavi küf hastalığı sonrası tütün üreticisinin yıkıma uğradığını belirterek, “Bunda sorumlu tütün üreticisi değildir. Üreticinin zararı hemen karşılanmalıdır. Yetkilileri göreve davet ediyoruz” dedi.

/ DENİZLİHABER / 7 Temmuz 2010 Çarşamba, 18:32

Ziraat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı İbrahim Gür ve Denizli Ziraat Odası Başkanı Hamdi Gemici, Denizli’nin birçok bölgesinde tütün üreticisini yıkıma uğratan mavi küf hastalığı ve bunun sonucunda yaşananlarla ilgili ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, mavi küf hastalığı nedeniyle oluşan zarardan tütün üreticisinin sorumlu olmadığı belirtilerek, tütün üreticisinin zararının karşılanması için yetkililer göreve davet edildi.

“Üreticinin hayatını idame
ettirecek gücü kalmadı”
Açıklamada, tütün üreticilerinin, serbest piyasanın acımasız koşulları ile karşı karşıya bırakıldığı, aracı ve şirketlerin adeta insafına terk edildiği belirtilerek, “Bugün için gelinen bu noktada, zaten örgütsüz olan ve ürün fiyatlarının belirlenmesinde etkisiz kalan, bir yandan her geçen gün artan girdi fiyatları yanında, 2007-2008 yıllarında yaşanan kuraklığın henüz etkisini atamadan, ardından gelen küresel krizin etkileri ile üreticilerimiz tam bir çıkmaza girmişlerdir. Tüm bu süreçler devam ederken özellikle bu yıl etkisini her geçen gün hissettiren küresel iklim değişikliğine bağlı olarak değişen yağış miktarı, şekli ve zamanının yanında sıcaklıklarda oluşan değişimler, başta tütünde olmak üzere birçok üründe zarara neden olmuştur. Artık üreticilerimizin her geçen gün artan ne harçlarını ödeyebilecek ne de girdi alıp üretim yapabilecek, dahası hayatlarını idame ettirebilecek güçleri kalmamıştır” denildi.

“Denizli’deki tütün üretimi
45 bin kişiyi doğrudan etkiliyor”
Denizli’deki tütün üreticilerinin durumunun ele alındığı açıklamada, değişen hava koşulları ve zamanında alınmayan önlemlerin, bu yıl ilimizdeki tütün üreticisini yıkıma uğrattığı belirtildi. Açıklamada, “İlimizdeki 2010 yılı itibari ile Bekilli ilçemizde 9 bin 500 dekar alanda 650 üreticimiz, Tavas ilçemizde 78 bin 120 dekar alanda 3 bin 976 üreticimiz, Güney ilçemizde 20 bin dekar alanda bin 200 üreticimiz, Acıpayam ilçemizde 16 bin 850 dekar alanda bin 595 üreticimiz, Kale ilçemizde 46 bin dekar alanda 2 bin 889 üreticimiz, tütün şirketleri ile yaptıkları sözleşme esasları üzerinden tütün yetiştiriciliği yapmaktadır. Sonuç olarak Denizli’de toplam olarak 188 bin 470 dekar alanda, 10 bin 45 sözleşmeli üretim yapan üreticimiz hayatlarını sadece tütün yetiştiriciliğine bağlamış olup, yaklaşık 35 bin insanımız tütün yetiştiriciliği ile doğrudan ilişkilidir. Bunun yanında en az 2 bin üreticimiz de arazi kiralama ile tütün üretimi yapmakta olup, ilimizde tütünle ilgili bu sayı 45 bine ulaşmaktadır” dedi.

“Ürün kaybı çok büyük”
Bu senenin, tütün üreticisi için yıkım yılı olduğunun ifade edildiği açıklamada, “Dekara 50-80 kg arasında tütün alınan ilimizde, dekara maliyet az çok değişmekle birlikte, bugün için bu aşamada yapılan masraflar, arazi kirası hariç 400-450 TL civarındadır. Bu yıl havaların, hasat zamanına kadar yağışlı, nemli ve kapalı oluşu yanında hava sıcaklıklarının da yıkıma neden maviküf (tütün mil diyosu ya da benek hastalığı) hastalığının salgın hale gelmesine ve tütünde yüzde 80’lere varan ürün kaybı yanında kalitesizliğe de neden olmuştur. Yaptığımız araştırmalarda söz konusu hastalığın Bekilli’de yüzde 30-40, Güney, Tavas ve Acıpayam ilçelerinde yüzde 60-70, Kale’de ise yüzde 80-90 oranlarında ürün kaybına, geri kalan ürünlerde de kalite kaybına neden olduğu görülmüştür” denildi.

“Sorumlu üretici değil”
Üreticinin, mavi küf hastalığında yalnız bırakıldığının ifade edildiği açıklamada, “Üreticilerimizin sözleşme yaptıkları şirketlerin teknik elemanlarının, tütün ekim sahalarında zamanında ve yerinde periyodik kontrol ve gözlemlerini yapmamaları, üreticilerimizi zamanında ve sahada doğru ve zamanında bilgilendirmemeleri, üreticilere ruhsatlı ilaçlar yanında ruhsatsız ilaç önermeleri, tütünde ruhsatlı ilaçların bir kısmının piyasada hiç bulunmaması, üreticilerimizin bilgilendirilmemesi sonucunda yanlış ve eksik ve uygun zamanda, istenilen sıklıkta ilaçlama yapmamaları yaşanan felaketin nedeni olmuştur.
Oysa söz konusu salgın hale dönüşen hastalık için, ruhsatlı ilaçlar daha hastalığın başlangıcında, tüm tütün ekili alanlarda, aynı zamanda, aynı dozda ve aynı sıklıkta (20-25 günde bir değil de 10 günde bir ) yapmaları gerekiyordu. Özetle, Denizli’de tütün yetiştiriciliğinde bu yıl yaşanan felaketin sorumluları, üreticiye sadece kendi çıkarlarına uygun, tek yanlı sözleşme yapan şirketler ile Tarım İl Müdürlüklerini devre dışı bırakan politikaları uygulayanlardır” denildi.

“Şirketlerle yapılan anlaşmalar eksik”
Açıklamada, şirketlerle yapılan sözleşmelerde, olağanüstü koşullarda üreticilerimizi koruyup kollayan hükümlerin yer almaması, şirketlerin kendi sorumluluklarını zamanında ve doğru olarak yerine getirmemeleri, hastalıktan zarar görmüş ürünler için alım garantileri vermemeleri, tek yanlı olarak ürün fiyatlarını belirlemeleri, böylesi gelişmeler karşısında, üreticinin masraf ve zararlarının karşılamamalarının, üreticileri tam bir çaresizliğe ittiği belirtilerek, “Yapılan sözleşmelerde, ürünün kalite ölçütünü de şirket yetkilileri belirlemekte, ürünü kaça alacakları ve ödemelerin nasıl yapılacağı da net değildir” denildi.

“Sorumlu, sektörde uygulanan politikalar”
Açıklamada, “Üreticilerimizin her geçen gün artan gelir kayıpları ile beraber, yine her geçen gün katlanarak artan (mazot, gübre, ilaç, elektrik vb) girdi fiyatları yanında diğer tüketim mallarının artan fiyatları, üreticilerimizi bankalara borçlanarak, her geçen gün daha fazla borç alarak, hayatlarını idame etmeye mecbur kılınmışlardır. Sonuçta üreticilerimizin hiçte nedeni olmadıkları bugün yaşadıkları sıkıntıların nedenini bugün sektörde uygulanan politikalarda aramak gerekmektedir” denildi.

“Üreticinin zararı hemen karşılanmalı”
Gemici ve Gür, bugün Denizli’deki tütün yetiştiricilerinin tam olarak çaresiz ve umutsuz olduğunu belirterek, üreticinin zararının hemen karşılanmasını istediler. Açıklamada, “Evet ilimizde tütün yetiştirici üreticilerimiz bugün tam olarak çaresiz ve umutsuzdur. Eğer üreticilerimizin zararlarının yanında, bugüne kadar dekar başına ortalama 400-450 TL olarak yaptıkları giderler de kendilerine ödenmezse, ne bankalara olan borçlarını zamanında ödeyebilecekler, ne de gelecek yıl için girdi alıp tütün ekimi yapabileceklerdir. Gelecek yıl hasat sonuna kadar yaklaşık 20 ay boyunca üreticilerimizin nasıl yaşamlarını sürdürecekleri doğru öngörülürse, bankalara olan borçlarının gelecek yıllara ötelenmesi de sorunlarını çözmeyecektir. Zaten üreticilerimizin geldikleri bu noktada ne banklara ödeyecekleri borçlar ne de insanca yaşayacak paraları yoktur” denildi.

Yetkilileri göreve çağırdılar
Gür ve Gemici’nin ortak yaptığı açıklamada, üreticilerin bugüne kadar üretim için yaptıkları tüm masrafların yanı sıra zararlarının da yetkililerce doğru tespit edilmesi gerektiği belirtilerek, yetkililer göreve davet edildi. Açıklamada, “İlimizde tütün ekimi yapılan alanlarda gerek iklim ve gerekse toprak yapısı, tütüne ekonomik olarak alternatif bir ürün yetiştirilmesine fazla olarak vermemesi, tütüncülük söz konusu üreticilerimizin tek geçim kaynağıdır. Gerek mazot ve gübre destekleri, gerekse mevcut salgın hastalığın neden olduğu zarar miktarı toplamı, dekar başına yapılan tüm masraflar doğrudan üretim yapan üreticilerimize ödenmelidir. Kamu yetkililerini göreve davet ediyoruz” denildi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı