BOSTANCI BABA

Tekkeköy Mezarlığı’nda bulunan Hacı Şam Baba ya da diğer bilinen adıyla Bostancı Baba’dan bahsetmek istiyorum sizlere.

Mezarlığın içine girdiğinizde, yüzeyi mozaiklerle kaplanmış bir türbe binası karşılıyor olacak sizleri.
Türbe içine girdiğiniz de ise, Bostancı Baba ya da diğer adıyla Hacı Şam Baba ve eşi sizlerin dualarını bekliyor olacak.

Bostancı Baba hakkında çok fazla tarihsel bilgi olmaması rağmen, deden toruna anlatılan hikayeler ve öyküler gelmiş günümüze kadar.

Bostancı Baba bir ömre iki hayat sığdırmış. İlk hayatında yol kesen, eşkıyalık yapan, çözel istekleri için bile adam öldüren bir caniymiş. Diğer hayatında da tövbe eden ve erenlik mertebesine ulaşan biri olmuş.

1.HİKAYE
Bir gün uzaklardan gelen kervanı beklemeye başlamışlar. Adamlarıyla birlikte kervandaki insanların hepsini katletmişler ve kervana ait malları toparlarken, ölenlerin arasında ilk aşkı Seferi görmüş. Yaptıklarına pişman olmuş ve silahını toprağa gömüp, tövbe etmek için erene gitmiş. Erene olanların hepsini anlatmış,pişman olduğunu ve günahlarının affı için ne yapması gerektiğini sormuş.

Eren; “dört yolun olduğu bir tarla bul,kavun karpuz ek ve gelenlere de ürünlerinden ikram et” demiş ve kuru bir dal parçasını vermiş. Bu dal parçasını tarlanın ortasına dikmesini, dal parçası yeşerdiğinde tüm günahların affedileceğini söylemiş.

Dört yolun olduğu bir tarla bulmuş ve ekmeye başlamış. Ürünlerini yoldan geçenlere ikram ederek ve köydeki insanlara dağıtarak yaşamaya başlamış.

Yeni ürünleri için tarlasını dikerken,tarlasının sınır taşlarında birisinin oturduğunu görmüş. Oturan adam,bostancı babaya ektiklerinden getir de yiyelim diye seslenmiş. Bostancı Baba; “daha yeni ektim,inşallah olduğunda beraber yeriz” demiş adama.

Bu lafı duyan adam da “sen tarlanı bir dolan, belki ektiklerinden bir şeyler olmuştur” cevabını vermiş. Bostancı Baba da “her şeyde bir hayır vardır” diyerek, tarlasını dolanmaya başlamış. Daha yeni ektiği kavunun olduğu görmüş. İki tane kavunu koparıp adamın yanına gelmiş. Bir tanesini ona vermiş, diğer kavunu da köydeki çocuklara veririm diyerekten saklamış ve adam geldiği gibi bir anda tarladan kaybolmuş.

Daha yeni ektiği kavunların bir anda olmasına Bostancı Baba şaşırmış. “Bu duruma gelen kişi erenlerden birisiydi ve ben anlayamadım” diyerek, köyüne doğru yola çıkmış. Köyüne vardığında ayırdığı kavunu çocuklara ikram etmiş. Evine geldiğinde tarladaki kişi evinde onu bekliyormuş. Adama ikram ettiği kavunu beraber yemişler,elini öpmüş ve adamı uğurlamış.

2.HİKAYE
Tövbe ettiği erenden aldığı kuru dalı yeşermesini bekleyip çalışmaya devam ederken, yoldan geçen atlının nal seslerini duymuş. Yeni olan kavunlarından ve karpuzlarından ikram etmek için atlının yolunu kesmiş. Atlı bu duruma sinirlenmiş ve ikram ettiklerinden yememiş. Bu duruma sinirlenen Bostancı Baba; “39 kişiyi öldürdüm,40 kişi olsa ne fark eder” diyerek, atlıyı orada öldürmüş. Yıllardan beri günahlarını affedilmesini beklerken, atlıyı öldürmesiyle her şeyi kaybettiğini düşünen Bostancı Baba, tövbe ettiği erenin yanına gitmiş ve olanların hepsini anlatmış. Erende sen tarlana git ve çalışmaya devam et demiş.
Çalışmaya devam eden Bostancı Baba, tarlasındaki o kuru dalın yeşerdiğini görmüş. Yaptığı şeyin günah olduğunu bilmesine rağmen kuru dalın yeşermiş olması anlam verememiş ve tövbe ettiği erenin yanına tekrar gitmiş. Olayı anlattığında “Sen o atlıyı öldürmeseydin, atlı köyündeki birçok kişiyi öldürecekti” demiş.

Günahlarının af olduğunu anlayan Bostancı Baba, kendi tekkesini kurmuş ve yaşamına devam etmiş. Denizli’nin mahallesi olan Tekkeköy adı Bostancı Baba Tekkesi’nden gelmektedir.