REKLAMI GEÇ

MİLLETVEKİLLİĞİ NASİP İŞİ

MİLLETVEKİLLİĞİ NASİP İŞİ

Seval Uysal, Meclis’e Giden Yol başlıklı yazı dizisinin son bölümünde milletvekilliğini kılpayı kaçıranları yazdı. Bu durumda söylenebilecek tek şey işe “Nasil değilmiş!” oluyor. Peki gerçekten de öyle mi? Milletvekilliği nasip işi mi?

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 27 Şubat 2015 Cuma, 10:09

“Gelini ata bindirmişler, ya nasip demiş” Bu atasözünü hepimiz biliriz. Meali: “Kesin sonuç alınmadan, hiçbir işe oldu bitti gözüyle bakılmamalı” diye çevrilebilir. Milletvekilliği de nasip işi midir? Geçmişte bunun örnekleri yaşandı. Milletvekili olmak için yola çıkıp, onca çabadan sonra hayal kırıklığı yaşanlar olduğu gibi, kendileri bile beklemezken milletvekili olanlar var. 

CHP’den Mehmet Salih Basmacı, Melike Basmacı, DSP’den Halil Derici, ANAP’dan Ali Acar, DSP’den Keriman Karaosmanoğlu vekilliği kıl payı ile kaçırırken, AKP’den Nurcan Dalbudak, DSP’den Hilmi Develi, Hasan Erçelebi, Mehmet Kocabatmaz’a milletvekilliği altın tepside sunuldu.

karaosmanoglu-ic

KERİMAN KARAOSMANOĞLU 65 OY FARKIYLA KAYBETTİ

1999 yılında rüzgarı arkasına alarak iyi bir çıkış yakalayan DSP Denizli’de ilk 3 sırada Mehmet Kocabatmaz, Hasan Erçelebi ve Keriman Karaosmanoğlu aday olarak gösterdi. DSP seçimlerden birinci parti olarak çıktı, Erçelebi ve Kocabatmaz meclise girerken, kadın çalışmalarıyla önemli işlere imza atan, ÇYDD’nin kurucu üyelerinden Keriman Karaosmanoğlu sadece 65 oy farkıyla milletvekilliğini elinden kaçırdı.

ic-dalbudak

BASMACI KALDI, DALBUDAK GİTTİ!

2011 genel seçimlerinde de sürprizler yaşandı. CHP milletvekili adayı Melike Basmacı ön seçiminde 2. ic-melikeSıraya seçildi. AKP’de Basmacı’nın karşısına, KAGED Denizli Şube Başkanı Nurcan Dalbudak’ı 4. sıradanmilletvekili adayı gösterdi CHP İlhan Cihaner’i kontenjan adayı olarak listeye yerleştirdi ve sıralama 1. İlhan Cihaner, 2. Adnan Keskin, 3. Melike Basmacı olarak değişti. Milletvekili olmak için inanılmaz mücadele veren Melike Basmacı kalırken, teşkilat ve siyaset dışı Nurcan Dalbudak adeta zorla aday yapıldı ve 2011 seçimlerinde Denizli’den AKP’nin 4 milletvekili olarak meclise girdi.

*********************************************

MİLLETVEKİLLİĞİNİ 90 OYLA KAÇIRDIM

Milletvekilliğini kıl payıyla kaçıran bir isim de Ali Acar. 90’lı yıllarda ANAP il başkanlığında yıldızı parlayan Acar iki kez milletvekili yarışına girdi ama meclise gidemedi. Acar’a göre bu bir kader! İşte o röportaj:

ic-ali-acar

Milletvekili olmak nasip işi midir?
Allahın takdiridir. Milletvekili olmak sadece istemekle olacak bir olay değil. kaderde yazılmışsa bir şekilde gerçekleşiyor, yazılmamışsa bir takım olaylar vesile oluyor, olmuyor.Ben size Türkiye’den iki örnek verebilirim. Biri rahmetli Turgut Özal, diğeri Tayyip Erdoğan’dır. Özal MSP’den İzmir adayı oldu seçilemedi. Sonra parti lideri oldu, başbakan oldu. Sayın Erdoğan’da yıllarca MSP ve RP’de çalıştı. 1. Sıra Milletvekili adayı olmasına rağmen tercih oyu kullanıldığı için seçilemedi. Ama sonra parti kurdu ve başbakan oldu. Bu işler gerçekten enteresandır.

Bunu birebir yaşadınız sanırım?
-Biliyorsunuz 80 öncesinde ülkede kardeş kanı döküldü. Rahmetli Özal ANAP’ı kurduktan sonra onu desteklemek gerektiğini düşünmüştüm. Kaderin cilvesi ANAP kurulmadan önce benim ofisime yakın Sarıkaya Otel’de kulisleri yapılıyordu. Aycan Bey (Çakıroğulları) gidip geliyordu, bir gün Muzaffer Arıcı il başkanı olarak geldi “Partiye katılır mısın?” dedi. Üye oldum ve ertesi gün merkez ilçede ismim çıktı. tamamen tesadüftü, ben yönetici olacağımı da bilmiyorum, bana böyle bir şey de teklif edilmemişti. Kader ağını örmüştü. İlk seçimde merkez ilçe başkanlığına getirildim. Sonra il başkanı oldum, ondan sonra milletvekili geldi. Halka hizmet etmek istiyorsunuz. Siyasetin en önemli araçlarından biri milletvekilliğidir, önünüze bu hedefi koyuyorsunuz. Benim adaylığım bu şekilde gelişti.

OLMAYINCA OLMUYOR!

Aday oldunuz seçilemediniz, nasıl oldu?
-Evet aday oldum seçilemedim. Benim beklentim ön seçimdi, tabanla çalışmıştım. Genel merkezle bir diyalogum yoktu, listelerin Ankara’da yapılması benim için bir sürpriz oldu. Liste Ankara’da yapıldı, MDP’den İsmail Şengün misafir olarak geldi, bir de kontenjan gelince ben 4. Sırada kaldım. 6 milletvekilinden 3’ünü alabildik. 2’sini DYP, 1’ini SHP aldı.

Bir denemeniz daha oldu galiba?
1995’te 1. Sıraya geldim ama o zamanda Refah Partisi’nin çıkışı ve vatandaşın HEP’in kelebek amblemi ile ANAP’ın arı amblemini karıştırması nedeniyle oy kaybettik. Totalde 180, ikiye böldüğünde 90 gibi çok kritik bir oyla kaldım, milletvekili olamadım. Olmayınca olmuyor demek ki!

ic-salih-basmaci

Nasip yani?
-Evet Salih abi (Basmacı) vardır önseçimi kazandı, tercihte geri kaldı. Enteresan örneklerdir.

Kontenjan teşkilatları rahatsız ediyor mu?
-Kesinlikle. Siz kendi şehrinizde kendi yetiştirdiğiniz bir evladınızı hazırlıyorsunuz, kader birliği yapıyorsunuz, büyük mücadeleler veriyorsunuz, dışarıdan pat diye biri geliyor. Milletvekili oluyor. Sizinleic-hilmi-develi beraber yürümüş birçok insanın emeği zayi oluyor. Bu da büyük sıkıntı yaratıyor. Son olarak Melike Basmacı’da da oldu. Ön seçimle geldi, kontenjan yüzünden kaldı. CHP’de şoka girdi. Kontenjana karşı mısınız derseniz, evet karşıyım. Çünkü bizim gibi az sayıda milletvekili çıkaran ve birbirini tanıyan bölgeler için karşıyım tabi. Bunu DYP’de yaşadı DSP’de. DYP’ye Nabi Sabuncu, DSP’ye Hilmi Develi geldi.

***************************************

SON SÖZ: NASIL BİR MİLLETVEKİLİ İSTİYORUZ?

Beş gündür yazıyoruz. Neden milletvekili olmak istediklerini, nasıl milletvekili olduklarını, milletvekili olduklarında kazandıkları statü ve hakları yazdık, çizdik de… Biz nasıl milletvekili istiyoruz hiç konuşmadık. Son söz olarak yazalım.
Bilirsiniz, belediye başkanlığı seçimlerinde, milletvekili seçimleri gibi aday bolluğu olmaz. Başkan adayları partileri tarafından neredeyse zorla gösterilir. Çünkü belediye başkanlığı zordur, meşakkatlidir, halkla birebir muhataplık gerektirir. En önemlisi de başkan adayının kampanya boyunca halktan oy istemek için sunduğu projeleri vardır, başkan olduktan sonra bunları yerine getirmesi istenir.

SEÇMENİN VEKİL ALGISI DEĞİŞTİ
Gelelim milletvekiline: 550 kişiden biri olan ve seçmene verilmiş vaadi (projesi) olmayan milletvekili profili geride kaldı. Yeni anlayış “550 kişiden biri olmak”tan daha fazlasını istiyor. Yerel dinamiklerin beklentileri lider milletvekili yönünde. Yörenin ihtiyaçlarını bilen, ihtiyaçlara yönelik çözümler geliştiren, yerel dinamiklerle birlikte hareket eden ve onlar için projeler geliştiren. 2002 sonrasında ortaya çıkan” işadamı” yani “yönetici” tarzı aday arayış ve beklentisi bunun göstergesi.

Bugüne kadar, meclise girdikten sonra seçmenin muhatabı olmayan, hesap kısmını (vaatlerin hayata geçirilmesi) partinin üzerine, hatta genel başkanın sırtına bırakan milletvekili tarzı ve 550 kişiden biri olma algısı kırılıyor. Bu nedenle partilerdeki aday sıralamaları seçmen için önem kazanıyor, bu nedenle seçilecek yerlere heyecan verecek, iş yapacak isimler aranıyor.

Bunun içindir ki, bir süredir her ne kadar parti ve genel başkan önemli olsa da, milletvekili adaylarının ön plana çıktığı seçimler geçiriyoruz. Bütün bunlar bir değişimin göstergesi, eski bir algının kırıldığını gösteriyor.Seçmen artık milletvekilinden kendi adına yapacaklarını öğrenmek ve bunun hesabını sormak istiyor.Bu yüzden kalıplaşmış milletvekili profil yerine, projeleri olan, hayaller kuran, yenilikçi, dinamik, heyecan duyan ve heyecanını bulaştıran adayları listelerde görmek istiyor. İlinden lider milletvekili, bakan, grup başkanı, hatta başbakan çıksın istiyor. Son yıllardaki seçim sonuçlarının okuması budur, benden söylemesi!

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı