REKLAMI GEÇ

UZUN VE SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN TERMAL

8 Ekim 2019 Salı

Su inanç ve sağlık olgusunun en az beş bin yıllık tarihine ilişkin, tartışmayı gerektirmeyecek netlikte bir kültür birikimine sahip insanoğlu. Her üç unsuru barındıran yaşam biçimleri, yerleşik toplumların zaman içinde vazgeçilmez formlarını geleneklere dönüştürmüş. Bu geleneklerden törenler, şenlikler üretmiş, koruyucu kült tanrılar uydurmuş.

Yaşamı ve doğayı niteleyip etkileyen ne varsa tanrı efsaneleriyle ilişkilendirmiş. Frigler’den günümüze, özellikle bu bölgeye özgü nehir tanrısı Meandros’a tapınmış. Suyun bereketini, taşkınları, yetersizliğini, bolluğunu hep aynı tanrıya bağlamış, onun marifeti saymış.

Tarihin eski çağlarına ait bu kültürlerin doğaya ve insan yaşamına dokunan pek çok geleneği, şimdiki inançlar ve kültürel geleneklerde devam ediyor. Yağmur duası, suya hükmeden tanrısal güce tapınmanın devamı değilse başka nedir?

***
20. yüzyıl, bu gerçeğin maddi dünyada yeniden canlanmasıyla sonuçlandı. Turizm olgusunun itici gücü, insan imkanlarının yanı sıra, inançlarının da bu olgu etrafında pragmatist bir şekilde bir araya getirilmesine yol açtı. İkinci dünya savaşı sonrası gelişen ve yaşam biçimlerini derinden etkileyen küresel gelişmeler, turizm kavramının başka bir içerikle yeniden yorumlanmasıyla farklı bir evreye sıçradı. “Deniz-kum-güneş turizmi”, “kültür turizmi”, “sağlık turizmi” ve alt açıklamalardan oluşan turizm kavramları (örneğin son yıllarda gözde olan ‘kongre turizmi’ gibi) söz konusu sıçramanın basamaklarını oluşturdu.

Günümüzde Termal, sağlık turizmiyle birlikte anılıyor. Ancak bu durum, Anadolu’daki son iki bin yıl içinde oluşan ılıca-kaplıca sağlığına dair gelenekleri ortadan kaldırmış değil. Hala hamam ve kaplıca birbirini tamamlayan unsurlar. Yanlış anlamaya meydan vermemek için açıklayalım: Roma, Selçuklu ve Osmanlı, aslında birbirinin devamı hamam kültürlerine sahip olagelmişler.

Konuyu ilgili olarak yayınlanan bir makaleden kısa bir alıntıyla açıklayalım: “Türkçede sıcak suların çıktıkları yerlere lokal su ve iklim sıcaklığına da gönderme yaparak ılıca denilmektedir. Doğal sıcak su kaynaklarının bulunduğu yerlere tesisler ve hamamlar yapılması şeklinde üstlerinin kapatılması ile ılıcalar önceleri kapalı ılıca diye isimlendirilmiş, sonradan da iki kelimenin birleşmesinden kaplıca (kaplıca = kapalı ılıca) sözcüğü gelişmiştir. Kaplıca geleneği, güçlü bir sosyokültürel olgu olarak varlığını günümüzde de sürdürmektedir. Ayrıca Türkler Anadolu’ya getirdikleri Cerge (buhar banyosu) geleneğini burada karşılaştıkları Roma banyosu ile birleştirerek Türk Hamamı kullanımını geliştirmiştir. Sıcak sulardan yararlanma kavramı Türk Hamamı kavramının gelişmesini sağlamış ve Türkiye’yi ziyaret eden turistlerin mutlaka görülmesi gereken yerler listesine süreç içerisinde Türk Hamamı girmiştir.” (Türkiye’de Termal Sağlık Turizmi, www.saturk.gov.tr)

 

DENİZLİ’DE TERMAL SAĞLIK
Denizli’de termal sağlık konusunu yazmak çok kolay değil. Pamukkale termalin merkezi. Ancak aynı zamanda Türkiye’nin ve dünyanın sayılı turizm destinasyonlarından biri. Termal kültürü ise bilinen tarihiyle yaklaşık 2500 yıllık. Hierapolis antik kentinin nekropol (antik mezarlık) bölümünün bu ölçüde geniş ve özel olmasının sebeplerinden birisi, geçmiş dönemlerde sağlık kenti olarak Batı Anadolu’daki işlevi.

HİERAPOLİS HAMAMLARI
Kentin en ihtişamlı olduğu MS. 1. yüzyıldan sonraki dönemlerde, şimdi müze olarak kullanılan hamam gymnasium inşa edilmiş. Ayrıca Frontinus kapısı olarak bilinen kuzey giriş kapısından önceki hamam bazilika 3. yüzyıla tarihleniyor. Her ikisinin yanı sıra halen Pamukkale turizm potansiyelinin çekim kaynaklarından olan antik havuz var. 7. yüzyıldaki büyük depreme kadar çevresindeki hamam yapılarıyla (sonraları Anadolu’daki kaplıca modeline ne kadar benzediğini hayal edin) çok yoğun kullanılan antik havuz, o tarihten sonra zaman içinde şimdiki formuna dönüşmüş. Halen havuzda, suyun içindeki mermer sütunlar ve diğer parçalardan anlaşılacağı üzere havuzun o dönemde depreme maruz kalması, sağlık arayışıyla kenti ziyaret edenleri vazgeçirmemiş. Aksine suyun sıcaklığının her mevsim sabit kalıyor olmasına bağlı olarak, yaklaşık 1500 yılda bu yana açık hava havuzu olarak kullanılmasını sağlamış.

HİERAPOLİS ‘SAĞLIK NEKROPOLÜ’
Her üç mimari ve doğal oluşum, kentin geçmiş dönemlerde termal sağlık kenti olarak ne derece önemli bir rol oynadığının göstergesi. Bugün Batı Anadolu ve Roma dünyası eski kentlerinde Hierapolis benzeri bir kent nekropolüne rastlamak olanaksız. Bunun tek sebebi, kentin her dönem termal sağlık kenti olarak dünyanın her yerinden gelen ziyaretçiler için çekim merkezi olması. Özellikle erken Hristiyanlık döneminde Havari St. Philippus’un katledilişi sonrası bir hac merkezine dönüşmesiyle, sağlık ve inanç ziyaretlerinin yoğunlaşmış olduğu çıkarımı yapılabilir. Aynı dönemde Hierapolis ekonomisi Lycus Vadisi kentleri içinde önceki dönemlerdeki önemini yitirmiş veya zayıflamıştı. Bölge ekonomisinin yükselen yıldızı 2. yüzyıldan itibaren Laodikeia antik kentiydi. Bu ve benzer nedenlerle Hierapolis giderek termal sağlık ve (Pagan ve Hristiyanlar için) inanç merkezine dönüşmüş olmalıydı. Sağlık için gelip, Hac yolunda ölmek! Bugün dahi sonsuz yaşam arayışının ve öteki dünyada mutluluk imgesinin ana teması olmayı sürdürüyor. Günümüze kadar korunan Hierapolis antik mezarlığının göz kamaştırıcı yontuları, mezar örnekleri ve alan genişliği bu açıdan bakıldığında daha anlaşılır durmuyor mu?

Denizli’de termal olgusunu yazarken Hierapolis ve çevresindeki modern yerleşmelerin dünü ve bugünün ayrıca incelemek ve değerlendirmek gerekiyor. Onlarca yıldan beri bölge plansız bir yapılaşma altında ve korumadan yoksun biçimde kör topal gidiyor. Hatta son yıllarda yenilenen koruma kararlarıyla, özellikle Karahayıt bölgesindeki kaynaklar ve tarihi doku zarar görmeye açık hale geliyor. Ayrıca ÖÇK bölgesi ilan edilmiş olmasına rağmen, halen mevzuat dışı yapılara ve doğal dokuyu bozan müdahalelere göz yumuluyor veya umursanmıyor. Saydığımız ve benzer sebeplerle Hierapolis antik kentini ele alan bir ya da birkaç bölümü önümüzdeki haftalarda özel bir inceleme olarak ele alacağımızı belirterek şimdilik Hierapolis faslına ara verelim.

DENİZLİ’DE TURİZM
Denizli’de turizm üzerine geçtiğimiz yıllarda yaklaşık bir yılı bulan bir çalışma yapmıştık. Denizlihaber.com-Özgün grubu altında halen ulaşılabilen bu çalışma döneminde, “Termal Turizm” başlığı altında birkaç bölüm ayırmış, ayrıca termal sağlık üzerine ve sağlık merkezleri ile ilgili politikalar üzerine bir hayli görüşme yapmıştık.
Bu görüşmelerden yayıma hazırladığımız bölümlerin birinde giriş bölümünde şu özetlemeyi yapmışız: ““Denizli’de Turizm” üzerine aylardır devam eden dizi yazılarımızın en ilgi çekici olması gereken bölümüne geldiğimizi düşünüyorum. Termal kaynakların kullanımı, termal turizm ve termal sağlık kavramlarında odaklanan bu günkü Denizli turizmi, son yıllarda gerçekleşen girişimlerle kısmi bir değişim dönemine girmiş gibi görünüyor. Bu saptamanın ne ölçüde gerçeği yansıttığını ilk bakışta görmek imkansız. Gerçi Pamukkale-Denizli yolunun nihayet yapılmış olması, termal yönetmeliği konusunda son yıllarda devam eden hazırlık süreci ve “termal destinasyon” öngörüsüyle il coğrafyasına bağlı bir kaç yerleşimin master plana dahil edilmiş olması değişimin göstergesi sayılabilir. Buradan yola çıkarak sektörel düzeyde bir değişimin yaşanmakta olduğu iddiası ortaya atılabilir. Ancak yine de değişim için bu olguların yeterliği ve hızını sorgulamadan geçmek mümkün değil. En önemlisi de turizm ilgilisi pek çok insanın, Samuel Beckett’in Godot’sunu bekleyenlerin sabrına taş çıkartan, üniversiteye havale edilmiş durumdaki, yıllardır kazma dahi vurulmamış olan merkezi termal sağlık kompleksi veya ünitesini ‘tevekkülle’ bekleyişleri geliyor!”

PAÜ tarafından kazma vurulan ve temeli atılan sağlık kompleksinin inşasında hayli yol alındı. Ne zaman açılacak ve hizmet vermeye başlayacak bilinmiyor. Yapılan planlamaların çoğu zaman ertelendiği ve verilen zaman taahhüdüne uyulmadığı göz önüne alınırsa, yapılan termal sağlık hastanesinin hizmete açılacağı tarihe ilişkin olarak tahmin yürütmek pek kolay değil. Şimdilik…
DEVAM EDECEK…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı