REKLAMI GEÇ

SHOPPİNG TURİZMİNE DUACIYIZ!

7 Aralık 2015 Pazartesi

ic_kapak

Türkiye turizminin sorunlarının en fazla ağırlaştığı bir dönemde, turizmin en önemli kuruluşu olan TÜRSAB genel kongresini gerçekleştiriyor. 5-7 Aralık 2015 tarihlerinde yapılmakta olan kongre, bu yazının kaleme alındığı saatlerde yeni başkanını seçmek üzere sandık başına gidiyordu. Sonucun ne olduğu ve yeni başkanın ne gibi vaatlerle seçimden başarıyla çıktığını gelecek yazımızda ele alacağız.

Şimdilik Denizli’yi yakından ilgilendiren TÜRSAB seçim sonuçlarına kafa yormayı bir kenara bırakıp, güncel turizm sorunlarının Pamukkale üzerindeki etkisine bakalım.

TURİZM ÜZERİNDE KARA BULUTLAR
Denizli turizminin farklı boyutlarını gündeme taşıyıp sorunlarını tartıştığımız bu dönem, bir tür ‘askeri suikast’ sonucu felce uğradı.

Türkiye’nin sınır ihlali gerekçesiyle bir Rus uçağını düşürmesinden sonraki gelişmeler, zaten kör topla devam eden turizmin kalbine bir hançer gibi saplandı. Ağırlıklı olarak Antalya’nın amiral gemisi olarak yürüttüğü incoming turizm taşımacılığının bir tür koltuk değneği olan Pamukkale turizmi, en büyük darbeyi yiyen bölgelerden biri oldu. Bu doğal ve kaçınılmaz bir sonuçtu. Darbe, klasik yayılma etkisi kuramına uygun olarak bir tür bölgesel turizmin periferisi diyebileceğimiz Pamukkale’yi katlayarak etkiledi. Paris saldırıları ve sonrasında IŞİD bağlantılı Türkiye haberleri, olumsuz imajı perçinledi.

Aslında yaz sonu itibariyle ülkede ve bölgede yaşanan olaylar turizmdeki sorunlu dönemi tetikleyen ilk işaretlerdi. IŞİD’in Japonları katletmeleri, Türkiye’de Uygur özerk bölgesi nedeniyle Çinli avına çıkan sokak çetelerinin Korelilere saldırıları, kendimizi seçim atmosferine kaptırdığımız bir dönemde sonuçları üzerine yeterince kafa yormadığımız olaylardı.

Son olarak yaşanan çatışma politikaları ile birlikte, bunca zaman biriken kuşku ve soru işaretleri hızla tepkiye dönüştü. Önce var olan turist kafileleri azaldı, ardından rezervasyon iptalleri geldi ve şimdi de gelecek yılın programları üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı.

SHOPPİNG TURİZMİNE DUACIYIZ!
Konuyu turizmin Denizli’de etkili sayılan isimlerine sorduk. Hemen hemen birbirinin aynısı yanıtlarla karşılaştık.

Sorularımıza verilen yanıtları kısaca özetlersek:

-Klasik batılı ve Avrupalı turist için zaten 2015 turizm sezonu bitmişti. Onlar, paskalya, christmas tarihi yaklaştıkça turizm hareketliliğinden çekilirler. Asıl kayıp Rus ve Japon turizminde gözleniyor. Özellikle uçağın düşürülüşü ve ardından Paris saldırıları Türkiye turizmini derinden etkiledi. Güvenlik sorunu nedeniyle hem kendi ülkelerindeki ilgili kurumlar hem de Uluslararası operatörleri Türkiye konusunda çok hassas uyarılarda bulunuyorlar.

3

– Şu anda Pamukkale’de Rus turist kalmadı. 2016 yılı için de bir tane rezervasyon yok. Benim eşimin ailesi, “Rusya’ya gelmeyin, Türklerle evli olan Ruslara bile hoşgörülü bakılmıyor” diyor. Bu şartlarda kim gelir Pamukkale’ye? Doğrusu ben umutsuzum.

– Pamukkale turizmi zaten yerleşik turizm değil. Shopping kalksın, oteller boş kalır. Şimdi de yaşanan durumun sıkıntıları var. En önemli kaybımız Japon turistlerden oldu. IŞİD’in iki Japon gazeteciyi öldürmesinden sonra rezervasyonlar iptal oldu, yeni rezervasyon da yok sayılır. Korelilere Çinli sanılıp saldırılmış olması da Kore’den gelen turisti etkiledi. Rusların sezonu aslında bitmişti. Onların yeni sezonda gelip gelmeyeceği Mayıs ayı itibariyle açılan sezonda belli olur. Ama bizim asıl sıkıntımız, turisti etkileyecek, eğlendirecek, onu bağlayacak güçlü bir altyapımızın olmayışı.

– Bölge kötü, rezalet! Şu anda 5000 yataklı bölgede 500 yatak ancak doluyor. O da günübirlik. Rus uçağının düşürülmesi, Korelilere saldırılması gibi olaylar turistleri çok etkiledi. Savaş havası bunun en büyük sebebi. Turistler için Türkiye’ye gelmelerinin anlamı yok artık. Onlar bir istikrar görmüyorlar.

2YUNANİSTAN’DA YATIRIM TÜRKİYE’DE MUHAFAZA
Yukarıda kısaca maddeleştirdiğimiz yanıtları dolaylı biçimde teyit eden bir açıklamayı, uluslararası turizm sektörünün Hollanda ve Belçikalı temsilcisinin direktörü Ufuk Mestan yaptı. Belçika’nın en büyük turizm dergisi ‘Travel Magazine’ tarafından ‘Yılın Adamı’ ödülüne layık görülen Ufuk Mestan, törende yaptığı konuşmada “2016’da Yunanistan ve İspanya’daki destinasyonlarımıza 5 tane daha ekliyoruz. Bu sebeple Belçika’da Corendon Airlines olarak base ettiğimiz uçak sayısını 2’ye çıkarıyoruz. Bu destinasyonlarda büyüme hedeflerken, Türkiye gündemindeki son gelişmelere bağlı olarak mevcut kapasitemizi korumak üzerine yoğunlaşacağızdiyerek, Türkiye açısından yeni yatırım ve girişimlerinin olmayacağı, mevcut durumun elverdiği ölçüde konumlarını muhafaza etmeye çalışacaklarını söyledi. Ufuk Mestan, bir bakıma Türkiye turizminin 2016 yılında zor geçecek sezon istatistiklerinin profiline ilişkin ilk işaret vermiş oldu. (İlgili haber, 04.12.2015 tarihinde turizmgazetesi.com adresinde yer aldı.)

TURİZM ŞURASI KURULSUN, KONGRE TOPLANSIN
Bu yanıtları verenlerden biri de, Karahayıt Colossae Otel Müdürü Şeref Karakan’dı. Karakan verdiği yanıta ek olarak çözüme dönük bir çalışma yöntemini dile getirdi. Sadece bölgesel değil, ulusal düzeyde önerdiği çözüm, genel olarak tüm sektör temsilcileri ve ilgili kamu kurumlarının üzerinde mutabakat sağlayabileceği bir yaklaşım.

“Yazınızın içeriğine uygun olacaksa konunun çözümü için benim bir önerim var” diye başladı Karakan. “Türkiye hükümeti güven oyu almış ve yeni bir Bakan turizmin başına gelmişken, köklü ve geniş çaplı bir çözüm çalışmasına girişmelidir” diye devam eden kısa açıklamayı şöyle sürdürdü: “Bu çalışma ulusal bir şura olabilir veya daha kapsamlı, haftaya yayılan kongre şeklinde toplanabilir. Turizm sektöründe yer alan tüm tarafların temsil edildiği, sorunların masaya yatırıldığı, bilim insanlarının bildiri ve tartışmalarla katkı verdiği ve Turizm Bakanlığı’nın ev sahipliğini üstlendiği, çıkan sonuçlara bakılarak yakın, orta ve uzun vadeli olmak üzere kategorik yol haritalarının hazırlanmasına alt yapının oluşturulacağı bir çalışma diyebiliriz. Türkiye ekonomisinin geleceğine 1923 yılındaki İzmir İktisat Kongresi nasıl yön verdiyse, işte o türden bir şura ve kongre olması gerekir. Her şey eski tas eski hamam giderse önümüzü görmek zor olacak. Bölgesel ya da konjonktürel çözümler sözünü ettiğimiz planlama ile sağlanacak genel bir destekten mahrum kalacakları için geleceğe dönük olarak kalıcı sonuçlar vermeyecektir.”

Şeref Karakan’ın bu önerisini biz de lokal ölçekte değerlendirmek üzere yetkililere duyuruyoruz. Pamukkale’de turizmin alışılmış shopping kıskacını aşarak daha kalıcı, kurumsal ve güncel olaylara dayanıklı hale gelmesi gerekiyor. Genişletilmiş, katılımlı sempozyumlar organize edilmesi, bilim insanlarının sürece dahil olması ve sektörün ciddiyetine saygı duyulan temsilcilerinin desteğinin alınması sayesinde önemli bir adım atılabileceğine inanıyoruz.

YENİ BAKAN NASIL BİR ÇÖZÜM İSTİYOR?
Bu arada, yeni göreve başlayan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, ayağının tozuyla katıldığı “Turizm Sektör Buluşmaları” toplantısında turizmcileri 2.5 saat dinlemiş. www.milliyet.com.tr’de yer alan haberde, Antalya’da yapılan toplantının ana konusunun ‘turizm sektörünün Rusya krizinden etkilenmemesi için alınması gereken tedbirler’ olduğu açıklanıyor. Haber, “Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen,’ Turizm Sektör Buluşmaları’ Antalya Akra Barut Otel’de, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal ve sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti” açıklamasıyla veriliyor. Devamında Bakan Ünal’ın yaklaşık 2 saat basına kapalı olarak turizmcilerle görüştüğünü belirtilen haberde, çiçeği burnunda Bakan’ın toplantıdan sonra gazetecilere değerlendirmede bulunduğu belirtiliyor.

Bakan, basına yaptığı açıklamaya, “öncelikli olarak turizmcilerle Rusya Federasyonu’na ait uçağın Suriye sınırında angajman kuralları gereği düşürülmesinden sonra başlayan süreçte, 24 Kasım’dan itibaren sektör temsilcileri ile bakanlık olarak görüşme halinde oldukları” sözleriyle başlıyor. Haberin devamı şöyle:

6

2.5 SAAT DİNLEMİŞ
“25 Kasım günü bakanlık bünyesinde bir kriz masası üzerinden meseleyi çok yakın takip ettiklerini aktaran Bakan Ünal, “Konu Bakanlar Kurulu, Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda ele alındı. Sadece turizm açısından hem enerji, hem gümrük ve ticaret, hem tarım bakanlığı birçok alanda bu sürecin doğru şekilde yönetilmesi için hükümetimiz çalışma yaptı. Biz de bakanlık olarak kendi alanımızda çalışma sürecimizde bu süreçten en fazla etkilenen şehir turizmin başkenti Antalya’da sektör temsilcilerinin bu süreçten etkilenmemeleri yönünde yaptığımız çalışmalara ilişkin sektör temsilcilerle bir araya geldik. Yaklaşık 2.5 saat süren toplantıda daha çok temsilcilerin ve daha çok onların sorunlarını meseleye ilişkin önerileri ve beklentilerini görüştük” dedi.

5

3 ANA BAŞLIK
Sektör temsilcileri tarafından gündeme getirilen konuların 3 ana başlık etrafında toplandığını aktaran Bakan Ünal, “Tanıtım, pazarlama ve halkla ilişkilere ilişkin sorunlar, havalimanı taşımacılığına yönelik imkanlar ve kolaylıklar, turizm destinasyonlarının yönetimi ve mevzuat düzenlemeleri başlıklarında görüşmeler yaptık. Kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenlerle fikir alışverişinde bulunduk. Daha önce 2015 yılında sağlanan yakıt desteğinin devamına ilişkin açıklamamız olmuştu. Şimdi yakıt desteğinin kapsamının genişletilmesi yönünde bir çalışmamız olacak. 2016 yılının Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsayacak şekilde. Temsilcilerin hem destek hem öneriler, hem de talepleri oldu. Bu talepleri pazartesi Bakanlar Kurulu gündeminde ele alacağız. Ardından Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nda görüşeceğiz. Öncelikle ve acil sektör temsilcilerinin bazı sorunları var. Onların çözünme ilişkin hızlı bir hareket içinde olacağız. O nedenle sektör temsilcilerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.

4

“RUSYA PAZARINDA ZATEN DARALMA VARDI”
Bakan Ünal şöyle devam etti: “
bugün artık 35 milyar dolarlara yaklaşan turizm sektörünün hacmi bizim için kıymetlidir. Şuanda turizm alt yapımız adeta bütün dünyada örnek gösterilen ve diğer ülkelerden incelemeye gelen örnek almaya gelen birçok sektör temsilcisi var. O yüzden biz sektörün sorunlarını öncelikli olarak görüyor ve sektörün bu süreçten etkilenmemesi için gerekli tedbirleri alacağız. Rusya Federasyonu pazarı ile ilgili olarak son 1.5 yıldan pazarda bir daralma vardı. Rusya’nın yaşadığı ekonomik sorunlar ve içe kapanma nedeniyle pazarda bir daralma söz konusuydu. Sektörün bu alanda etkilenmemesi gerekenleri yapacağız. Burada daha öncelikli olan sektöre ilişkin yapısal tedbirlerle ilgili sadece Antalya değil Türkiye geneli bir toplantı ile hem 2007 strateji vizyon belgesini yenilemek ve hem de yapısal tedbirleri konuşmak için tekrardan bir araya geleceğiz.”

Haberi uzunca tutmamızın sebebi tam olarak anlama, anladığımızı bizzat Bakan’ın ağzından anlatma çabası. Çünkü bu sorunların yaşandığı süreçler, belki de ülke turizminin geleceğine etki edecek çözüm yöntemlerinin, sorunlara köklü biçimde neşter vurmanın süreçleri olacak! Kim bilir?

Bu haftanın konusu yine müzeydi ama biz yine pusulanın işaret ettiği güncel sorunlara değinmek zorunda kaldık. Zorunda kaldık diyorum, çünkü bu dönem turizmin içinden geçmekte olduğu çevrim, a bad dream (kötü bir rüya) gibi.

Turizm yatırımcıları açısından bakarsak tam bir karabasan. Çözümü günlük değil, belki de sezonu ya da sezonları içermesi gereken bir dönem. Turizme yapılmış onca insan, eğitim, kültür, hizmet, tanıtım ve mali yatırımın feda edilmek zorunda kalınacağı bir dönem. Geri dönüşü olacak mı, şimdilik sadece bir muamma olan çetrefilli bir dönem!

İşte böyle bir dönemi sıcağı sıcağına, yaşanan gelişmeleri izleyip paylaşarak sayfalarımızda aktarmak istedik. Gecikmeden!

1

MÜZEYE GERİ DÖNERSEK;
Kısaca Müze meselesi olarak adlandırdığımız, Denizli’de müze kurulmasına ilişkin tartışmaların, mahkemelerin, yıkımların ve kararların içinden geçen süreç konusunda yazmaya devam edeceğiz.

 Özellikle Endüstri Meslek Lisesi taş yapılarının yıkımını dolaylı olarak öngören Koruma Kurulu kararlarının mahkemeye taşındığı dönemin olaylarına mercek tutacak, tarafların görüşlerini değerlendireceğiz.

Bu arada ‘bir değil iki müze’ diyerek Denizli halkının olmasa da bürokratları ve yönetici elitinin yüreğine su serpen Zorlu’nun, nasıl bir plan hazırladığı/ hazırlattığı, bu planın görüşüldüğü toplantılara kimlerin katıldığı, karar verici olarak rol üstlenenlerin bu kararlarının mahkemelerden nasıl döndüğünü hikaye edeceğiz.

Kimilerimizin haberdar olduğu ancak çok da adının öne çıkmadığını bildiğim Denizli Kent Müzesi Girişimcileri Derneği’nin yıllar önce hazırlayıp birkaç bin adet bastırarak dağıttığı 4 sayfalık A5 boyutlarındaki broşürüne yer vereceğiz. Derneğin dönem başkanlarının (benim hatırladıklarım Mehmet Acar, Atilla Sezener, Süleyman Boz…) görüşlerine yer vereceğiz.

Tüm bunları bir yazıya sığdırmak mümkün olmayacak, biz de birkaç haftaya yayacağız. Sizlerin okuma keyfini fazla zorlamadan, kısa kısa, hikaye ederek, bazen mizahla, bazen gerçeğe teğet geçen uçuk-kaçık konuşmalarla anlatma yolunu seçeceğiz. Keyif alalım diye, sıkılmadan takip edelim diye…

 

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı