KOCA MUSTAFA TÜRKÜSÜ (II)

Merhaba Denizlihaber.com okurları. Bir bayram tatilinin daha sonlandırdıktan sonra, yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Koca Mustafa türküsününün hikayesini geçtiğimiz hafta sizlere aktarmıştık. Ahmet Erik amcamız, bu türküyü kendi el emeği sazıyla sizler için seslendirdi.

Bu türkü, çoğu türkü dinleyicilerinin kulağına farklı sözlerle çalınsa da, özü ve geçmişi olan bu türkünün aslı budur.
Türküye geçmeden önce politik ve müzisyen olmanın ötesinde sadece bir İNSAN olarak içinde bulundu(ruldu)ğumuz savaş, ötekileştirme, seçim adı altında siyasi üslupsuzluk kampanyalarına, demokrasi adı altında kendi terörünü yansıtan güç kaynaklarına karşı söyleyecek bazı sözlerimiz olacak elbette.

Hani demiş ya Bedri Rahmi: Ne zaman köy türküsü duysam şairliğimden utanırım.
İşte omurgası ve insani bir duruşu olan, kendi cebinden ve popüleritesinden çok insancıl bir yapıya sahip sanatla uğraşan insanlarda şu an içinde bulunduğumuz durumdan utanıyor.
Savaşlarda çocuklar ölüyorsa, öldürenler için birileri dua ediyorsa, eksikliği önce insanlıkta aramak gerektiğine inanıyoruz.

Yine çenemiz fazla düşmeden büyük üstad Neşet Ertaş’ın, “Türkü söyleyen biri görürseniz çekinmeden oturun yanına. Kötü insanların türküsü olmaz” sözüne ve Ahmet amcamıza kulak verelim.
Mutlu ve umutlu kalın….

İŞTE AHMET ERİK İLE YAPILAN RÖPORTAJIN İKİNCİ BÖLÜMÜ