Dönüş yolunda (Denizli’den Köln’e) 3
11 Ekim 2019 Cuma
Edirne’den sonra başlayan küçük molalar haricindeki duraksız yolculuğumuz sınır kapılarındaki işkenceyle sekteye uğruyor. Yurt dışındaki ilk konaklama noktamız Sırbistan’daki hedefimiz, Beglrad’a ulaşmak. Yolculuğun ikinci gecesini geç saatlerde ulaştığımız Belgrad’daki bir hostelde gerçekleştiriyoruz.
Köln’e uzanan yolculuğumuzda Bulgaristan’ın ardından AB’den çıkıp hala AB’ye girme talebi bile olmayan Sırbistan’a geçiyoruz. Yine çileye dönüşen sınır kapası geçişinin ardından kendimizi Sırbistan otoyolunda buluyoruz.
OTOYOL GEÇİŞ ÜCRETLERİ
Yaptığımız ilk şey otoyola çıkmadan önce, yine kısa süreli kullanım için verilen otoyol kullanım biletini alıyoruz. (Bu arada geçtiğimiz yazıya yorum yapan bir okurumuz AB’nin pek çok ülkesinde sadece geçiş ücretleri ödendiğini ve Türkiye’den daha pahalı olduğunu vurgulamış. Şunu söyleyeyim Bulgaristan, Sırbistan, Avusturya ve Almanya için verdiğim otoyol bilgileri tamamen doğru ve geri kalan ülkeleri bilemem)
SIRBİSTAN’IN AB ÜLKESİ OLMAMASI!…
Sırbistan, gurbetçilerin yoğun olarak yaşadığı Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika gibi ülkelere ulaşmak için Avrupa yolunda tam ortada duruyor. Ancak diğer ülkelerin aksine Bir AB üyesi değil. Stratejik olarak Rusya ile birlikte yürüyen Sırbistan bu nedenle gurbetçiler için çok büyük bir problem oluşturuyor. Sırbistan bu özelliği nedeniyle AB dışındaki toprak olmasından gurbetçilerin hem girişte hem çıkışta 2. ve 3. kez sınır işkencesi çekmesine neden oluyor. Sırbistan’ın AB üyesi olmasını sanırız en çok kara yolunu tercih eden gurbetçilerimiz istiyordur.
SIRBİSTAN GÜZERGAHI
530 kilometreden fazla bir yolculuk için direk Macaristan’a geçmeyi düşünürseniz durmaksızın 5,5 saat direksiyon başınızda olmanız gerekiyor. Horgos sınırıyla noktalanan Sırbistan’ı Niş, Belgrad ve Nova Sad kentleri üzerinden aşıyorsunuz. Biz ikinci gecemizi Belgrad’da geçirdik. Sırbistan’ın başkenti Belgrad Tuna nehri üzerinde muazzam bir şehir. Kentin büyük bölümüne eski yapılar hakim. Kamu binalarından sosyal alanlara yüzlerce yıllık tarihe sahip yapılar tüm görkemiyle sizi etkiliyor. Belgrad 90’lı yılların sonunda başlayan üzücü savaşın izlerini de taşıyor. Şehir merkezinde yıkılmak üzere olan bir bina bu örneklerden sadece biri.
MACARİSTAN’A YOLCULUK BAŞLIYOR
Belgrad’ın büyüleyici binalarının arasından çıkıyor Nova Sad şehrine yönleniyoruz. Keza şehir bizi Macaristan’a geçiş yapacağımız uluslararası yolun Sırbistan’daki son noktası. Saatler süren yolculuğun ardından yine bir sınır kapısı serüveni daha yaşıyoruz. Burada ilginç olan birkaç kilometre mesafeli paralel şekilde iki ayrı sınır kapısının olması. Navigasyon bizi daha eski sınır kapısı olan küçük bir çıkışa yönlendiriyor. Öyle ki otoyoldan çıkıyor küçük bir köy yoluna giriyoruz.
SINIRDAN GEÇİŞ
İlk dakikalarda önümüzdeki araçları sayıyorum 25-26 kadar araba var. Her biri ile 3 dakikalık bir kontrol süreci yaşansa en iyi ihtimal 1,5 saat sonra kapıya ulaşacağımızı düşünüyoruz. Fakat bu süre 3 saati buluyor. Sınır kapısı ikili, aynı blok içinde hem Sırbistan’ı terk ediyor, pasaporta çıkış kaşesini vurduyorsunuz; hem de birkaç metre ilerlemeden Macaristan’a giriş işlemlerini yaptırıyorsunuz. Yine bir pasaport kontrolü ve araç araması.
MACAR POLİSLERE DİKKAT
Ancak burada yaşadığımız enteresan bir olayı da paylaşmadan geçmek istemiyoruz. İstemeden önümüzdeki araca fazla yaklaşınca görevli polisin dikkatini çektik. Hemen yarım metre kadar geriye çekilmemiz kar etmedi. Kontrol sırası bize geldiğinde resmen alaycı ve gereksiz bir mobing gördük. Anlamsız sorular, ağırdan almalar ve benzeri sizi çıldırtan davranışlarla bir polisin 2 dikakilık işi neden bilinmez 6-7 dakika kadar uzatabileceğine tanıklık ettik. Türkleri hiç ama hiç sevmiyorlardı, gözlerinden okunuyordu.
MACARİSTAN VE AVUSTURYA HAFTAYA CUMA