REKLAMI GEÇ

Profesör Doktor Herken ile aşk üzerine

12 Şubat 2014 Çarşamba

seval-uysal-hasan-erken-haftanin-roportaji-h
Malum 14 Şubat Sevgililer Günü! Herkes aşkı konuşurken ben kusur kalmamayım istedim ve sizin için Aşkın Halleri kitabını yazmaya hazırlanan, PAÜ Tıp Fakültesi Dekanı ve Psikiyatri Profesörü Hasan Herken’in karşısına geçtim. Röportaj sırasında öyle yanıtlar verdi ki; kah şaşırdım, kah güldüm ama daha çok da afalladım. Hocanın anlattığına göre meğer AŞK hormonlardan ibaretmiş, sevgiliyi seçen de, seçtiren de immün (bağışıklık sistemi) imiş, bunu genlerin devamı için yapıyormuş. Nasıl mı?..Okuyun siz de çok şaşıracaksınız.

SEVAL UYSAL: Aşk nedir?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Zaaf, sigorta, takıntı… Bunların hepsidir.

SEVAL UYSAL: Patalojik bir durum yani..

PROF.DR. HASAN HERKEN: Evet, bir kısmı. Genom çeşitlilik ister. İnsanlara kalsa mantık evliliğiyle insanları ecüş bücüş yapar, mal mülk dağılmasın diye çirkin çirkin nesiller ortaya çıkar. Sistemi yaratan bunu engellemek için insanın içine aşk diye bir sigorta koymuş. O nedenle farklıyı seçiyor, neden seçtiğinin farkında değil çünkü genleri ona farklı olanı aratıyor ve seçtiriyor. Bu tamamen içgüdüsel gerçekleşiyor, farklı olanı cazip gösteriyor. İnsan sadece seçiyor.

ic-6

AŞK SİSTEMDEKİ SİGORTADIR

SEVAL UYSAL: İnsanın bilmeden aradığı ne?

PROF.DR. HASAN HERKEN: İmmün sistem genlerinde dayanıklılığı sağlayacak şey. Mesela; 20 kadın üzerinde bir araştırma yapılmış. Babalarının, erkek kardeşlerinin ve yabancı erkeklerin iç çamaşırları koklatılmış ve cinsel cazibe yönünden ayırmaları istenmiş. Sonuç: Kadınlar, baba ve kardeşleri değil, yabancı erkekleri cazip bulmuş. Gen sonuçlarına bakıldığında, kadınların kendi genine en yabancı olanı cinsel yönden cazip buldukları gözlenmiş. Bu şu demek, yaradan oraya bir sigorta koymuş ve “çoluğuna çocuğunla değil, bu işi dışarıdakiyle yap” demiş. Böylece hem immün (bağışıklık) sistemin sağlam olur, hem de neslin sürekliliği sağlanır.

SEVAL UYSAL: Aşkın fizyolojide karşılığı var mı?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Beynin bölgelerinde karşılığı olduğu gibi, nöro hormonlar ve hormonal olarak da karşılığı var. Mesela aşkın koku merkezleriyle çok ilgili olduğu biliniyor.

SEVAL UYSAL: Ne yani koklayarak mı aşık oluyoruz?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Koklama en ilkel genetik analiz metodudur. Hayvanlar koklar, farkına varır ve gider aşk yapar.

KOKU AŞKI ÇAĞIRIR

SEVAL UYSAL: Aşk nasıl başlar?

ic-4

PROF.DR. HASAN HERKEN: Birincisi: Bilinçaltı dahil her şey harekete geçer. Geçmişte size iyi hoş, güzel gelen unsurların çağrışımı olur. İkincisi: Koku alırsınız. Üçüncüsü: hormonlar devreye girer. Dördüncüsü sosyal hazırlık safhasında olmanız işi kolaylaştırır.

SEVAL UYSAL: Ben aşkı kalpte bilirdim ama anlattıklarınız tamamen beyinsel, fizyolojik ve hormonlarla ilgili. Sanki her şey benim dışımda oluyor ve bilinçli yapmıyorum.

PROF.DR. HASAN HERKEN: Aşk bilinçli değildir zaten. Birine aşık olayım diye aşık olamazsınız. Aşkı başlatanlarla devam ettiren biyolojik değişkenlikler farklıdır.

SEVAL UYSAL: Eskiden “Nikahta keramet vardır” diye evlendirirlerdi, bunun aslı var mı?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Var tabi. Eskiden aileler kızı ve erkeği az çok tanıyorlar, beklentilerini biliyor ve birbirlerine uyduklarını düşünüyorlardı. Bu tahminleri de yüzde 50 tutuyordu. O zamanlar kadın ve erkeğin günümüzdeki gibi 10 tane kız, 10 tane erkek örmüşlükleri yoktu ki..

ic-5

AŞKIM İÇİ BOŞALTILMIŞ BİR TABİRDİR

SEVAL UYSAL: Eski aşklarla şimdiki aşklar arasında fark var mı?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Aşk çok kutsal bir kavram. Yaşanılanların anlatılamayacak derecede yoğunluğu varken, söze dökülemeyecek bir kavramken, yaz aşklarına ya da sık sık aşık olmalara aşk diyemeyiz.
Burada tutkuyla, cinsel isteğin yoğunlaşıp patlamasıyla aşkı karıştırmamak lazım. Bugün popüler kültürün etkisinde kalmış insanlar, yerli yersiz, salya sümük neredeyse birbirine küfrederken bile “Aşkım aşkım” diyor. Böyle bir şey olmaz ki..

_________________________________________________

Flash Player Kurmak İçin Tıklayınız

________________________________________________

SEVAL UYSAL: Peki nedir bu?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Siz ne söylerseniz söyleyin. Ben ne olmadığını söyleyeyim. Aşk değil!

SEVAL UYSAL: Şimdi gençler neden sık sık aşık değiştiriyor?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Bu aşktan dolayı değil ki.. arkadaşı yok demesinler diye yapılıyor. Buna bir de “sevgili yapmak” diyorlar. Mış, muş gibi yaşıyorlar. Elbette bir erkeğin de, bir kızın da arkadaşı olmalı “boy frend, girl frend” ama bizim kastettiğimiz şey bu değil. Günümüzdeki ihtiyaç karşılığı sanayi toplumun kendine has sunduğu fastfood tarzı şeyler.

ic-3

SEKS YAPMAK AYRI, AŞIK OLMAK AYRI ŞEYLERDİR

SEVAL UYSAL: Bunun kime ne zararı var?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Gerçek aşkı öldürdüğünü söyleyebilirim. İnsanları adileştirdiğini, bayağılaştırdığını söyleyebilirim. Yüksek ruh dünyasından koparıp, olayın inceliğini mahveder. Popüler kültür her şeyi tüketiyor.

SEVAL UYSAL: Aşk zamana yenik mi düştü yani?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Düşmedi diyemem.

SEVAL UYSAL: Aşk elimizden nasıl kurtulacak?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Yüksek insani değerler etrafında dolaşmadığı sürece kurtulması mümkün değil. Bir kesim için hala umut var. Ama bir kesim için o hal artık yok ve olması da mümkün değil. Onlar için doğal ihtiyaçlar listesine girmiş, bir takım ihtiyaçlarını karşılama sürecinde kalmış, tutkulu seks ihtiyacı düzeyindeki şeye aşk demek mümkün değil. Bizim kastettiğimiz aşk bu değil!

SEVAL UYSAL: Siz ne kastediyorsunuz?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Edebiyata yansımış o özlenilen aşk, ilahi, evrensel ve sonsuz aşkın bu konuştuklarımızla alakası yok.

ic-2

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEZ. AŞK ZATEN ÖLÜR

SEVAL UYSAL: Aşkın ömrü ne kadar?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Çalışmalara göre ortalama 3-4 yıl sürüyor ve bu süre içinde sevgi form değiştiriyor. Aşkı başlatan biyolojik faktörlerle sürdüren faktörler farklı. Şöyle anlatayım: Yılanı gördünüz ve çığlık attınız. Sonra yılan orada dursa da çığlık düzeyiniz azalır ve sonra oradan kaçmayı düşünürsünüz. O çarpılma da öyle bir şeydir. Bulutların üstünde dolaşma hali, dopomin östrojen salınımı. Artık obsesif, hastalık tarzında düşünme, onsuz bir dakika yapamama, uyuyuncaya kadar aklında olması, uyandığında ilk akla gelen olması hali ömür boyu böyle gitmez, gidemez. 6 bin devirli bir arabayı 6 bin devirle kullanamazsınız, istop etmeniz lazım, beş bine, 3 bine düşürmeniz lazım. O duyguları sonsuza kadar yaşamanız mümkün değildir, formu değişir. Bir zaman sonra bağımlılık gelişir, onsuz yapamama ve birlikte yaşama dönüşür. Bazı insanlar hayat arkadaşını kaybettiğinde boşlukta kaldığını düşünür.

SEVAL UYSAL: Evlilik aşkı öldürüyor mu?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Evlilik aşkı öldürüyor demek, ömür boyu yılanı gördüğünde çığlık atmayı istemek gibi bir şey, O olmaz. Evlilik aşkı öldürmez, O zaten ölür. 20 yaşındaki hormonlarla, 60 yaşındaki hormon düzeyleriniz, seviyeleriniz aynı değildir. Aynı uyarıya, aynı tepkiyi vermezsiniz, bütün bunlar form değiştirir. Bu form değiştirmede bir önceki formu öldü kabul ediyorsanız o zaman aşkın “ömrü” vardır. Aşkın bir başka haline geçilir. Aşk halden hale geçer.

ic-1

ANNE ÇOCUK AŞKI TANRI AŞKINA BENZER

SEVAL UYSAL: Aşk karşı cinse olduğu gibi, evlada ve tanrıya karşı da duyuluyor. Birbirine benziyor mu?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Aşk tam anlamıyla tanrısaldır. Tanrı, evreni, insanı büyük bir aşkla yaratmıştır. İnsana sevmeyi ve tutkuyu verilmesinin nedeni yine tanrıyı bulması içindir. En mutlak formu budur. Dünyadaki ona en yakın formu da anne-çocuk aşkıdır. Tanrının insana duyduğu aşkın en çok benzeyeni annenin çocuğuna duyduğu aşktır. Aşk tanrıdan gelir, anne ve çocukta kendini bulur, karşı cinse yönelir ve yeniden tanrıya döner. Aşkın siklusu budur. Aşkın başlangıcını herkes yaşar ama tanrısal aşkı herkes yaşayamaz.

SEVAL UYSAL: Neden?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Orada kortikal süreçler işler. Düşünce, anlayış hayat tarzı, inançlar, inanışlar etkili olur.

SEVAL UYSAL: Aşkla sevgi ayrı şeyler mi?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Biyolojik olarak bazen birebir, bazen ayrı. Beyin sapından yukarısı anne çocuk sevgisinde de kadın erkek sevgisinde aynı çalışıyor. Beyin sapından aşağısı ise sadece kadın erkek sevgisinde hareketleniyor.

NARSİSTLER AŞIK OLAMAZ

SEVAL UYSAL: Peki karşı cinse hiç aşık olmamış insan var mıdır?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Adını koymadan, aşık olduğunu bilmeden yaşayanlar olabilir. Çocuğuna, karşı cinse hatta hemcinsine karşı onsuz yapamama hali, her şeyi göze alma halini yaşayan ama bunun adını koyamayanlar vardır.

SEVAL UYSAL: Kadınların çok korktuğu saplantılı aşka ne diyorsunuz?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Aşk-ı marazi. O aşk değil, marazdır. Gerçek seven sevdiğinin mutlu olmasını ister. Onun başkasına gitmesine bile razı olur. Ama o “Ya benimsin ya kara toprağın“der. Bu marazidir. Aslında o, onu değil, onun kendisini sevmesini seviyor. Narsistler aşık olamazlar.

SEVAL UYSAL: Aşk anlayışı günümüzde farklı bir forma mı büründü?

PROF.DR. HASAN HERKEN: Soyut düşüncesi gelişmemiş insanlar aşık olamazlar.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı