REKLAMI GEÇ

Seçim Kampanyasında 1 milyon lira harcadım

16 Nisan 2014 Çarşamba

denizli-merkezefendi-chp-arif-balkanay-seval-uysal-haftanin-roporaji-h

Seval Uysal, bu hafta CHP’nin Merkezefendi Belediye Başkan adayı Arif Balkanay’ı konuk etti. Seçimin neden kaybedildiğini konuştu. Balkanay, sadece seçimi kaybetmemişti. Seval Uysal’a kampanya için 1 milyon lira harcadığını açıkladı. İŞTE O RÖPORTAJ…

Arif Balkanay CHP Merkezefendi belediye başkan adayı olarak yaklaşık 3-4 ay seçim kampanyası yürüttü ancak sandıktan çıkamadı. Seçimlerin hemen sonrasında sosyal medya üzerinde bir tartışma başladı ve Balkanay’ı hedef aldığı gibi teşkilatı da özellikle “sandık görevlileri” konusunda sorgulamaya başladı. Çok geçmedi Arif Balkanay kameraların karşısına geçip zehir zemberek açıklamalar yaptı. Bu sözlerde serzenişten çok tepki, tepkiden çok isyan, daha da çok da, kazanacağına inanmış bir insanın hayal kırıklığı vardı. Son günlere kadar rakibinden 12 puan önde olduğunu söyleyen Balkanay nerede, nasıl yanıldı? CHP il teşkilatı ile adaylar arasındaki süreç nasıl yürüdü? Bu yenilginin sorumlusu kim veya kimler? CHP Denizli’de neden hayal kırıklığı yaşadı? Neden böyle oldu? Bu röportaj bu soruların yanıtlarını veriyor. Burada adı geçen ve cevap hakkı kullanmak isteyen isimlere bu sütunların açık olduğunu da duyurmak isterim.

ic-5

SEVAL UYSAL: Basın toplantısı yaptın, sözlerinde tepki, serzeniş,ama daha çok isyan vardı. “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olduk” dedin, bu ne demek şimdi?

ARİF BALKANAY: Merkezefendi genelinde söylersem; Halkın, kadroların, teşkilatın seçime yönelik beklentisi kazanmaya odaklanmışken, sanki daha büyük bir şey varmış gibi, kitleleri farklı bir yöne kanalize etme kadar yanlış bir şey olamaz. Ben bu yaşıma geldim siyaseti asla kendim için yapmadım, hep insanlarla birlikte, kol kola yürüyerek bir takım mevzilerin kazanılabileceğini öğrendim. O kültürle yoğruldum. Denizli’de birileri bizim için büyükşehir ve ilçeler diye ikili bir ayrım oluşturdu, bugünden geriye baktığımızda farklı amaçlara hizmet ettiğini görüyoruz. Bizler de bu ayrımı kabullenip ona uygun seçim kampanyası yürüttük.

SEVAL UYSAL: Birilerini işaret ediyor gibisin?

ARİF BALKANAY: Tabi, doğrudan söylüyorum zaten. Büyükşehir adayıma, il başkanıma “Bakın’ ilçelerde MHP’ye büyükşehir’de CHP’ye’ şeklinde bir dedikodu var. Bu hepimizin kaybetmesine yönelik bir şeydir” dedim.

“OYUM ŞU KADAR ARTTI” DEYİP KENDİMİZİ KANDIRMANIN ALEMİ YOK

SEVAL UYSAL: Bu söylentiyi onlar mı yaydı ki?

ARİF BALKANAY: Vallahi bilmiyorum. Kendilerine sorduğuma göre hayır onlar yaymamış, ama birileri yaymış. Kimin yaydığını halkımız ve kadrolar çok iyi biliyordur. Partimizin doğru mekanizmaları işlemeye başladığında bunu öğreniriz, ben de çok merak ediyorum. Sonuçta kazanan CHP olmadı. Kendimizi kandırmanın alemi yok, “oyum şurada şu kadar daha arttı” demenin alemi yok. Oyumuz hemen hemen her yerde, rakamsal olarak artmıştır ama önemli olan seçimi kazanmak ya da kaybetmektir. Sandıktan çıkamadığına göre kazanmamışsındır!

SEVAL UYSAL: Süreç içinde bu söylem (İlçelerde MHP, büyükşehirde CHP) parti içinde nasıl bir yankı buluyordu?

ARİF BALKANAY: Benim seçim büroma gelen herkes, CHP üyeleri, kadrolar, bizzat mahallelerdeki faaliyetlere katılan insanların böyle bir anlaşma olduğundan bahsetmeleri ve bunu savunabilmeleri kadar acı ve garip bir durum olamaz. Gerçekten vahim bir durumdu.

ic-4

SEVAL UYSAL: Peki parti içinde bu söylem konuşulurken yönetimin tutumu nasıldı? Faydacı mı, yoksa bir reddiye var mıydı?

ARİF BALKANAY: Sonuçtan okursak; faydacı bir tutum sergilendiği çok net görülüyor. Ama hiçbir yöneticimi doğrudan “şu konuda, yanlış bir davranışta bulundun” şeklinde suçlamak istemem, çünkü elimde somut belge olması gerekir.

SEVAL UYSAL: “İlçelerde MHP büyükşehir’de CHP” söyleminin tahribat yaratacağını ne zaman fark ettin?

ARİF BALKANAY: Tam tarih veremem ama bu operasyon başlatıldıktan yaklaşık iki hafta sonra ben olaya vakıf oldum. Onun üzerinden müdahale etmeye çalıştık ama maalesef çözüm üretemedik. Acı olan şudur; biz ön seçim sürecinden demokrasinin taçlandığı an olarak söz ederiz ama maalesef, ön seçim sürecinde taraf olup da aday adayınız kaybettiğinde tribün arkasına geçip maçı seyretmeyi tercih ederseniz ön seçim mekanizmasının sağlıklı olduğunu söyleyemezsiniz. Önemli olan el ele yürüyebilecek bir iklim yaratmaktır.

_________________________________________________

Flash Player Kurmak İçin Tıklayınız

________________________________________________

İLÇE BAŞKANIM SEÇİM KAMPANYASINI MERKEZEFENDİ’DE DEĞİL, BABADAĞ’DA, GÜNEY’DE SARAYKÖY’DE YÜRÜTTÜ

SEVAL UYSAL: Yürüyemediniz mi?

ARİF BALKANAY: Kesinlikle, bunu söylemekten hiç çekince duymuyorum. Kampanya sürecinde çok muhterem ilçe başkanımın, merkez seçim ofisime gelişi üç ya da dörttür. Bir tanesi açılış için, diğer ikisi de genel başkan yardımcımızın basın toplantısı içindir. Sosyal medyada ve basında gördüğüm kadarıyla benim ilçe başkanım, Merkezefendi belediyesine oy toplamak için Serinhisar’da Acıpayam’da, Güney’de, Sarayköy’de, Babadağ’da çalışmalar yürütmüştür. Sorumlu ve yetkili olduğu ilçenin kampanyasına, Merkezefendi’ye oralardan ne kadar oy devşirebildiğini kadroların ve halkın takdirine bırakmak lazım.

ic-3

SEVAL UYSAL: Merkezefendi ilçe başkanı ne yapabilirdi ki?

ARİF BALKANAY: Kendi ilçesi için çalışacaktı. Bu süreci,” ilçelerde MHP büyükşehirde CHP” meselesini daha başta görebilir ve bizden önce müdahil olabilirdi. Çünkü ben kampanyanın tam göbeğindeyim ve etrafımda olup biteni algılamam geç olur. Bilirsiniz adayın 24 saati programlanmıştır ve bu koşullarda dışarıda olup biteni göremeyebilirsiniz. İlçe başkanının bunları görüp müdahale etmesi gerekirdi.

SEVAL UYSAL: Hiç müdahale olmadı mı?

ARİF BALKANAY: Hayır, hiç uyarı almadım.

SEVAL UYSAL: Merkezefendi ilçe başkanı ile bu 3-4 ziyaretin dışında kampanya boyunca hiç görüşmediniz mi, bir araya gelip durum değerlendirmesi yapmadınız mı?

ARİF BALKANAY: Belli aralıklarla mutlaka bir araya geldik ama verimli sonuçlar aldığımızı söyleyemem. Ki böyle bir dilin örüldüğü bir süreçte sanırım hiç bir araya gelmedik. Bu siyaset yapma diliyle ilgili bir şey! Ömer kardeşimizin kendisine de sormak lazım. Onun siyaset kültüründe adaylar belirlendikten sonra “bütün süreci her anlamda aday götürür, ilçe ve il başkanları adayların yanında olmazlar” gibi bir siyaset yapma kültürü olabilir. Bundan dolayı benim yanımda bilinçli olarak bulunmamış olabilir.

BENİM RAKİBİM TAYYİP ERDOĞAN’DI

SEVAL UYSAL: Kaybetmendeki etkenlerden biri o mu?

ARİF BALKANAY: Bilmiyorum! Hiç kimseyi sorumlu tutmak istemem ama sonucu değerlendirdiğim zaman ben Merkezefendi belediye başkan adayı Arif Balkanay olarak, karşımdaki Muhammet Bey’le yarışmadığımı biliyorum. Her ölçekte olduğu gibi, benim de rakibim Tayyip Erdoğan’dı. Yanlış olan tam da buydu. Bizim her ölçekte o minderi kabul etmemiz yanlıştı. Kendi dışımızdaki “öteki”, “düşman” yaratma taktiğini sürdüren Tayyip Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmekti. Ama kendi adıma bunlara asla takılmadan Merkezefendi ölçeğinde ısrarla ve inatla doğrudan yerel seçimlerde yapılması gereken neyse hepsini yaptım.

SEVAL UYSAL: Peki ilçe yönetimi de mi kampanyana destek vermedi, katılmadı?

ARİF BALKANAY: Bir çok değerli yönetici arkadaşımız, mahallelerde görev alan arkadaşlarımız hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan bu kampanyada yer aldılar. Ama mesele örgütsel bir organizasyonla bu kampanya çalışmalarını yürütmektir. Israrla ve inatla alan çalışması içindesin, hep projelerini anlatıyorsun 41 projeyle sosyal belediyecilik, doğrudan dokunan, temas halinde kampanya çalışmalarını yürütüyorsun. Geçmişe göre oy oranını artırsan bile en az oy aldığın yerler yine oraları, bunun sosyolojik olarak incelenmesi gerekir. Ama buna rağmen Pamukkale ile Merkezefendi’deki oyları karşılaştırdığınız zaman ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Evet biz her şeye rağmen Merkezefendi ölçeğinde doğru bir hat, doğru bir dil örmeye çalıştık ama bu seçimi kazanmak için yeterli değil.

ic-2

ÜZERİME DÜŞENİ YAPTIM. VİCDANEN RAHATIM

SEVAL UYSAL: Pamukkale ile Merkezefendi arasındaki 5-6 puan. Aday olarak üzerime düşeni yaptığına inanıyor musun? ”

ARİF BALKANAY: Vicdanen maddi ve manevi çok rahatım. Mesleki ve siyasi üzerime düşeni fazlasıyla yaptığımı biliyorum. Bunu herkes gördü, ama bu yetmiyor. Madem ki sandıktan çıkamamışım, rakibimden 1 oy da olsa fazla alamamışım yeterince başarılı olamamışım demektir. Ama bu sadece benim başarısızlığım değildir.

SEVAL UYSAL: Ne yapmak gerekiyordu?

ARİF BALKANAY: Örneğin aylar öncesinden başladığımız sandıklardaki birebir örgütlenmenin ve çalışmanın sürdürülmesi gerekiyordu. Yapamadık! Bunu ben değil, örgütün yapması gerekiyordu. “Tamam” dendi ama hayır yeterli değildi. Rakibin kazanmak için her türlü şeyi denediği ve pisliği yaptığı bir seçimde, senin sandık görevlilerinin daha seçim sırasında önlemi alamamış. Olmaz. Elbette kaybedersin. 10-12 bin fark var, neredeyse 8 bin geçersiz oy var. Sadece geçersiz oyları inceleyelim bakalım neden geçersiz.

SEVAL UYSAL: “Seçmen beni istemedi, kazanamadım” demiyorsun, “elimden geleni yaptım, parti şöyle olsaydı, böyle olsaydı kazanırdım” diyorsun, bunu neye göre söylüyorsun?

ARİF BALKANAY: Çünkü savunduğum projeler ve programlar ciddi olarak sana oy vermeyen kitlelerin hayatlarını kolaylaştıracak ve daha nitelikli hale getirecek projeler. Onun için zaten örgütsel anlamda kendimizi sorgulamamız gerektiğine inanıyorum. Siyaset yapma dilini değiştirmek gerekiyor.

SEVAL UYSAL: Adayı da değiştirmek gerekebilir, belki sen yetersiz gelmiş olabilirsin?

ARİF BALKANAY: Olabilir. Ama bunun için eldeki bilimsel verilerle hareket etmek gerekiyor. Eldeki verilerde kusurun adayda olmadığı ortaya çıkıyor. Kampanya süreci içinde gerek projelerimiz, gerek sunum biçimi olarak rakiplerimiz tarafından dikkatle takip edildiğimizi biliyoruz.

SEVAL UYSAL: Seçim kampanyasını büyükşehir ve ilçeler olarak ayrı ayrı mı yürüttünüz?

ARİF BALKANAY: “Ortak bir dile dönüştürelim, birlikte çalışalım” yönlü çabalarımız oldu ama başarılı olmadı.

SEVAL UYSAL: Neden olmadı? Aktörlerden biri sen, diğeri Arslan, ücüncüsü de Vural. Niye birbirinizle ilişki kuramadınız?

ARİF BALKANAY: Demek ki bir arada olmayı becerememişiz. Birileri sadece gemisini kurtarmaya çalışmış görünüyor. Ama aynı gemide olduğumuzu düşünmemiş.

SEVAL UYSAL: Son haftalarda “kazandık” yollu paylaşımlarınız vardı?

ARİF BALKANAY: Evet son haftaya kadar iyi gidiyorduk. Eğer “büyükşehir’de CHP ilçelerde MHP” söylemi birileri tarafından körüklenmeseydi..bugün ortaya çıkan rakamlar analizin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.Düşünsenize CHP’den MHP’ye, hatta AKP’ye oy kayması var.

ic-1

BÜTÜN BİRİKİMİMİ HARCADIM, BUNA KARŞIN CANIMI YAKAN SÖZLER BENİ ÜZDÜ

SEVAL UYSAL: Seçim sonrası Facebook’ta şahsına yönelik bir tartışma başladı. Basın toplantısı yapmanda bunun etkisi oldu mu?

ARİF BALKANAY: Etkisi olmuştur, çünkü çemberin dışında olanlar içerde ne olup bittiğini bilmiyor. ilk etapta adaya yüklenmek doğaldır. O tartışma yayınlanan bir fotoğrafa ilişkin, bizi yemek yerken gösteren eski bir fotoğraf! Bunu seçim sonrasında çekilmiş ve paylaşım yapılmış olarak anlamışlar. Bunun üzerinden yazılıp çizildi. Oysa ben kampanya boyunca gece gündüz koşturmaktan, yeni doğan torunumu bile sadece beş dakika oda büroda ayaküstü görebildim. Buradan çalışmamışım gibi bir izlenim doğmasından rahatsız oldum. Basın toplantısını ayrıca önümüzdeki dönemlerde kurumsal anlamda daha fazla başarı sağlayabilmenin ön koşulu olarak gördüm.

SEVAL UYSAL: Sandıkta kaybetmenin dışında başka neler kaybettin?

ARİF BALKANAY: Kendi adıma maddi ve manevi, mesleki ve siyasi ne kadar birikimim varsa bu sürece armağan ettim. Bu konuda vicdan muhasebesi yaptım ve iç huzur içindeyim. Ama buna rağmen canını yakan cümlelerle muhatap olduğun zaman insan gerçekten üzülüyor.

SEVAL UYSAL: Duyusal olarak epey yıpranmışlık oluyor herhalde ama bunun bir de maddi boyutu var. Kampanyada ne kadar para harcadın?

ARİF BALKANAY: Kümülatif olarak 1 milyonu geçmiştir.

SEVAL UYSAL: Nereden buldun bu parayı, bu kadar paran var mıydı?

ARİF BALKANAY: Kendi adıma tapulu olan tek mülkümü sattım. Aileden bir arsa sattırarak takviye yaptım. Bu sürece imece usulüyle dahil olan dostlarım olduğunu öğrendim. Bu davaya inanan herkes karınca kararınca sürece dahil oldu.

SEVAL UYSAL: Kampanya bütçesini kim yönetti?

ARİF BALKANAY: Bizim kasa Ayşe Hanım’dır. Benim para işim olmaz. Harçlığı Ayşe Hanım’dan isterim.

SEVAL UYSAL: Peki nasıl bir ekiple çalıştın?

ARİF BALKANAY: Mükemmel. Bütün çalışmalarımız doğru ve yerindeydi. Hepsine teşekkür ediyorum, amatör ruhla yapılabilecek en doğruyu yaptılar. Tek tek bireylerden oluşmuş toparlama bir ekipti, arkamızda profesyonel bir şirket yoktu. Stratejiyi belirleyen, son kararları veren, kampanyayı yönlendiren bendim.

SEÇİMDEN ÖNCE “KAZANAMAZSAM İSTİFA EDERİM” DEDİ

SEVAL UYSAL: Şimdi il ve ilçe başkanına ‘gereğini yapsınlar’ demekle ne kastediyorsun?

ARİF BALKANAY: Bunun nereden kaynaklandığının tespit edilmesi gerekir. Bunun yeri de danışma kurullarıdır.

SEVAL UYSAL: Gereğini yapmak danışma kurallarını toplamak mı, yoksa istifa etmek mi? Kamuoyunda senin bu sözlerin istifa çağrısı olarak okundu.

ARİF BALKANAY: Ona yöneticilerimiz karar verecek! Eğer siz seçim sonuçlarını bir başarı olarak değerlendiriyorsanız ona uygun bir mekanizma işletirsiniz. Yok kazanamadığınıza göre, hele seçimden önce “kazanamazsam ben bu görevi devrederim” demişseniz ‘gereğini yapmak’ cümlesinin altı daha başka şeyi içerir. Önemli olan şudur. CHP bir kurumdur ve dolayısıyla geleceğimizi kişiler açısından öremeyiz. Ön koşul ortak doğrular peşinden koşmaktır.

Yorumlar

ibrahim ay   -  Bağlantı 28 Nisan 2014, 13:52

sayın il başkanımız bütün ilçelere ve büyük şehir belediyesine alacağız ,diye beyanı var ,hata il başkanının şeçime tam asılamadı, konuşma uslupları yanlişti ,ilçelerde yenilginin tek sorumlusu ,sorumluluk almayan ,il başkanınındır,selbes bıraktı ,sorunları çözmeye çalişmadı ,aday şeçimimiz yanlişlarla doluydu,kısacası ,iki başlıydı denizli saygılarımla

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı