Bu devirde Atatürkçü olmak!
25 Aralık 2013 Çarşamba
Gülizar Biçer Karaca bir değil, iki değil, üç değil. Tam beşinci kez Atatürkçü Düşünce Derneği Şube başkanlığına seçildi. Hatta bu kez aday bile olmadı, zorla aday gösterildi. Üstelik evden “aday değilim” deyip çıktı, akşam başkan olarak döndü. Kocasıyla da arası açıldı. Adam küsmekte haklı… 10 yıldır karısını dernekle paylaşıyor, gecesi, gündüzü ADD’de geçen Gülizar Hanım’ın oğlu da ara yerde büyümüş sayılır. Ama annesini çok seviyor ve onunla gurur duyuyor. Gülizar Hanım 15 Aralık’ta beşinci dönem başkanlığına adım attı. Görev süresi 2015’te dolacak.-mış- Sonrası mı? Allah kerim. Gülizar Biçer Karaca ile İstanbul’a uçmadan önce kısıtlı bir zaman aralığında röportaj yaptım ama şahane oldu. Ben sevdim. Okuyun kararınızı siz verin. Bu arada hatırlatmak isterim okuduğunuz bu satırlar yılın son röportajı. İyi yıllar!.
SEVAL UYSAL: Atatürkçü Düşünce Derneği geçtiğimiz günlerde genel kurul yaptı. Kaçıncı kez başkan oldun?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Beşinci kez şube başkanı oldum.
SEVAL UYSAL: Kaç yıl aralıklarla seçildin?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: İki yıl aralıklarla seçimlerimiz yenileniyor. İlk kez 2005 yılında başkan oldum, şimdi de 2015’e kadar uzanıyor. İnşallah kesilecek diye umut ediyorum.
SEVAL UYSAL: Bir daha aday olmayacağını söylemiştin?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Evet aday olmadım, gerçekten aday olmadım. 15 Aralık’ta yaptığımız genel kurulda da aday olmadığımı açıkladım ve veda konuşmamı yaptım. Çok duygusal anlar yaşandı, bende çok duygulandım.
SEVAL UYSAL: Neler hissettin?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Aday olmayacağımı öğrenen 7’den 77 üyelerimiz gözyaşları içinde konuşmamı izlediler. Bu da beni çok etkiledi.
SEVAL UYSAL: Oraya gidene kadar aday olmayı düşünmüyordun değil mi?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Hayır! “aday değilim ve huzurlarınızdan saygıyla ayrılıyorum” dedim
SEVAL UYSAL: Ama ayrılamadın?..
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Ayrılmama izin vermediler. Süleyman Çamlı arkadaşımız benim ardımdan gözyaşları içinde bir konuşma yaptı ve benim aday olmam için 280 imzalık bir önerge verdi. Divan başkanı önergeyi okudu. 280 imzanın tamamı salonda hazır edilmiş, o kadar iyi organize olmuşlar ki, o saate kadar hiçbir şey anlamamıştım benden çok iyi gizlemişler. Salon ayaktaydı “Ölmek var, dönmek yok” diye slogan atıyorlardı. O anda bende gözyaşlarımı tutamadım. Kürsüye çıkıp “Ben aileme zaman ayırmak istiyorum” dedim ama kendim duydum. Koca salon “kaçmak yok, dönmek yok” sloganlarıyla inliyordu.
KOCAM KÜSTÜ GÜNLERCE BENİMLE KONUŞMADI
SEVAL UYSAL: Neden sen, niye bu kadar ısrar ediyorlar?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Aslında içlerinde başkan olacak çok fazla insan var, benden daha fazla çalışacak ve emek verecekler var. Gülizar Biçer Karaca ADD başkanı olduğunda çok zor şartlarda çalıştı. Demokratik kitle örgütlerinde çok önemsenmeyen bir yapıdaydı. Sanırım iyi bir liderlik yürütmüşüm ki, dernek gerçekten kamuoyunda ciddi bir yere geldi ve çıta yükseldi. Herkeste güçlü bir şube başkanlığı anlayışı yerleşti ve “ya biz bu çıtayı yakalayamazsak” algısı var, sanırım bundan. Hukukçu olmak, iletişim kanallarını açık tutmak ve kadın olmak gibi faktörlerin etkisi var diye düşünüyorum.
SEVAL UYSAL: “Aday değilim” diye gittin, şube başkanı olarak döndün. Evdekiler ne yaptı?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Eşim şok yaşadı. Öğleden sonra oy kullanmak için gelmişti, benim adımı görünce rengi, her şeyi gitti. Hiçbir arkadaşımız onu ikna edemedi,dört gün benimle konuşmadı.
SEVAL UYSAL: Hadi ya!
GÜLİZAR BİÇER KARACA: En sonunda babam “o salonda olup biteni gözyaşları içinde izledim. Ben böyle bir evlat yetiştirmenin gururunu yaşadım, sende böyle bir hanıma sahip olmanın onurunu yaşamayı öğreneceksin” sözleri üzerine ikna oldu. Çünkü eşim o ortamı görmedi, belki benim gidip yine aday olduğumu düşünmüştü.
SEVAL UYSAL: Evi çok mu ihmal ediyorsun?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: İhmal ediyorum. Bir şeylerden fedekarlık yapmadıktan sonra olmaz. Biz tipik bir Türk ailesi gibi değiliz. Günü üçe bölmek zorundayım. Bu dilimi ne yazık ki adil bir şekilde de bölüştüremiyorum. Mesleğime ve derneğe ayırdığım zaman, eve ayırdığım zamandan fazla oluyor. Ben derneğe başladığımda oğlum 5 yaşındaydı, şimdi lise birinci sınıfa gidiyor 15 yaşında.
SEVAL UYSAL: Vicdan azabı çekiyor musun?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Oğlum bana vicdan azabı hiç yaşatmadı. Benimle hep gurur duydu. Atatürkçü Düşünce Derneği’nde başkan olmam onu mutlu ediyor.
SEVAL UYSAL: Eşine karşı?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Tabi ki hissediyorum. Klasik aile yapısında iki eş gibi paylaşmamız gereken şeyleri biz toplumla her birlikte paylaşmak zorunda kalıyoruz.
_________________________________________________
________________________________________________
BİZ HERŞEYİMİZİ KAMUSAL ALANDA YAŞIYORUZ
SEVAL UYSAL: Evliliği kamusal alanda yaşıyorsunuz..
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Ev yaşantımızda kamusal, dernek yaşantımız da kamusal, iş yaşamımız da kamusal. Biz hiçbir şeyimizi özel yaşayamıyoruz.
SEVAL UYSAL: Ne yani sohbet etme, özlem giderme, baş başa yemeğe çıkma gibi şunlar bunlar yapıyorsunuzdur herhalde?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Çok nadir! Evlilik yıldönümümüzde küçük kurultaydaydım. Bu evlilik yıldönümümüz de yeniden başkan oldum diye küs geçirdik. Doğum günümü dernekte kutladım, oğlumun doğum gününü bile dernekte kutladığım oldu.
SEVAL UYSAL: Sen olsan kocan için aynı şeyi yapar mıydın?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Yapardım. Benim yetişme tarzım bu. Biri toplumsal mücadele veriyorsa, diğeri onu destekler. Bu kadın olsun, erkek olsun değişmez.
DENİZLİ ADD’YE SAHİP ÇIKTI, MARJİNALLEŞTİRMEK İSTEYENLERE İZİN VERMEDİ
SEVAL UYSAL: Kabul edelim ki, zor bir dönemde ADD başkanlığı yapıyorsun. Ergenekon, Balyoz davaları ve generallerin tutuklanması süreçlerinde hep başkandın. Fatura Atatürkçülere kesildi, Atatürk sorgulanır hale geldi. Böyle bir süreçte ADD’cilik yapmak nasıl oluyor?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Atatürkçülüğün revaçta olduğu, genel kabul gördüğü bir dönemde Atatürkçülük yapmak kolaydır. 2002’de AKP iktidara geldi, 2004’te AKP’li bir belediye başkanı geldi. Ben en zor dönemlerde görev aldım, ancak biz Denizli’de bu zorluğu Denizli halkı sayesinde çok hissetmedik ve yaşamadık. Yaşatılmak istendi mi? Evet, gerçekten istendi. Ama Denizli halkı ADD’ye çok ciddi olarak sahip çıktı. Bu belki ADD’nin kendi halka ifade ettiği kanalları hep açık tutmasından kaynaklandı. Bizim mahalle sorumlularımız var. Onlara kendimizi çok iyi ifade ettiğimizi düşünüyorum. ADD’nin halka kaynaşması, dernekte ne yapıldığını ve nasıl yapıldığını çok iyi biliyorlar. Atatürkçülüğü doğru anlattığımızı düşünüyorum.
SEVAL UYSAL: Denizli halkının özelliği neydi?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Denizli halkı hep yanımızda oldu, çünkü inandılar ve güvendiler. Biz onların güvenlerini kazandık. Rozet Atatürkçüleriyle, Atatürkçülüğü yaşama geçirenleri ayırt edebiliyorlar. Denizli halkı çok zeki. Belki üretkenliğinden kaynaklanan özgür düşünceye sahip. Örneğin 29 Ekim’deki resmi geçitte ADD’ye yapılan müdahalede Denizli halkı bizim telefonlarımızı kilitledi. Denizli’nin her yerinden insan aradı. Akşam da bizimle birlikte yürüdüler. Denizli halkı son noktaya kadar bekliyor ve öyle harekete geçiyor. Eğer Denizli halkı o gün bize o kadar sahiplenmeseydi bugün hukuki süreç çok farklı olabilirdi. Denizli Atatürkçü Düşünce Derneği marjinalleştirilmek istendi, uç bir düşünce haline getirilmek istendi ama Denizli halkı buna izin vermedi “Biz onlara güveniyoruz ve sahip çıkıyoruz” dediler. Böyle zor bir süreçte halkın desteğiyle ADD’yi yönetiyoruz.
“SİZDEN TERÖRİST OLMAZ”
SEVAL UYSAL: Paşalar darbe yapmakla yargılanıyor ve sizin önceki genel başkanız da bunların arasında?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Şener Eruygur’un genel başkanlığına oy vermeyen nadir şubelerden biriyiz. Onun kişiliğine değil ama, demokratik bir kitle örgütünün Jandarma Genel Komutanlığı yapmış biri tarafından yürütülemeyeceğini, çünkü derneğin sivil iç yapısını anlamakta zorlanacağını düşündük ve buna hep karşı çıktık. Ancak genel başkan olarak seçildi. 2. dalgada tutuklandıktan sonra, sabah erken saatlerde derneğe geldiğimizde baktık ki, kapının önünde 20-25 kişi bizi bekliyordu. “Bugün bu derneğe sahip çıkma zamanı” dediler. O gün 198 üyelik başvurusu aldık. Akşama kadar yüzlerce insan derneğe geldi gitti.
SEVAL UYSAL: Diğer şubeler benzer şeyler yaşamış mı?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Hayır, çok nadir! Ertesi gün kenar mahallerimizde birindeki toplantıda bir yaşlı kadın “24 terörist yakalanmış, he mi de askermiş” dedi. Bizim genel başkanımız olduğunu söyleyince “O zaman onlar terörist değil, bunlar bizi kandırmış. Sizden terörist olmaz ki, siz Atatürkçüsünüz” dedi.Bu benim için gerçekten onurla taşıyacağım, anılarımı yazmam gerekirse en baş paylaşacağım anım olacaktır.
BİZİM GÖREVİMİZ ATATÜRKÇÜLÜĞÜ ANLATMAK
SEVAL UYSAL: Atatürkçü düşüncenin dernekleşmesi şart mı?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Bunu 1989 kurulduğu şartlarda sorsaydınız. “Yok!” derdim. “Herkes Atatürkçü gerek var mı?” tartışması yaşanıyordu. Bende öğrenciydim, böyle düşünmedik değil. Ama bugün baktığımızda Atatürkçü düşüncenin tarihsel açıdan da, sosyolojik açıdan da resmi düşüncenin dışına çıkmış değil. Anlatamadığımız için insanların kafasında cumhuriyet dönemine yönelik Atatürk’e yönelik soru işaretleri oluşuyor. Bugün Atatürk’ün döneminde yaşanmış bir olayı günün şartlarından çıkarıp 2013 yılının Türkiye’sinde yorumlayama kalkarsanız olmaz.
SEVAL UYSAL: Atatürk’ü koruma derneği mi?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Koruma derneği diyemeyiz. Atatürk’ü anlatma ve anlama diyebiliriz. Bilinen resmi söylemin dışındaki dahi bir siyaset adamından söz ediyoruz. Onun cumhuriyet kazanımlarından ve yoktan var ettiği bir Türkiye’den söz ediyoruz. Zorluklar karşısında Atatürk gibi düşünmeyi öğretmeliyiz. Atatürkçülüğü anlatmalıyız. Kurtuluş savaşından sonraki devrim mücadelesini..
SEVAL UYSAL: ADD gibi Türkiye dışında Avrupa ve Asya ülkelerinde bir başka örnek var mı?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Dünyada tek örnek olduğunu düşünüyorum. Derin bir araştırmalara girmedim ama o ülkelerin liderleri Atatürk’ün başardığını başaramamıştır. Monarşik yapıdan, halifenin kulu olmaktan başka bir şey bilmeyen insanlara millet olma bilinci ve yeni çağdaş bir devlet kurmuştur. Halifeliği, saltanatı kaldırmış ve laik bir cumhuriyet kurmuştur.
ATATÜRK’Ü TARTIŞMAYA AÇMA SAFSATASIYLA BİR DÖNEMİ YARGILAMAK İSTİYORLAR
SEVAL UYSAL: Atatürk kutsallaştırılıyor. Buna ne diyorsunuz sizce Atatürk tartışılmamalı mı?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Atatürk’ün tartışmaya açılması için onun sözüyle cevap vereyim: “tarihi yazanlar, tarihi yapanlara sadık kalmalıdır” bugün bizde Atatürk’ü tartışmaya açmak adına, tarihle yüzleşmek safsatasıyla bir dönemi yargılamak istiyorlar. O dönemi yargalarken, o dönemin şartlarını yargılamıyorlar. Getiriyorlar günümüze oturtuyorlar. İdeolojiden arındırılmış, görevi tarihi anlamak ve anlatmak olan tarihçiler önderliğinde yapılmalı. Asker Atatürk kafalarda kalsın istenir. Bir devlet adamı olarak Atatürk, kurucu irade olarak Atatürk istemiyorlar.
SEVAL UYSAL: 2. Cumhuriyetçilerden ne anlıyorsunuz?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Bugün Cumhuriyetle yönetilen hiçbir devlet numaralandırılamaz. Bizde de numaralandırılmamalı. “Cumhuriyet eskidi, Atatürkçülük bitti” denmek isteniyor. Sınırların kalktığı bir dünyada deyip söze başlayıp, demokrasi adına globalleşme denilerek tartışmayı başlattılar. O geçiş dönemiydi. Söze “Biz de Atatürk’ü seviyoruz ama..” diye başlayarak psikolojik mücadele yapıldı.
BÜLENT ARINÇ SAMİMİ DEĞİL!
SEVAL UYSAL: Bir psikolojik harekat diye bir laf söyleniyor. Geçtimiz gün Bülent Arınç söyledi, daha önce İlker Başbuğ’dan duyduk.Hem Başbuğ, hem Arınç şikayet ediyor. Nedir bu, psikolojik harekattan biz ne anlayalım?
GÜLİZAR BİÇER KARACA: Psikolojik harekat deyince benim aklıma toplum mühendisliği geliyor. Toplumun düşüncesini hissettirmeden, yönlendirme. Keşke Bülent Arınç toplum mühendisliğini, ülkeye yönelik tehditleri içermeden önce farkına varabilseymiş. Yolsuzluk toplum mühendisliğinin yaptığı bir şey değil, ayakkabı kutularının içine milyon dolarları toplum mühendisleri koymadı. Yaşanmış bir gerçeklik. Aslında bir iç çekişmenin getirdiği sonuçlar. Keşke Arınç millet olarak etnik ve dini temellerde ayrıştırılmaya çalışıldığımız, toplum mühendisliğinin asıl bu noktalarda kaynaklandığı dönemlerde çıkıp da “bir psikolojik harekat var” deseydi bugün daha samimi olabilirdi.
Yorumlar
Sayın
Gülizar Biçer KARACA
ADD şube başkanlığına yeniden seçildiğinizi öğrendim.Sizi kutluyorum ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.Hayatınızın her daim başarılı,sağlıklı ve mutlu geçmesi dileklerimle……..