REKLAMI GEÇ

BİR PAMUKKALE MASALI

27 Haziran 2016 Pazartesi

Bugün UNESCO’nun dünya miras listesinde yer alan Pamukkale çok eskiden Hierapolis’ti. Lykos Vadisi’nin zengin su kaynaklarına sahip olan kent, görkemli pınarları, zengin sıcak su kaynakları, hamam ve kaplıcalarıyla ünlüydü. Antik dünyanın su cennetiydi ki, ona ”Nymphelerin ( su perilerinin) kraliçesi, altın kent” de denirdi.

BU ŞEHİRDE YIKANMAK ŞART
II. Yüzyılda Lykos Vadisi’nin en verimli toprakları üzerinde kurulan Hierapolis, arkeoloji literatüründe Holy City yani kutsal şehir olarak da geçer. Çünkü şehrin kutsallığı tapınaklarından ve sıcak su kaynaklarından gelir. Dertlere deva, hastalara şifa olan bu sulardan yararlanmak için çeşitli yerlerden ziyaretçi gelirdi. Doğanın kendisine sunduğu bu armağanı su mimarisiyle taçlandıran Hierapolis’te görkemli hamamlar, kaplıcalar, çeşmeler, su kemerleri vardı. Aynı zamanda dokumalarıyla ünlü şehir, antik dünyanın da tıp merkeziydi. Hierapolis’e gelenler önce şehir girişindeki hamamlarda yıkanır sonra içeri alınırdı. Çünkü; bu şehirde yıkanmak şarttı. Ve bu sağlıklı olmak demekti, aynı zamanda güzelleşmek anlamına gelirdi.
Aynı Oduncu Kızının Efsanesi’nde anlatıldığı gibi…

denizli-isin-asli-seval-uysal-turizm-bir-pamukkale-masali-pamukkale-antik-hamam

ODUNCUNUN ÇİRKİN KIZI
Bir zamanlar Çökelez Dağı’nın eteklerinde yaşayan fakir oduncu ve onun çirkin kızı yaşarmış. Kızın her yeri çıban ve sivilceliymiş. Bu nedenle de aynaya bile bakamaz, durgun sularda kendini seyredemez, utandığından kimselere görünmezmiş. Ona rastlayanlar da yolunu değiştirirlermiş. Oğlan anaları, “Aman çirkin kız, Allah oğlumu senden esirgesin” diye dua edermiş. Altın kalpli kız ise çirkinliğine, bu nedenle insanların ona reva gördüğü haksızlıklara hiç alışamamış. Böyle yaşamaktansa kendini kayalıklardan aşağıya bırakmış. O sabah Denizli Beyi’nin oğlu, Çökelez Dağı’nda keklik avlanmaya çıkmış. Su birikintisinin içinde sırma saçlı, güzel yüzlü bir kız olduğunu fark etmiş, hemen onu alıp bir ağacın gölgesine yatırmış, bir süre sonra kendine gelen oduncunun kızı “Ben ölmedim mi” diye ağlamaya başlamış. Neden ölmek istediği sorulduğunda çirkin olduğunu, bu nedenle herkesin kendisiyle alay ettiğini anlatmış.

Selem-Reklam

Bey oğlu, “Sen mi çirkinsin oduncu güzeli.. Eğil suda kendine bir bak, senden güzeli var mı?” deyince, korkarak sudaki siluetine bakan kız bir de ne görsün… Sivilceli, her tarafı yaralardan geçilmeyen kız gitmiş, onun yerine dünya güzeli biri gelmiş. Meğer, Pamukkale’nin şifalı suları oduncunun kızını eşi bulunmaz bir güzele çevirmiş.

denizli-isin-asli-seval-uysal-turizm-bir-pamukkale-masali-su-perileri

KLEOPATRA HAVUZU DA VAR..
O günden sonra da çirkin oduncu kızının bir pamuk prensese dönüştüğünü duyan kadınlar güzelleşmek için kendini Pamukkale’nin şifalı sularına bırakmaya başlamış! Rivayete göre o sularda yüzen o kadınlardan biri de Mısır Kraliçesi Kleopatra imiş..

Öldüğünde sadece 39 yaşında olan bu çok akıllı ve hırslı kadının bitmez tükenmez güzellik arzusu onu Hierapolis’e getirmiş, methini duyduğu sularda yıkanmak için kendini 36 derece sıcaklıktaki havuzun sularına bırakmış. Saatler geçtikten sonra havuzdan çıkan Kleopatra’nın cildine bir ışıltı, yüzüne de sanki bir nur inmiş. Kraliçenin yüzüne bakanlar güzelliği karşısında büyülenmiş. O günden sonra Kleopatra güzelliğiyle anılırken, Kraliçe’nin yüzdüğü havuz da Kleopatra havuzu olarak anılmaya başlamış. MIŞ MIŞ MIŞ….

denizli-isin-asli-seval-uysal-turizm-bir-pamukkale-masali-antik-havuz

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı