REKLAMI GEÇ

DENİZLİ’DE EĞRETİ GELİNLER VAR MIYDI?

13 Haziran 2016 Pazartesi

2003’ün bahar aylarıydı. Vatan Gazetesi’nin İstanbul magazin muhabiri telefonla beni aradı. Atıf Yılmaz’ın “Eğreti Gelin” adlı bir film çekeceğini, filmin konusunun Denizli’de geçtiğini anlattı. Muhabir arkadaş benim hiç eğreti gelin tanıyıp tanımadığımı, tanıyorsam onunla tanıştırıp tanıştıramayacağımı sordu. Şaşkın dinledim, o güne kadar böyle bir şey duymamıştım, ama hikaye çok ilginçti!..

Efendim…

“Denizli’de 1930’lu yıllara kadar yaşandığı ileri sürülen bir eğreti gelin geleneği varmış. O dönemlerde ‘eğreti gelinler’ diye bilinen ve halk arasında saygı ile karşılanan, ama hiç kimsenin aşık olup evlenmek istemediği kadınlar olurmuş. Bu kadınlar evlilik çağına gelmiş delikanlılara, nasıl iyi bir eş olunacağından, bir evin nasıl çekilip çevrileceğine ve cinselliğe kadar her konuda eğitim verirmiş. Erkekleri her anlamda evliliğe hazırlayan eğreti gelinler işleri bittikten sonra kaldıkları evden ayrılır ve başka bir evde görev alırlarmış. Yaptıkları işten hiçbir zaman para almayan ve hiç evleri olmayan bu kadınlarla ilgili en önemli kural eğitim verdikleri gençlerle ciddi bir aşk ilişkisi yaşamalarının yasak olmasıymış.”

Eğreti Gelinler kitabının yazarı Şükran Kozalı bir Denizlili. Aslında kitabı yıllar yazmış. Önce bir öykü kitabının içinde minik bir hikaye imiş Eğreti Gelinler, sonrasında romanlaştırılmış. Kitabı yazdıktan hemen sonra Denizli’ye gelmiş Şükran Hanım, kitabın tanıtımını yapmış, söyleşilere katılmış. O zaman kimse kalkıp “ne diyorsun” dememiş…
denizli-seval-uysal-denizli-de-egreti-gelinler-var-miydi-sukran-kozali

EĞRETİ GELİN VARDIR DA, YOKTUR DA DİYEMEM
Kendimi kaptırmıştım bir kere. Bu olaydan sonra “Eğreti Gelin” aramaya başladım, sormadığım kişi kalmadı. O kadar aramama rağmen varlığı konusunda sağlam delilere ulaşamadım. Ancak, sözüne güvendiğim Atilla Sezer, eski Denizli’yi çok iyi bilen Esat Sivri, başta şiddetle reddeden sonradan Eğreti Gelinler olduğunu doğrulayan Ziya Tıkıroğlu, hatta bir temsilcisinin hayatta olduğunu fısıldayanlar bile oldu. Kafam karıştı, kitabın yazarı Şükran Kozalı ile uzun bir telefon görüşmesi yaptım. Ulaştığım bilgilerle yazarın anlattıklarını kıyasladım. Birbirine uyan yanları çok. Haber konusu olunca arayıp başka ayrıntıları aktaranlar da çıktı. Mesela; tehcir sırasında Denizlili ailelerin kaçamayan Rum kızlarını evlerine almasından söz edenler oldu. Eğreti Gelin değil ama “Eğreti Bakım” diyenler çıktı. Canlı bir tanığın (ismi bende gizli) anlattıkları var. Kadın 1940’lı yıllardan, evlenmeden önce kocasının Eğreti Gelini’nden söz etti. Eşi henüz 17 yaşındaymış, Eğreti Gelin ise 20, üç yıl birlikte yaşamışlar. Eğreti Gelin, sırılsıklam aşık olmuş delikanlıya. Delikanlı evlenmeye kalkınca da kıskançlık krizine girmiş. Bizim canlı tanığımız olan kızın evine giderek, delikanlıyı kötülemiş, “döver, söver, içer” demiş, evlenmekten vazgeçirmeye çalışmış. 2004 yılında Şükran Kozalı’nın Eğreti Gelin kitabından uyarlanan Eğreti Gelin filmi vizyona girdi ve çok ses getirdi. Filmi Atıf Yılmaz yönetmiş, başrolünü Nurgül Yeşilçay oynamıştı. Denizli ayağa kalktı. Filmin yasaklanması isteyenler bile çıktı. Bir yanda böyle bir gelenek yok deyip esip gürleyenler, diğer taraftan Eğreti Gelinleri tanıdığını söyleyenler. Tartışması günlerce, haftalarca sürdü.

Selem-Reklam

Şehrin ileri gelenleri “Böyle bir gelenek yoktur” dedi, dönemin belediye başkanı Nihat Zeybekci, paşazade hikayelerine benzetti. Milletvekili Mehmet Yüksektepe konuyu Meclis’e taşıdı. DESAV Başkanı Ziya Tıkıroğlu başta iğrenç bir iddia olarak nitelendirdi.

denizli-seval-uysal-denizli-de-egreti-gelinler-var-miydi-1

DAYIMIN EĞRETİ GELİNİ VARDI!

Gelelim günümüze;

10 yıl sonra yeni bir tartışmaya hazır olun. Çünkü yazar geri adım atmadı filmin ikincisi çekildi. İlk filmde Yeşilçay’ın hayat verdiği Kostak Emine’nin, “Ali’den sonraki” hayatı yeni bir kurguyla anlatıldı. Eğreti Gelin Ladik Ankara’da çekildi ama ilk filmde olduğu gibi arka planda yine Denizli var. Filmin yönetmenliğini Zaim Güvenç ve Deniz Güvenç yaptı. Başrollerini Yeşim Salkım ile 2013 Avrupa güzeli Sevinç Meşe paylaştı. Yazar Şükran Kozalı, filmin ilki kadar ses getirmesini beklediğini, öyküsünün gerçek bir hikâyeye dayandığını söyledi. İşte Kozalı’nın anlattıkları: “Eğreti Gelin geleneği, Denizli’de, 1900’lü yılların başında, babaannem Hafize Kozalı tarafından başlatılmış. Denizli’de o zamanlar zengin kadınları günlük toplantıları sırasında eğreti gelinliği ortaya atıyor. Kendi delikanlılarını koruyabilmek pahasına bu güzel kadınları evlerine konuk ediyorlar. Bu bilgiyi ilk ağızdan annem Zeliha Kozalı’dan 1987 yılında bir mezarlık ziyareti sırasında öğrendim. Kostak Emine, annemin dayısı Ali’ye, Ladik ise amcam Ragıp’a Eğreti Gelin gelmiş. Ali, çok sevmesine rağmen evlenmeleri yasak olduğu için Kostak ile ayrı düşmüş ve kahrından verem olup 27 yaşında hayata gözlerini yummuş. Ragıp da Ladik’e çok aşık olmuş ama evlenemeyeceklerini bildiği için Denizli’den kaçıp İzmir’e yerleşmiş ve orada bir başkasıyla evlenmiş.” Eğreti Gelin Ladik filmi işte bu mezar sahnesiyle başlıyor ve Ladik ile gelin gittiği Ragıp’ın aşkı günümüzde geçecek bir hikaye şekilde beyaz perdeye aktarılıyor.

denizli-seval-uysal-denizli-de-egreti-gelinler-var-miydi-2

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı