DENİZLİ’NİN SEÇİMİ
2 Kasım 2015 Pazartesi
İsmet İnönü
Adnan Menderes
Süleyman Demirel
Bülent Ecevit
Turgut Özal
Alpaslan Türkeş
Necmettin Erbakan
Tansu Çiller
Mesut Yılmaz
Deniz Baykal
Tayyip Erdoğan…
Yarım asrı aşkın bir zamandır Türk siyasetine yön veren bu isimlerin hiç kuşkusuz Denizlilerle uzak yakın ilişkisi olmuş, hatta içlerinden bazılarının bu şehre birçok faydası da dokunmuştur. Ancak bütün bunlar Denizlili sanayicinin siyasete sıcak bakması, aktif siyasete girmesi için yeterli olmamış.
İşadamları “Daha çok çalış, daha çok kazan” düsturuyla hareket etmiş, işlerinin başından bir an olsun ayrılmak istememiş, etrafında olup bitene, toplumsal olaylara kayıtsız kaldığı gibi siyaseti de uzun soluklu, yıpratıcı bir iş olarak görmüş. Bu nedenledir ki yarım asrı geçkin bir süre Menderes’in DP’sinde, Özal’ın ANAP’ında, Ecevit’in CHP’sinde, Demirel’in AP-DYP’sinde ve Erdoğan’ın AKP’sinde siyasete bulaşmış bir-iki örnek dışında sanayici ve tekstilci milletvekili neredeyse yok gibidir.
Peki, neden böyle?
Eskiden Denizli’de birçok ilin tersine genel bir kabul vardı. Okumak isteyen değil, ticari yeteneği olmayan çocuk okutulurdu. “Dokumak, okumaktan iyidir” deyip çalışmaya teşvik ederlerdi.
Denizli sanayisinde birinci kuşağın çoğu ilkokul mezunudur. İşletmeyi kuran babaların ise doğru dürüst okuma- yazması bile yoktur. “Daha çok çalışma ve daha çok kazanma” düsturuyla çevresinde olup bitene gözünü kapatan bu kuşak, aynı zamanda kendini toplumdan da yalıtmış “başını kaşıyacak vakti yok” mazeretiyle çok fazla öne çıkmamaya ve göze batmamaya özen göstermiş
O “işiyle gücüyle meşgul” olurken siyaseti “vakti bol, çenesi bol” okumuşlar tayfasına havale etmiş. Ticaretle siyaset birlikte yürümez deyip, siyasetten özellikle uzak kalmış.
TİCARETLE SİYASET BİRLİKTE YÜRÜMEZ
Mesela;
Cafer Sadık Abalıoğlu “siyasete karışmayın, işinize sahip çıkın” nasihati verirmiş
Mesela;
Esat Sivri, dönemin en güçlü fabrikatörü olarak, parti genel başkanlarını, bakanları fabrikasında ağırlamış ama asla aktif siyasete girmemiş
Mesela;
Mustafa Değirmenci oğullarına “Siyasetten uzak durun, siz özünde esnafsınız işinize bakın” diye nasihat etmiş
Mesela;
Cevdet Panayır “Benim siyasetle işim olmaz” dermiş
Mesela;
Hasan Tekin Ada iktidar partisini desteklemiş
Mesela;
Ahmet Gökşin
“İşlerim çok, siyaset zaman ister” demiş
Mesela;
Besalet Küçüker,
“Siyaset uzun iş, uğraşacak vaktim yok” dermiş
Mesela;
Mehmet Ali Tan,
“İşimize gücümüze bakalım, politikayla uğraşacak zamanımız yok” dermiş
Mesela;
Ali İhsan Kasapoğlu,
“Siyaset bizim işimiz değil” dermiş
Mesela;
Ali Baysal ,
“Siyaset zaman ister, o da ben de yok” dermiş
AVUKATLAR VE DOKTORLAR MECLİSİ
Denizli iş dünyasının bu sözlerini Meclis tarihi doğruluyor.
TBMM’nin kuruluşundan, 19. Döneme kadar milletvekilleri arasında işadamı ve sanayici bulunmuyor. Bu tarihlerde Denizlili milletvekillerin neredeyse tamamı “okumuş”lardan oluşuyor.
Birinci sırada avukatlar var. Onları doktorlar izliyor:
Denizli’nin hukukçu vekil geleneği 1.dönem milletvekilleri Necip Buldanlıoğlu ve Yusuf Başkaya başlamış ve 2. dönemde Necip Ali Küçüka ve Mazhar Müfit Kansu ile devam etmiş. 6. dönemde hukukçuların yanında doktorların da meclise girdiği görülüyor. Denizli’nin ilk doktor vekili Behçet Uz. 9. Dönemde doktor vekil sayısı ikiye çıkıyor ve Baha Akşit ile Mustafa Gülcügil aynı sıraları paylaşıyor. 12. Dönemden itibaren Hüdai Oral’la birlikte Meclis’te hukukçu vekil ağırlığı yeniden başlıyor. 14. Dönemde hukukçulardan Hasan Korkmazcan, 16. Dönemde Adnan Keskin, Mehmet Gözlükaya milletvekili oluyor. 17. Dönemde avukatlar yerlerini korumalarına karşın meclis sıralarına mühendisler giriyor. Aycan Çakıroğulları ve Muzaffer Arıcı mühendis vekil olarak ANAP sıralarında yer buluyor. 18. Dönemde Yıldırım Avcı ile birlikte doktor vekil geleneğinin sürdüğü görülüyor. Avukatlar ise her daim kendine yer buluyor. O isimler arasında Kemal Aykurt, Beyhan Aslan ve Salih Erbeyin’i saymak mümkün.
ŞEYTANIN BACAĞI 19. DÖNEMDE KIRILDI
Şeytanın bacağı 90’lı yıllarda kırılıyor. 19. dönemi kapsayan 1991-1995 yılları arasında Denizli Ticaret Odası Başkanlığı yapan Haluk Müftüler DYP’den milletvekili seçiliyor ve kendisinden sonrakiler için Meclis’in kapılarını aralıyor. Müftüler’i 21. Dönemde MHP’den Ali Keskin, 22. Dönemde CHP’den Haşim Oral, AKP’den Mehmet Yüksektepe izliyor. 23. Dönemde işadamı vekiller görülmeye devam ediyor ve AKP’den Mehmet Yüksel, CHP’den Ali Rıza Ertemur Meclis sıralarına oturuyor. 24. Dönemde Denizli belediye başkanlığından istifa eden tekstil sanayicisi Nihat Zeybekci de AKP’den milletvekili seçiliyor. Böylece çırçır fabrikatörü Ali Rıza Ertemur, tekstil ihracatçısı Haşim Oral ve tekstil sanayicisi Nihat Zeybekci ile şeytanın bacağı kırılmış oluyor ve ilk kez tekstil kenti Denizli, Meclis’te bizzat kendi temsilcileriyle temsil ediliyor. Ancak bu sayı 1991-2011’i kapsayan dönemde bir elin parmaklarını geçmiyor. 20 yılda sadece 7 işadamı milletvekili “Ticaretle siyaset birlikte yürümez” sözünün Meclis’teki yansıması olarak kendini gösteriyor.
AVUKATLAR YİNE MECLİSE!
Çünkü yine mecliste avukat ve doktor ağırlığı sürüyor. AKP’den Salih Erdoğan, Bilal Uçar avukat kökenli vekiller, Mithat Ekici ise doktor vekil olarak meclis sıralarında yer buluyor. CHP’den ise Adnan Keskin ve İlhan Cihaner hukukçu vekil olarak yerini aldı.
Gelelim son seçime: CHP 7 Haziran’da Meclis’e iki avukat vekil soktu. Kazım Arslan ve Gülizar Biçer Karaca. AKP cephesinden Bilal Uçar’ı sayarsak Denizli’den Meclise giren avukat sayısı yine 3. 1 Kasım seçimlerinde ise tablo yine pek değişmedi. Avukat Bilal Uçar’ın yerini bu kez Doktor Sema Ramazanoğulu aldı. Kazım Arslan ve Gülizar Biçer Karaca ile birlikte Denizli yine geleneği bozmadı iki avukat ve bir doktor vekili meclise gönderecek.
19. dönemde şeytanın bacağını kıran iş dünyası ise 25. Dönemde olduğu gibi 26. Dönemde de temsilcilerini meclise göndermeye hazırlanıyor. Örnek vermek gerekirse AKP’den Nihat Zeybekci’nin arkasından gelen işadamı Şahin Tin’i, CHP’den Melike Basmacı’yı sayabiliriz.