REKLAMI GEÇ

KİMLİĞİNİ ARAYAN ŞEHİR…

11 Nisan 2016 Pazartesi

Geçtiğimiz hafta sonu Denizliler otobüslere doluşup akın akın Alaçatı Ot Festivali’ne gitti. Sosyal medya Alaçatı sokaklarında çekilen fotoğraflarla doldu. Yurdun büyük bir bölümünden binlerce insanı Alaçatı’ya çeken sadece ot muydu? Elbette değil! İnsanları Alaçatı’ya çağıran o özgün dokunun büyüsüydü. Bugün Muğla, Bursa Çeşme, Alaçatı, Bodrum, Safranbolu evleri, şimdilerde “Cittaslow” unvanlı Seferihisar’ın sokakları turist çeken, yerli halkın da mutlu olduğu yerler. Özgün dokunun korunduğu, kimlikli yerler hafızaları süsleyip çekim merkezi oluyor. O şehirlerde yaşanmışlar, geçmiş, anıların saklı olduğu yapılar o şehrin insanlarında olduğu gibi ziyaretçiler de heyecan yaratıyor.

denizli-isin-asli-kimligini-arayan-sehir-alacati-festival
DENİZLİ’NİN ÖZGÜNLÜĞÜNÜ YOK EDİLDİ
Şehirlerin farklılığı onları çekici kılıyor. Denizli için artık bunları söylemek mümkün değil! Sürekli yıkıp, yerine yenisini yapmakla kentin özgün dokusu yok edildi. Bunun en yakın tanığı Mimar Prof. Dr. Necati İnceoğlu. Çocukluğunun, gençliğinin geçtiği Denizli’ye kırık not vermesini şöyle açıklıyor:
“Denizli aynı dönemleri benzer koşullarda yaşamış Muğla, Amasya, Bursa gibi şehirlerle karşılaştırıldığında koruma ve sürdürme konusunda notu çok başarılı değil. Denizli’nin yapısal çevresini düşününce, yaşı yetmişlere ulaşmış, eski Denizli’yi yaşamış olanların bile aklına sokak sokak betonarme apartmanlar geliyor. Pamukkale de olmasa Denizli bellekler de iz bırakmayacak. Denizli’yi farklı kılan, “işte burası Denizli” dedirten kaç bina kaldı? 1974 depremi bahane edilerek sokak sokak tarihi çevre yok edildi. Geçmişi Milattan öncelere uzanan kentimizde koruma altına alınmış ve geçmişle kültürel ilişki kurabileceğimiz yapı birkaçı geçmiyor. Yabancı bir ziyaretçi için Denizli son 30-40 yılda inşa edilmiş bir şehir gibi.”

denizli-isin-asli-kimligini-arayan-sehir-doktorlar-caddesi

SAHİ NE OLDU DENİZLİ’NİN YOL HARİTASI’NA?
Hatırlanacaktır; 2009 yılında Denizli Belediyesi Çekül Vakfı işbirliğiyle “Denizli’nin Geleceği” konulu bir yol haritası hazırladı. Hazırlanışı uzun ve meşakkatli oldu. Danışma kurulunda başlayan ve komisyonların kurulmasıyla devam eden süreç, 4 komisyonun ayrı ayrı 17 toplantı yapması ve ortaya çıkan görüşlerin ortak bir vizyon etrafında belirlenmesiyle sonuçlanarak Yol Haritası’na dönüştü. “Denizli’nin Geleceği” adlı yol haritasında “Kent ekonomisinin yeniden kurgulanması, kültür ve turizm öncelikli yeni yaklaşımların ortaya konması, dönüşüm ve gelişim kurgusunun yeniden tasarlanması, kentsel bütünleşmenin sağlanması” başlıklarının da yer aldığı yol haritası, Kenti 6 T (Tekstil, Tarım, Turizm, Tarih, Teknoloji, Termal) üzerinde şekillendirmişti. Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşımasının yanı sıra, uzun arayış toplantılarının sonunda yapılması ve resmi olmayan sekretaryayı Mimarlar Odası’nın üstlenmesiyle de önemli olan bu yol haritası, stratejik hedef ve eylem planları içermesine ve 2009-2014 tarihleri arasında gerçekleşme ön görülmesine karşın bu zamana kadar uygulamaya konmadı.

Neden?

Bu konuda kamuoyuna yapılmış bir açıklama yok!

denizli-isin-asli-kimligini-arayan-sehir-denizli-yol-haritasi

DENİZLİ GELECEĞİNİ ARIYOR, BİR BULSA…
Mimarlar Odası’nın 2009 yılında düzenlediği “Denizli Geleceğini Arıyor” başlıklı sempozyumda kent merkezi ölçeğinde bu soruların yanıtları aranmış ve uzun uzun tartışmaya açılmıştı. Orada dile getirilen Kaleiçi, haller bölgesi, hükümet konağı alanlarını kapsayan turizmi odaklı bütüncül revizedeki ısrar bu! Birbirinden bağımsız görünen bu iki çalışma ilginçtir ki aynı zaman dilimine rastlar. Belediyenin hazırladığı “Denizli’nin Geleceği (Yol Haritası) Nisan- Mayıs tarihleri arasında yapılırken, Mimarlar Odası’nın düzenlediği sempozyum 1-2 Mayıs 2009 tarihinde gerçekleştirilerek taslak metin kamuoyuyla 1 Haziran’da paylaşıldı. Bu iki önemli çalışmanın, kent yetkililerinin farklı muradına rağmen, kent korumacılığı adına benzer başlıklar taşıdığı söyleyebilir.
Sempozyuma dönersek;

Selem-Reklam

Vali Yavuz Erkmen’in “Yeni Vilayet Binası ve Meydan Düzenlemesi Projesi” kapsamında başlattığı arama toplantılarının ardından Mimarlar Odası’nın düzenlediği “Denizli Geleceğini Arıyor” başlıklı sempozyuma Prof. Dr. Necati İnceoğlu, Prof. Dr. Sezai Göksu, Doç. Dr. Emre Mardan, Doç. Dr. Çağatay Keskinok, Doç. Dr. Soner Haldenbilen, Yrd. Doç. Dr. Şebnem Dündar, Yrd. Doç. Dr. Emel Kayın katılmış, Mimar Ahmet Yoldaş, Süleyman Boz, Arif Balkanay ve Öncü Başoğlan’ da bildiri vermişti. Sempozyumdan çıkan sonuç özetle şuydu: “..Denizli giderek azalan tarihi-kültürel kentsel varlıklarını, eskilik, dayanıksızlık, fonksiyon yitirme, yeni estetik ve üstün mimari değer koşulları aranmaksızın korumalı ve değerlendirmelidir. Kent merkezinde, söz konusu alandaki üç önemli yapı kütlesi, Endüstri Meslek Lisesi, Taş atölye binaları, Mevcut tescilli Hükümet Konağı, Gazi İlkokulu ve Kız Meslek Lisesi korunmalıdır.”

denizli-isin-asli-kimligini-arayan-sehir-denizli-gelecegini-ariyor
AKLIN YOLU BİR
Aslında aynı işaretler Belediyenin hazırladığı Yol Haritası’ nda da var:

Açın 128’nci sayfayı okuyun:

“Hükümet konağı, Sanat Okulları ve kız Meslek Lisesi’nin bulunduğu odakta yapılacak kültür ve eğitim ağırlıklı bir kentsel kullanım ile yeni belediye binası ve Çınar Meydanı arasındaki önemli stratejik aks ulaşım, ticari ve kültürel fonksiyonları dikkate alacak şekilde planlanmalı ve kentsel tasarım projeleri hazırlanmalıdır.”

Ancak tersi oldu.

2009’da eski Vilayet binasını yıkma girişimiyle başlayan silsile,

2010’da Kız Meslek Lisesi yıkılmasına,

2012’de de Endüstri Meslek Lisesi’nin taş binaları için yıkım emrine kadar uzandı.

denizli-isin-asli-kimligini-arayan-sehir-tas-binalar

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı