DENİZLİ’YE YATIRIM MÜJDESİ!
6 Mart 2014 Perşembe
Hacı Şerif’in katkılarıyla sürdürdüğümüz İstanbul’daki Denizli röportaj dizisi nedeniyle başarı öykülerinin izini sürmeye devam ediyoruz.
Hacı Şerif ile İstanbul’daki Denizli’nin bu haftaki konuğu hemşerimiz, Türkiye’de perakende sektörünün öncülüğünü üstlenmiş Migros Grubu’nun CEO’su Özgür Tort. Denizlili bir ailenin oğlu olan Tort ile, Migros’un İstanbul Anadolu yakasında yer alan genel müdürlük ofisinde bir araya geldik. Hem kendinden, hem Migros’tan hem de Migros’un Denizli projelerinden bahsettik. İşte yalnız bölgenin değil Türkiye’nin en önemli perakende şirketinin başındaki başarılı Denizlili Özgür Tort ile yaptığımız röportaj;
DENİZLİ İLE BAĞIMIZ HİÇ KOPMADI
Sedat KURT: Öncelikle kısa bir Özgür Tort hikayesi alabilir miyiz?
Özgür TORT: Benim annem, babamÇivrilli. Her ikiside oradadoğmuş, büyümüşler. İş ve eğitim imkanları gözeterek her ikiside genç yaşlarda İstanbul’a yerleşiyor. Neticede ben İstanbul’da doğdum büyüdüm.
Sedat KURT: Peki hala bir bağınız var mı Denizli ile?
Özgür TORT: İnsanın bağlantısı oradaki yapı ve kökler devam ettiği için uzun yıllar da geçse sürüyor.Her sene illaki ziyaretimiz olur. Babam mutlaka en az 2 ayını orada geçirir.Tabii ki onun getirmiş olduğu bağlılık yapısı güzel bir şey.Türkiye’nin o coğrafyasını o dokusunu hissedebilmek de çok farklı. Biz iki kardeşiz.İkimizde aynı şekilde sürekli o yapıyı sürdürebilmeyi alışkanlık haline getirdik.Tabii ki neticede ben İstanbul’da doğup büyüdüğüm için doğal olarak oradaki iletişimler, birliktelikler, daha çok akrabalarla sınırlı.
Sedat KURT: Perakende sektöründe çocukluğunuz ve Denizli ile ilgili bir bağ kuruyor musunuz?
Özgür TORT: Dayım ticaretle uğraşırdı.Bendeki perakende dokusu belki orada başlamıştır. Yaz tatillerinde gider, bir ay kalırdık. O dönemde dayımın toptancı dükkanı vardı. O dükkanda çalışırdım.Onların getirdiği güzel dokularıtaşımak keyifli.
DENİZLİ ANADOLU’NUN GÜZEL BİR TEMSİLİ
Sedat KURT: Gözünüzdeki Denizli’den biraz bahseder misiniz?
Özgür TORT: Denizli hangi açıdan bakarsak bakalım hem Türkiye’nin o genel dokusunu çok iyi yansıtan hemde modernleşme dürtüsünü de çok iyi taşıyan bir şehir. Anadolu’nun güzel bir temsili.Zaten bu özellikler Ege Bölgesi’nin genel dokusunda fazlasıyla var. O yüzden orada bulunduğumuz her vakitte hem Anadolu’yuyaşamak hem bir şehrin zaman geçtikçe Türkiye’nin gelişiminden ne kadar hızlı pay aldığını görmek, büyük bir keyif.
Sedat KURT: Peki. Ve biraz da iş konuşalım isterim. Migros serüveniniz nasıl başladı?
Özgür TORT: İstanbul Teknik Üniversitesi mezunuyum. yurtdışında Amerika’da bir master imkanım olmuştu. O dönemde bulunduğumuz coğrafyada çok önemli birkaç tane alışveriş merkezi vardı. Tabi o dönemde öğrencisiniz ne yapacaksınız kısıtlı bir bütçe var. Orada sürekli sabahtan akşama kadar “nerede uygun fiyat var” dedikçe marketçilerle de fazlazaman geçirirdik. Döndüğümüz zaman ilginç bir biçimde yaz tatilinde birkaç görüşme yapma şansım oldu. Migros süreci, en enteresan gelişti.Çünkü çok güzel bir atılım zamanındaydıMigros, 90’lı yılların ortaları diyelim. Bende 96’da başladım. Bizi geleceğe taşıyacak bir rastlantı. Benim yurtdışında aldığım eğitim bir şekilde pazarlama kökenli. Bu alanda master yapmıştım. Tam da o dönem Migros’unda bir CRM (Customer Relationship Management – Müşteri İlişkileri ve Sadakat Programı Yönetimi )yatırımı oluşmuştu. CRM programları yapmak istiyordum. Türkiye’de daha yoktu.Cuma günü mülakata girip tam da bu noktada olduğumu aktardım, pazartesi günü işe başladım.O kadar hızlı gelişti. Eşyalarımı yurt dışından buraya getirme şansım olmamıştı. Öyle macerayla başladık.
RUSYA BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR TECRÜBE OLDU
Sedat KURT: Ve sonrası… Hızla yükseldiğinizi söylemek yanlış olmaz sanırım
Özgür TORT: Ondan sonrasınıda kademe kademe, Migros’ta birçok farklı fonksiyonda yerine getirdim. Pazarlama kökenli, yatırım kökenli işler yaptım. Müşteri sadakat programı çerçevesinde bir takım roller üstlendim. Bir Rusya tecrübem de oldu. Rusya’da o zaman oldukça büyük iştirakimiz vardı. Bir on sene kadar o iştirakte büyük işler yapıldı. 2002 ile 2006 yılları arasında bende Rusya’da bulundum. Oranın satış pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalıştım. Rusya ilginç bir ülke.İşte o ilişkiler o dönemde çok hızlı gelişti veinşaat, reel sektör ve tekstilcilerin oluşturduğu Türk firmaları Rusya’da çok güzel bir dönem yaşadı.
Sedat KURT: Rusya’nın ardından 2006’da Türkiye’ye geri döndünüz
Özgür TORT: İştirak hisselerimizin devrinin ardından Türkiye’yedöndüm. Daha sonra kademe kademe Migros Genel Müdürlüğü’ne yükseldim. 2008 yılında Genel Müdür olarak göreve başladım.Türkiye’de yaşanan özellikle şu son 5-10 sene içinde ciddi hızlı büyüme çerçevesinde Migros da çok önemli yer tutuyor. Her sene 150 tane yeni mağaza açıyoruz.Bu da Türkiye’deki büyümeyle eş zamanlı Migros’un da büyüdüğünün göstergesi niteliğinde.
Sedat KURT: Süpermarketler ve veya AVM’ler aynı zamanda modernleşmenin göstergesi midir?
Özgür TORT:Türkiye’de bugün belli birkaç sektör var ki ne kadar hızlı gelişirse, Türk halkı o kadar daha modern bir ortamda yaşar. Bunun formatının ne olduğunun bir önemi yok. Hepimiz neticede aynı işi yapıyoruz. Marketçilik; insanları çok daha modern, çok daha sıhhi sağlıklı bir ortamda keyifli bir biçimde ağırlamak, her aradığını bulabileceği bir ortam sağlamak. Yaptığımız iş gerçekten tüketiciye direkt dokunan bir iş. Mağazayı açıyorsunuz, ertesi gün insanlar ondan faydalanmaya başlıyor. Yatırım yapayım da 3- 4 sene bekleyeyim durumu yok. Ertesi gün müşteriler bunu görmeye başlıyor. Tabi çok büyük bir keyif…
Birde öyle bir yapı ki Migros Grubu ,bugün 2000 civarında tedarikçisi var. Teknoloji, nakliye,gayrimenkul ,çok ciddi bir merkez rolü var Migros’un. Tabi onu icra ederken de Türkiye’nin bütün coğrafyasını,çok ciddi mesafeleri kat ediyorsunuz. Zaten o katettiğiniz mesafeyle gittiğiniz yerleri de geliştiriyorsunuz. Bazı yerlerde tüketici çok daha hızlı adapte oluyor. Bazı yerlerde biraz daha zaman alıyorortamı tanımanız.
Sedat KURT: Migros için Ege ve Denizli ne anlama geliyor?
Özgür TORT: İstanbul’dan doğmuş bir şirket burası. Daha sonra ilk gittiği yerlerden bir tanesi İzmir. Dolayısıyla hemen akabinde Marmara’dan başlayıp Ege’ye geçen bir şirket. Tabii ki bir Tansaş var, o de eş değer operasyonla büyüyor.Tabi işin doğal uzantısı Ege Bölgesindeki Denizli’nin de önemli bir yeri var. Orada kitedarikçi yapısı bizim için çok çok kritik. Malum birkaç özel sektörde çok ciddi partner düzeyindeki ihracatçılarımız var. Kuruyemiş işinde, tekstilde özellikle çok sayıda işbirliği içinde olduğumuz firmalar var. Dolayısıyla hem şirketin büyümesi hem Ege’nin o güzel insanlarının çabucak kucaklayan hali. Hem orada ki tedarikçilerimizin varlığı, herkesin keyif aldığı bir atmosfer var.
Sedat KURT: Yeni mağazalar yeni istihdam anlamına da geliyor, değil mi?
Özgür TORT: Gıda perakendesi üzerinden baktığınız zaman biz Türkiye’deki en büyük istihdamı sağlayan şirketiz, Bunun tabii kiçeşitli boyutları var. Hem direk istihdamımız var. Hem de endirekt istihdam dediğimiz yani bizimle birlikte çalışan temizlik firmalarımız, güvenlik firmalarımız, iş ortaklığı yaptığımız firmalarımız var. Bunları üst üste koyduğumuz zaman Türkiye’nin en büyük istihdamını sağlayan gıda perakendeci firmasıdır Migros. Kadın istihdamı ve genç istihdamda da önemli anlamda ön plana çıkarız. Çalışanlarımızın %40’ı kadın, yaş ortalamamız 29.Bizim part-time /yarı zamanlı dediğimiz bir çalışma platformumuz var. O esnekliği verdiğimiz için hem genç arkadaşların hem de bayanların özellik tercih ettiği sektör haline geldik. Heryıl 3000’e yakın istihdam sağlıyoruz.Şuandaki direk istihdam 18 bin, yurtdışıyla beraber 20bini buluyoruz
_________________________________________________
_________________________________________________
Sedat KURT: Migros Türkiye’de bir dev.Hem sektöründe hemde bütün sektörler arasında da önemli bir yere sahip. Biz peki dünyada nerdeyiz?Migros olarak ne noktadayız?
Özgür TORT: Türkiye ekonomik büyüklükte şimdi 17. sırada ve burada ilk 10’a girmekle ilgili çok iddialı bir hedef var. Bu hedefi de desteklemek bütün sektörlerin üzerine düşen bir görev ki biz perakende sektörü olaraklokomotif görev üstlenmekle yükümlüyüz. Tabii kidünyada bu sektörün bugünkü skalasına baktığımız zaman bizden daha büyük ekonomik büyüklüklerdeki örnekleri görmek mümkün. Kaldı ki bu büyük aktörlerin pazarları da bizle kıyaslanamayacak kadar büyük. Bizde henüz bu rakamlaroldukça geride. Gıda perakendesi olarak daha yüzde 27, yüzde28 mertebesindeyiz. Migros Grubu olarak perakende sektöründe ulaştığımız çift haneli büyümeyle Türkiye’nin ekonomik gelişimine önemli katkı sağladığımızı düşünüyorum.
Sedat KURT: Sizlerin Anadolu’ya açılma süreciniz, bu lokasyonlardaki tekil market işletmecileri için de bir ufuk açtı mı?
Özgür TORT: Evet, bu büyüme ile Türkiye’nin modern perakendesininpazar payını geliştireceğimizi düşünüyorum. Bu modern perakende girişimi aynı zamanda yerel perakendeyi de, bireysel perakendeyi de geliştiren bir yapı. Bu ülkemiz için çok sevindirici bir büyüme. Çünkü hepberaber aynı gemi içinde gidiyoruz.
Sedat KURT: Sektörünüzdeki büyüme Türkiye ölçeğinin önünde seyrediyor aslında, öyle değil mi?
Özgür TORT: Eğer Türkiye ilk 10 ekonomisine girecekse gıda perakendesigözüyle baktığımız zaman bizim ilk 9’a girme ihtimalinden bahsetmemiz lazım. Çünkü burası bir gıda ülkesi,üretim anlamında da tüketim anlamında da birçok emsal büyüklükteki ülkedendaha iyiyiz. Ancak modern perakendenin gelişmesi ve dünya ölçekleri için gidecek yol var.
Sedat KURT: Migros deyince aklımıza yalnızca süpermarketler zinciri gelmiyor tabi. Migros’u yapısal olarak açar mısınız?
Özgür TORT: Migros Grubu’nun en önemli farklılaştığı noktalardan bir tanesi,birkaç markayı içinde barındırıyor oluşu. Bu bizim en büyük güçlerimizden biri Migros, Tansaş, Macrocenter gibi oldukça üst hizmet kalitesi ile hizmet verdiğimiz markalarımız var. Bunların her birinin kendine has kulvarları var.Bunların içerisinde 5M Migros dediğimiz hipermarketlerimiz var örneğin.Türkiye hipermarketlerin büyümeleri açısından oldukça iyi alanların bulunduğu bir ülke. Bunun yanı sıra yurtdışında bir başka markamız faaliyette. Ramstore markamızla da yurtdışı büyüme motorumuzu destekliyoruz. Tüm bunlar fiziki mağazacılık örneğini oluşturuyor.
Bunların dışında çok önem verdiğimiz gelecekte çok ciddi potansiyel gördüğümüz bir online satış operasyonumuz var. Yani Migros Sanal Market . Bu, internet üzerinden seçilerek satın alınan mağazalardaki ürünlerin müşterilerin kapılarına teslimi noktasına dek süren bir sistem.
Yurtdışında özellikle gelişmekte olan pazarlar, yani Kazakistan ve Makedonya’da başta olmak üzere genişliyoruz.40’ı Ramstore olmak üzere toplamda 1013 mağazayla hizmet vermekteyiz. Hem yurt içi hem de yurtdışında büyüyoruz. Hangi coğrafyaya hangi markamız daha yakınsa, hangi markamız tüketici tarafında daha tercih edilen bir markaysa onunla büyümeyi tercih ediyoruz.
DENİZLİ’YE YENİ YATIRIM MÜJDESİ
Bu bağlamda da Denizli’de daha ziyade Migros markamızı ön plana çıkıyoruz. Şuanda 6 tane Migros marka mağazamız var. Bu sene planımızda3 mağaza daha var. Tabii kiDenizli büyük bir coğrafya, şehir merkezinin dışında coğrafi olarak da büyükşehirözelliğini taşıyan bir şehir, çok önemli ilçeleri var. Bu ilçelerde de arkadaşlarımızsaha araştırmalarına devam ediyor. Bizim çok güçlü ilçelerimiz var. Yani o ilçelerde büyüklük de önemlilik arz ediyor. O şehri, şehir yapan aslında şehirler kadar ilçeleri. Hatta öyle örnekler var ki ilçe şehirden daha büyüktür. Bunları hepsini gözeten bir politikamız var. Açacağımız yeni mağazaların yer seçiminde ilçelerde önemli yer tutacak.
Sedat KURT: Bununla ilgili büyüklük açısından bir yapılanma var mıdır? Migros’ları biz mağaza büyüklüğüne göre ayrıştırıyoruz. Denizli için aynı espri var mı?
Özgür TORT: Şuanda 6 tane Migros marka mağazamız var. bir tanesi MMM mağazamız. Üç tane MM mağazamız var. Yine bir tane M mağazamız ve MJet mağazamız var. Bu sene açacağımız mağazalar ortalama büyüklüğün üzerinde mağazalar olacak.
Sedat KURT: Migros’un 2014’te hedefi nedir?
Özgür TORT: Migros’un uzun yıllardır iddialı ve sürdürülebilirbir büyüme hedefi var. Buda bizim en çok gurur duyduğumuz taraflarımızdan bir tanesi. Biz hiçbir zaman çok agresif kurum olmadık. Hiçbir zaman büyümekten vazgeçmedik. O dalgalanmalarda ne yazık ki görebiliyoruz bazı sektörlerin yapılanmalarında çok hızlı büyüyen, bir anda fren yapanlar var. 2014’te, 150-160 mağaza hedefi koyuyoruz,çift haneli büyüme diyoruz. Hem yeni mağazalarımızı açacağızhem de mevcut mağazalarımızı geliştireceğiz. Migros, Tansaş, Macrocenter, 5M Migros açacağız.
Sedat KURT: Macrocenter’lar dikkat çekiyor. Avrupadaki marketlere girince müthiş bir sunum, çeşitlilik gibibu konsept de hakikatten yurtdışındakiler ayarında bir kalite bulmuş, geçmiş bile. Dolayısıyla bunun geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Özgür TORT: Biz Macrocenter ile gurur duyuyoruz. Tasarım ve imaj uygulamalarıyla her şeyiyle kendi ekibimizve yerli diyeceğimiz mimarlarımız desteklendi. Arkadaşlarımız dünyadaki marketleri inceleyerek ve Türkiye’ye oluşabilecek Türk insanının dokusuna oturtmaya çalışacak beklentileri, bir formatı tasarladılar. Şu anda İstanbul ve Muğla’da var.İzmir Çeşme’de açtık. O yüzden bu sene İzmir’e hedef koyduk.2 mağaza daha arzu ediyoruz. Ankara da 2. mağazayı açacağız. Mevcut Antalya’da var. İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya, Muğla yani bu 5 şehirde varız. Diğer illerede mutlaka gelecek. En önemliside lojistik. Bir şehirde küçük mağaza ile yapmaya çalıştığımız zaman lojistik olarak onu tatmin etmek güçleşebiliyor.
O yüzden birkaç mağaza açacak potansiyelimizle o kalitedeki lokasyonları güvence altına almamız lazım. O lokasyon müşteri profili gereği merkezi bir yerde olması gerekiyor. Çok şehir dışı bir yerdeMacrocenter açtığınız zaman o müşteriyi oralara götüremezsiniz. Doğal olarak o lokasyonlarıbulabilmek, birden fazla lokasyonu bulabilmek lazım. Bunun için tüketici anketi yaptırıyoruz. Tüketicinin bunu istemesi lazım, Gerçek anlamda müşterinin “Ben burada Macrocenter görmek istiyorum” demesi lazım. Bizim en güçlü iş kollarımızdan ve olmaya devam edecek.
Sedat KURT: CGF’de (Consumer Goods Forum)Türkiye’nin tek temsilcisisiniz ve dünyanın tüm devleri orada.Çok da önemli bir misyonu var. Sektörün önünü açıyor ama bir taraftanda çok çevreci, toplumsal projelerleciddi etkinlikler ortaya konulabilen bir uluslararası örgüt. Biraz ondan bahsedebilir miyiz?
Özgür TORT: Consumer Goods Forumu’nun teşkilatı oldukça eski. Geçmişte kurulan birkaç büyük federasyon tipindeki yapının birleşerek örgüt haline gelmesiyle oluşmuş. Şuanda dünyadaki en büyük sektörler dahil temsilin başında geliyor. Doğal olarak gelişmiş ülkelerin daha fazlayönetimde koltuk sahibi olduğu gibi Amerika, Avrupa, Asya üçgeninde, üç ana yerde Newyork’da, Paris’te,Tokyo da ofisleri olan, temsilcileri olan büyük bir örgüt yapısı var. Hem perakendecilerihem de tedarikçileri içeriyor. Yönetim kurulu 50 kişiden oluşuyor. Büyük bir kurum.Bunun 25’i dünya perakendecileri, 25 de dünya tedarikçisi seçiliyor. Bu platformdadünya perakende gündemi tartışılıyor.Doğal olarak yapısında vizyon çizmenin de önemli bir yeri var. Ortak ajandası tüketici menfaati. Çünkü o masanın etrafında herkes aslında birbirinin rakibi. Birbirine rekabet edenler nasıl akıl danışıyor dendiğinde, tüketiciyi ortaya koyduğumuzda doğru yanıt çıkıyor. Bunun içerisinde sürdürebilirlik çok önemli.Bugün dünya ticaretinde bazı kaynakların, doğal kaynaklarınsınırlı kaynak olması,geleceğe yönelik baktığımız zaman bu tür bir hızla giderse sürdürebilir bir büyüme olur.
Bazı kaynakların gerçekten çok bilinçli tüketilmesi lazım. Yerine yenilerini koymak lazım. Çünkü biliyoruz ki bugün bir arı kovanı gibi çalışan devasa bir sistem var. Milyonlarca kamyon yollarda mal taşıyor, mal indiriyor. Mağazaya getiriyor, oradan tüketicilere ulaşıyor. Devasabir operasyon yönetimi var. Bunların içinde inanılmaz belirsizlik var. İnanılmaz imha edilen, yok edilen, çöpe atılan gıda ürünleri var. Bunların içerisindene kadar az imha verirsek o kadar iyi. Kaç tane ülkedeki açlığa çözüm bulunabilecek şeyler. Çok basit, Amerika’daki imha oranıyla şuanda Afrika’da sorun yaşayan ülkelerin gıda tüketim rakamlarına bakıldığındagarip rakamlar çıkıyor. İşte bunlara odaklanan çok kıymetli bir örgüt.
Tabi burada Migros’un yer almasıhepimiz gerçekten gurur duyulması gereken bir unsur. Çünkü doğal olarak büyük oyuncuların yer edindiği bir yapı. Türkiye’nin son 10 senedeki bu çok belirgin şekilde ortaya çıkan büyüme temposu, Türkiye’nin dünya coğrafyasında edindiği konum, ticari büyümesinin vermiş olduğu mesajlar ve tabiki bunların içerisinde belirli sektörlerinde gerçekten Avrupa standartlarında ve dünya standardında bir çizgiye gelmesive bizimde Migros olarak standartlarıiyi temsil ediyor olmamız. Türkiye’nin büyümesiyle Migros’un standartlarının yukarı gelmiş olması güzel bir sonuç olarak ortaya çıktı. Bizde davet edildik, bu yönetim kuruluna.Hersene mutlaka birkaç toplantı oluyor. Ümit ediyoruz ki bizim orda ki temsilcilerimiz çoğalsın. Doğal olarak Avrupa’dan çok fazla temsilci var. Ben Türkiye’den daha fazla perakendeci, üreticinin oralarda olmasını istiyorum. Bütün bunlar için hep beraber çaba göstermemiz lazım.