İstanbul’daki Denizlililer eğitim için bir araya geldi

Defterlerini kitaplarını toplayıp ülkenin en iyi üniversitelerinde okumak için İstanbul’a geldiler. Ancak şehirlerinden, evlerinden ve çok sevdikleri ailelerinden uzakta olmak pek de kolay alışılacak bir durum değildi. Özellikle de İstanbul’da öğrenci olmanın zorluklara hesaba katılınca… Ama hemşehrileri onlara sahip çıkmak için harekete geçti.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Rumeli Hisarüstü tesisinde düzenlenen kahvaltıda bir araya gelen Denizlililer, hem manzaranın, hem güneşin, hem de bir arada olmanın mutluluğunu yaşadı. Denizlihaber’i temsil etmek adına ben de oradaydım. Denizli dayanışmasına, oradaki heyecana tanıklık etme fırsatı buldum. “İstanbul’daki Denizli” kavramının gerçekliğini bir kez daha gördüm. İstanbul’da aktif bir Denizli olduğunu gözlemledim. Güzel bir kahvaltının ardından, sorularımı yöneltmek için soluğu Denizli Eğitim ve Kültür Vakfı 2. Başkanı Hüseyin Reşit Öz’ün yanında aldım…

Burak GÜNER: Öncelikle bu anlamlı etkinlik için Denizlihaber ekibi adına sizi tebrik etmek isterim. Okuyucularımız bir de sizin ağzınızdan dinlesin…

Hüseyin Reşit ÖZ: Denizlili hemşerilerimizi her sene bir kahvaltıda buluşturmaya gayret ediyoruz. İstanbul’da okuyan Denizlili öğrencilerimiz için onlardan destek alıyoruz. 500’e yakın burs bekleyen öğrencimiz var ancak ne yazık ki yalnızca 250’sine yardım edebiliyoruz. Umuyoruz ki bu sayı yakın gelecekte 500’e çıkacak. Tabi ki sadece İstanbul’daki Denizlililer olarak sadece 250 öğrenciye burs sağlayabilmeyi biz yöneticiler olarak kendi eksiğimiz olarak görüyoruz. Tüm Denizlililerin de bu organizasyona gönülden destek vereceğine de inancımız tam.

Sizlerin vasıtasıyla da bu duyuruyu yapmış olalım. Burs Komitesi Başkanları İhsan Uysal ve Ünal Kurt ile bu konuda büyük gayret gösteriyoruz. İsteriz ki 500 çocuğumuzun hiçbirini kapıdan geri çevirmeyelim. Bu kapsamda da her yıl bir kahvaltı düzenliyoruz. Sonrasında da gençlerimize burslarını elden dağıtıyoruz. Buradaki amaç gençleri bize borçlandırmak değil. Yarın öbür gün bizlerin yerine aday olmalarını sağlamak. Bize hiçbir borçları yok, onlardan alacaklı da değiliz. Bunu tamamen karşılıksız olarak yapıyoruz. Biz, Denizlimizin kolumuza taktığı o bileziği bir değer olarak kabul edip, elde ettiğimiz avantajları onlara da sağlamaya çalışıyoruz.

“BURSLARLA VALİ YARDIMCISI YA DA
MÜLKİYE BAŞMÜFETTİŞİ OLANLAR DA VAR…”

Burak GÜNER: Geleceğe yönelik beklentiniz nedir?

Hüseyin Reşit ÖZ: Gelecekte biz bu kadrolarda kalmaya devam etmeyeceğiz. Bizler gelip geçiciyiz, şimdilik bayrağı taşıyoruz. Bizden burs alıp da başarıya ulaşan gençlerimizin, gelecekte bu bayrağı bizden devralmalarını istiyoruz. Bugün aramızda mülkiye başmüfettişleri var, bankaların üst düzey yöneticileri var, avukatlarımız, vali yardımcılarımız var. Bunların hepsi öğrencilik yıllarında Denizli Eğitim ve Kültür Vakfı’ndan burs alan insanlar. Onların başarıları bizleri gururlandırıyor. Onların da destekleriyle de vakfımız bir yerlere ulaşmaya çalışıyor. Tek amacımız, daha çok gence daha iyi şartlarda burs verebilmek.

Burak GÜNER: Elbette bu bursun sadece maddi değil, manevi bir yanı da var değil mi?

Hüseyin Reşit ÖZ: Tabi ki… Gençlerimizin İstanbul’da Denizli’den kopmamalarını sağlamaya da çalışıyoruz. Kendilerini Denizli’ye ait hissetmelerini istiyoruz. Denizli adına onlara bizlerin sahip çıktığını hissetmelerini istiyoruz. Bizim verdiğimiz para onların İstanbul’daki yol masraflarına gidiyor ya da 4- 5 kişilik bir öğrenci evinde kendilerine düşen kira miktarını ödemelerini sağlıyor. Şimdilik elimizden bu kadarı geliyor. İnşallah ileride onlar da daha fazlasını becerirler…

“ANNELİK-BABALIK YAPIYORUZ”

Denizli Eğitim ve Kültür Vakfı Burs Komitesi Başkanı İhsan Uysal tam da o anda söze giriyor ve İstanbul’da yaşayan Denizlili öğrencilerle ilgili bir anekdotu anlatıyor bana…

İhsan UYSAL: Boğaziçi Üniversitesi’ni kazanıp Çameli’den İstanbul’a gelen çok başarılı bir kızımız vardı. Daha önce Denizli’ye, şehre çok fazla gelme imkanını bulmamış ve dolayısıyla şehir hayatını çok bilmiyormuş. Ailesi de bu yüzden gelip İstanbul’da okumasına karşı çıkmış. Öğrencilerle birlikte yaptığımız etkinliklerde kendilerine mikrofonu verip konuşmalarını, hislerini ve düşüncelerini bizimle paylaşmaları için teşvik ediyoruz. Yine bu etkinliklerden birinde bu kızımız söz aldı ve ağlayarak anlatmaya başladı.

Ailesinin bile İstanbul’a, büyük bir şehre gelmesine karşı çıktığını ancak bizlerin ona burada bir ev ortamı sağladığını, sahip çıktığını, annelik babalık yaptığını anlattı. Ailesine bunları anlattığında başta ona inanmadıklarını, sonra da çok duygulandıklarını anlattı. Bu kızımız şu an üçüncü sınıfta ve öğrenimine başarıyla devam ediyor…

_________________________________________________

_________________________________________________

Yine bizden burs alan bir kardeşimizle ilgili bir şey anlatmak istiyorum. Üniversiteden mezun olduktan sonra özel bir kolejde öğretmenlik yapmaya başlıyor. Daha sonra haftasonları ve yaz tatillerinde çocuklara ücretsiz ders vermeye başlıyor.

Zaman içinde bu durum velilerden birinin dikkatini çekiyor ve diyor ki, “Yaz geldi sen niye tatile gitmiyorsun?” Genç öğretmen arkadaşımız da şu şekilde cevap veriyor: “Büyüklerimiz bize bu şekilde kol kanat gerdi. Bize bunu öğrettiler, karşılıksız yardım ettiler ve onlara borçlandık. Ben de bu şekilde bir nebze olsun bu borcu ödemek için bu çocuklara ücretsiz ders vermeyi tercih ettim.” Arkadaşımızın ders verdiği çocuklardan birinin velisi, benim numaramı bulup o gece beni aradı. Bu durumdan ne kadar duygulandığını ve Denizlililer olarak ne kadar başarılı bir işe imza attığımızı söyledi ve hepimize bunun adına teşekkür etti. Bu tür olaylar bizi gerçekten onurlandırıyor, gururlandırıyor.

18 OCAK’TA İSTANBUL’DA DENİZLİ GECESİ YAŞANACAK

Burak GÜNER: Peki, Hüseyin Bey; İstanbul’daki Denizlililer olarak başka ne gibi etkinlikler planlamayı düşünüyorsunuz?

Hüseyin Reşit ÖZ: Denizli Eğitim ve Kültür Vakfı olarak 18 Ocak 2014’te bir etkinliğimiz olacak. Yeşilyurt Spor Kulübü’nde Denizlili hemşerilerimizle bir akşam yemeği yiyeceğiz. Gecenin sanatçısı Makbule Kaya olacak. Hep birlikte türküler söyleyip zeybekler oynayacağız, bir Denizli gecesi yaşatmaya çalışacağız. İstanbul’daki Denizlililerin ilişkilerini sıcak tutmaya gayret gösteriyoruz. O gün için de sayın valimize ve belediye başkanımıza da birer davetiye yolladık. Onları da aramızda görmeyi çok isteriz.

GÜÇLÜ BİR DENİZLİ LOBİSİ

Burak GÜNER: Aynı zamanda Egeliler Birliği’nin başkanlığını da yürütüyorsunuz. Sadece Denizlililer için aslında tüm Egeliler için çalışıyorsunuz. Bununla ilgili bir şeyler söylemek ister misiniz?

Hüseyin Reşit ÖZ: Biz İstanbul’da kendimizi Ege Ailesi olarak görüyoruz. Nasıl ki Trabzonlusu, Ordulusu, Giresunlusu kendisini Karadenizli olarak tanımlıyorsa biz de o şekilde görüyoruz ve İstanbul’da bir Ege lobisi organize etmeye çalışıyoruz. Egeli arkadaşlarımızın yerel yöneticilik bazında görevler almasını sağlamak için çaba gösteriyoruz. Bir önceki 2007 seçimlerinde Belediye Meclisi’nde bir tane bile Egeli isim yoktu. Yaptığımız girişimlerin ardından, partilerinde görev yapan arkadaşlarımıza verdiğimiz destekle birlikte şu an 7 Belediye Meclisi üyemiz burada görev yapıyor.

Önümüzdeki süreçte bu sayının artması için çalışacağız ve onların da Denizli’ye hizmet etmelerini arzu ediyoruz. Bizim de amacımız bu, tüm kapıların Denizlililere, buradaki öğrencilerimize açılmasını sağlamak. Kısacası İstanbul’da kuvvetli bir Ege lobisi oluşturmaya çalışıyoruz. Bu lobinin de en kuvvetli ayağı Denizli…

Burak GÜNER: Son olarak İstanbul’da yaşayan Denizlililere mesajınız nedir?

Hüseyin Reşit ÖZ: Bizim amacımız burada öğrenim gören Denizlili çocuklarımıza her zaman destek olmak. Başarılarının sürekli olmasını sağlamak. Çünkü gerçekten çok başarılı gençler var. Boğaziçi’nde, Marmara’da, Yıldız Teknik’te okuyan onlarca öğrencimiz var. Destek sağlamak isteyen herkese kapımız açık. Biz bu işlerden yorulmayız. Bir telefon açsınlar biz yanlarına gider görüşürüz gerekirse. El ele verip Denizlimizin kültürünü ve dayanışmasını burada sürdürmek istiyoruz. Çalışmalarımızın çoğu kültürel ağırlıklı oluyor. Örneğin yakın zamanda zeybek kurslarımız başladı. Her pazartesi bir araya gelip bu değerimizin unutulmaması için çaba gösteriyoruz. İnşallah en kısa zamanda da bir gösteri gerçekleştirmeyi planlıyoruz…

“SESİMİZİN DAHA GÜR ÇIKMASI GEREKİYOR”

Hüseyin Reşit Öz ve İhsan Uysal’la yaptığım söyleşinin ardından Yapımcı-Yönetmen Mustafa Nadir Önay’ın yanına geldim ve daha güçlü bir Denizli lobisi için neler yapılması gerektiğini sordum…

Mustafa Nadir ÖNAY: Medyanın içinde olan insanlar olarak biz de elimizden geldiğince Denizlimizi tanıtmak ve destek olmak için çaba gösteriyoruz. Eskiden burada “Denizlim” dergisini çıkarıyorduk ancak artık böyle bir yayın yok. Şu an için en büyük eksikliklerden birinin, İstanbul’da çıkarılacak bir Denizli yayını olduğuna inanıyorum. Bu açığın giderilmesi ve sesimizin daha gür çıkması gerekiyor. Bu konuyla ilgili bir çalışmamız sürüyor. Böyle bir yayın hem Denizli’nin sosyal ve kültürel etkinliğinin artırılması, hem ticari etkinliğinin yukarı taşınması, hem de İstanbul’da eğitim gören öğrencilerimize daha iyi burslar sağlamak için son derece büyük bir önem taşıyor. Denizli, Türk ekonomisine çok büyük katkılar sağlayan bir şehrimiz. Entelektüel birikimi de üst seviyede olan bir şehrimiz. Biz de bunu daha üst seviyelere çıkarmak istiyoruz…

Tam 4 yıl önce Denizli’den ayrılmış biri olarak uzun zamandır ilk kez bu kadar Denizliliyi bir arada görmek benim için oldukça keyif vericiydi. Denizli insanının samimi ve sıcak tavırlarını özlemişim doğrusu. Son günlerde yağmur bulutlarının eksik olmadığı İstanbul’da boğaza nazır güneşli bir Pazar gününü geride bıraktıktan sonra misafirperverlikleri için herkese çok teşekkürlerimi sunup, Denizli’de geçen güzel anılarım eşliğinde oradan ayrıldım…