REKLAMI GEÇ

10 tezgahtan fabrikatörlüğe

15 Aralık 2015 Salı

 

 

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-h

Babadağ’dan çıkıp Denizli’ye gelen, 10 dokuma tezgahıyla iş hayatına atılan Zafer Katrancı, artık yılda 60 milyon dolar ihracat yapan, 1.700 kişiyi istihdam eden bir tekstil şirketinin patronu.

Denizli’de sıkça söylenen bir söz vardır, “Babadağlılar dokumacı doğmuş, sonra da tekstilci olmuştur” diye. Bu boşuna söylenmiş bir söz değil. Başınızı kaldırıp fabrikalarına baksanız, birçok tekstil fabrikasının sahibi olarak Babadağlıları görürsünüz. Bu sektörde başarılılar, çünkü onlar bu işin içinde yoğrularak büyüyenler.

 Bu hafta İş Dünyası ile Kahve Sohbetimizde, Denizli sanayisinin önde gelen şirketlerinden Ozan Tekstil’in patronu Zafer Katrancı’ya konuk olduk. Bize, Babadağ’dan Denizli’ye gelişini, dokuma atölyesini kurmasını, ardından Ozan Tekstil’in temellerini atması anlattı.

 Yeni bir yatırımını da öğrendik bu sohbette işadamı Katrancı’nın. Birçok sanayici gibi, Katrancı da enerji sektörüne girenlerden. Güneş enerjisi santralinin bir bölümü bu ay içerisinde, tamamı önümüzdeki yılın şubat veya mart aylarında faaliyete geçecek.

 Tabii Zafer katrancı ile sohbet edip, Denizlispor’u konuşmamak olmazdı. Yeşil-siyahlı takımı da konuştuk eski başkanla. Kulübün içinde bulunduğu duruma üzüldüğünü söyleyen Katrancı’ya önerilerini sorduk. Yanıtı ise “Bu soruya şu an cevap vermeyeyim isterseniz” oldu.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-2

İLK DURAK DÖRTÇEŞME
Zafer Katrancı kimdir? Bir biyografi yaparak başlayalım isterseniz sohbetimize…

1946 Babadağ doğumluyum. Askerlik dönemine kadar Babadağ’da ikamet ettim. 1970 yılında Denizli’ye geldim. İş hayatına dokumacılıkla başladım. 1980 yılında Karakurt’ta, Ozan Tekstil Fabrikası’nı kurdum. 1995 yılında da şimdiki bulunduğu yere taşıdık fabrikayı. 1985 yılından bu yana ihracata dönük üretim yapıyoruz. İmalatımızın yüzde 85-90’ını ihraç ediyoruz.

Babadağ, genelde dokumayla başlayıp tekstille devam eden işadamlarının çokluğuyla tanınıyor. Siz de bunlardan birisiniz. Nasıl başladınız?

Her Babadağlının geçmişinde dokumacılık vardır. Çünkü dağlık bir bölgede ilçe. Tarım arazisi sınırlı olduğundan çiftçilik sınırlı. Bu durumda yapacak tek iş atalarımızdan gelen dokumacılık. 1970 yılında Denizli’ye gelip, Dörtçeşme olarak bilinen bölgede 10 yıl faaliyet gösterdim. Daha sonra Karakurt’a gittim. Yanımda ortak olarak kayınbiraderim vardı.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-3

ATÖLYEDEN 150 DÖNÜMLÜK ARAZİDE FABRİKAYA
Denizli’de tekstil sürekli gelişti, fabrikalar kuruldu. Üretim protföyünüzde neler var?

Uzun yıllardır havlu ve bornoz ana kalemleri öncelikli üretim yaptık. Yeni yeni nevresim ve çarşaf ihracatımız başladı. Ayrıca dikişsiz bayan iç çamaşırı ihracatı yapıyoruz.

Şu anda bulunduğumuz alan hayli geniş. Fabrikada kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz?

Fabrikamız 150 dönüm arazi üzerine kurulu. Kapalı alanımız 100 bin metrekare. Çalışanımız 1.700 ve 200-300 dolayında bize fason iş yapanlar var.

İhracatınız ne kadar?

Denizli’den kasım ayında yapılan bornoz-sabahlık, havlu, çarşaf ve nevresim ihracatının yüzde 16 ekside olduğunu raporlardan görüyoruz. Bizde de yüzde 7-8’e varan düşme var. Yıl sonu itibariyle 60 milyon dolar dolayında bir ihracatımız olacak.

Daha çok hangi ülkelere ihracatınız var?

Almanya, Hollanda, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ihracatımız var. Bir miktar da ABD’yi ihracat yapıyoruz.

Daha önce konuştuğum Babadağlı tekstilciler, Bayramyeri ve Kaleiçi’ndeki faaliyetlerin ardından fabrikalaşma sürecine geçmiş. Sizde mi öyle yaptınız?

Ben, 1970-1980 arasında Dörtçeşme’de iştigal ettim dokumacı olarak. Kaleiçi deneyimim yok. Dörtçeşme’de dokuma atölyemiz vardı.

Kaç tezgahınız vardı?

Hatırladığım kadarıyla “karakatır” dediğimiz mekikli 10-12 tezgahımız vardı.

Ne dokuyordunuz?

Pike ağırlıklı bir üretim yapıyorduk. Karyola örtüsü dokuduk. Havlu üretimine daha sonra Karakurt’taki fabrikada geçtik.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-5

İPLİK DIŞINDA TÜM ÜRETİM AYNI YERDE
Fabrikalaşmanız 1980’li yıllarda Denizli’deki tekstil atağıyla başlamış. Dokuma atölyesinden çıkıp, fabrikaya dönüşmek… Bu süreçte ya başaramazsam korkusu yaşadınız mı?

Hiç öyle bir endişemiz olmadı. Dörtçeşme’deyken 60 kadar çalışanımız vardı. Karakurt’a gittik, sayı 500-600’lere çıktı. Buraya geldiğimizde boyahaneyi de kurduk ve bir ara 2 bin kişilere kadar yükseldi istihdamımız. Şimdi ise biraz önce söylediğim gibi 1.700 civarlarında çalışınımız var. Sürekli geliştik, istihdam yarattık.

Boyahanede olduğuna göre entegre bir tesis gibi çalışıyorsunuz?

İplik hariç tamamı burada hazırlanıyor. Dolayısıyla entegre bir tesis diyebiliriz.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-4

KONYA’YA GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİ
İşadamlarının yeni ilgi ve yatırım alanı enerji. Bu sektörde siz de var mısınız?

Konya’da 7-8 aydır çalıştığımız bir güneş enerjisi projemiz var. Santral bitmek üzere. Bu ay içerisinde 6,5 megawat üretim sağlanacak. Şubat, mart aylarında bu 16 megawata çıkacak. Fabrikamızda kendi tükettiğimiz enerjinin yüzde 50 fazlasını üretmiş olacağız böylece.

Denizli’de yatırım planınız var mı?

Henüz yok…

1.300 LİRA ASGARİ ÜCRET EK 450-500 LİRA MALİYET GETİRİR
Vergi, enerji ve SGK primleri… Bu ve benzerleri işverenlerin omuzunda nasıl bir yük oluşturuyor?

İşverenler olarak SGK konusunda devleti yanımızda görmek isteriz biz işverenler. Nitekim asgari ücret konusu gündemde. Elbette artsın, 1.300 lira olsun. Ama bir anda yükseltmek sıkıntı yaratacaktır. Bu artışın işverene getireceği yük 450-500 liradır. Ciddi bir rakam… Buna hükümetin bir şekilde katkıda bulunması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa ciddi sıkıntılar yaratabilir, işçi çıkarmalar olabilir.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-1

DENİZLİSPOR YILLARI
Siz bir dönem hem yönetici hem başkan olarak Denizlispor’a hizmet verdiniz. İyi dönemler de yaşadı ama şu anda çok zor bir dönemden geçiyor. Denizlispor denildiğinde gözünüzün önünden neler geçiyor?

Denizlispor bende her zaman farklı bir duygu yaratır. Başkanlık öncesi üç dönem yönetim kurulu üyeliği yaptım. İki döneme yakın başkanlık yaptım. Hele hele ilk yılımızda “ligi ilk 5’te bitireceğiz” demiştik, iddiamızı gerçekleştirdik. İkinci yılda benzer bir sonuç elde ettik. Ondan sonra hep dışarıdan baktım Denizlispor’a. İçinde bulunduğu durum her Denizlili gibi beni de üzüyor elbette. Ama son haftalarda bir kıpırdanma var. İnşaallah devam ettirirler. Toparlanıp Süper Lige dönüş yapmalarını herkes gibi bende istiyorum.

Tavsiyeleriniz olabilir mi?

Çok şey olabilir. Geniş boyutlu konuşmak lazım.

Biliyorum kimseyi kırmak istemiyorsunuz ama bu kulüpte başkanlık yapmış biri olarak önerileriniz vardır mutlaka…

Bu soruya şu an cevap vermeyeyim isterseniz.

Spordan epeydir uzaksınız, yeniden olma gibi bir düşünce var mı?

Yok… Bir süreçti ve geride kaldı. Zaten benim başkanlığı bırakmamın üzerinden uzun yıllar geçti. Yönetime girmek, başkan olmak gibi bir düşüncem yok artık.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic

OĞLU OĞUZHAN KATRANCI KENDİ İŞİNİ KURDU
İşadamları genelde çocuklarını yanında tutar, onları usta-çıkar ilişkisi gibi iş hayatına hazırlar. Sizin oğullarınız da yanınızda değil mi?

Bu Babadağlıların aile geleneği. İki oğlum var, Ozan işletmemizde. Küçük oğlum Oğuzhan “kendim farklı bir kulvarda koşacağım” diyerek müsaade istedi. Karakurt’taki fabrikamızda iç çamaşırı üreterek yoluna devam ediyor.

denizli-zafer-katranci-kahve-sohbetleri-ic-7

DENİZLİ’DE YENİ YATIRIM, YATIRIM İÇİN DE DESTEK GEREKLİ
Denizli tekstili özetlersek, geldiği yer belli. Nereye gidiyor? Bu sorunun yanıtıyla sohbetimizi noktayalım isterseniz?

Denizli’nin 3-4 yıldır duraklama döneminin içinde olduğunu sohbetlerde hep söyledim. Niye bunu söyledim? İşte Uşak, Kahramanmaraş gibi bazı iller tekstille ilgili teşvikler aldı. Denizli’nin de o teşviklerden yararlanmasının gerekliliğini vurguladım hep. Ama oralardan yararlanamadık. Bur durağan süreçteyiz. Hamle yapabilmemiz için önümüzü görmemiz lazım. Şu anda önümüzü göremiyoruz. Ancak hayalleri her zaman canlı tutmak lazım. Eksi yüzde 15’lerde olan ihracatımızı yüzde 30-40 artırabilmek için o oranda yatırım yapılması lazım. Yatırım için de bir takım cazip destekler sağlanması gerekir. Yatırım olmadan da ihracatı artırmamız mümkün değil. Ama umutsuzluk yok. Zaman zaman konuşuluyor, tekstil öldü bitti diye. İnsanoğlunun yaşamı devam ettiği müddetçe tekstil bitmez. Doğduğunuz gün kumaşa sarılıyorsunuz, öldüğünüz gün kumaşa sarılıyorsunuz.

 

 

 

Yorumlar

Recep Bütün   -  Bağlantı 17 Aralık 2015, 17:03

DENİZLİYE sağladığınız istihdam ve ülkemize kazandırdığınız katma değerden dolayı siz OZAN TEKSTİL firmasına başarılar diliyorum .BABADAĞLI KARDEŞİNİZ

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı