REKLAMI GEÇ

80 metrekarelik atölyeden fabrikaya

9 Haziran 2015 Salı

 

denizli-kahve-sohbetleri-omer-cengel-h

Ömer Çengel… Sanayide çıraklık yaptı. Askerlik dönüşü baktı ki böyle gitmeyecek, şansını gurbette denemek istedi ve “ver elini Almanya” dedi. Tam 17 yıl yurt dışında kaldı. Çalıştı, kazandığıyla Almanya’da market açtı. Kazancı iyiydi ama memleket hasreti de dinmek bilmiyordu.

Türkiye’ye gelişlerinden birisinde kayınbiraderiyle ortak iş yapmaya karar verdiler. Bu da Almanya defterinin kapanmasına yetti. 1987’de memleketine döndü ve 80 metrekarelik bir atölyede iskele üretmeye başladılar. İşler gelişince üretim alanını büyütmeyi gerektirdi. Radikal bir kararla Organize Sanayi Bölgesi’nde arsa alıp 800 metrekare kapalı alana sahip Gökdelen İskele’nin fabrika binasını kurdular.

Şirket gelişti, sektörün öncülerinden oldu. Öyle ki Türk Standartları Enstitüsü’nin (TSE) kapısını çalıp, “standart belgesi istiyorum” dedi. TSE yönetimi şaşkındı, çünkü bu sektörle ilgili bir standart çalışmaları yoktu. Deyim yerindeyse Ömer Çengel ve şirketin müdürü Akif Özçelik, bastıra bastıra bir standart oluşturulmasını sağladı. İlk başvuruyu yapan Gökdelen İskele Kalıp Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi, bu sektörde TSE belgesi alan ilk firma oldu.

Türkiye’de inşaat sektöründe faaliyet gösteren dev firmalar Denizli’de üretilen iskele ve kalıpları kullanıyor. Şimdi de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tershaneleri için iskele üretecek. Robot teknolojiyle üretim için de kolları sıvayıp yeni bir tesisi faaliyete geçirmek için çalışıyor.

ic-6

KAYINBİRADERİYLE ORTAK OLUP SEKTÖRE GİRDİ
Engin Ünal: Almanya’dan Türkiye’ye döndünüz, bir şeyler yapmak istiyorsunuz. Nasıl başladınız iş hayatına?

Ömer Çengel:1987 yılında Almanya’dan döndüm. Kayınbiraderim iyi bir sanatkardı, iskele işlerine başlamış. Ama çok talep olmadığından, siparişe göre üretim yapıyormuş. İkinci Sanayi Sitesi’nde 80 metrekare bir atölyesi var. İşi geliştirmek, büyütmek istiyordu. Bana “birlikte yapalım” diye teklif etti, böyle başladık.

Engin Ünal: Gurbetçilik bitti, kendi memleketinizde iş hayatı başladı. Sonrası?

Ömer Çengel:1997 yılına kadar kayınbiraderimle birlikte devam ettik. Bu arada rahatsızlandı ve vefat etti. Biz, çocuklarıyla birlikte yola devam etik. Çünkü et tırnaktan ayrılmaz…

ic-8OSB’DEKİ İLK TESİS KURANLARDAN
Engin Ünal: Organize Sanayi Bölgesi’ne ne zaman taşındınız?

Ömer Çengel:Şehir merkezindeki yer dar gelmeye başladı. Yer ararken Organize Sanayi Bölgesi’ne gitmeye karar verdik. O dönem Feridun Abi (Alpat), Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı. Yanına gidip, yer aradığımızı söyledik, yapacağımız işi anlattık. Çok hoşuna gitti. Kendisi de inşaat sektörünün içindeydi. Dolayısıyla iskele işini biliyordu. Talebimizi hemen DSO Meclisi’ne götürdü, bir hafta sonra yer tahsisi tamamdı. 1987’nin aralık ayında bugün tesisimizin kurulu olduğu arsa bize verildi.

Yeri görelim diye geldik; birbirimize “neredeyiz?” diye sorduk. Hiçbir şey yok. Yol stabilize… Bir araç geçtiğinde toz bulutu içinde kalıyorsunuz. Bu durum moralimizi bozdu. “Denizli’den buraya niye geldik, ne yaptık biz?” diye söylendik. Düşünün fabrika kuracaksınız fakat ihtiyaç duyduğunuz telefon yok, içme suyu yok, asfalt yol yok. Ama yapacak bir şey de yok. Arsayı almışız, mecburen fabrikayı kuracağız.

Engin Ünal: Anlattığınıza bakılırsa Organize Sanayi Bölgesi’ne ilk gelenlerdensiniz herhalde?

Ömer Çengel:Burada 37’nci elektrik abonesiyiz. Bu örnek bile burada ne kadar eski olduğumuzu anlatıyor sanıyorum. Bizim fabrikanın olduğu yerden baktığınızda, Ankara karayolunu görebiliyordunuz. Etrafta doğru dürüs fabrika yoktu. Organize Sanayi’ye1989’un yılbaşında taşındık ve 1990’dan itibaren de buradayız.

Engin Ünal: Bugün geniş bir kapalı alana sahipsiniz. İlk yıllarda bu kadar büyük değilmiştir hehalde tesis?

Ömer Çengel:İlk faaliyete geçişte 800 metrekare kapalı alanımız vardı. Birbirimize takılırdık “Bu kadar geniş yerde ne yapacağız? Bisiklet alalım, onunla gezelim içinde” diye. 90 metrekare yerden 800 metrekarelik bir yere gelmişiz, gözümüzde çok büyük bir hol var. Bir başka örnek vereyim. O yıllarda BMC kamyonlar vardı; Sanayi Sitesi’nden buraya taşınırken makineler ve tüm malzemeyi bir defa da yükleyip getirmiştik. Orada koyacak yer bulamıyorduk, burada bir köşe yetti.

Engin Ünal: Bugün kapalı alan ne kadar?

Ömer Çengel:6 bin 500 metrekare kapalı alanımız var. Azmettik, başardık.

Engin Ünal: Üretim kapasiteniz nereye ulaştı?

Ömer Çengel:Başladığımız yıllardakinin en az 100 katı. Yıllık üretimimiz 4 bin ton dolayında.

ic-omer-cengel

SEKTÖRDE İLK 10’UN İÇİNDE
Engin Ünal: Denizli’de kendi sektörünüzde ilklerdensiniz sanıyorum?

Ömer Çengel:Öyle sayılır… İş edinen biz olduk. O yıllarda soğuk demirciler, ferforje işi yapanlar iskele de üretiyordu. Ama devam ettiremediler. Başlayıp bırakan çok oldu. Deyim yerindeyse biz bu işi benimsedik, iyi asıldık, azmettik ve sektörümüzde uzmanlaştık. Ulusal bir firma olduk.

Engin Ünal: Bir kıyaslama yaparsanız, Gökdelen İskele’nin yeri nedir sektörde?

Ömer Çengel:İlk 10’un içindeyiz.Ama arkadaşlarımız daha iddialı konuşup “ilk beşteyiz” diyor. Ama ben mütevaziyim, sorulduğunda “ilk 10’dayız” cevabını veriyorum. Türkiye’deki ilk 10’da yer alanlar arasında yabancı firmalar da var.

Engin Ünal: İskele işinde “Şu kadar metre yüksekliğe kadar bir problem yok, sonrası tehlikelidir” diye bir kriter var mı?

Ömer Çengel:O tamamen statik bir hesap. Bizde iki tip iskele var. Pratik iskele sisteminde 50 metreye kadar yükselir. 50 metreden sonrasına bir takım takviye uygulamalar gerekiyor. 90-100 metreye kadar iskele kurmak mümkün.

Engin Ünal: Güvenlik nasıl sağlanıyor bu kadar yükseklikte?

Akif Özçelik: Aralar 2-3 metre değil de biraz dahasık direk kullanılarak güvenli bir yüksekliğe ulaşabilirsiniz.

ic-5

BÜYÜK ŞİRKETLERE BETON KALIPLARI
Engin Ünal: Siz büyük inşaatlarda kullanılan kalıplar da yapıyorsunuz. Biraz da o konuda bilgi verir misiniz?

ic-7Ömer Çengel:Bir yere beton dökülüyorsa mutlaka kalıba ihtiyaç var. Hafif sistem kalıplar her inşaata uyar. Eskiden tahta kullanılırdı, şimde sistematik hale geldi. Bir de büyük şantiyelerde kullanılan endüstriyel kalıplar var.

Endüstri beton kalıpları üretiminde de ilk sıralardayız. Hacmi büyük inşaatlarda kullanılıyor. Alışveriş merkezleri, terminal binaları gibi. Şu gördüğünüz (bir fotoğraf gösteriyor) İzmir Adnan Menderes Havaalanı Terminal Binası. Onun inşaatında bizim kalıplar kullanıldı. İstanbul’daki birçok projede bizim kalıplarla beton döküldü. Biz aynı zamanda inşaat firmalarının çözüm ortağıyız.

Engin Ünal: Büyük inşaatlardan örnekler verebilir misiniz?

Ömer Çengel:Mesela İstanbul’da Acıbadem Hastanesi, Akatlar, Vadi İstanbul, 1453 projeleri hemen aklımıza gelenler… Ankara ve Adana başta olmak üzere birçok ildeki büyük projelerde de bizim iskele ve kalıplarımız kullanılıyor.

________________________

Engin Ünal: Pazar durumu nasıl?

Ömer Çengel:Biz, artık ulusal bir markayız. Ama markayız diye de yerimizde oturup müşteri gelsin diye beklemiyoruz. Fuarlara katılıyoruz, geziyoruz, sürekli araştırma yapıyoruz pazarlamayla ilgili. Bizim iş spesifik. En büyük reklam tanınır olmak, refarans gösterilmek. İskele ve kalıp işinde son iki yılda yeni sistemler geliştirdik, o da bizim yeni yüzümüz oldu.

Engin Ünal: Kalıbın bir standardı olmalı, rastgele üretim yapmıyorsunuzdur herhalde?

Ömer Çengel:Bir standart üretim, bir de projeye göre özel imalat yapılıyor. Müteahhidin isteğine göre üretim gerçekleştiriliyor. Teknik ofisimiz var, projeler orada değerlendiriliyor. Binanın karakterine, yüksekliğine genişliğine göre üretim planlaması oluyor. Yani önce tasarım, sonra imalat.

ic-3

MALİYETİ DÜŞÜRMEK İÇİN GÜVENLİĞİ GÖZARDI EDİYORLAR
Engin Ünal: Son dönemde inşaatlarda iş kazaları sıkça konuşulur oldu. Sizin iskelelerde çalışılırken güvenlik nasıl sağlanıyor?

Ömer Çengel:Hep güvenli iskele yaptık. Fakat kullanıcı bunu tam güvenli kurmayabiliyor. Mesela 100 metrekare için bir iskele planlanıyor. Orada yatay bağlantılar, dikey yükseklikler hepsi hesaplanır. Ama kullanıcı 80 birimse hesaplanandan şunu çıkaralım, bunu çıkaralım, merdiveni çıkar, kalasını koyma diye indiriyor 30-40 birime. Dolayısıyla da o iskele güvenli olmuyor.

Engin Ünal: Maliyeti düşürmeye çalışırken, güvenlikten vazgeçiyor öyle mi?

Ömer Çengel:Aynen öyle… Bu da şundan kaynaklanıyor, inşaat sektörü biraz denetimsiz. İnsanlar 8-10 katlı binalar yapıyor ama nasıl? Müteahhit bir inşaatın sıvasını yaptıracak, ustayı çağırıp kaça yaparsın pazarlığına girişiyor. Sıvacının zaten ekonomik gücü yok. Bu durumda maliyeti düşürmek adına iskeleyi eksik kurarak çalışıyor. Böyle olunca da can yakan kazalar yaşanabiliyor.Sık sık iş kazaları olunca biraz bastırdılar, bu sektörün dizayn edilmesi için.

Engin Ünal: İyi de bir standardı yok mu bu iş?

Ömer Çengel: Biz bu konuda çok çabaladık. TSE’ye belge başvurusunda bulunduk. Verilen cevap, “Bizim öyle bir çalışmamız yok” şeklinde oldu. “İskele işi bize tamamen yabancı” dediler. Birbiri ardına iş kazaları meydana gelince, bu sektörü dizayn ettiler. Bununla birlikte stardart için çalışmalar başlatıldı. Çalıştaylar düzenlendi. İskele sistemleriyle ilgili yurt dışında araştırmalar yapıldı. Bizim bilgi birikimizi onlarla paylaştık. Bir harmanlama yapıldı. TSE belgesi için ilk başvuran firmayız. Başvurumuzu 2013’te yaptık. Ama bize hemen belge veremediler.

ic-akif-ozcelik

TSE’DEN “STANDART YOK” YANITI
Engin Ünal: Siz belge istiyorsunuz ama TSE, “Bizim böyle bir standardımız yok” karşılığını mı verdi öyle mi?

Akif Özçelik: Denizli TSE’ye başvurumuzu yaptık. Aradan üç ay geçti. Cevap alamayınca “ne oldu” diye araştırmaya başladık. Bizim başvuru bir üst yazıyla Ankara’ya gönderilmiş, TSE’de de bir o komisyona, bir bu komisyona havale edilip duruyor. Denizli’de 2014’ün Mart ayında bir toplantı vardı, TSE üst düzey yöneticileri de katıldı. O toplantıda söz alıp, “Her şeyi standart hale getiriyorsunuz ama biz standart için başvuru yaptık, dilekçemize cevap bile verilmedi” dedim.

Bana “uzman kadromuz yok” cevabı verildi. Bunun üzerine “uzman bir kadro ve standardı oluşturun, sonra da bize ‘bu işin bedeli şudur’ deyin, karşılayalım” önerisini yaptım. Dilekçemizi buldular ve ilk başvuru yapan firma notunu aldılar. Daha sonra düzenlenen toplantılara katılıp söz aldığımda, artık beni tanıdıklarından “Tamam Akif Bey, bu işi çözeceğiz” diyorlardı. Biz ise 2013’te başvurmuşuz, 2014’teyiz hala sonuç yok ve bir an önce TSE belgesi almanın çabasındayız. Bu kadar ısarcı tutumuz ile bu yıl Mart ayında TSE belgemizi aldık. Türkiye’de 40 dolayında bu sektörde firma var. Bunlardan 7’si TSE belgeli ve biz bu belgeyi alan ilk firmayız. Bundan gurur duyuyoruz.

Biz iskelelerimize güveniyoruz. Düzgün bir şekilde kurulduğunda kimse düşmez. Eğer düşüyorsa da kendisini aşağıya atmıştır. Çünkü bizim iskelemiz 9 parçadan oluşur. Her parça düzgün yerleştirilirse bir problem çıkmaz. Tüm parçalar yerleştirildikten sonra kirişlere, kolonlara sabitlenir. TSE bize diyor ki; üretici 24 metreye kadar statik hesaplarını yapıp kullanıcıya vermek zorunda. Biz bunları bir el kitapçığıyla birlikte kullanıcıya veriyoruz.

Ayrıca sadece iskele ve kalıbı verip çekilmiyoruz. Bizim ürünleri kullananları Denizli’ye davet edip kurulması ve sökülmesiyle ilgili eğitimler verdik. İskele kurma belgesi, iskele kontrol belgesi kursları düzenledik. Bunlar hep Türkiye’de bir ilk.

ic-4

DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI’NA İSKELE VERECEK
Tüm bunlar bize yeni müşteriler kazandırıyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın bir ihalesi vardı geçtiğimiz günlerde, biz kazandık. Deniz Kuvvetleri’nin tershanelerinde kullanılacak iskeleleri biz üreteceğiz artık. Sözleşmesini bugünlerde imzalayacağız.

Engin Ünal: Sizin işi yapan yabancı çok mu Türkiye’de?

Akif Özçelik: Alman ve Fransızlar başta olmak üzere sektörde bazı firmalar faaliyet gösteriyor. Bunlar ürünlerini Türkiye’ye getirip pazarlıyor. Biz, yabancılarla birlikte sektörün ilk 10’undaki firmalardan biriyiz. Yabancıları çıkarırsanız ilk 5’teyiz.

Engin Ünal: İstihdam ve yıllık cironuz ne kadar?

Akif Özçelik: İlk burada başladığımızda 12 kişiydik, şu anda 80 kişi istihdam ediliyor. Mühendislerimiz ile birlikte idari ve teknik kadro ise 10 kişiden oluşuyor. 2014 yılı ciromuz 8,5 milyon lira.

Engin Ünal: İhracat yapıyor musunuz?

Akif Özçelik: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Gürcistan, Özbekistan, Kazakistan, Ukrayna ve Rusya bizim belli başlı pazarımız.

ic-2

ROBOT TEKNOLOJİSİYLE ÜRETİM
Engin Ünal: Önümüzdeki süreçte yeni yatırım var mı?

Akif Özçelik: Büyümeye devam ediyoruz. Organize Sanayi Bölgesi idari binasının yakınında bir arsa satın aldık. 4 bin metrekaresini kapalı hale getirdik. Orada robot tekniği kullanarak üretimi yapacağız. Böylece siparişleri daha kolay karşılayacağız.

ÖMER ÇENGEL KİMDİR?
1953 Denizli – Şirinköy’de doğdu. İlkokulu Şirinköy’de okudu. Beş yıl sanayi sitesinde çıraklık yaptı. Askerlik sonrası Almanya’ya gitti. Orda 10 yıl metal sektöründe çalıştı. Daha sonra kendi işini kurup, yedi yıl marketçilik yaptı. 1987 yılında da Türkiye’ye dönerek, kayınbiraderiyle birlikte bugünkü işinin temellerini attı.

Yorumlar

Salih YAMAN   -  Bağlantı 10 Nisan 2016, 12:43

Beton çit direk kalıbı ve bahce duvar panel kalıbı yaptırmak istiyorum

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı