REKLAMI GEÇ

Abalıoğlu: Menderes için herkes elini taşın altına koymalı

30 Haziran 2015 Salı

 

denizli-ismet-abalioglu-kahve-sohbetleri-h

İsmet Abalıoğlu… Denizli sanayisinin amiral gemisi Abalıoğlu Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. Bu işadamı kimliği. Aynı zamanda DOÇEV’in Yönetim Kurulu Başkanı. Bu da çevreci kimliği. İkisini bir arada götüren Abalıoğlu ile DOÇEV’in kuruluşunu, faaliyetlerini, Denizli’de yaşanan çevre sorunlarını konuştuk.

Binlerce fidanı toprakla buluşturan vakfın başındaki isim, Adalet Mahallesi’nde spor kompleksi yapımı için 8 yaşımdaki çam ağaçlarının feda edilmek istenmesine tepkili. Ağaçlandırma yapacak saha bulamamaktan şikayetçi.

Büyük Menderes’i konuşurken gelinen noktayı “Nehirleri kanalizasyon çukuru haline getirmeye hiçbirimizin hakkı yok” sözleriyle özetleyen İsmet Abalıoğlu, bir yerden başlamak için devletin öncülük etmesi, sonra da herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini vurguladı sohbetimizde.

ic-7

BABA ABALIOĞLA İÇİN YURT DIŞINDA DİKİLEN 5 FİDAN DOÇEV İÇİN IŞIK OLDU
İşadamı şapkanızın yanında bir de çevreci kimliğiniz var. Çevreyle ilgili faaliyetlerinizi DOÇEV ile yapıyorsunuz. DOÇEV ne zaman, nasıl kuruldu, amaç neydi?

DOÇEV 1996 yılında kuruldu, 19 yaşında. Ağaçlandırma konusunda neler yapabiliriz diye düşünüyorduk. Babamı (Cafer Sadık Abalıoğlu) kaybettiğimiz zaman yurt dışındaki bir dostumuz, ülkesindeki bir ormana 5 fidan bağışlamış. Onların sertifikasını getirdi bize. Bu bizde bir kıvılcım yarattı. Biz de babamızın adına burada bir şeyler yapabilir miyiz? Düğünlerde, cenazelerde çelenk konulmasını sağlayıp, gelirini ağaçlandırmaya dönüştürebilir miyiz şeklinde.

Oturduk, konuştuk; dernek mi vakıf mı olsun diye. Vakıf daha kalıcı olur düşüncesi öne çıktı. Karar da vakıf yönünde çıktı. Kuruluş süreci biraz zaman aldı. Çünkü derneğe göre vakıf kurmak daha zor. Neticede DOÇEV kuruldu. Başlangıçta hedef sadece ağaçlandırmaydı. Zaman içerisinde çevreyi de ilgilendiren konular gündeme geldi. Atık pil, atık kağıtlar toplamaya başladık Atık pilleri toplamakla kalmadık, bertarafını da sağladık. Atık kağıtların yeniden ekonomiye kazandırılmasını sağladık. Ağaçlara yüzlerce kuş yuvaları astık. Çevre konusunda duyarlılığı artırmak için okullara, kurumlara, cezaevine gittik. Kısacası doğa ve çevreyi ilgilendiren çalışmalar yaptık.

Her sene bir orman kurarız düşüncesiyle yola çıkmıştık, O hedefi aştık. Şu ana kadar yaklaşık 430 bin fidanı toprakla buluşturduk. 30 dolayına orman kuruluşunu gerçekleştirdik. Kamusal alanların ağaçlandırılmasına katkı sağladık. Yaptığımız güzel uygulamalardan birisi de “Kendi Ormanını Kendin Kur” kampanyasıydı. Kişi ve kurumlar adına ormanlar kurduk. Oraya onların isimleri verildi. Bu da toplumda ağaç sevgisinin yaygınlaşmasına katkı sağlıyor.

ic-6

SPOR KOMLEKSİ İÇİN YER Mİ YOK?
Ancak bazen dikilenlerin kesilmesi gibi sıkıntılar da yaşanıyor. Bunun bir örneği spor salonu için Adalet Mahallesi’nde gündemde. 8 yıllık ağaçların sökülmek istenmesi gibi…

Ağaçlandırmayı çocuklarla yaptığınızda sahiplenmeyi de sağlıyorsunuz. Çocuk ismini yazıp etiketliyor, “bu benim ağacım” diye. İşte Adalet Mahallesi’ndeki ağaçlar kesilirse, çocukların kendi ellerliye diktiği fidanların yok edildiğini gördüğünde güvenleri sarsılmış olmayacak mı?

Yalnız yetişmiş ağaçların kesilmesi değil, oranın beton yığını olmaması için ve özellikle otistik çocuklarımızın daha sağlıklı bir ortamda eğitilmeleri için, topluma kazandırılmaları için o ağaçlar kesilmemeli. O ağaçların kesilmesi bir doğa katliamı olur. İnşallah böyle bir sonuçla karşılaşmayız.

Spor kompleksi kurulsun mu? Elbette kurulsun… Ama pekala bir başka yerde yapılabilir. Burada okulların içinde bir yer olmasaydı, o ağaçlar orada olmasaydı “spor kompleksi oraya yapılmasın” diyecek miydik? Hayır… “Keşke kurulsa” diyecektik. Yine kurulsun ama gidin başka yere yapın. Bu ağaçların, otistik çocukların ne kabahati var? Ağaç yoldan toplanmıyor, kolay da yetişmiyor.

ic-5

CAFER SADIK ABALIOĞLU ADINA 115 DÖNÜM ORMAN
DOÇEV olarak ilk dikimi nerede yaptınız ve kaç fidan diktiniz?

İlk kurulduğumuz sene Acıpayam yolunda bir alana 500 fidan diktik. Ağaçlar büyüdü.

Babanızın ismini taşıyan orman nerede?

İzmir yolunda araç muayene istasyonunun olduğu bölgede…

Orası ne kadar bir alan?

115 dönüm bir alan. 1996 yılında kurulmuş ve 12 bin fidan dikmişiz oraya.

DOÇEV’in bundan sonraki hedefleri ne?

Doğayı, çevreyi ilgilendiren konularda çalışmalarımıza devam etmek istiyoruz. Çünkü ağaç ve doğa sevgisinin yaygınlaşması gerek toplumda. Bunu yapabilmenin uğraşı bize büyük heyecan veriyor. Avrupa Birliği’nden, uluslararası kurumlardan onaylı, destekli projelerimiz oldu. Bundan sonra da bu tür projelerin devamını getirmek istiyoruz.

 

AĞAÇLANDIRACAK ALAN BULMADA SIKINTI ÇEKİLİYOR
Ağaçlandırma yapacak yer bulma konusunda sıkıntı çekiyor musunuz?

Evet, Denizli’de sıkıntı çekiyoruz. Bir kere ağaçlandırma için öncelikle yer bulmanız, Milli Emlak’tan izin almanız lazım. Onun prosedürü baya uzun sürüyor. Şimdiye kadar Orman İdaresi’nin tahsisiyle ağaçlandırma yaptığımız yerler var. Denizli’de güzel bir ağaçlandırma şevki görüyoruz. Başka illerde bu kadar var mı yok mu bilmiyorum ama Denizli’de insanlar birçok yerde ağaçlandırma yapmak istiyor. Hakikaten ağaçlandırma yapacak yer bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Bundan sonra herhalde Denizli dışına da taşmak durumunda olacağız.

ic-4

ATIK PİL TOPLAMA KARS’A KADAR UZANDI
Çevreyi yakından ilgilendiren bir konuya geçmek istiyorum; atık piller… Siz bu konuda da önemli bir çalışma yürütüyorsunuz. Yaptıklarınızı paylaşır mısınız?

Anadolu’nun çeşitli yerlerinden atık pil topladık. Van, Kars, Hakkari, Diyarbakır gibi Denizli’ye hayli uzak iller dahil buna. Onlarca okuldan atık pil için kumbara talepleri gelmeye devam ediyor. Çocuklar pilleri toplayıp bize gönderiyor. Kargo ücretini DOÇEV ödüyor. Toplanan pilleri daha sonra ilgili kuruma teslim ediyoruz. Bizim görevimiz de o noktada bitiyor. Bu çalışma bize büyük zevk veriyor. Çünkü çocuklarda heyecanı sağlıyoruz.

Aynı zamanda elektronik atıkları da topluyorsunuz diye biliyoruz…

Doğru… Elektronik atıkları da topluyoruz. Artık çağımız elektronik çağı. Gün geçtikçe televizyondan bilgisayara elektronik cihaz kullanımı artıyor. Bunlar kullanıldıktan sonra elektronik atıklar oluşturuyor. Oysa bu atıkların içersinde tekrar kullanılabilecek metal ve malzemeler var. Biz, topladığımız elektronik atıkları ilgili kurumlara teslim ediyoruz. Onlar değerlendirilebilecek olanları ayrıştırıyor. Bu konuda yetki verilmiş kurumlarla işbirliği yapıyoruz.

ic-3

DOĞANIN ÇÖLÜK HALİNE GELMESİ ENGELLENMELİ
Giderek elden çıkan bir doğa ve çevre var. Diğer taraftan da yaşamın devamı, üretim için tesislere ihtiyaç var. Çok değerli alanlar hızla kaybediliyor…

Çok doğru bir noktaya değindiniz. Bir yanda yaşam için, sanayi ve ekonominin yürümesi için tesislere ihtiyaç var. Ancak bütün bunlar bize çevreyi kirletme hakkını vermiyor. Doğal kaynaklardan bize bahşedilenlerden istifade edeceğiz. Ama bir yandan da gerekli olan arıtma tesislerini kuracağız. Doğanın çöplük haline gelmesini engellemeliyiz.

Bizim çalışma yaptığımız alanlardan birisi de Büyük Menderes Nehri. Seneler önce Menderes’te balıklar yetişiyordu ve son derece de lezzetliydi. Ama bugün durum çok farklı. Tabi ki sanayi yaşayacak, insanoğlu da yaşayacak. Fakat nehirleri kanalizasyon çukuru haline getirmeye hiçbirimizin hakkı yok.

ic-2

BÜYÜK MENDERES İÇİN ÇAĞRI
Büyük Menderes Nehri’ndeki çalışmanız nedir, biraz bahseder misiniz?

Yıllar önce TÜSİAD ile işbirliği yaparak, Büyük Menderes Nehri’ndeki sorunları masaya yatırdık ve çözüm önerileri getirdik. Bununla birlikte zirai ilaç kutularının doğaya bırakılmaması, onların toplanıp bertarafı için çalışmalar yaptık. Köylere gidip üreticileri bilinçlendirdik. Bizim bu çalışmamız deniz yıldızını kurtarmak. Aslında köklü bir çözüm olması lazım.

DOÇEV’in tek başına çevre sorunlarının üstesinden gelmesi olanaksız. Ortak bir çalışma yapılamaz mı?

Aslında çok da Menderes’imiz var. Akarsularımızın büyük çoğunluğu maalesef bu halde. Bu sorunun çözümüne devletin öncülük yapması lazım bu çalışmalara. Ve demeli ki STK’lara; ben öncülük yapıyorum, sizlerde elinizi taşın altına koyun diye. Yoksa STK’ların yapacağı bir yere kadar. Devlet öncülük yaptığında çok daha farklı sonuçlar alınabileceğine inanıyorum.

Avrupa Birliği, çevre konusunda çok duyarlı ve çevre konusunda da fonlar var. Bunları yeterince değerlendirdiğimizi söyleyebilir miyiz?

Denizli değil, ülke olarak da yeterince değerlendirebildiğimiz zannetmiyorum. Nehir akıyor, çok güzel su var; ah bir de kova kova su alsak…

ic-1

İSMET ABALIOĞLU KİMDİR?
İsmet Abalıoğlu, iş hayatına eğitimine devam ettiği 1966 yılında, babası ve ağabeyi ile birlikte Çırçır Fabrikası’nda başladı. Orta öğrenimini İzmir Türk Koleji’nde, yüksek öğrenimini İzmir İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nde tamamladı.

Halen, Abalıoğlu Tekstil Sanayi A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı, Abalıoğlu Holding A.Ş.’nin, Dentaş Kağıt Sanayi A.Ş.’nin, Mısır’da bulunan CSA Textile Egypt S.A.E’nin, Romanya’da faaliyet gösteren SC Dentaş Romania S.R.L.’nin, bir İtalyan şirketi ile ortak kurulan Filidea A.Ş.’nin ve Abalıoğlu Teknoloji San. ve Tic. A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısıdır. Ayrıca, Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyesidir.

Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı’nın kurucu üyesi olan İsmet Abalıoğlu, çevre alanında da pek çok çalışmaya öncülük etmiştir. 1996’da kurulan Doğa ve Çevre Vakfı’nın (DOÇEV) kurucu başkanı olup, Vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürmektedir.

İsmet Abalıoğlu, evli, iki çocuk sahibidir. Orta derecede İngilizce bilmektedir.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı