REKLAMI GEÇ

Denizli projesi dünyaya örnek oldu

14 Ekim 2014 Salı

iç-sayfa

Mürüvet Algümüş… Her gün yoğun tempoyla çalışması gereken bir işi, insan sevgisiyle dolu Kocaman bir yüreği, Denizli Rotary Kulübü Başkanı olarak da başlattığı “Bugün Bir Saat, Yarın Bir Hayat” projesiyle o yüreğe sığdırdığı binlerce dostu var.

Erken yaşlarda tanıştığı çağın illeti kanseri kitlelere anlatmak için haftanın dört günü yollarda. Bunu kardeşiyle birlikte sahibi olduğu şirketteki görevini aksatmamak için günde 18 saat çalışarak gerçekleştiriyor.

Denizli’den yaktığıkanserle mücadele ışığı Türkiye’yi aydınlatmakla kalmadı, ABD’deki birçok uluslararası rehber oldu. Aynı zamanda 18 Ekim’de kutlanacak Uluslararası RotaryBaşkanı Gary C.K. Huang geliyor. Onun da katılacağı Uluslararası Rotary Günü’nde bu çalışma “Denizli projesi”olarak sergilenecek.

Algümüş, şimdiye kadar gittikleri 2 il ve 5 ilçede 11 bin 300 kişiyle yüz yüze konuşulduğunu, Facebook sayfasını haftada 43 bin kişinin tıkladığını, inanılmaz öyküler dinlediklerini kahvelerimizi yudumlarken anlattı. İşte o proje ve detayları…

EÜ-9

ALMANYA’DA DOĞDU, İŞİNİ TÜRKİYE’DE KURDU
Yaptığınız işi mümessillik diye özetlediniz. Bunu biraz daha açar mısınız, nedir tam olarak yaptığınız iş?

Almanya’da doğdum. Daha sonra ailem Türkiye’ye dönüş yaptı. Kardeşimle birlikte tekstil mümessilliği şirketi GPD’yi kurarak iş hayatına atıldık. Bünyemizde çalışan tasarımcı arkadaşlarımız var. Onlarla birlikte dünya pazarlarını araştırıyoruz. Fuarları geziyor, oralarda koleksiyonları görüyor, trend ile ilgili bilgiler derliyoruz. Dünya tekstil ve mobilya modasını takip ederek, müşterilerimize sunduğumuz koleksiyonları burada kendimiz hazırlıyoruz. Denizli’de çalıştığımız 6 firma var. Biz, onlara koleksiyonlarımızı sunuyoruz. Gelen siparişler oluyor, onları karşılıyoruz. Tasarımdan yükleme aşamasına kadar işin takipçisi oluyoruz.

Tekstil, Denizli ekonomisinin lokomotifi. Siz ise tasarımla başlayan bir hizmet sunuyorsunuz. Başladığınız dönemle bugünü kıyaslar mısınız? Ürün çeşitliliği arttı mı?

Tabi ki arttı… bu daha çok bizden kaynaklandı. Sürekli yeni tasarımlar geliştirip sunuyoruz. Bunlar da karşılık buluyor. Öyle durup bekleme şansımız yok. Her an yenilik yapılmak zorundayız. Dünya nasıl gelişiyorsa, biz de o gelişime ayak uydurup müşterilerimizin ürün portföyüne katkı sunmanın çabasını veriyoruz.

EÜ-8

MARKA ÇOK ÖNEMLİ
Denizli’de üretilen tekstil ürünleri dünyada alıcı buluyor. Ancak bunun daha ileri noktaya taşınması, bugünün dışına çıkılması için neler yapılmalı? Öneriniz var mı?

Markalaşmak çok önemli. Bunun eksikliğini görebiliyoruz. Denizli’de dünya markası olabilecek birçok üretici firma varken, bu alana ne yazık ki yeterli yatırım yapılmıyor. Ar-Ge konusunda eksiklik var. Firmalar gelişim konusunda kendini çok zorlamıyor. Müşteri hazır, gelsin mantığında çalışan firmalar var hala.

Sizin gibi şirketler onlar için bir fırsat. En azından bunu yeterince kullanıyorlar mı?

Kullanıyorlar… “Taleplere karşılık veremiyoruz” diyebilirim. Yeni müşteriler geliyor “bizim ürünlerimizi de pazarlayın” diye. Ancak, iş yoğunluğundan yeni iş taleplerini karşılayamıyoruz.
ÇİKOLATA KUTULARI DEĞİL NUMUNE DOLU VALİZLER
O zaman Denizli’de sizin gibi çalışan firmalara ihtiyaç var…

Bizim gibi çalışan şirketler de var, bunun yanı sıra yeni şirketlere de… Fakat bizim gibi kapsamlı çalışan kaç firma var, onu bilemiyorum. Ürünün tasarlanması, hazırlanması, her aşama aşrı bir emek istiyor. Biz, Ar-Ge’ye yoğun yatırım yapıyoruz. Fuarları geziyoruz. Bu gezilerde arkadaşlarımız alanı tanıyor. Renklerin, modanın nereye gittiğini yakından takip ediyor. Seyahat ettiğimiz ülkelerden çikolata kutularıyla değil, numune bavullarıyla dönüyoruz. Ne yapabiliriz? Daha iyisini nasıl yapabiliriz? Bazı ülkeler neden bizim önümüzde? Onlarla rekabet edebilecek ortama, teknolojiye, ürüne nasıl ulaşırız? Bu ve benzeri soruların yanıtını bulmanın peşindeyiz.

EÜ-7

KANSERLE MÜCADELE PROJESİ NASIL BAŞLADI
İş kadını olmanın yanı sıra aynı zamanda sosyal faaliyetlerin de içinde bulunuyorsunuz ve Denizli RotaryKubülü’nün de başkanlığını yapıyorsunuz. Bu arada da hayli ses getiren kanserle mücadele projesinin mimarısınız. Nasıl başladı?

Ben çok erken yaşta kanserle tanışmıştım. Erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu kendim bire bir yaşadım. Bu konuda bir çalışma yapmayı düşünüyordum. Geçen yıl kasım ayıydı. İnternette gezinirken Kanserle Dans Derneği ismine rastladım. Bir mail gönderdim. “Ben önümüzdeki dönem Rotary Kulübü Başkanı olacağım. Kanserde erken teşhisle ilgili bir çalışma yapmak istiyorum” dedim ve “Birlikte ne yapabiliriz?” diye sordum.

Aynı günün akşamı mailin yanıtı geldi. Böyle bir şeye seve seve biz de varız diye. Maili gönderen,Rotary’nin öğrenci değişimi sayesinde ABD’ye gittiğini, orada bir hayat kurduğunu belirtiyordu. Bunun üzerine zaman buldukça internet üzerinden konuşarak hangi kanser türünde daha çok ilerleme var? Kansere yakalananlara nasıl ulaşalım gibi yüzlerce, birlerce soruya beyin fırtınası yaparak yanıt bulmaya çalıştık. Bu konuşmalar sırasında 4-5 proje ürettik. Bunlar arasında kolon ve meme kanseriyle ilgili çalışma yapılmasında karar kıldık.

EÜ-6

BURUN KIVIRANLAR OLDU, DELİ DİYEN DE…
Projeyi Rotary’e nasıl taşıdınız? Yeterli destek bulabildiniz mi?

Bu dönem görev yapacak Rotary başkanlarının Bursa’daki tanışma toplantısına gittiğimde, hazırladığım 15 dakikalık sunumla “Bugün Bir Saat, Yarın Bir Hayat”projesini anlattım. Limonlarla meme kanserini nasıl anlatabileceğimizi aktardım. İçinde gezilebilecek boyuttaki bağırsak maketiyle kolon kanserine nasıl dikkat çekebileceğimizi ifade ettim. Burun kıvıran da oldu; “olmaz, yapamazsın, delisin” diyen de oldu. Ben de “Bu bir hayal. 25 bin kişiye ulaşmak istiyorum” dedim.

Diğer yandan inananların gözündeki ışıltıdan da doğru bir iş yaptığımı anladım. 22 Rotary kulübü, bu projde birlikte çalışmak için başvuruda bulundu. Benim amacım böyle bir çalışmanın Denizli ile sınırlı kalmamasıydı. Şu anda 12 il ve ilçede uygulanan dev bir proje haline geldi.

START BODRUM’DAN VERİLDİ
Nerelerde çalışma yaptınız ve çalışma yapılacak diğer illeri de söyler misiniz?

Yaz aylarında sahil kentlerinde yoğunluk olduğu için projenin startını Bodrum’da verdik. Bir alışveriş merkezine dev bağırsak matemini koyduk, stantımızı açtık. Tüm türkiye’den insanlar projeden haberdar oldu.Kısa sürede binin üzerinde ziyaretçimiz oldu. Birçok kanser vakası yakaladık.

Bu projeye destek veren Rotary kulüplerinin çalışacağı doktorlar da bir eğitim seminerine katıldı. Amaç insanlarla bire bir iletişim kurarak, imkanı olmadığı için doktora gidemeyen ya da “ayıp, günah” gibi düşüncelere kapılarak hastalıkla ilgili soru soramayanlara ulaşmaktı.

Ünlülerden gelen oldu, tanıdıklarımızdan gelenler oldu, inşaattan çıkıp gelenler oldu. İnşaat işçisi gelip “bana da anlatır mısınız?” dedi. “Kanamam var, bunu kimseye söyleyemiyorum” diyerek, güvenip anlatması bizim için çok önemliydi. Bunları hemen doktorlarımıza yönlendirdik, muayene oldular. Böyle başladık.

EÜ-5

TARIM FUARI’NDA KANSER STANDI
Daha sonra Marmaris’e geçtik. Orada da binlerce ziyaretçimiz oldu. Kaydedebildiğimiz ziyaretçi sayısı 2 bin 700. Ardından Fethiye’ye gittik. Sahilde stant kurduk. Didim’e gittik, Altınkum’da bir organizasyonumuz oldu. İlgi müthişti, herkes içeriye girmek istedi. Yaklaşık 3 bin kişiye de Didim’de ulaştık.

Söke’ye gittik, Tarım Fuarı’nda çalışma yaptık. Acabalarla gittik, bu fuara erkekler gelir diye düşündük. Fakat “bizi de bilgilendirin” diyen kadınlar akın akın geldi. Bilgilenmeye açık olmaları işimizi kolaylaştırdı. Burada birilerinin hayatına dokunduğumuzu gördük. Söke’den sonra Balıkesir ve Bursa’daydık. İnanılmaz bir organizasyondu. Hem Rotaryenler çalıştı, hem doktorlar.

_________________________________________________

_________________________________________________

Gittiğimiz yerlerde bir hastaneyle anlaştık. Halk Sağlığı Müdürlükleri ile KETEM’lerdedahil oldu projeye. Maddi imkanı olmayan insanlara momografi ve kolonoskopiyi ücretsiz sağlıyoruz. Belirtiler varsa doktorlara yönlendiriyoruz.

Bu çalışma sırasında çok iniş çıkışlar yaşıyoruz. Sadece gelsinler; bilgilendirelim, proje dağıtalım gibi bir proje değil. İnsanlar geliyor, onlarla bire bir iletişimde oluyorsunuz. Anlatıyorsunuz, diyor ki ben zaten annemi bu nedenle kaybettim. Bu organizasyonda bir kitap yazacak kadar hikaye birikti.

EÜ-4

KOCADAN GİZLENEN HASTALIK
Yüz yüze binlerce insanla konuştunuz. Bunların içinde hafızada iz bırakan bir öykü var mı anlatabileceğiniz?

Öykü çok… Nasıl anlatayım? Çok duygulanıyorum çünkü anlatırken… Bir karı-koca geldi. Kanseri anlattım, konuşmanın sonunda kadın bana dönüp “belirtilerim var” dedi. Eşi, kadının suratına baktı kaldı. “Nasıl yani?” diye sordu. Kanaması olduğunu ve söyleyemediğini ifade etti. Baktığınızda çok aydın, okumuş, modern insanlar. Gizleyeceklerini asla düşünemezsiniz. Adam dondu kaldı. Bir kez daha anladım ki, bırakın insanların doktora gitmekten çekinmeyi, aynı yatağı ve evi paylaştığı partnerine bile bir takım sıkıntılarını “günah, ayıp” gibi çekincelerle anlatamıyor. Bedenini tanımayı bırakın, bir değişiklik olduğunda bunu söyleyemiyor. Doktora gitmek şöyle dursun evin içindekilerle paylaşmıyor.Bu çok üzücü.

Anlatımlarınız gösteriyor ki, kanserle mücadele apayrı bir ilgi istiyor.

Bilgilendirmenin ihtiyaç olduğunu, insanlarla iletişim kurmak gerektiğini anlattık. Belirtileri anlattığınızda, karşınızdakinin samimi bakışlarıyla karşılaşıyorsunuz. Organizasyonlarımızda bizim stantları ziyaret eden kadınlara kendilerini muayene etmelerini, memenin içindeki kisti bulmayı öğrettik.

Hala insanların kendine aynada çıplak bakmanın ayıp, kendine dokunmanın günah olduğunu düşündüğü bir toplumda yaşıyoruz. Bedenini tanımadığını gördük. Bir sloganımız var, “Bedenini sağlıklıyken tanıyamazsan, hasta olduğunu da fark etmezsin” diye… Çok doğru. Çünkü yok sayıyoruz, oluşan değişiklikleri görmüyoruz. Dolayısıyla bu ayıbı, günahı biraz yenmeyi başarırsak, bir kişinin bile hayatını kurtarabilirsek, farkındalık yaratabilirsek projemizi başarılı kılacaktır. Biz onlarca kişinin hayatına dokunduk, yüzlerce kişinin düşüncesini değiştirdik. Artık takiplere başlayacağız.

EÜ-3

PROJE İZMİR’DE SERGİLENECEK
Projeyle ilgili bundan sonraki program nasıl?

İzmir’de 10 gün sürecek bir etkinlik gerçekleştireceğiz. Etkinlikler 5 ayrı mekanda yapılacak. Ayrıca 18 Ekim’de Uluslararası RotaryBaşkanı Gary C.K. Huang geliyor. Onun da katılacağı Uluslararası Rotary Günü etkinliğimiz var. Orada da bu çalışmamız bir “Denizli projesi”olarak sergilenecek, uluslararası bir etkinlikte yer alacak. Bu arada ABD’deki uluslararası birçok derneğe de projemiz gitmiş durumda. Çok güzel geri dönüşler, tebrikler alıyoruz.

FİNAL DENİZLİ’DE OLACAK
İzmir’den sonra Manisa’ya, Turgutlu ve Salihli’ye gideceğiz. Final ise 6-9 Kasım Denizli’de olacak. Ama süre uzayabilir. Etkinliklere Forum Çamlık’ta başlayacak, daha sonra Delikliçınar Meydanı, Teraspark ve Sümerpark ile devam edeceğiz. Birer gün de Özel Sağlık Hastanesi ve Pamukkale Üniversitesi’nde olalım istiyoruz. Halk Sağlığı Müdürlüğü de bir gün Bayramyeri’nde etkinlik düzenlensin istiyor. Kapanış programı biraz uzayacak gibi görünüyor.

EÜ-2

“BİZE DE GELİN” ÇAĞRILARI
Bu proje gittiğiniz yerlerde böylesine yoğun bir karşılık bulduğuna göre, birçok ilden davet almış olmalısınız…

Tüm Türkiye’den “bize de gelin” çağrısı alıyoruz. Karadeniz’den onlarca telefon aldık. “Burada onlarca kanser vakası var, lütfen gelin. Buradaki insanlara kanseri anlatmamıza yardımcı olun” diye. Çukurova Bölgesi’nden Adana, Hatay, İskenderun’dan telefon ve mailler alıyoruz. Programa dahil olmak istiyorlar. Trakya’dan talepler alıyoruz. Hiçbirine yanıt veremiyoruz, çünkü inanılmaz bir yoğunluk içindeyiz.

Malzemeler ve broşürlerimizi araçlarımıza yükleyip her perşembe yollara düşüyoruz. Dört gün Denizli dışındayız. Dönüyoruz işleri toparlıyoruz, çamaşırımız yıkıyor, ütümüzü yapıyor, yeniden yola çıkıyoruz. O nedenle yeni bir program yapma, projenin ikinci etabını oluşturma kısmına henüz geçemedik.

Bu çalışma oralardaki Rotary kulüpleri ile yapılamaz mı?

Zaten öyle yapıyoruz. Destekçilerimizin bir kısmı Rotary kulüpleri, bir kısmı projeyi internetten öğrenenler. Ben Facebook’ta bir sayfa açtım projeyle ilgili, arkadaşlarımı davet ettim. 50-100 kişiydi. Şu an takipçi sayımız 2 bin 200’lerde. Haftalık tıklanma sayımız ise 43 bin. Burası hayır duaları aldığımız bir platform haline geldi.Buraya gelmeden önce Çınar’daydım. Karşılaştığım bayanların çoğu “biz seni tanıyoruz” dedi. Bu mutluluk verici, gurur verici bir şey. Hayallerimizin çok çok üstünde bir konuma geldi proje.

EÜ-10

GÜNDE 18 SAAT ÇALIŞMA
Denizli’de bir ışık yandı, tüm Türkiye aydınlanıyor…

Evet, tüm Türkiye aydınlanıyor. Şuana kadar gittimiz 2 il ve 5 ilçede kayıtlı olarak bilgilendirimiz kişi 11 bin 300. Bu, bire bir ulaştıklarımızın sayısı. Gruplar halinde gelenlerin kayıtlarını alamadık.Kelebek etkisi gibi. Ailemden başladım, çalışma arkadaşlarım derken, ben onlara, onlar başkalarına ışık oldu. İnanılmaz bir başarıya ulaştık. Yaptığımla gurur duyuyorum. “İyi ki yapmışız” diyorum.

Sizin haftanın 4 günü il dışında olmanıza ev ahalisi ne diyor?

Oğlum İstanbul’da. İki köpeğim var, onlar da her perşembe çiftliğe gidiyor, pazartesi dönüyorlar. İşle ilgili bölümü de günde 18 saat çalışarak kapatıyorum.

Sizden sonraki başkan bu projeyi devam ettirecek mi?

Benden sonraki başkanlar arzu ederlerse başka kanser türleri konusunda çalışma gerçekleştirebilir. Gelen talepler var; akciğerle ilgili, rahimle ilgili, prostatla ilgili…

Ne kadar harcamanız oldu?

Şu ana kadar 70 bin lira oldu. Devam ettiği için rakam artacaktır.

Yorumlar

MELEK ÇEKİ   -  Bağlantı 14 Ekim 2014, 11:30

Sayın Mürüvet Algümüş merhaba,

Bir kadın ve yurttaş olarak sizi tüm kalbimle kutluyorum. Tanrıdan size daha çok güç, enerji ve sağlık vermesini diliyorum. İyi ki varsınız.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı